Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1061 E. 2023/593 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2021/1061 Esas – 2023/593 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1061
KARAR NO : 2023/593

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI : 2019/379 Esas 2021/91 Karar

DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 18/01/2018 tarihinde davacının yolcu olduğu, sürücüsü … olan … plakalı araç ile davalı … idaresinde olan … plakalı aracın çarpıştığı, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığı, dava konusu trafik kazası sonucu … plaka sayılı araç sürücüsü … hakkında Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi dosyası ile yapılan yargılama sonucu cezalandırılmasına karar verildiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda davalının kazanın oluşumunda asi kusurlu olduğunun belirtildiğini, … plakalı aracın kaza anındaki sürücüsünün …, aracın işleteninin diğer davalı …, aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesiyle sigorta teminatı kapsamına alan davalı sigorta şirketinin meydana gelen kazada hukuki sorumluluğu bulunduğunu, kaza sonucu vücudunda yaralanmalar olduğunu, sağ kolunun kırıldığını, işine devam edemediğini, kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını, aynı zamanda kazadan dolayı psikolojik olarak da etkilendiğini, büyük bir travma yaşadığını, kazadan sonra elinin aşırı titremeye başladığını, hayati fonksiyonlarını bir başkasının yardımıyla yerine getirmesinin keder ve üzüntü verici bir durum olduğunu, davalı sigorta şirketinden maddi tazminat istenmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, maddi zarar için davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00-TL bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, manevi zarar için ise 10.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten tahsiline, sorumluluk sınırlarına göre karar verilmesini talep etmiş, açıklama dilekçesi ile tazminat talebinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Davacı vekili 22.10.2020 tarihli dilekçesiyle geçici iş göremezlik nedeniyle oluşan maddi tazminat talebini 14.616,07- TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili …Sigorta Şirketi vekili, davaya konu kazada davalı şirkete davacı tarafından gönderilen evrakların değerlendirilmesinde ve medikal firmadan alınan görüşe göre davacının kazaya bağlı herhangi bir kalıcı engellilik durumunun olmadığının tespit edildiğini, davacının kalıcı sakatlığının tespiti açısından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığını tespite ilişkin aktüerya hesabı yapılmasını, davalı şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının en yüksek faiz isteminin de reddi gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminata ilişkin taleplerini kabul etmediklerini, poliçe kapsamında manevi tazminat taleplerinin olmadığını, manevi tazminat talebinin davalı şirket sorumluluğunda olmadığından şirket açısından reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacının taleplerinin davalı şirket açısından reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili davanın reddini istediklerini, kusurun davacı ile davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünde olduğunu, davalı … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açıldığını ve dosyanın karara çıktığını, olayda davalının kusurlu olmadığını, kusurun diğer sürücüde olduğunu, trafik kaza tespit tutanağının hatalı olması nedeniyle davalının kusurlu gösterildiğini, önceki kaza tutanakları ve olay yeri ile aracın kazadan dolayı arka kısmındaki hasar durumunun dikkate alınması halinde kusurun değişeceğini, alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, bu raporu kabul etmediklerini, asli kusurlunun diğer sürücü olduğunu, kasiste yavaşlaması gerekirken karşı sürücünün yavaşlamadığını ve kazanın meydana geldiğini, kusur yönünden rapor alınmasını ve gerektiğinde Adli Tıp İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı sürücünün %75 oranında kusuru ile oluşan trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, %4 oranında sürekli maluliyetinin olduğu, 12 ay süre ile geçici iş göremezlik süresinin belirlendiği, 1 ay süresince başkasının bakımına muhtaç kaldığı, davacının hesaplanan maddi zararlarından araç maliki, davalı sürücü ve davalı sürücünün kullandığı … plakalı aracı sigorta eden sigorta şirketinin sorumlu olmaları nedeniyle maddi tazminat istemlerinin kabulü ile 14.616,07-TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi yönünden 26.07.2018 tarihinden itibaren) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü ve araç malikinden müştereken ve müteselsilen olay tarihi olan 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının 18.01.2018 tarihinde, sürücüsü … olan … plakalı araç ile Kahramanlar Caddesi üzerinde seyir halindeyken, sürücüsü …, işleteni … olan … plakalı araçla çarpışmaları sonucu yaralamalı trafik kazası