Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1148 E. 2021/1301 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin oğlunu trafik kazasında hayatını kaybetmesi üzerine, müvekkilinin … Komisyonuna müracaat ettiğini, … komisyonun kararında, HMK’ya aykırı olarak yapılan ilk tensipte dosyanın bilirkişiye gönderilmesine ve rapor geldikten sonra ıslah yapılacaksa verilen kesin süre içerisinde yapılmasını, aksi halde yeni süre verilmeyeceğini ihtar ettiğini, tahkim komisyonunda alınan rapor müvekkili tarafından hukuka aykırı görülerek, aleyhe hususlara … edildiğini ve hak kaybına sebebiyet vermemek içinde fazlaya dair haklarını saklı tuttuğunu, bu hususu da belirterek kararı ıslah ettiğini, … tarafından itirazları haklı görülerek, yeniden bilirkişiden rapor alındığını, müvekkilinin de, rapor doğrultusunda davasını ıslah ettiğini, … tarafından talebi gibi ikinci rapora göre karar verildiğini, ancak … üzerine, … incelemesini yapan …tarafından ise, davanın 2. kez ıslah edilemeyeceği belirtilerek, ek rapor sonrası artırılan miktarı usulden reddederek, ilk ıslah dilekçesine göre talebin esası hakkında karar verildiğini, bu nedenle … Hakem Heyeti tarafından usulden reddedilen kısımın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğünün….E. Sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibinde bulunduklarını, davalı borçlunun takibe … ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, usulüne uygun, dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün, direksiyon hakimiyetini kaybederek müvekkilinin oğluna çarpması neticesinde vefat etmesi nedeniyle, davacının davalıya müracaat ederek tazminat talebinde bulunduğu, sigorta şirketine yapılan müracaat neticesinde yapılan ödemenin yetersiz görülmesi üzerine, davacının … Komisyonuna müracaat ettiği, … Komisyonunun …. Sayılı dosyasında davacının 45.859,52 TL talep edebileceğinin belirlendiği, davacı bu bedel üzerinden talep artırmış iken rapora itirazı nedeniyle alınan ikinci raporda ise talep edebileceği zararın 64.881,70 TL olarak bildirildiği davacının 2. kez talep artırımı üzerine ise … Komisyonu … tarafından davalının 64.881,70 TL tazminat ödemesine karar verildiği, karara sigorta tarafından … edilmesi üzerine, … …. tarafından, talebin 2. kez ıslah edilemeyeceğinden, hükmün kaldırılarak, ilk raporda belirtilen 45.859,52 TL’nin 18/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline karar verildiğinin ve kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davaya konu icra takibinin de, tahkim heyeti tarafından hüküm altına alınan ilk rapor ile hükme esas alınmayan 2. rapor arasındaki farka ilişkin olduğu, … Komisyonun 22/09/2020 tarih… Sayılı kararında “başvurunun kısmen kabulü ile başvuran Hikmet için 45.850,52 TL …. tazminatın18/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvurana verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” denilerek karar verildiği ve kararın yasa yollarına başvurulmadan kesinleştiğinin anlaşıldığını,…. kararının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Komisyonuna yaptığı başvuru nedeniyle bilirkişiden alınan ilk rapora göre davasının değerini belirlediği sırada, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve itirazlarını belirterek talep artırım dilekçesi sunduğunu, itirazlarının kabul edilerek alınan ikinci rapora göre dava değerini yeniden belirlediğini ve … Komisyonu tarafından ikinci rapora ve talebine göre başvurunun kabulüne karar verildiğini, ancak Sigorta şirketinin … Hakem Heyetine müracaat edilmesi üzerine, … Hakem Heyeti tarafından dava ikinci kez ıslah edilemeyeceğinden, itirazı kabul ederek ilk talep artırım dilekçesine göre karar verildiğini, … Hakem Heyetinin, … üzerine alınan ikinci raporda yapılan tespitlerin hatalı olduğuna dair değerlendirmesinin bulunmadığını, başvurusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutuğunu bu nedenle, … Hakem Heyeti tarafından hüküm altına alınmayan kısma yönelik açılan davanın, önceki davada kesin hüküm oluşturmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkidir. Davacı … Tahkim Komisyonu … Hakem Heyeti tarafından, hüküm altına alınmayan bakiye destek zararının icra yolu ile davalıdan tahsilini istemiş, davalının borca itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında, mahkemece … Hakem Heyeti kararında, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar veriliğinden, kesinleşen … Hakem Heyeti kararının eldeki davada kesin hüküm oluşturduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, … hakem heyeti tarafından verilen kararda “fazlaya ilişkin istemin reddine” denilmiş olması nedeniyle, fazlaya ilişkin alacak iddiası ile talepte bulunulup bulunulamayacağına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 303/1.maddesinde “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” denilmiştir.
Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, dava sebebinin aynı olması; üçüncü koşulu ise, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmasıdır.
Öte yandan; HMK’nın 303. maddesinde, bir hüküm, davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil edeceği düzenlendiğinden, usule ilişkin nihai kararlar, sadece ilişkin oldukları usul sorunu hakkında kesin hüküm teşkil eder; dava konusu uyuşmazlığın (hakkın) esası hakkında (maddi anlamda) kesin hüküm teşkil etmez. (Prof. Baki Kuru Medeni Usul Hukuk El Kitabı Cilt:2 Mart 2020 sayfa 1499) Bu nedenle daha önce verilen kararın usule ilişkin olması halinde, sonrasında açılacak davada maddi anlamda kesin hükümden söz edilemez. Bu nedenle maddi anlamada kesin hüküm değerlendirilmesinde, önceki kararın usule ilişkin bir karar olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Kesin hüküm kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez. Ancak gerekçe, hükme ulaşmak için mahkemece yapılan hukuki ve mantıki tahlil ve istidlallerden (deliller) ibaret kalmayıp, hüküm fıkrası ile ayrılması imkânsız bir bağlılık içinde bulunuyor ise, istisnaen bu kısmın da kesin hükme dâhil olduğunu kabul etmek gerekir (YHGK, 14.11.2012 tarihli ve….K. sayılı kararının gerekçesinden).
Açıkça vurgulanmalıdır ki; gerekçenin kural olarak kesin hüküm etkisi bulunmamaktadır. Gerekçe; hâkimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında köprü görevi yapar. Hükmün gerekçe bölümünde sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep açıklanır. Hâkim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını bir başka ifadeyle kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. İşte bu sebeplerle hükmün gerekçe bölümü maddi hukuk anlamında kesinlikten tamamen arındırılmış olmayıp, öğretide ve uygulamada, hüküm fıkrasına sıkı sıkıya bağlı olan gerekçenin kesin hüküm etkisi olduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK 2020/303 E. 2021/242 K.)
Somut olayda; mahkemece, davacının, davalı hakkında icra takibine konu ettiği alacak için öncesinde … Komisyonuna müracaat ettiği ve … Komisyonu … Hakem Heyetinin 22/09/2020 tarih…. ayılı kararı ile davacının başvurusunun kısmen kabulü ile 45.859,52 TL tazminatın 18/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak, başvurana verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden kesinleştiğinden, fazlaya ilişkin istemi olduğundan bahisle icra takibi yapamayacağı, dava açamayacağını belirterek, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davanın, reddedilen kısıma ilişkin olmasına göre, ret kararının maddi anlamda kesin hüküm oluşturup oluşturmadığının tespiti açısında gerekçenin değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, … Hakem Heyeti tarafından, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine ilişkin karar gerekçesinde “sigorta şirketi aynı davada ikinci kez ıslaha başvurulamayacağı itirazında bulunmakta olup, dosya kapsamı incelendiğinde, başvuranın kök raporuna istinaden talebini ıslah ederek rapora itirazlarını da sunduğu, itirazlar doğrultusunda alınan ek raporda verilerin değişmesi üzerine de, ikinci kez ıslah talep ettiği ve ilk hakem heyetinin de, ikinci ıslah üzerinden hüküm kuruduğu görülmektedir. ….HMK176 madde düzenlemesi dava içerisinde bir kez ıslah yoluna başvurulacağı kuralı getirmiş olmakla, sigorta şirketinin bu yöndeki itirazı yerinde bulunmuştur. Bu anlamda da başvuranın kök rapora yönelik ıslah talebinde yer alan Hikmet için 45.859,52 TL ….üzerinden hüküm kurmak gerekmiştir.” denilmiştir. Ret gerekçesi, davacının zararının daha fazla olmadığına yahut alınan ilk rapor ile kesinleşmiş olduğuna ilişkin olmayıp, HMK’nın 176. Maddesi gereğince davanın ikinci kez ıslah edilememesine yönelik usuli işleme ilişkindir. Bu nedenle hüküm fıkrasında “fazlaya ilişkin istemin reddine” denilmiş olması, hüküm altına alınmayan kısım yönünden maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Bu durumda mahkemece, davacının talebine ilişkin deliller toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/03/2021 tarihli…. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından İstinaf peşin harcı olarak alınan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.