Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1031 E. 2021/1255 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI : ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 09.07.2012 tarihinde davalı … … A.Ş.ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ….. plakalı aracın ve davalı … … A.Ş.ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı …….plakalı araçla çarpışması sonucu…… plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’un ağır yaralandığını, ……plakalı araç sürücüsünün asli, ….. plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin……. sayılı dosyasında belirlenen bu kusur oranları doğrultusunda karar verildiğini, davacının malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 900,00 TL sürekli/daimi iş göremezlik sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davalı … … A.Ş yönünden 41.355,07 TL, diğer davalı … … A.Ş yönünden ise 144.762,76 –TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … … A.Ş vekili, davalının ……plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, sigortalı şirketin araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, geçici iş göremezlik hallerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, maluliyetin adli tıp kurumundan alınan rapor ile ispatlanması gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüer siciline kayıtlı bilirkişi olmasını, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, hatır taşıması nedeni ile zarar miktarından indirim yapılmasını savunmuştur.
Davalı … … A.Ş. davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı … … A.Ş.’ye sigortalı ….. plakalı araç sürücüsü …’un %70 oranında, davalı … … A.Ş.’ne sigortalı ….. plakalı araç sürücüsü …’ın %20 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’un olayda %10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Başkanlığının raporunda; …’un trafik kazasına bağlı sağ görme azalması ve sol femur kırığı arızları sebebiyle %21.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayıldığını, iyileşme süresinin gelişen komplikasyon tedavisi nedeniyle olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacı vekilinin davalı … Genel … A.Ş.ne karşı açılan davadan feragat ettiklerine ilişkin dilekçe sunduğu, davacının kaza tarihinde 13 yaşında olduğu, yaşı itibari ile gelir getiren bir işte çalışamayacağı, tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından ve geçici iş göremezlik tazminatı şartları oluşmadığı, davalı … … A.Ş. tarafından hatır taşıması indirimi uygulanması talep edilmiş ise de; davacının davalı … … A,Ş.ne sigortalı aracın sürücünün çocuğu olması nedeniyle hatır taşıması şartları oluşmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne; 138.965,90 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … … A.Ş.den tahsiline, davalı … … A.Ş.ne karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı murisinin takması zorunlu emniyet kemerini takmadığından müterafik kusuru bulunduğunu, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda emniyet kemeri takılmamasının kazanın oluşumundaki kusur olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, emniyet kemerinin kusura göre hesaplanan tazminattan müterafik kusur olarak düşülmesi ve en az %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, emniyet kemeri kullanmanın Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Sürücülerin ve Yolcuların Koruyucu Tertibat Kullanma Mecburiyeti” başlıklı 150. Maddesi ve sair mevzuatla mecburi olarak değerlendirilmesi, uygulamada bu hususa eskiye oranla çok daha fazla dikkat edilmesi ve konjonktürde trafik kurallarının cezai yaptırımlarının artması, hayati önemi haiz emniyet kemeri kullanımı konusundaki toplumu bilinçlendirme çabaları ve aynı oranda artan yaptırımlarla emniyet kemeri kullanımının bir mecburiyet oluşu göz ardı edilerek değerlendirme yapılması amaca yönelik yorum ve genel hukuk ilkelerine aykırı bir sonuç doğuracağını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalı … … A.Ş.ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile davalı … … A.Ş. ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araçların çarpışması sonucu davacı küçük …’un yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. istinaf dilekçesinde davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğunu ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarara katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. ….. Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Bu açıklamalara göre davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması, zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde zarardan indirim yapılmasını gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerekir.
Dava konusu olayda, davalı … şirketine sigortalı araçta yolcu olan davacının aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, kaza tespit tutanağında emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu, diğer davalıya sigortalı…… plakalı aracın davacı küçüğün oturduğu bölüm olan aracın sağ ön tarafından araca çarptığı anlaşılmıştır.
Davacının maluliyet raporunun alındığı İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden alınan; davacı küçük …’un 09/07/2012 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası nedeniyle değerlendirmesinde beyin ödemi, sol frontalde çökme fraktürü, kot kırığı saptandığı ve hemopnömotoraks nedeniyle torax tüpü takıldığı, ortopediye konsülte edildiği, hastaya operasyon planlandığı, sol femur distalindeki eklem içi kırığı 3 adet kanüler vida ile tespit edildiği, daha sonra proksimal femura iki adet K teli gönderildiği, olaydan sonra 1 kez şaşılık operasyonu geçirdiğini belirttiği, sol femur dital metafiz kırığı sonucu opere edildiği, her iki femur uzunluk farkı olması üzerine uzatma operasyonu yapıldığı, yapılan muayenede sol diz eklem hareket açıklığı fleksiyon 135 derece, ekstansiyon tam, kırığın kaynadığı ancak 10 derece kırık olan bölgeden posteriora angulasyon ile kaynadığı, her iki femur uzunluk farkı 6 mm olduğu, trafik kazasına bağlı sağ gözde görme azalması ve sol femur kırığı arızaları sebebiyle 11.10.2008 tarih ve …… sayılı resmi gazete’de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak meslek grup numarası grup 1 kabul edilerek … formülüne göre; % 27.32, E cetveline göre %21.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Mahkemece hükme esas makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda davalı … … A.Ş.ne sigortalı…… plakalı araç sürücüsü …’un sola dönüşü sırasında düz geçen aracı beklememesi nedeniyle olayda %70 oranında, davalı … … A.Ş.ne sigortalı 42 S 5008 plakalı araç sürücüsü …’ın ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’un dizinde kırık ve görme kaybı meydana geldiği bu nedenle emniyet kemeri takmadığı olayda %10 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş ise de davacı küçüğün araçta yolcu olması nedeniyle kazanın oluşumuna herhangi bir katkısı olmadığından ve davacının zararın artmasına katkısının bulunması halinde bu durumun mahkemece değerlendirilip tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi gerektiği halde davacıya da kusur verilmesi doğru değil ise de istinafa başvuran davalı taraf olduğundan aleyhine değerlendirme yapılmamıştır.
Yukarıda da açıklamalar dikkate alındığında; davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Somut olay değerlendirildiğinde davacının kaza sırasında sağ ön koltukta oturduğu, kaza tutanağında diğer aracın davacının yolcu olduğu araca davacının oturduğu taraftan sağ ön kısmına çarptığı, maluliyetinin sağ femur kırığı ve görme kaybından kaynaklandığı, kaza tespit tutanağında araçta bulunanların emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenmediği, olay sonrası alınan ifadelerde de davacının emniyet kemeri takıp takmadığı ile ilgili herhangi bir beyan bulunmadığı, olayın oluş şekline göre davacının emniyet kemeri takmadığını ve zararın bu nedenle arttığını iddia eden davalının buna ilişkin ispata yarar delillerini dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre davalı … şirketi tarafından davacının emniyet kemeri takmadığı ve zararın bu nedenle arttığı, maluliyet ile emniyet kemeri takılmaması arasında illiyet bağının bulunduğuna dair herhangi bir delil sunulmadığı gibi dosya kapsamında da anlaşılmadığından müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılamamış olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.492,76 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL. +2.328,79 TL’nin mahsubu ile kalan 7.119,57 TL. harcın davalı … … A.Ş. den tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.