Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/109 E. 2023/225 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/109 – 2023/225
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/109
KARAR NO : 2023/225

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2018/893 Esas 2020/443 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 05.09.2017 tarihinde davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla davacılardan …’e ait sevk ve idaresindeki diğer davacıların yolcu olarak bulunduğu davalı… Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çaptığını çarpmasının etkisi ile kazanın zincirleme kazaya dönüştüğünü, dava dışı … ve … plakalı araçlarında kazaya karıştığını, savcılık soruşturması aşamasında alınan bilirkişi raporunda, davalının asli kusurlu, davacı … ‘in tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’ye 26.06.2018 tarihinde yapılan başvuru üzerine davacı … yönünden sulh olunduğunu ve… 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/722 E numarası ile açılan davada maddi tazminata ilişkin haktan feragat edildiğini, diğer davacılar yönünden ödeme yapılmadığını, davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacılar …’da meydana gelen maddi zarardan ve tedavi giderlerinden %75 kusur oranına göre sorumlu olduğunu, diğer davalı… Sigorta A.Ş.’ye ise 26.06.2018 tarihinde yapılan başvuru üzerine davacı … için 20.07.2018 tarihinde ibraname imzalanarak 7.272,53 TL ödeme yapıldığını, diğer zarar görenler açısından ise 02.07.2018 tarihinde talebin reddedildiğini, … için davalı… Sigorta A.Ş.‘ye fark ödemesi için 14.08.2018 tarihinde başvuru yapılmış ise de ödeme yapılmadığını, ödemenin yetersiz olması nedeniyle ibranamenin iptaline, … A.Ş.’nin davacılar …’da meydana gelen maddi zarardan ve tedavi giderlerinden %25 kusur oranına göre sorumlu olduğunu, davacıların tedavi giderleri ile manevi zararlarının da tazmini gerektiğini belirterek davacılar … için 15.000,00 TL, … için 15.000, 00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 15.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; HMK’nun 107. Maddesi gereğince davacı … için 200,00 TL tedavi –yol gideri, davacı … için 50.00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50.00TL geçici işgöremezlik tazminatı, 381,31 TL tedavi –bakıcı –yol gideri, davacı … için 50,00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50.00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 200,00 TL tedavi –bakıcı ve yol gideri, davacı … için 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 4.387,00 TL tedavi –bakıcı yol gideri olmak üzere şimdilik 8.600,31 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, hüküm altına alınacak tazminatlara olay tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına, davacı … yönünden 20.07.2018 tarihli ibranamenin iptali ile bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumluluk sınırlarına göre zincirleme ve ortaklaşa davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 10.06.2020 tarihli dilekçe ile dava değerini davacı … için 66,00 TL ulaşım gideri, 2.808,12 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.874,12 TL’ye, davacı … için geçici iş göremezlik tazminatı talebini 296,51 TL’ye, davacı … için geçici iş göremezlik talebini 26.245,01 TL’ye, kalıcı iş göremezlik talebini 48.817,81 TL’ye, tedavi giderini 3.739,76 TL’ye, bakıcı giderini 28.998,22 TL olmak üzere toplam talebini 107.800,80 TL’ye, davacı … için sürekli iş göremezlik talebini 10.752,50 TL’ye, tedavi giderini 3.841,82 TL’ye, bakıcı giderini 5.649,42 TL’ye ulaşım giderini 1.053,60 TL’ye yükselterek toplam talebini 21.297,34 TL’ye yükselterek davalıların kusurları oranında maddi tazminatlardan sadece sigorta şirketleri sorumlu olacak şekilde tahsilini istemiştir.
