Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/999 E. 2022/2100 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/999
KARAR NO : 2022/2100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/644 Esas 2020/38 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/10/2017 tarihinde davalılardan … Ltd. Şti’ne ait, … Sigorta A.Ş.’ne kasko poliçesi ile sigortalı, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla %100 kusurlu olarak davacıya ait … plakalı araca çarptığını, davalının ZMMS kapsamında dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu davacı aracındaki hasar miktarının 43.461,74-TL, piyasa rayiç değerinin 128.000,00-TL, sovtaj değerinin ise 66.000,00-TL olarak belirlendiğini, aracın pert olduğunu ve sigorta şirketi tarafından hurda olarak 66.000,00-TL’ye satıldığını, davacıya ait aracın hasar bedeli için … Sigorta A.Ş. tarafından Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında 33.000,00-TL, kasko poliçesi kapsamında da davalı … tarafından 10.461,74-TL ödendiğini, davacıya ait aracın piyasa değerinin yaklaşık 150.000,00-TL civarında olduğunu, davacıya ödenen bedelin aracın piyasa değerinden düşük olduğunu belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL hasar bedelinin davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini; 100,00-TL araç mahrumiyeti bedelinin ise davalı … dışındaki araç sürücüsü ve araç sahibi şirketten kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 13/12/2019 tarihli bedel arttırım dilekçe ile araç hasar bedelini 5.908,61-TL’ye, araç mahrumiyeti talebini 2.700,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı …. vekili; Davalı şirkete ait … plakalı aracın, davalı … şirketine 03.12.2016/03.12.2017 arası Genişletilmiş… Kasko Sigorta Poliçesiyle sigortalı olduğunu ve poliçede ayrıca 30.000,00-TL azami bedelle ihtiyari mali mesuliyet teminatının verilmiş olunduğunu, olayın taraflarına ihbar edilmesi üzerine eksper görevlendirildiğini ve dava konusu araç bedelinin 128.000,00-TL, sovtaj bedelinin 66.000,00-TL ve de KDV hariç 43.461,74-TL de hasar oluştuğunun belirlendiğini, ekspertiz raporu doğrultusunda davacıya Zorunlu Mali mesuliyet sigortası kapsamında 12.12.2017 tarihinde 33.000,00-TL, İMM poliçesi kapsamında da 15.01.2018 tarihinde 10.461,74-TL ödenmiş olunduğundan sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. Vekili; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının zararı belirlenmiş olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacıya ait araç değerinin 150.000,00-TL olduğu iddia edilmişse de bunun doğru olmadığını, aracın değerinin kaza tarihindeki mevcut değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, araç değerine bakıldığında davacıya ödenen miktarın oluştuğu iddia edilen zararın fazlasıyla karşılandığını, davacının araç mahrumiyetine ilişkin delil sunmadığı gibi sigorta şirketlerinin ikame araç hizmeti sunduğunu, yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu trafik kazası nedeniyle olayda kusuru bulunmayan davacının aracının hasar görmesinden kaynaklı bakiye zarardan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının aracından yoksun kaldığı süre için belirlenen zarardan ise poliçe kapsamında buna dair kloz bulunmadığından davalı … şirketinin sorumlu olmadığı, diğer davalı tarafından bu zararın karşılanması gerektiği gözetilerek 5.908,61-TL bakiye hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen sigorta şirketi yönünden 15/01/2018, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, 2.700,00-TL araç mahrumiyet