Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1013 E. 2023/496 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1013
KARAR NO : 2023/496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2020
NUMARASI : 2018/776 Esas 2020/653 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 21.08.2018 tarihinde davacılardan …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu diğer davacı …’a ait sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarpması sonucu davacılardan …’ın yaralanarak malul kaldığını, …’ın aracında da hasar meydana geldiğini, 27.09.2018 tarihinde davalı … şirketine başvuruları tebliğ edilmesine rağmen zararın karşılanmadığını belirterek, davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bakım masrafları olarak 50,00-TL, geçici işgöremezlik tazminatı olarak 50,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL’nin davalı … yönünden 21.08.2018 tarihinden, davalı … yönünden 12.10.2018 tarihinden itibaren(poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla … plakalı araçta meydana gelen hasar ve çekici bedeli için şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın davalı … yönünden 21.08.2018 tarihinden, davalı … yönünden 12.10.2018 tarihinden itibaren(poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden talebini 5.989,68-TL’ye; davacı … yönünden geçici iş göremezlik talebini 3.264,54-TL’ye, bakıcı gideri talebini 1.202,34 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili; trafik kaza tespit tutanağı ile davacı …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, kaza sonrası kolluk görevlilerince çekilen fotoğraflarda fren izlerinin sağ şeritte olduğunun görüldüğü, kazanın sol şeritte gerçekleştiği ve tutanağın hatalı olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunun, davalının aracının arkasından davacının aracının ise ön taraftan darbe aldığını, hazırlık aşamasında dinlenen tanık …’nın kazanın gerçekleştiği saatte kazayı kendisinin anlattığı kadar detaylı görmesinin mümkün olmadığını, davalının kazada herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ. vekili, İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, geçici işgöremezlik zararları ve tedavi giderlerinin şirketin sorumluluğunda olmadığının, maluliyet ve kusur yönünden ATK’dan rapor alınmasını, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak varlığı halinde tazminattan indirim yapılmasını, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 10.01.2018-10.01.2019 tarihleri arasında ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunun, hasar ve çekici bedeli ile ilgili olarak başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliler değerlendirildiğinde; davacılardan …’ın trafik kazası neticesinde yaralandığı, özür oranı tayinine yer olmadığı, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğini belirten Adli Tıp raporunun olduğu, dosyaya sunulan kusura ilişkin bilirkişi raporu ile Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından verilmiş olan raporlar arasındaki farklılıklar nedeniyle Karayolları Fen Heyetinden yeniden bilirkişi kurulu raporu alındığı bu raporda davacı …’ın kazanın meydana gelmesinde, eylemlerinin düşük oranda etken olduğu, davalı …’ın ise bölünmüş yol şartlarında bir kavşağa yaklaşırken daha dikkatli ve tedbirli davranması gerektiği ve 2918 sayılı KTK’nın 53. Madde (b) bendi ile 57. Madde (a) bendi hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle kazanın meydana gelmesinde yüksek oranda etken olduğunun belirtildiği, bu rapora göre davacı …’ın olayda %25 oranında kusurlu olduğu, davalı …’ın ise %75 oranında kusurlu olduğunun değerlendirildiği, … plakalı araç yönünden 7.986,24-TL toplam hasar bedelinin hesaplandığı, davacının ev hanımı olduğu, yapılan hesaplamada asgari ücret esas alınarak hesap yapıldığı, sürekli işgöremezlik zararı oluşmadığı, geçici işgöremezlik nedeniyle 4.352,73-TL maddi zararın ve 1.603,12-TL bakıcı gideri nedeniyle oluşan maddi zararın tespit edildiği, meydana gelen zararlarda sigorta şirketinin azami poliçe teminat limiti ve sigortalının kusuru oranında gerçek zararın tazmini ile sınırlı olarak sorumluluğunun söz konusu olduğu, davacı …’ın emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir delilin dosyaya sunulmadığı, buna ilişkin bir tespitin olmadığı, ayrıca davacılar arasında hatır taşıması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; TBK 51. Madde hükümleri uygulanamayacağı değerlendirilerek yukarıda belirtilen kusur oranları yönünden indirimler yapılarak davacı … yönünden geçici işgöremezlik tazminatı 3.264,54-TL, bakıcı gideri tazminatı 1.202,34-TL olarak hesaplandığı, davalı … yönünden temerrüt tarihi ve diğer davalı yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi, yine aracın ticari nitelikte olmadığı da değerlendirilerek hasar bedeli ve çekici bedeli olarak toplam 5.989,68-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a davalı … yönünden temerrüt tarihinden diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davanın kabulü gerektiği kanısıyla davanın kabulü