Davalı… Sigorta vekili; kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 03.10.2017-03.10.2018 tarihleri arasında 330.000,00 TL limitle ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının gerçek zarar, poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sınırlı olduğunu, davacı … için 20.07.2018 tarihinde 7.272,53 TL tazminat ödemesi yaptıklarından sorumluluklarının sona erdiğini, davacıların tedavi gideri, sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararlardan SGK sorumlu olduğundan sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacılardan sürücü ve işleten olan Kadri‘nin zararının teminat dışı olduğunu, … … dışındaki davacıların maluliyet oranı bulunmadığından başvurularının reddedildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; tarafların kusur durumlarının ve davacıların maluliyet oranlarının belirlenmesi için ATK’dan rapor alınmasını, dava tarihi itibarıyla yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; …’in kazanın oluşunda kusuru bulunmadığını, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, davacıların kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığının araştırılmasını, emniyet kemeri takılı değilse müterafik kusur nedeniyle ve ayrıca hatır taşıması nedeniyle belirlenecek tazminatlardan indirim yapılmasını, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmış olması halinde belirlenecek tazminattan bunların tenzilini, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü … kusursuz olduğundan herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, araçta yolcu konumunda bulunan davacılar … ve … bakımından sunulan medikal raporlarda, kalıcı sakatlık oranın “0” olarak tespit edildiğini, … yönünden ise diğer davalı sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapıldığını, davacı …‘in davacı … Sigorta A.Ş. yönünden talebinden feragat ettiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tarafların kusur durumu ile davacıların maluliyeti yönünden ATK’dan rapor alınmasını, ZMMS yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, SGK’dan ödeme alıp alınmadığının araştırılmasını, koruyucu tedbirler alınmadığından belirlenecek tazminatlardan indirim yapılmasını, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı ve tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, temerrüde düşmeyen davalıdan faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKMESİ KARARI
Mahkemece davanın, 05.09.2017 tarihinde saat 15:50 sıralarında, davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı otomobil ile Ayaş Yolu istikametinden, Sincan Cezaevi istikametine seyri sırasında geldiği yol bölümündeki “T” kavşakta, dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı minibüsü geçişi sırasında, karşı yönden gelen sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobille karşılıklı çarpışması ve kontrolden çıkıp sağa ileri savrulan … plakalı aracın geçmek istediği sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sol yan kısmına, aracının sağ yan kesimi ile çarpması, karşı yöndeki … plakalı aracın da ilk çarpışma sonrası kontrolden çıkıp sağa savrulan aracıyla, aynı yönde arkadan gelen …’nün idaresindeki … plakalı otomobilin sol yan tarafına, aracının sağ yan kesimi taraflarından çarpışmasıyla gerçekleşen dört araçlı zincirleme trafik kazası nedeniyle davacılarının yaralanmasına bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacılar tarafından, davalı araç sürücüsü, davalı sürücünün kullandığı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’den talepte bulunulduğu, davacıların zararının tespitine yönelik olarak alınan… Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporlarında; davacı …‘ın Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kumlu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin özür oranının %12.0, Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin engel oranının %12.0 olduğu, 18 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 18 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğu; davacı …’in özür oranının %8 olduğu, 2 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 2 ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğu; davacı …’ın özür oranının %0 olduğu, 1 hafta süre ile iş göremezlik halinde kaldığı; davacı …’ın özür oranının %2 olduğu, erişkin olması halinde; 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağı, iş göremez kaldığı 4 ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğunun bildirildiği, olaya ilişkin olarak… Batı 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/430 esas sayılı dosyasında hazırlık aşamasında alınan 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda sürücü …’ın asli kusurlu, sürücü …’in tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, ceza yargılama sırasında… Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 23.01.2019 tarihli raporda ise sürücü …‘ın sevk ve idaresindeki