geçirdiğini, davalıya ait aracın …Sigorta Şirketince 22607164 poliçe no ile sigortalandığını, kazanın oluşmasında … plakalı aracın asli kusurlu bulunduğunu, kaza sonrasında davacının günlük işlerini yapamaz hale geldiğini, dava sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyecek nitelikte, kişisel engellilik oranının %4, 1(bir) ay süresince başkasının yardımına ihtiyacı olduğu, 12 (on iki) ay süresince de iş göremezlik halinde olduğunun belirtildiğini, oturduğu muhitte bir dükkan işleten davacının kolundaki alçının çıkarılmasının yaklaşık bir buçuk ayı bulduğunu ve bu zaman diliminde davacının devamlı bir kişinin yardımına muhtaç kaldığını, davacının kendi kişisel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı gibi dükkanını da idare edemediğini, bir arkadaşını bu işle meşgul olması için çalıştırdığını, tüm bu yaşananların davacıyı manen yaraladığını, davacının zor günler geçirdiğini, mahkemece verilen kararın manevi tazminat yönüyle yasaya ve hakkaniyete aykırı olup bozmayı gerektirdiğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, tazminatın miktarının olaya ve hakkaniyete uygun bulunan bilirkişi raporları nazara alınarak olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, zararın davacıda oluşturduğu üzüntü ve acı, manevi tazminatın genel ilkeleri, paranın alım gücü nazara alınarak belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığını, bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de göz önünde tutularak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiğini, 22.06.1976 günü 7/7 sayılı içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterildiğini, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiğini, somut olayda önemini kusurunun derecesi tarafların ekonomik ve sosyal durumu olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenlerin manevi tazminatın takdirinde belirleyici olması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 08.01.2018 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araca, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiş, bilirkişi raporlarında kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %75 oranında kusurlu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle yaralandığı, %4 oranında sürekli maluliyetinin olduğu, 12 ay süre ile geçici iş göremezliğinin bulunduğu, 1 ay süresince başkasının bakımına muhtaç kaldığı, belirlenmiş, mahkemece 14.616,07-TL geçici iş göremezlik tazminatına ve 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı vekili tarafından manevi tazminat yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur.
6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 18.01.2018 tarihinde meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının 12 ay süre ile geçici iş göremezliğinin bulunduğu, 1 ay süresince başkasının bakımına muhtaç kaldığı ve %4 oranında sürekli malul hale gelecek şekilde yaralandığı, kazanın meydana geliş şekli, kusur oranları, somut olayın özellikleri değerlendirildiğinde zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı yönünden belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kesinleşen yönler korunarak 10.000,00-TL manevi tazminatın kabulü yönünde yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-1-Davanın KABULÜNE, 14.616,07-TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi yönünden 26.07.2018 tarihinden itibaren) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
2-Manevi tazminat yönünden davanın KABULÜNE, 10.000,00- TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihi olan 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Maddi tazminat davası yönünden;
a)Alınması gereken 998,42-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 8,5-TL harç ile 242,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 747,92-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 8,5-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı ve 242,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 301,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.096,27-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Manevi tazminat davası yönünden;
a)Alınması gereken 683,10-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 521,33-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 170,77-TL peşin harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10 ve 13/2 maddeleri gereğince hesap ve takdir olunan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından sarf edilen 950-TL bilirkişi ücreti, 491,00-TL tebligat ve posta gideri, 400,00-TL adli tıp faturası, olmak üzere toplam 1.841,00-TL yargılama giderinin, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.093,00-TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın talep halinde ve masrafı karşılandığında taraflara tebliğine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 131,50-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 28.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.