zararına yönelik tazminatın davalı … dışındaki davalılardan olay tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişinin eksik ve yanlış değerlendirmeleri neticesinde uğranılan zararın altında bir bedele hükmedildiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan 21.02.2019 tarihli raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü olan davalı …’ın dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu; davacıya ait … plakalı aracın dava konusu trafik kazası nedeniyle 49.369,61-TL hasara uğradığı; davacıya yapılan toplam hasar ödemesinin ise sadece 43.369,61-TL olduğu ve dolayısıyla davacının 5.907,87-TL bakiye hasar tazminatı talebinin olacağı, aracın kaza tarihindeki ikinci el değerinin kıyaslama yapılarak 134.500,00-TL civarında olacağı; 2.700,00-TL araç mahrumiyeti zararı olduğu belirlenmiş olup, rapordaki hesaplama yöntemlerine, araç rayiç değer tespitine, hesaplanan araç mahrumiyetine, bilirkişi tarafından bildirilen bedellerle ilgili itirazları karşılanmadan ek rapor düzenlendiğini,
… plakalı …marka, … tipi aracın rayiç bedelinin 134.500,00-TL olduğu şeklinde hatalı tespitlerde bulunulduğunu 21/02/2019 tarihli raporda yapılan tespitlerin objektif gerekçelere dayandırılmadığını, sadece 2 satır metin ile sübjektif olarak yaptığı orantılı hesaplamalar dikkate alınarak hatalı olarak belirlendiğini, davacının aracının emsali niteliğinde olan aracın “…” adresindeki 22 Ocak 2019 fiyatı 182.000,00-TL olmasına karşın sayın bilirkişinin 08/10/2017 tarihine yapmış olduğu uyarlamada aracın rayiç bedelinin 14 ayda neredeyse 1/3’ü kadar bir bedeli indirmesinin rayiç bedel hesaplamasında ciddi hataya düşüldüğünü gösterdiğini, rapor “Dava konusu aracın kaza esnasındaki 2 nci el piyasa rayiç değerinin 134.500,00-TL civarında olduğu anlaşılmakla, aracın Pert-Total durumunda olmayıp tamir edilebilir durumunda ve hasar tutarının 49.369,61-TL olduğu anlaşılmıştır.” dendiğini, ancak davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde de, “davacıya ait aracın pert-total olarak kabul edilmesi gerektiği, onarılması halinde trafik güvenliğini tehlikeye sokabileceğinin” belirtildiğini, bilirkişinin davalı tarafça dahi kabul edilen durumu görmezden gelerek aracın bu husus bağlamında sovtaj bedeli üzerinden satılmış olmasına rağmen tespit ettiği 2. el fiyatları yönünden zarar tespitini yapmamış olmasına rağmen mahkemece ek rapor alınmasına ilişkin talepleri ret edilerek hüküm kurulduğunu,
Dava konusu trafik kazasının ardından dava dışı … Sigorta şirketine ihbarda bulunulduğunu davalı şirket tarafından 4100636199/1nolu hasar dosyası açıldığını, aracın çekici vasıtasıyla dava dışı şirketin anlaşmalı olduğu özel servis …Oto’ya götürüldüğünü ve davalı şirkete ait aracın trafik poliçesini düzenleyen dava dışı … Sigorta Şirketi tarafından atanan …… tarafından ekspertiz incelemesi yapıldığını, …… tarafından önce davacıya ait aracın orijinal parçalarla 90.000,00-TL – 100.000,00-TL üzerinde hasar onarım bedelinin olacağı, bu nedenle pert işlemlerine başlanacağının bildirildiğini, bunun üzerine davalı şirket ile görüşülerek aracın yetkili …servisi tarafından incelenmesi ve orijinal parçalarla hasar hesaplanmasının talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından bu talebin aracın hasar rakamının çok yüksek olduğu bu nedenle aracın her halükarda pert olacağının bildirildiğini araç rayiç bedel olarak 128.000,00-TL teklif edildiğini, davalı … tarafından atanan ……’nın da tespit ettiği gibi araç dava konusu kazada ağır hasarlandığını, aracın onarımı için Ankara’da