otomobil ile bölünmüş yolda seyri esnasında geldiği yol bölümünde, araç geçmenin yasak olduğu kavşak yaklaşımında, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı seyirle, önündeki minibüsü geçişi sırasında, şerit ihlali yaparak karşı istikametten nizami seyir şeridinde gelen sürücülerin kullandığı araçla karşılıklı çarpışması ile sebep olduğu kazada dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışı nedeniyle asli kusurlu, sürücü … ve diğer sürücülerin kusursuz olduklarının belirlendiği, raporlar arasında çelişki nedeniyle İTÜ Trafik kürsüsünden alınan 12.11.2019 tarihli raporda ise; Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda belirtilen görüşlere uygun olarak davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun bildirildiği, ceza dosyasında yapılan tespitler olaya uygun bulunduğundan, usul ekonomisi gereği tekrar inceleme yapılmaksızın, davacı sürücünün olayda kusurunun bulunmadığı ve şerit ihlali nedeniyle davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek değerlendirme yapıldığı, tazminat hesabı için alınan bilirkişi raporunda, davacı …’ın geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 26.245,01-TL, sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 48.817,81TL, tedavi gideri nedeni ile oluşan maddi zararının 3.739,76TL, bakıcı gideri nedeni ile oluşan maddi zararının 28.998,22-TL. olduğu; davacı …’ın sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan herhangi bir maddi zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik/ efor kaybı nedeni ile oluşan maddi zararının 296,51-TL olduğu; davacı …’ın davacının kaza tarihinde 14 yaşında ve öğrenci olmakla, gelir getiren bir işte çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının mahrum kaldığı bir kazancı söz konusu olamayacağı ve geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, davacının sürekli iş göremezlik zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile karşılanmadığı, rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 19.258,77 TL olduğu tespit edilmekle birlikte, davalı tarafça yapılan ödemenin, davacı açısından hesaplanan maddi tazminat tutarından tenzil edilmesiyle bakiye 10.752,50-TL karşılanmayan maddi zararının bulunduğu, tedavi gideri nedeni ile oluşan maddi zararının 3.841,82TL, bakıcı gideri nedeni ile oluşan maddi zararının 5.649,42 TL olduğu; davacı … ve …’ın tedavisine ilişkin ulaşım giderinin 1.053,60 TL olduğu, davacı …’in ulaşım gideri nedeni ile oluşan maddi zararının, 66,00-TL, bakıcı gideri nedeni ile oluşan maddi zararının 2.808,12-TL olduğu kanaatinin belirtildiği, her ne kadar davacı … … yönünden ibraname düzenlenmiş ise de; 2918 sayılı KTK.nun 111/2.maddesine göre davacı tarafından ibranamenin iptali yönünde istemde bulunularak kalan miktarının tazmininin talep edildiği, ibranamenin verilmesinden itibaren iki yıl dolmadan dava açıldığından davacı … …‘nın bu ibraname ile bağlı kalmak istemediği kabul edilerek yargılamaya devam edildiği, yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacı sürücü …’in kusurunun bulunmadığı trafik kazası neticesinde bu davacı ile araçta yolcu olarak bulunan ve müterafik kusurları bulunmayan yolcuların yaralanması nedeniyle doğan maddi zararlardan davalı sürücü ve kullandığı … plakalı aracı sigorta eden sigorta şirketinin sorumlu olmaları nedeniyle maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı …’ in kullandığı … plakalı aracı sigorta eden… Sigorta A.Ş.’nin sigortalısının kusuru oranında sorumlu tutulabileceği ancak davacı sürücünün kusursuz olduğu gözetilerek bu davalı hakkındaki istemlerin reddine, davacı …’ın sürekli iş göremezlik, davacı … in geçici iş göremezliği nedeniyle oluşan herhangi bir maddi zararının bulunmaması nedeniyle bu kalem istemlerin reddine, hükmedilen tazminatlara davalı sigorta şirketi açısından, bu davalıya başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün geçmesi ile hesaplanan tarihten itibaren, diğer davalı yönünden ise olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine, dava konusu kaza nedeniyle davacılarda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeniyle ruh sağlıklarındaki bozulma, davacıların yaşı, kazadaki kusur durumu, maluliyet oran ve süresi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacının uğradığı manevi zararın giderimi, zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevk etmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre belirlenen manevi tazminatın davalı araç sürücüsünden tahsiline karar verilmesi gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı… Sigorta A.