ile; davacı … yönünden geçici iş göremezlik tazminatı 3.264,54-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak 1.202,34-TL olmak üzere; toplam 4.466,88-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, tazminata, davalı … yönünden 12/10/2018 temerrüt tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi 21/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı … yönünden hasar bedeli ve çekici bedeli olarak 5.989,68-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, tazminata, davalı … yönünden 12/10/2018 temerrüt tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi 21/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin karara esas aldığı 09.10.2020 tarihli bilirkişi kurul raporunda hatalı tespit ve değerlendirmeler yapıldığını yapılan kusur ve illiyet bağı değerlendirmesinin hatalı ve objektiflikten uzak, kendi içinde çelişkiler barındırdığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava dosyası kapsamında yer alan olay anında emniyet personelince tutulan tutanak, olay yeri krokisi ve fotoğrafları ile Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/403 Esas dosyasında alınan 04.10.2019 tarihli davalı lehine düzenlenmiş rapor dikkate alınmadan, ilave bir değerlendirme yapılmadan, Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/403 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan davalı aleyhine düzenlenmiş raporun adeta kopyalanarak yapıştırılması şeklinde düzenlendiğini, Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/403 Esas dosyasında alınan bizzat hakim ve bilirkişi tarafından olay yerine gidilip keşif yapıldıktan sonra hazırlanan 04.10.2019 tarihli raporda, kazanın gece vakti gerçekleştiği, olay yerinin aydınlatmasının bulunmadığı, kazanın davalının TŞOF kavşağından dönüşünü tamamlayıp, yolun sağ şeridinde yol aldığı esnada, kavşağın 60-70 metre ilerisinde meydana geldiği, davacı …’ın 2918 sayılı kanunun 84/D (arkadan çarpmak) kusurunu ihlal ettiğinin belirtildiğini, buradan da anlaşıldığı gibi 2918 sayılı kanunun 53. Ve 57. Maddeleri uyarınca, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, davalının kavşaklarda ve dönüşlerde uyması gereken tüm kurallara uyduğunu, kavşaktan çıktıktan ve kendi yolunda sağ şeritte ilerlerken davacının aracıyla davalının aracına arkadan çarpması neticesinde kazanın gerçekleştiğini, davalıya kusur atfedilemeyecek kazada, davacının asli kusurlu olduğunu, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacının kullandığı araca ait fren izinin 60 metre olduğu ve bu izin sağ şeritte olduğunun tespit edildiğini, davacının aracına ait 60 metrelik fren izinin, kazanın gerçekleşmesi esnasında davacının hızının 96 km/s olduğunu gösterdiğini, bu durumun, hükme esas alınan raporda da belirtildiğini, bu halde, davacının, 2918 sayılı kanunun 57/1-a maddesi uyarınca, kavşağa yaklaşan bir araca göre hızının oldukça fazla olduğu ve asli kusurlu olduğunun aşikar olduğunu, bu nedenlerle, bizzat olay yerinde yapılan keşif neticesinde hazırlanan 04.10.2019 tarihli rapor göz ardı edilerek, olay yerini görmeden, sadece dosyadaki bilgi ve belgelere dayanarak hazırlanmış 09.10.2020 tarihli raporun hükme esas alınmış olmasının yasaya aykırı olduğunu, bunlara ek olarak, 09.10.2020 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporunun 4. Sayfası 2. Paragrafın son cümlesinde; ” davalının Kırıkkale yönüne seyreden araç trafiğini tehlikeye soktuğu, sağ şeritte seyreden taşıt trafiğinin önünü kapattığı anda dava dışı başka bir aracı sıkıştırdığı ve bu aracın davalının aracına çarpmadan kurtarmak için sol şeride geçtiği sırada bu aracın arkasında seyretmekte olan davacının aracının 60,00 metre fren izi (V=96km/saat) ile davalının aracına sol arka tarafından çarpması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır. “Denildiğini, ancak, davalıya kusur atfedilen, dava dışı bir aracın davalının aracına çarpmadan kurtarmak için sol şeride geçmesi durumunun hiçbir şekilde gerçekleşmediğini, dosya kapsamında, hiçbir bilirkişi raporunda, hiçbir tutanakta veya tanık beyanında böyle bir bilgi bulunmadığını, bu nedenle, hükme esas alınan 09.10.2020 tarihli raporun kendi içinde çelişkiler barındırdığı ve tarafsızlık özelliğini kaybettiğinin açıkça görüldüğünü, davalının kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacı … lehine hükmedilen geçici iş göremezlik tazminatını kabul etmediklerini, yapılan araştırmalar sonucunda davacının ev hanımı olduğunun tespit edildiğini, bu halde, kendisinin bir gelir kaybı olmadığı, geçici iş göremezlik tazminatı hükmedilmesinin davacı …’ın sebepsiz zenginleşmesine yol açacağı bir gerçek olduğunu, bu nedenle, davacı … lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu, kendi içinde dahi çelişkiler barındıran, objektiflikten uzak 09.10.2020 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak ve davacı …’ın sebepsiz zenginleşmesine neden olacak şekilde hazırlanmış yerel mahkeme kararının hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı, bakıcı gideri, araç hasarı ve çekici ücreti istemine ilişkindir.