bulunan… Oto ile görüşüldüğünü aracın onarımının 100.000,00-TL işçilik ve yedek parça + KDV olarak gerçekleştirilebileceğinin davacıya iletildiğini, aracın şaselerinden ağır hasar aldığını ve pert-total olması gerektiğini, davacıya ait aracın dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından atanan eksperin yönlendirmesi ile sigorta şirketinin sovtaj firmasına 66.000,00-TL karşılığında satıldığını, bunun akabinde … Sigorta tarafından teminat limitinin tamamı olan 33.000,00-TL’nin davacıya ödendiğini ancak her nasılsa işbu … raporunun ödemeler yapıldıktan sonra 100.000,00-TL’nin üzerinde olan hasar onarım bedeli 50.000,00-TL gibi bir bedel olarak gösterilerek kapatıldığını,
…. Oto tarafından sözlü olarak “davacıya ait aracın dava konusu kaza nedeniyle şaselerinden hasar aldığı, aracın onarımına başladığı taktirde zararın artmasının kaçınılmaz olduğu zira; aracın aldığı hasar nedeniyle aracın motor kısmınında hasar almış olduğu ancak bu hususun aracın tam olarak onarımına başlanmadan tespit edilemeyeceği” bildirildiğini, ağır hasar alan ve pert-total olarak işlem yapılması gereken aracın, onarılarak teslim edilmesinin kabul edilmeyeceğini, aracın onarılması halinde artık trafik güvenliğini tehlikeye düşüreceği kaçınılmaz olup, aracı kullananında can güvenliğini tehlikeye düşüreceğini, dava dışı … Sigorta şirketi tarafından da bu hususun tespit edildiğini ciddi bir hasar alarak hurdaya dönen aracın onarılarak, ekonomik menfaatler uğruna, insanların yaşam hakkının hiçe sayılmasının önüne geçildiğini aracın hasarlı haliyle sattırıldığını, aracın, ekspertiz tarafından tespit edilen sovtaj değeri üzerinden hasarlı araç satın alma işleri yapan bir kişiye satıldığı ve bu nedenle gerçek değer üzerinden bir zarara uğranıldığı dosya kapsamı ve emniyet kayıtları ile sabit iken, bilirkişinin eksik değerlendirme ile yaptığı bir rapor üzerinden hüküm kurulduğunu, bilirkişinin araçtaki hasar hesabı yaparken aracın şaselerinden ağır derecede hasar aldığının dikkate almadan, eşdeğer parçalarla, özel serviste çıkartılan onarım tutarından da hiçbir açıklama yapmadan indirim yapmak suretiyle yaptığı zarar hesabı üzerinden hüküm kurulmasını kabul etmenin mümkün olmadığını, ayrıca değişen parçalardan hurda ve sovtaj bedeli tenzili olarak %5 gibi yüksek bir oranda indirim yapılmasını da doğru olmadığını, bilirkişinin ekspertiz raporu ile tespit edilen bedelden %5 indirim yaparak hesaplama yapması ve buna %18 KDV hesaplamasını da kabul etmediklerini, bu bedellerin sigorta şirketlerince itiraz edilmeden ödendiğini, fakat KDV bedellerinin ödenmediğini, bilirkişinin raporunda belirttiği gibi bir indirimin yapılması gerekseydi, şirketlerin bunu gözeterek indirim yapıp ona göre ödeme yapacaklarını, bu nedenle eksik hesaplama ve değerlendirme yapılmış bu hususla ilgili itirazlarının da mahkemece dikkate alınmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacı aracında oluşan (pert) hasar bedeli ve araç mahrumiyeti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, aracın tamirinin mümkün olmadığını, pert-total kabul edilerek buna göre aracın 2.el rayiç değeri üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, hurda indiriminin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava konusu kazanın davalı araç sürücüsünün ışıklı kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak davacının önüne çıkması suretiyle davacının aracının ön kısmı ile davalı aracının sol yan kısmına çarpması ile meydana geldiği sabit olup, oluş itibari ile davalı araç sürücüsü tam kusurludur.