Ş.’ye karşı açılan davanın reddine, davacı … için 66,00 TL ulaşım gideri, 2.808,12 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.874,12 TL maddi tazminatın; davacı … için 26.245,01 TL geçici iş göremezlik, 48.817,81 TL kalıcı iş göremezlik, 3.739,76 TL tedavi gideri, 28.998,22 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 107.880,80 TL maddi tazminatın; davacı … için 10.752,50 TL sürekli iş göremezlik, 3.841,82 TL tedavi gideri, 5.649,42 TL bakıcı gideri, 1.053,60 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 21.297,34 TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta Aş ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilen tazminat miktarlarına davalı sigorta Şirketi yönünden 09/07/2018, davalı … yönünden 05/09/2017 tarihinden itibarin yasal faiz işletilmesine, davacı … yönünden 296,51 TL geçici iş göremezlik isteminin reddine, davacı … için 13.000,00 TL, davacı … için 7.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiğini, gerekçeli kararın 4 maddesinin – Maddi tazminat davası yönünden başlığı altında e fıkrasında davalı… Sigorta Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.874,12 TL vekalet ücretinin davacı … den; 14.198,68 TL vekalet ücretinin davacı … dan; 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya ödenmesine karar verilmiş ise kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkemenin gerekçeli kararında vekalet ücretlerinin neye göre ve nasıl hükmedildiğine ilişkin bir açıklama veya gerekçe sunulmadığını, dosyada bulunan dilekçeleri ve kusur raporları doğrultusunda bir değerlendirme yapılmadığını bu yöndeki beyanlarının dikkate alınmadığını bu sebeple de davalılardan… Sigorta A.Ş. lehine vekalet ücreti takdirinde hata yapıldığını, huzurdaki dosyada dava dilekçesinde belirttikleri üzere davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini dava dilekçesinin sonuç ve istek kısmının 2 nolu bendinde “Sigorta şirketi yönünden, yetersiz ödemeye ilişkin … ve… sigorta ile yapılan (ek-1) ibranamenin iptali ile bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle, sorumluluk sınırlarına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte zincirleme ve ortaklaşa tahsiline;” şeklinde belirtilerek belirsiz alacak davasında tazminatın, kusur raporu dosyaya sunulduğunda tespit olunacak kusur oranına göre sorumlulardan tahsilinin talep edildiğini, ayrıca dosyada bulunan 08.06.2020 tarihli ıslah dilekçesinin netice ve talep başlığı altında “yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere, davamızın ıslahı ile kabulüne; davalıların kusurlarına tekabül eden oranda maddi tazminat bakımından sadece sigorta şirketlerinden tahsili ile;” şeklinde talepte bulunarak tereddüte mahal vermeyecek şekilde davalıların kusurlarına tekabül eden oranda maddi tazminatın davacılar lehine hükmedilmesinin talep edildiğini, ancak yerel mahkemece aleyhine kusur atfedilmeyen … plakalı araç sigortacısı… Sigorta A.Ş. lehine ıslah dilekçesinde talep ettikleri tutarlar üzerinden tam vekalet ücretine hükmedildiğini, dosyada mevcut dava ve ıslah dilekçelerinde taleplerinin açıkça ve kuşkuya yer vermeksizin davalıların sorumlulukları ve kusurları oranında tahsili belirtilmişse de yerel mahkemece dilekçelerindeki bu kayıtların gözardı edilerek hukuka ve kanuna aykırı karar verildiğini, yargılama sırasında yerel mahkemece böyle bir şüphenin varlığının tespiti halinde taraflarına HMK 119/ğ bendi uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesi gerekirken (talep sonucunun açıklanması için )süre verilmeden tesis edilen kararın kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının “4- Maddi tazminat davası yönünden başlığı altında bulunan ‘e’ bendindeki davalı… Sigorta A.Ş. lehine hükmedilen vekalet ücretine dair kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın konusunun 05.09.2017 tarihinde davalı şirkette sigortalı … plakalı araç ile davacı …’ in sürücüsü olduğu diğer davacıların da yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacıların geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve tedavi giderlerine ilişkin tazminat davası olduğu, 05.09.2017 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( ZMMS ) ile sigortalı … plakalı aracın Necip Fazıl Bulvarını takiben Cezaevi istikametine doğru bölünmüş yolda kendi yol bölümünde sol şeritte seyri esnasında Cengiz Topel caddesinden çıkan davacı …‘in sürücüsü olduğu diğer davacıların da yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen iş bu kazanın oluşumunda … plakalı davacı araç sürücüsünün K.T.K nın 47/1-c maddesini ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğu, … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı … plakalı araç sürüsünün ise kusursuz bulunduğunu, kaza tespit tutanağı bu şekilde düzenlenmiş iken sigortalısının kusursuz olduğu hadiseye ilişkin olarak davalı … Sigorta A.