1-Davalı … vekilinin davacı … … yönünden verilen karara karşı istinaf sebepleri incelendiğinde;
HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2020 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 5.390,00-TL olarak belirlenmiştir.
Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 5.390,00-TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 5.390,00-TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilen bölümü 5.390,00-TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacı … tarafından 3.264,54 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 1.202,34 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.466,88-TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın kabulü ile; davacı … yönünden geçici iş göremezlik tazminatı 3.264,54-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak 1.202,34-TL olmak üzere; toplam 4.466,88-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, tazminata, davalı … yönünden 12/10/2018 temerrüt tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi 21/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olup davacı … yönünden hüküm altına alınan miktar itibariyle davalılar yönünden kesin olan bu karara karşı davalı istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK’nın 346. maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu durumda; HMK’nın 341/2.maddesinde açıklanan karar tarihi itibariyle 5.390,00-TL’yi aşmayan dava değerinin istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin davacı … yönünden kurulan hükme karşı istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar vermek verilmiştir.
2-Davalı … vekilinin davacı … … yönünden istinaf sebepleri incelenmediğinde;
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında 21.08.2018 günü, saat 20:40 sıralarında, davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile Çorum yönünden Kırıkkale yönüne seyir halinde iken, olay yerine geldiğinde, orta refüj aralığından dönmekte olan davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobilin arka kesimine, idaresindeki otomobilin ön kesimi ile çarpması neticesinde kendisi ile aracında bulunan yolcu …, …, …, …’ın yaralanması ve maddi hasar ile sonuçlanan dava konusu trafik kazası meydana geldiği, takip mesafesini korumayan davacı …’ın 2918 Sayılı KTK’nın 56/1-c maddesi hükmünü ihlal ettiğini, diğer … plakalı araç sürücüsü …’ın kazada kusurunun olmadığı; trafik polisi bilirkişi … tarafından Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/403 E sayılı dosyasına sunulan 04.10.2019 tarihli raporda kazanın oluşumunda; … plakalı otomobil sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 84/d (arkadan çarpma), 56/1-c ve yönetmeliğin 107. maddesini ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda kural ihlali ve kusurunun olmadığı, eldeki davada makine mühendisi bilirkişi … ‘dan alınan 02.04.2020 tarihli raporda; … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın 2918 sayılı KTK’ nun 52/b,c ve 56/c maddeleri ile 84/d maddesinde yer alan “arkadan çarpma” asli kuralını ihlal etmesi nedeniyle olayın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu; Adli Tıp Kurumu tarafında hazırlanarak Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/403 Esas sayılı dosyasına sunulan 13.12.2019 tarihli raporda; sürücü …’ın, idaresindeki … plakalı otomobil ile gece aydınlatmanın olmadığı 110 km hız limitli kesimde, TŞOF dinlenme tesisinden çıkıp olay yeri kavşağa giriş yaparak sola dönüş yapmak istediği sırada, yolda seyreden araçların hız ve mesafesini dikkate alıp, ilk geçiş hakkını ana yoldaki araçlara verip, tedbirli bir şekilde kavşağa girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, kontrolsüz şekilde sanık sürücü … idaresindeki otomobilin önüne doğru manevra yapması sonucu ana yoldan gelen otomobilin önünü kapattığı bu otomobilin aracının arka kısmından çarpması sonucu meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, sanık sürücü …’ın, idaresindeki … plakalı otomobil ile devlet karayolunu takiben seyri sırasında kavşağa yaklaştığında hızını azaltması, seyrine göre solundan olay mahalli kavşaktan karayoluna girerek kendi aracının önünde manevra yapan otomobile karşı hızından dolayı fren tedbirinde yetersiz kaldığı olayda tali kusurlu olduğu; eldeki davada Karayolları Fen Heyeti üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 09.