Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1091 E. 2023/503 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2023/503

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : 2020/115 Esas 2021/150 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.11.2018 tarihinde davalıya ait araç ile davacıya ait ticari nitelikteki aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacı aracında maddi hasar oluştuğunu, aynı zamanda aracın tamirde kaldığı süre içerisinde kar kaybına uğradığını, meydana gelen trafik kazasında kaza tespit tutanağında belirtilenin aksinedavacının kusursuz olduğunu, zararın karşılanması konusunda başvuruda bulunulmasına rağmen zararın giderilmediğini, davacının aracının kaza tarihindeki piyasa değerinin 65.000,00TL-75.000,00TL arasında olduğun, kaza nedeniyle ağır hasar kaydı alan davacıya ait aracın sigorta şirketine pert nedeniyle devredildiği ve sovtaj bedeli ile birlikte 49.000,00TL civarında para ödendiğini, menfi zararı nedeniyle mağdur olduğunu, bu nedenle davalı hakkında Ankara 30. İcra Müdürlüğüne ait 2019/1301 esas Sayılı dosyasında icra takibi yaptığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, 22.09.2020 tarihli açıklama dilekçesi ile; 7.500,00TL bakiye hasar zararı ile 15.000,00TL kazanç kaybından oluşan 22.500,00TL’lik maddi tazminatı itirazın iptali davasına konu ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere, kazanın meydana gelmesinde kusur oranının hatalı şekilde belirtildiğini, kendisine izafe edilen kusuru kabul etmediğini, davacının aracın çalışmadığı günlere ilişkin kazanç kaybı talebinin hukuka aykırı olduğunu, aracın pert olduğuna ilişkin sigorta şirketinden araç bedelini aldığını, icra takibinin kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliler ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kazanın oluşumunda, davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle aracında sigorta tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmesi sonrasında halen 8.925,00TL karşılanmayan zararının olduğu ancak davacının bu kalem yönünden talebinin 7.500,00 TL olduğu, yine bilirkişinin raporunda belirttiği üzere, davacıya hasar bedelinin ödendiği, dolayısıyla kazalı araç yerine yenisinin 27 gün içerisinde temin edilmesinin makul olduğu, bu süre içerisinde davacının kazanç kaybının oluşacağı, dosyaya sunulan, 31/10/2018 tarihli kiralama belgesinden anlaşılacağı üzere davacıya ait aracın aylık net 10.000,00 TL karşılığı kiralandığı, davacının 27 güne tekabül eden kira kaybı zararının 8.999,99 TL olduğu, taleple bağlılık kuralı da gözetildiğinde davalının toplam 16.499,00 TL’lik davacı zararından sorumlu olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, 16.499,00 TL alacak yönünden davalının Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1301 esas sayılı takip dosyasına konu alacağa ilişkin itirazın iptaline, alacak likit sayılamayacağından davacı yararına icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına, fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün, önünde seyretmekteyken aniden durup trafik güvenliğini tehlikeye attığını ve kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesinde kendisinin bir kusurunun bulunmadığını, keşif-bilirkişi incelemesi ve somut delil olmaksızın bilirkişi raporunun hazırlandığını, kendisine tam kusur izafe edildiğini ve bu rapor esas alınarak karar verildiğini, mahkemeye sunduğu fotoğraflarda davacının aracında değişen parçaların çoğunun kaza sebebiyle değişmediğini, bu parçalara ilişkin uzman kuruluşlardan fiyat araştırması yapılmadığını, sigorta şirketi tarafından araç bedelinin geç ödenmesi nedeniyle davacının oluştuğunu iddia ettiği kazanç kaybının kendinden talep edilemeyeceğini, itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet zararı istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazası 28.11.2018 tarihinde saat 04:30’da meydana gelmiştir.
Kaza Tespit Tutanağında; sürücü … idaresindeki çekici ve buna bağlı yanı römork otoyolda 1.şeritte seyir halinde iken, yakın takip nedeniyle aracının ön kısımları ile aynı yönde seyir eden sürücü … idaresindeki kamyonu ile ani yavaşlaması ve kamyonun arkasına çekici sürücüsünün çarpması sonucu iki araçlı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda sürücü …’ın “yakın takip” kuralını, sürücü …’in “araçların zorunlu bir neden olmadıkça, diğer araçların ilerleyişine engel olacak şekilde gereksiz ani yavaşlamak” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda; kaza tespit tutanağında araçlara ait fren izi ve araç sürücüsünün aniden yavaşladığına dair bilginin bulunmadığını, bu nedenle sürücü …’e izafe edilen kural ihlalinin isabetsiz olduğu belirtilerek, sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece alınan 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda; kaza nedeniyle kamyonun arka ve ön taraflarında büyük hasar oluştuğu belirtilerek, değişmesi gereken parçalar ve yapılması gereken işçilikler hesaplanarak, hasar bedeli tespit edilmiş, kamyonun 27 günlük makul sürede yapılabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunun kusura ilişkin değerlendirmesinin dosya kapsamına, kazanın oluş şekline uygun, denetime ve hükme elverişli bulunması, davalının %100 kusuru ile sebebiyet verdiği kaza ile davacı aracında oluşan hasar bedeli ve araçtan mahrum kalma süresi arasında illiyet bağının bulunması, davalının tamamen kusurlu şekilde sebebiyet verdiği kaza sonucu oluşan zarardan sorumlu bulunması, davacı aracında kaza nedeniyle oluşan zararın uzman bilirkişi tarafından tespit edilmiş olması, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davalının itirazları yerinde görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre davalıdan alınması gereken 1.127,04-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 281,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 845,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.