Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1103 E. 2023/767 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1103 – 2023/767
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1103
KARAR NO : 2023/767

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2021
NUMARASI : 2020/315 Esas 2021/171 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25.10.2012 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını, 11.05.2020 tarihinde davalıya başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tedavi ve iyileşme gideri ile üç aylık bakıcı gideri olarak üzere 15.000 TL maddi tazminat ile 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28.01.2021 tarihli dilekçesi ile talebini HMK’nun 180 maddesi gereğince tamamen ıslah ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 695,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 25.306,97 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 29.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, dava öncesi eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 27.02.2012 – 27.02.2013 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile 225.000 TL limitle sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, kusur ve limitle sınırlı olduğunu,kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüerden rapor alınmasını, manevi tazminat,tedavi ve iyileşme gideri, bakıcı gideri, geçici işgöremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, ceza dosyası istenerek uzlaşma bulunup bulunmadığı araştırılarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde bakıcı masrafı ve manevi tazminat talep edilmiş iken dava tümden ıslah edilerek geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talep edildiği, kazanın 25.10.2012 tarihinde meydana geldiği, maddi ve manevi tazminat miktarının tayininde kusur durumu ve maluliyet durumu önem arz ettiğinden 11.10.2008 – 01.09.2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için uygulanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş ATK raporunda davacının % 2,1 kalıcı maluliyeti 1 ay geçici iş görmezliği olduğu, bakıcı ihtiyacı olmadığının tespit edildiği, TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamı hakim tarafından belirleneceğinden ve tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu ve % 10 artırım ve iskonto hükümleri esas alınarak davacının zararı yönünden aktüer bilirkişiden maddi tazminat bakımından, makine mühendisi bilirkişiden kusur konusunda rapor alındığı, bilirkişi raporunda PMF Yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapıldığı 695,64 TL geçici iş göremezlik, 25.306,97 TL sürekli iş gücü kaybı tespit edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 180. maddesi uyarınca, davacının davasını tamamen ıslah ederek talep sonucunu değiştirebileceği, davacının yolcu olup kusuru bulunmadığı, davalı vekili hatır taşıması nedeni ile indirim talep etmiş ise de, araç sürücüsünün davacının eşi, araç malikinin de kayınpederi olduğu, yakın akrabalar arasında hatır taşıması hükümleri uygulanamayacağından tazminattan indirim yapılmadığı, davacının faiz talebi bakımından ise, sigorta şirketine başvurunun tebliğ evrakı dosyada yer almadığı gibi, davalı taraf ıslah dilekçesindeki talepler bakımından davanın tam ıslahı ile temerrüte düştüğünden hüküm altına alınan tazminat miktarlarına ıslah tarihten itibaren (yasal) faize hükmedilerek davacının davasını tam ıslah ettiği nazara alınarak, ıslah dilekçesindeki talepler bakımından davanın kabulü ile; 695,64 TL geçici iş göremezlik, 25.306,97 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının ıslah tarihi olan 01.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta AŞ. (eski ünvanı … Sigorta AŞ) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından davadan önce eksik belge ile başvuru yapılmış olup talebe rağmen eksik belgeler ibraz edilmeden dava açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, talepleri dikkate alınmadan hükme esas oluşturan maluliyet oranı Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında alınacak rapor ile ispatlanması gerekirken üniversite hastanesinden alınan rapor yeterli kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca davacının iddia ettiği maluliyet oranının ve maluliyetinin kaza ile ilgisinin ispatlanması gerekirken bu yönde rapor alınmamasının yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunda bildirilen maluliyet oranının gerçeğe aykırı olduğunu, maluliyet oranının kaza ile illiyeti bulunmadığını bu sebeple davanın tümden reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, hükme esas raporda; mağdurun meslekte kazanma gücündeki azalma oranı meslek grubu ve olay tarihindeki yaşı itibarı ile %2,1 kalıcı ve 1 ay geçici iş göremezlik olarak belirtilmiş ise de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın 28.11.2020 tarihli mütalaasında; “kaza tarihli herhangi bir belge incelenmemiş, değerlendirme kazadan 10 gün sonraki belgelere göre yapılmıştır” şeklinde tespit yapıldığından illiyet bağı sağlıklı değerlendirilemeden eksik incelemeler neticesinde oluşturulan raporun hatalı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporu ve hesaplaması yapılan geçici iş göremezlik tazminatı, yerel mahkemeye sunulan cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna itirazda belirtildiği gibi poliçe teminatı dışında olduğundan bu hususta davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, meydana gelen olayda “müterafik kusur” olması sebebiyle indirim yapılması gerekirken bu yöndeki talep dikkate alınmadan hüküm oluşturulduğunu, davacı meydana gelen kazada araç içi yolcu konumunda olup takılması zorunlu olan emniyet kemerini takıp takmadığının tespiti dolayısı ile davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması eğer bir tazminat