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda kaza tespit tutanağı, kesinleşmiş ceza dosyasındaki ifadeler, ceza dosyasında alınan 04.10.2019 tarihli bilirkişi raporu, 13.12.2019 tarihli ATK raporu ile eldeki davada alınan 02.04.2020 tarihli bilirkişi raporları, diğer tüm bilgi ve belgeler de ayrıntılı incelenerek değerlendirme yapıldığında dava konusu olayın ortada refüj ile bölünmüş azami hızın 110 km/saat olduğu meskun mahal dışında bulunan D-200-14 Kontrol Kesim Numaralı Devlet Karayolunun 53+600 kilometresine TŞOF Kırıkkale tesisi ile Kargın Köyü yol ayrımı tesisi kavşak ortak alanında meydana gelmiş olduğu anlaşılan olayın; TŞOF Kırıkkale tesisinden çıkan davalı …’ın Ankara yönüne sola dönmek için ana yolda orta refüj aralığına geldiğinde duraklayıp, sağından Çorum yönünden Kırıkkale yönüne seyreden araç trafiğini beklemesi gerekirken, aceleci davranarak yoğun taşıt trafiğinin içerisine önlemsizce ve kontrolsüz bir şekilde dönüş yaparak sağ şeride girmek istemesi ile birlikte yoğun akan trafikte sağ şeritte Kırıkkale yönüne seyreden taşıt trafiğini tehlikeye soktuğu, sağ şeritte seyreden taşıt trafiğinin önünü kapattığı anda dava dışı başka bir aracı sıkıştırdığı ve bu aracın davalının aracına çarpmadan kurtarmak için sol şeride geçtiği sırada bu aracın arkasında seyretmekte olan davacının aracının 60,00 metre fren izi (Vz16V60x0,60 – 96 km/ saat) ile davalının aracına sol arka tarafına çarpması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği; davalı …, yerleşim yeri dışında azami hızın 110 km/saat olarak belirlemiş olduğu bölünmüş yol şartlarında bir kavşağa yaklaşırken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, olay yeri refüj aralığına geldiğinde sağından gelmekte olan davacının aracının geçmesini beklememekle, dönüş manevrasına devam ederek davacının aracının seyir şeridini kapatarak olayın önlenebilirliğini büyük ölçüde imkansız kılmakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nın 53. madde (b) bendi ile 57. maddesi (a) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, bu davranışlarının dava konusu kazanın meydana gelmesinde yüksek oranda etken olduğu; davacı …’ın, idaresindeki … plakalı otomobil ile gece far ışıkları altında azami hızın 110 km/saat olduğu yerleşim yeri dışında bölünmüş devlet karayolunu takiben seyri sırasında her ne kadar hızının yol şartlarına (60,00 metre fren izi (Vz16V60x0,60 – 96 km/ saat)uygun olmasına karşın hızını düşürmemekle, kavşağa yaklaştığında daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, kavşakta her an bir araç çıkabileceğini düşünememekle, fren tedbirine başvurmakta gecikmekle ayrıca direksiyon manevrası ile olayı önlemeye çalışmamakla, seyrine göre solundan olay mahalli kavşaktan kendi aracının önünde manevra yapan otomobile karşı hızından dolayı çarpmak zorunda kaldığı olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nın 52. madde (a) bendi hükmüne aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı bu davranışlarının dava konusu kazanın meydana gelmesinde düşük oranda etken olduğu anlaşılmış olup 09.10.2020 tarihli Karayolları Fen Heyeti üyelerinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından yapılan kusur tespitinin bu oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeniyle yerel mahkemece bu kusur oranının kabulü ile hükme dayanak alınmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … … yönünden maddi tazminat yönelik davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 352/1. maddeleri gereğince miktar itibarıyla reddine, 2 nolu bentte açılanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan 09.10.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davalı … … vekilinin davacı … … yönünden ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin davacı Selami …‘a yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin davacı … … yönünden maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1. maddeleri gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin davacı … … yönünden istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 409,15 TL karar harcından peşin alınan 378,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.