Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1102 E. 2023/594 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1102 – 2023/594
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1102
KARAR NO : 2023/594

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2019
NUMARASI : 2018/631 Esas 2019/539 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 08.06.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’nın vefat ettiğini, müteveffanın ölümü ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını beyanla fazlaya dair tüm dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla … için 1.000,00-TL … için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile tazminat taleplerini davacı … için 35.262,00-TL, davacı … için 51.324,00-TL’ ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; davalıya 24.05.2018-22.05.2019 tarihleri arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı özel otomobilin dava dışı … adına kayıtlı olduğu, trafik kazasının meydana gelmesinde sürücü …’in kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması sebebi ile %70 oranında davacı sürücü …’nın etkili fren tedbirine başvurmaması sebebi ile %30 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından 14.05.2015 tarihli 29355 Sayılı RG’ de yayınlanan ZMMS Genel Şartları eki düzenlemelere göre TRH 2010 tablosu dikkate alınarak %1,8 teknik faiz uygulanarak devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü esas alınarak ve ölenin çocuk olması sebebi ile babanın tazminat hesabından %5 yetiştirme gideri düşülerek hesaplama yapıldığı, davalıya sigortalı aracın özel otomobil oluşu ve davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesi gözetilerek, davacı … için 35.262,00 TL, davacı … için 51.324,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 06.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu olayda bahsi geçen … plakalı aracın, 24.05.2018-24.05.2019 tarihleri arasında 37556960 nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 360.000-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin bu miktarın mutlak surette ödeneceği ve davayı kabul anlamında olmadığını, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, somut olayda sigortalıya %70 oranında kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … plakalı aracın normal seyrindeyken sola döneceği sırada karşıdan gelen … plaka sayılı aracın sürücüsü …’nın dikkatli ve tedbirli davranmaması sebebiyle, kavşak yaklaşımında aracın hızını düşürmemesi ve diğer kavşak kollarından yaklaşmakta olan araçları yeterince dikkatli bir şekilde kontrol etmemekle tehlikeli durumu fark etmekte geç kalarak fren tedbirine başvurmamış olmasının kazanın meydana gelmesinde ve müteveffanın hayatını kaybetmesinde anne … ve baba …’nın asli kusurlu olduğunu gösterdiğini, bu hususun dosya kapsamında yeterince irdelenmediğini, müterafik kusur durumu ve hatır taşımacılığının gözönünde bulundurularak, hükmedilen tazminatta indirim yapılması gerektiğini, müterafik kusur oranının Yargıtay’ın istikrarlı ve yerleşik içtihatlarıyla %20 olarak belirlendiğini, yerel mahkemenin müterafik kusur oranlarını hesaba katmadan bir değerlendirme yapmış olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müteveffanın, davacılara gerçekten destek olduğunun ispatının gerektiğini, bilirkişi raporunun son derece eksik tespit ve incelemeler içerdiğini, davacılara ayrılan pay oranlarının Yargıtay tarafından benimsenen pay sistemine uymadığını, bilirkişi hesap raporunda desteğin ileride evleneceği ve 2 çocuk yapacağı varsayımı ile hesaplama yaptığını, ileride destekten çıkan çocuklarının paylarının ise anne ve babaya devretmesinin yargıtay yerleşik içtihatlarına uymadığını, bu şekilde tanzim edilen hesap raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının kabul edilebilir olmadığını, davacılara SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmadığı konusunda ilgili SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılması gerekmesine karşın mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile davacı …’nın idaresinde bulunan aracın çarpışması sonucu destek …’nın vefat ettiğini belirterek davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesinin talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Davalı vekili, hükme esas alınan kusur durumunun hatalı olduğunu, müterafik kusur ve hatır taşımacılığının değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; davalı vekili tarafından hatır taşımacılığı iddiasının süresinde ileri sürülmediği, kaldı ki desteğin davalı sigortalı araçta bulunmadığı, müterafik kusura ilişkin olarak, araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteğinin, zararın artmasına etki edecek müterafik kusurunun bulunduğunun tespit edilemediği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında, müterafik kusur ve hatır taşımacılığı indirimi yapılmamasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davalı vekili, hükme esas alınan aktüer raporun eksik tespit ve incelemeler içerdiğini, davacılara ayrılan pay oranlarının Yargıtay tarafından benimsenen pay sistemine uymadığını, bilirkişi hesap raporunda desteğin ileride evleneceği ve 2 çocuk yapacağı varsayımı ile hesaplama yaptığını, ileride destekten çıkan çocuklarının paylarının ise anne ve babaya devretmesinin yargıtay yerleşik içtihatlarına uymadığını, SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmadığı konusunda ilgili SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılması gerekmesine karşın mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadığını, bu şekilde tanzim edilen hesap raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının kabul edilebilir olmadığını, ileri sürmüş ise de; hükme esas alınan aktüer raporunda Yargıtay tarafından kabul edilen destek paylarına göre hesaplama yapıldığı, aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan destek paylarının davalı sigorta şirketi lehine olması nedeniyle, aleyhe durum oluşmadığından, hükme dayanak alınan hesap bilirkişi raporuna yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.914,69 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.478,68 TL düşüldükten sonra bakiye 4.436,01 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.