Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1048 E. 2021/1060 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili, ehliyetsiz ve alkollü olduğu kaza tespit tutanağında tespit edilmiş durumdaki sürücü davalı … sevk ve idaresindeki, davalı …’e ait aracın kontrolsüz dönüş yapması sebebiyle bu araca, arkasından aynı yöne seyir halinde olan aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında araçta bulunan dava dışı 3.kişiye, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın kaza saati itibariyle trafik sigortası bulunmadığından kaza sebebiyle bedensel zarardan doğan maluliyet tazminatı talebi üzerine açılan hasar dosyasından müvekkili tarafından yapılan 23.080,00 TL’lik ek ödemenin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle rücuan tahsili istemiyle başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sebebiyle durduğunu, dava öncesi arabuluculuk başvurusundan netice alınamadığını, itirazın yerinde olmadığını belirterek, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ile davalılar aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, olayda davalı sürücünün alkollü ve kusurlu olduğu şeklindeki iddiayı kabul etmediklerini, davalı sürücünün kusursuz olması nedeniyle zarardan sorumluluklarının bulunmadığını, takibe haklı olarak itiraz ettiklerini, inkar tazminatı talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin sigorta sözleşmesinden kaynaklandığını, bu sebeple davada ticaret mahkemesi görevli olduğundan mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunun ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle zarar görene Güvence Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Mahkemece davalıların gerçek kişi olup, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı Güvence Hesabı, KTK’nun 91. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırması gereken işletenin, bu düzenlemeye rağmen sigorta yaptırmaması durumunda 3. kişilerin bedensel zararlarının karşılanması için kurulmuştur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ile Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesi gereği, dava dışı 3. kişilere bedensel zarardan kaynaklanan tazminat ödeyen davacının ödediği bedeli, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen kişilerden veya diğer sorumlulardan rücuen tahsil edebileceği ise Sigortacılık Kanununun 14. ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesinde düzenlenmiştir.
Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin “Rücû Hakkının Kullanılması” başlıklı 16.maddesinde; “Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle;
a) Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere,
b) Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
c) Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendine göre yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine,
d) 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan ödemeler nedeniyle Büroya, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Anılan Yönetmeliğin “Yükümlülükten Kurtulma ve Halefiyet” başlıklı 17. maddesinde ise, “Hesap, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borçtan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar, zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlarca karşılanır. Hesap, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.” esası kabul edilmiştir.
Buna göre, davacı Güvence Hesabı tarafından zarar gören 3. kişilere ödeme yapıldıktan sonra, ödenen tazminat miktarında, hukuken zarar gören kişi yerine geçen Güvence Hesabı, ödediği bu bedeli rücu edilebilecektir. Davacı Güvence Hesabı tacir olmadığı gibi, davanın dayanağı olan rücu istemi de Türk Ticaret Kanunu’ndan değil, Sigortacılık Kanunu ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nden doğmaktadır.
Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesine dayalı olarak, ödediği tazminatı davalılara rücu etmektedir. Davacının rücu talebinin kapsamı ve davacı kurumun niteliği gözetildiğinde, davaya genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerekmektedir.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı yandan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde adı geçen davalı yana iadesine,
4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK ‘nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.