Ş.’nin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, dolasıyla davanın reddi yerine kısmen kabulünün yasaya aykırı olduğunu, dava şartı yokluğu yönünden red kararı verilmesi gerekirken esas yönünden karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacılar taraflarında davalı şirkete başvuru esnasında gerekli belgelerin sunulmadığını, yürürlükte olan Özürlülük Ölçtü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ile başvuru ile yapılmamış olması nedeni ile davanın usulden reddi gerektiğini, yargılama aşamasında kusur raporu alınmamış olması nedeni ile hükmün hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsü kusursuz bulunmuş iken, yargılama aşamasında herhangi bir kusur raporu alınmadan Yerel mahkemece ceza dosyasına gelen kusur raporunun esas alınmasının mahkemece yargılama aşamasında kusur incelemesi yaptırılmamasının hatalı olduğunu, bu yöndeki itirazının değerlendirilmediğini, davacı vekili tarafından davacılardan … yönünden sigorta şirketi ile sulh olunduğu ve bu nedenle de maddi tazminata ilişkin dosyasından feragat edildiğinin belirtildiğini,bu davacı açısından hüküm kurulmasının hatalı olduğu gibi bakıcı gideri ve yol giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu,
Yerel mahkemece yapılan yargılama aşamasında da belirttikleri üzere davacılar tarafından geçerli bir sağlık kurulu raporu almadan hüküm kurulduğunu, karara dayanak sakatlık raporunun genel şartlar uyarınca usulüne uygun olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlar gereğince; üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılayan teminat açısından 20.2.2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre sağlık raporu alınması gerektiğini, 30.3.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, yargılama aşamasında alınan sakatlık raporunun yetkili hastaneden alınmadığını ayrıca yönetmeliğe de uygun olmadığını, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Kurumunun sağlık raporu düzenlemeye yetkili kuruluşlar arasında olmadığını, hükme esas alınan raporlarda kurulun eksik olduğunu, sadece üç adli tıp uzmanlarının imzası mevcut olup, diğer uzmanların imzasının bulunmadığını, usulüne uygun olmayan sakatlık raporlarına göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, geçici iş görmezlik, bakıcı ve tedavi giderleri tazminat talepleri sigorta teminatında olmayıp bu zararlardan SGK‘nın sorumlu olduğunu, davacıların bakıcı gideri, yol masrafı ve sair tedavi masrafları yaptıklarını ispatlayamadıklarını, herhalukarda bakıcı gideri açısından aile içi bakım yükümlülüğü ve hakkaniyet gereği %50 oranında tazminattan indirim yapılması gerekirken bu konudaki itirazının kabul görmediğini, (emsal Yargıtay HGK’nun 3.4.2013 tarih ve 2012/4-1227 K. 2013/436 T. sayılı kararı ),
Yargılama aşamasında davacıların SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının da araştırılması ve belirlenecek tazminat tutarından düşürülmesi gerekmekteyken bu hususta herhangi bir değerlendirme ve araştırma yapılmadığını (emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 23/03/2015 Tarih Esas No: 2013/18737 Karar No: 2015/4742 Sayılı kararı, bakıcı gider hesaplamasının da hatalı olduğunu, bakıcı gideri hesaplanırken net asgari ücretin esas alınacağı genel şartlarda hükme bağlanmış olup karara dayanak bilirkişi raporunda ise net asgari ücrete AGİ (hangi medeni hale ve çocuk sayısına ait olduğu belli olmayan) eklendiğini, bu hususun hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak tespit edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla Karayolları Trafik Kanunu 99/1 maddesi gereğince davalı şirketin sorumluluğunun gerekli belgeler ile başvuru tarihinden itibaren 8 iş gün sonunda başladığını ve yasal faiz uygulanması gerektiğini, zarara ilişkin gerekli belgeler sunulmadığından faizin dava tarihinden ve yasal faiz olarak hüküm altına alınması gerektiğini, hesaplanacak tazminattan müterafik kusurun tenzili gerektiğini, müterafik kusur indiriminin mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gereken indirim sebeplerinden olduğunu, davacılar tarafından emniyet kemeri takılı olmadığından tazminattan indirim yapılması gerekirken bu yönde indirim yapılmadığını,
Davacı … açısından yapılan hesaplamada askerlik döneminin hesaba katılmamış olmasının yasaya aykırı olduğunu,
Davanın açılmasına davalı şirket sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf istemenin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kazadan sonra araç sürücülerinin beyanları doğrultusunda düzenlenen 05.09.2017 tarihli kaza tespit tutanağında davacı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla Cengiz Topel caddesinden gelip sağa dönüş yaparak N.Fazıl Caddesine hızla çıkarak kavşağı geçmiş Ayaş Bulvarı istikametine seyir halinde olan ön ilerisindeki … plakalı aracı bölünmüş yolda karşı yoldan gelen araçların kullandığı yola geçerek sollamak için manevra yaptığı esnada karşı yönden gelen davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla karşılıklı çarpışması ile savurulan araçlara … plakalı araç sağ yan kısmı ile, … plakalı aracın sol yan kısmına … plakalı araçla ön ilerisindeki … plakalı aracın sol arka yan ve arka kısmına aracının sağ yan kısmı ile çarpması ile