Haksız fiil neticesinde, maddi zarara uğrayan kişi TBK’nın 49. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan zararlarını, zarara neden olandan talep edebilir. Zarar görenin talep edebileceği zarar “gerçek zarar” olup, zarar gören zararın artmasına neden olmuş yahut zarara neden olanın durumunu ağırlaştırmış ise bu kapsamda zararlar “gerçek zarar” kapsamında görülemeyeceğinden, zarar gören kendisinin artmasına neden olduğu zararları, zarara neden olandan talep edemeyeceğinden, haksız fiil neticesinde zarar oluşup oluşmadığı, davacının talep ettiği zararların haksız fiilden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zarar meydana gelmiş ise meydana gelen zararın miktarı, talep edilen tazminatın meydana gelen zararın giderilmesi açısından makul olup olmadığı, bilirkişi tarafından haksız fiil tarihine göre; Yargıtay tarafından “gerçek zarar” tespitinde benimsenen yöntemler çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Somut olayda davacının, davalının zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’ne başvurusu üzerine …… tarafından araç görülerek 10.10.2017 tarihli rapor düzenlediği, anılan raporda davacıya ait aracın, …. tipi 2013 model özel araç olduğu, kaza tarihinde 99.090 km’de bulunduğu, aracın hasarsız 2. el piyasa değerinin 120.000,00-TL, sovtaj değerinin 66.000,00-TL olduğu, aracın önden hasarlı olduğu, söküldüğünde ek hasar çıkabileceği, mevcut halde değişmesi gereken 51 adet yedek parça için 40.061,74-TL, işçilik bedeli için 3.400,00-TL olmak üzere hasar toplamının KDV’siz 43.461,74-TL, tamir süresinin 20 gün olduğu belirlenmiş ve anılan sigorta şirketi tarafından davacıya 12.12.2017 tarihinde 33.000,00-TL ödenmiştir. Yine davalı …. tarafından da kasko sigortası kapsamında anılan ekspertiz raporu gereğince 15.01.2018 tarihinde davacıya 10.461,00-TL ödeme yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi tarafından düzenlenen 21.02.2018 tarihli kök ve davacının itirazları doğrultusunda alınan 08.11.2019 tarihli ek raporda dosya kapsamındaki dava konusu aracın hasarlı halini gösteren fotoğraflar ile ekspertiz raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacıya ait, …. tipi 2013 model özel aracın kaza tarihinde 99.090 km’de bulunduğu, aracın ön kısmında aldığı darbe nedeniyle ekspertiz raporunda belirlenen parça ve işçilik bedellerinin hasarla uyumlu olduğu, ancak aracın kaza tarihinde 4 yaşında olması nedeniyle değişen parça bedelinden %5 hurda indirimi yapılması gerektiği, hurda indirimi sonrası parça bedelinin 38.438,66 TL, işçilik bedelinin 3.400,00-TL, KDV tutarının 7.530,95-TL olmak üzere hasar toplamının 49.369,61-TL olduğu, sigorta şirketleri tarafından davadan önce yapılan toplam 43.461,00-TL’nin mahsubundan sonra davacının bakiye hasar zararının 5.907,87-TL; 20 günlük tamir süresi karşılığı da günlük 135,00-TL’den 2.700,00-TL araç mahrumiyeti istenebileceği, dava konusu aracın kazadan 4 ay 21 gün önce davacı tarafından 17.05.2017 tarihinde 112.000,00 TL bedelle alındığı, kazadan sonra 15.12.2017 tarihinde 66.200,00-TL bedelle dava dışı kişiye satıldığı, aracın 2017 yılı kasko değerinin 154.616-TL, 2017 yılı hasarsız 2. el piyasa değerinin 134.500,00-TL olduğu, hasar miktarı ve 2. el hasarsız değeri karşılaştırıldığından aracın perte ayrılmasının uygun olmadığı tamirinin ekonomik olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle, gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacıya ait aracın görülerek düzenlenen ekspertiz raporu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmasına, anılan raporlarla aracın pert olmayıp tamirinin mümkün olmasının belirlenmesine, davacının aracının tamir ettirmeden satmasının kendi takdirinde bir husus olmasına, ekspertiz raporunun davacının bildirdiği adreste ve bilgisi dahilinde yapılmış olmasına, aracın kazadan 4 ay 21 gün önce davacı tarafından 121.000,00-TL bedelle alınmış olması nedeniyle bilirkişi tarafından belirlenen 134.500,00-TL rayiç değerinin uygun olmasına, kaza tarihinde 4 yaşında olan araç için değişmesi gereken 51 kalem parça karşılığı %5 hurda indiriminin uygun bulunmasına, davacının aracın pert olduğu iddiasının ispatlayamamasına, mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL maktu karar harcının mahsubu ile, davacıdan fazla alınan 20,05-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.