hesaplanırsa bu tazminattan %40 indirim yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talebinde bulunmuş,mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili dava öncesi usulüne uygun başvuru yapılmaması, maluliyet raporu, geçici işgöremezlik tazminatı ve müterafik kusura yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde; “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalının da kabulünde olduğu gibi, dava açılmadan önce, davacı tarafından, davalı sigorta şirketine 11.05.2020 tarihlerinde yapılan başvuru ile hasar dosyasının açıldığı anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Yaralanmaya bağlı cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinde; maddi tazminatın tespiti için maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalının 28.11.2020 tarihli raporunda “Özel Lokman Hekim Hastanesine ait 05.11.2012 tarihli Epikriz Raporunda; hastanın trafik kazası sonrasında yüzde yaralanma ve burunda şekil değişikliği olduğu, burundan nefes alma güçlüğü, kanama ve yüzde şişlik şikayetleri olduğu, muayenede nazal dorsum sola deplase olduğu, krepitasyon olduğu, yüzde ve burun sırtında multipl eski kesi izi izlendiği, kısa ameliyat notunda nazal fraktürün redükte edildiği, anatominin düzeldiği, sütürlerin üzerine strip uygulandığı, nazal dorsuma termal splint uygulandığı, operasyona son verildiği, komplikasyon gelişmeyen hastanın taburcu edildiği,05.11.2012 tarihli Nazal kemik (tek yönlü) grafisinde; nazal kemik konturlarında yer yer düzensizlikler olduğu, belirgin fraktür hattı izlenmediğinin kayıtlı olduğu,Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki 09.11.2020 tarihli muayenesinde; hasta ile yapılan görüşmede; 25.10.2012 tarihinde araç içi trafik kazası geçirdiği, burnunda kırık meydana geldiği, acil serviste burnun üzerindeki yaraya dikiş atıldığı, 10 gün sonra kırığın redükte edildiği, 2 hafta alçıda kaldığı, kazadan bu yana sağ burun deliğinden nefes almakta güçlük yaşadığı, eğrilik ve şekil bozukluğu meydana geldiği, ara ara burnunda sızlama olup ağrının alnına doğru yayıldığı, kaza ile ilgili psikiyatrik bir şikayeti olmadığı, hastanın yapılan fizik muayenesinde, nazal septumun hafif sola deviye görünümde olduğu, 02.05.1990 doğumlu…’ın dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 25.10.2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen nazal fraktür dikkate alınarak; 11.10.2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mevcut bulgular değerlendirildiğinde, septum deviasyonu için %3 olduğu, olay tarihindeki yaşına (22) göre (E cetveline göre) %2,1 olarak bulunduğu, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %2,1 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince bakıcı ihtiyacının olmadığı,tıbbi iyileşme süresinin 1 (bir) aya kadar uzayabileceği belirlenmiş olup 06.01.2021 tarihli aktüer raporunda %2,1 maluliyet oranına göre 25.306,97 TL sürekli işgöremezlik zararı, bir ay iyileşme süresi için 695,64 TL geçici işgöremezlik zararı olduğu belirlenmiş; davalı tarafından gerek 28.11.2020 tarihli maluliyet raporuna (kazadan 11 gün sonra düzenlenen 05.11.2012 tarihli Lokman Hekim Hastanesi epiksiz raporundaki maluliyetin kaza ile illiyeti ve uygulanan yönetmelik açısından )gerekse 06.01.2021 tarihli tazminat raporuna itiraz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre kazanın 25.10.2012 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafından yaralanması nedeniyle hastaneye başvurduğu burnunda meydana gelen yaraya dikiş atılarak gönderildiğinin belirtildiği, kazadan 10 gün sonra 05.11.2012 tarihinde davacının … Hastanesine başvurduğu ve burnunda meydana gelen kırık nedeniyle ameliyat edildiğinin anlaşılmasına göre davacının 25.10.2012 tarihinde meydana gelen kaza sonrası başvurduğu hastaneden tedavi evrakları getirilerek davalı sigorta şirketi vekili tarafından 28.11.2020 tarihli maluliyet raporu ve bu rapora göre düzenlenen 06.01.2021 tarihli aktüer raporuna itiraz edildiğinden davalının itirazları da değerlendirilerek maluliyet ile 25.10.2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanma arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden 28.11.2020 tarihli maluliyet raporu ve bu rapora göre düzenlenen 06.01.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece davacının 25.10.2012 tarihinde meydana gelen kaza sonrası gördüğü tedavilere ilişkin ilgili hastanelerden tedavi evrakları getirtilerek davacının kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı, kaza ile maluliyeti arasındaki illiyet bağı,kazaya bağlı maluliyet oluşmuş ise oranı ve iyileşme sürelerinin kazanın vuku bulduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre tespiti, davalı tarafından itiraz edilmiş olmakla davacının, kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığının ve maluliyeti ile emniyet kemeri takmaması arasında illiyet bağının olup olmadığının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek davacının maluliyet raporu alınması, alınacak rapora göre gerektiğinde aktüer bilirkişiden davacının geçici ve sürekli göremezlik tazminatı yönünden davalı sigorta şirketi yönünden oluşan usulü kazanılmış haklarda gözetilerek ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Davalı vekili gerek cevap dilekçesinde gerekse aktüer bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını belirterek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiğinden mahkemece davalının müterafik kusur itirazının değerlendirilerek olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken bu yönde değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
2-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde kendisine iadesine,
5-Ankara 27. İcra Dairesinin 2021/4214 sayılı dosyasına yatırılan 43.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.