meydana gelen yaralamalı trafik kazasında sürücü beyanları ve kazanın oluşumundan … plakalı araç sürüsü …’in KTK’nun 47/1-c maddesi gereğince asli ve tam kusurlu, diğer araç sürülerinin kusursuz olduğu; Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/3117 Hazırlık dosyasında alınan 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda … …’in kavşağa yaklaşırken hızını azaltmama ve etkili fren tedbirine başvurmaması nedeniyle tali kusurlu; …’ın manevra kurallarına aykırı davranışı nedeniyle asli kusurlu olduğu, Ankara Batı 11.Asliye Ceza Mahkemesinin 07.01.2020 Tarih 2018/430 Esas 2020/2 Karar sayılı dosyasında alınan 11.11.2019 tarihli (İTÜ öğretim görevlilerinden alınan) raporda …’ın şerit ihlali nedeniyle asli ve tam kusurlu, …’in kusursuz olduğu belirlenmiş olup anılan rapor doğrultusunda … hakkında bilinçli taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan TCK 89/4 madde gereğince 1 yıl 5 ay 23 gün hapis cezası verildiği ancak kararın kesinleşmediği; mahkemece kusur yönünden incelenme yapılmadan ceza dosyasındaki kusur raporunun hükme esas alındığı ; davalılar vekilleri tarafından ceza dosyasındaki kusur raporuna itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK.nın 74. maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninde de anlaşıldığı üzere ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844). Ancak Hukuk hâkimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Bu hale göre, hukuk mahkemesi hakimi her ne kadar ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de; dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenecek maddi vakıa, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan kişilerin ve kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ceza mahkemesi kararının sonucunun beklenmesi (kesinleşmesi )ve ceza mahkemesi kararı ile kesinleşen maddi olgular dikkate alınarak, gerekirse konusunda uzman bilirkişi heyetinden (ATK veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinden ) kusur raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kusur yönünden rapor alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Davacı … hakkında… Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 27.02.2019 tarihli maluliyet raporunda 04.04.2003 doğumlu …’ın sağ dirsek ve sol humerus kırığı nedeniyle sağ dirsek hareket kısıtlığı ve dirsek fleksiyonu üst ekstremite özür oranının 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %2 olduğu, erişkin olması halinde 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağı, iş göremez kaldığı 4 ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğu belirtilmiş olup anılan rapor gereğince 08.06.2020 tarihli aktüer ve doktor bilirkişi raporunda davacı … …’nın kaza tarihinde 14 yaşında öğrenci olması nedeniyle geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı, sürekli iş göremezlik zararının davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin tenzili sonucu 10.725,50 TL, tedavi giderinin 3.841,82 TL, yol giderinin davacı … … ve Şahin yönünden 1.053,60 TL, bakıcı giderinin 5.649,42 TL olduğu hesaplanmış anılan raporlar gereğince mahkemece davacı … için 10.752,50 TL sürekli iş göremezlik, 3.841,82 TL tedavi gideri, 5.649,42 TL bakıcı gideri, 1.053,60 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 21.297,34 TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta Aş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilen tazminat miktarlara davalı sigorta Şirketi yönünden 09.07.2018, davalı … yönünden 05.09.2017 tarihinden itibarin yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranı ile kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre yürürlükte olan mevzuata uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Bu hale göre mahkemece öncelikle davacı … … …’a ait tedavi evraklarının dosyaya getirilmesi ondan sonra yaralanmasının kaza ile illiyetinin olup olmadığı, maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve iyileşme süresinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu veya rapor alınmayan başka üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından olay tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre rapor alınması; anılan rapora göre de aktüer ve doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken olay tarihinde yürürlükte olan mevzuata aykırı olarak alınan maluliyet raporu ve bu rapor doğrultusunda düzenlenen aktüer ve doktor bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle tarafların kusur durumunun, davacı … …’ın maluliyet oranının belirlenmesi,maluliyet raporuna göre doktor ve aktüer bilirkişiden maddi tazminat talepleri yönünden denetime elverişli (usulü kazanılmış haklarda gözetilerek) rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair; davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde yatırdıkları oranda yatıranlara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.