Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/929 E. 2022/2108 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/929
KARAR NO : 2022/2108

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2016/677 Esas 2019/850 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ile … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 08/11/2014 tarihinde kendi sevk ve idaresinde bulunan bisikleti ile opera tramvay durağının karşı tarafında, geçidin yanında yolun sağında seyir halinde iken davalı …’un sevk ve idaresinde olan ve maliki diğer davalı … olan halk otobüsünün davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı …’un davacının yanına gelerek durumunu sorduğunu ve
akabinde bir şey olmamış gibi olay yerini terk ettiğini, davacının kaza nedeniyle işsiz kaldığını, rapora göre %18 oranında engel durumuna düştüğünü, işitme kaybı ve unutkanlık başladığını, psikolojisinin bozulduğunu, manevi olarak da çok yıprandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; diğer davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun poliçe limiti ile sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, kazanın üzerinden uzun zaman geçtiği için maluliyet iddialarının reddi gerektiğini, davalının manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … cevap dilekçelerinde; bisikletin otobüse çarptığını, maluliyet durumunu kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası sonucu uğranılan maddi manevi zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı vekili ile davalı … vekillerinin beyanlarına göre maddi tazminat talebinin konusunun kalmadığı anlaşıldığından, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği,
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, olay tarihi, olayın oluş biçimi, paranın satın alma gücü, davacı ile davalı sürücünün kusur oranları, davacının maluliyet oranı, gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacının davaya konu kazadan dolayı duyduğu manevi elem ve acının kısmen de olsa karşılanması bakımından davacı için 7.500,00.-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.11.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine, fazla istemlerin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; deliller gereği gibi değerlendirilmeden hukuka aykırı olarak davalının, diğer davalı birlikte 7.500,00TL manevi tazminata mahkum edildiğini, davacıya ait otobüs, diğer davalı …’un sevk ve idaresinde iken davacının bisiklet ile halk otobüsünün önüne çıktığını, davacının olayda tamamen kusurlu olduğunu, davacı tarafından kaza sonrası otobüs şoförünün hiçbir şey olmamış gibi olay yerinden ayrıldığı iddia olunmakta ise de aksine kazanın davacının kusuruyla meydana gelmesine rağmen kendisi ile ilgilenildiğini, her türlü ilaç masraflarının davacı tarafından karşılandığını, manevi tazminat talebine istinaden dinlenilen tanık anlatımları incelendiğinde tanıklar … ile …’nın beyanlarında açıkça davacı ile gereği gibi ilgilenildiğinin, her ne kadar kazaya kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olsa da davacının mağdur olmaması adına tüm çaba ve gayretin gösterildiğinin, davacıya defalarca ödeme yapıldığının açıkça anlaşıldığını, davacı tanıklarının beyanlarına bakıldığında; olayın görülmediği, davacının manevi elem ve ıstırabına ilişkin kimsenin bilgi sahibi olmadığı, davacının abisi dışında kimsenin davacının ruh halinin bozulmasına ilişkin bir beyanının olmadığını, davacının abisinin doğal olarak eldeki davada kardeşinin lehine tazminata hükmedilebilmesi adına bahsedilen şekliyle beyanda bulunabildiğini, tanık …’ün davacıyı ziyaret ettiğini ifade etmesine rağmen davacıda herhangi bir ruhi çöküntüden bahsetmediğini, mahkemece sadece davacının abisinin yanlı beyanlarına itibar edilerek tazminata hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/35665 soruşturma dosyasında davalı sürücü … hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, davacının bu karara itiraz etmediğini, cezai süreçte aracın sürücüsünün kusurlu olmadığı tespit edilmiş olup tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, davalı sürücüye %20 oranında kusur izafe edilmiş ise de, bunun gerçeği yansıtmadığını, davacının kullanmakta olduğu bisikleti otobüsün önüne kırmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, davacının kendi kusuruna dayanarak talepte bulunamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … istinaf dilekçesinde; davacının kullandığı bisikleti ile diğer davalı … adına kayıtlı ve kendisinin yönetiminde olan otobüsün önüne çıktığını, olayda davacının tamamen kusurlu bulunduğunu, kaza sonrası hiçbir şey olmamış gibi olay yerinden ayrıldığı iddia olunmakta ise de aksine kazanın, davacının hatası ve dikkatsizliği nedeniyle meydana gelmesine rağmen davacı ile ilgilendiğini, davalı tanıklarının savunmasını desteklediğini, davacı tanıklarının beyanlarında da davacının manevi elem ve ıstırabına ilişkin davacının abisi dışında kimsenin davacının ruh halinin bozulmasına ilişkin bir beyanının olmadığını, davacının abisinin taraflı beyanlarıyla hakkında manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/35665 soruşturma dosyasında kendisi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının bu karara itiraz etmediğini, cezai süreçte kusursuz olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle de mahkeme kararının yerinde olmadığını, kendisine %20 oranında kusur izafe edilmiş ise de, bunun gerçeği yansıtmadığını, davacının kullanmakta olduğu bisikleti otobüsün önüne kırmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, davacının kendi kusuruna dayanarak talepte bulunamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan cismani maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı … arasında yargılama sırasında sağlanan anlaşma ve davacıya cismani maddi tazminatın davalı … tarafından ödenmesi sebebiyle cismani maddi tazminat talebi konusuz kalmıştır.
Davalı araç işleteni vekili ile diğer davalı araç sürücüsünün istinaf talepleri taraflara isnat edilen kusur durumuna ve hükmedilen manevi tazminata ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasının, 08/11/2014 günü saat 20:00 sıralarında davalı sürücünün yönetimindeki halk otobüsü ile opera istikametinden, Gaffar Okkan caddesi istikametine seyri sırasında bahse konu olay yeri kavşağa geldiğinde, seyir istikametine göre yolun sağında aynı istikametten gelip aynı istikamete doğru seyir halinde olan bisiklet sürücüsü davacının yolun soluna doğru manevra yapmak istediği esnada otobüsün sağ ön köşe kısımları ile çarpışmaları şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen kusura ilişkin raporda, bilirkişi tarafından olay yerine gidilerek inceleme yapıldığı, tarafların da olay yerine daveti ile onlardan kazanın oluşumuna ilişkin bilgi alındığı, davalı tarafa ait otobüste yolcu konumunda olan tanığın beyanı da değerlendirilerek söz konusu raporun hazırlandığı, netice olarak davacının, yönetimindeki bisiklet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, manevralarını yolda seyir halinde olan araçların seyir durumunu etkilemeyecek şekilde yapması gerekirken, dikkatsiz ve tedbirsizce yolun soluna doğru ani manevra yaparak arkasında aynı yöne doğru seyir halinde olan otobüsün seyrini bozma sonucu, trafik güvenliğini tehlikeye düşürerek manevra hatasıyla kazanın oluşumuna birinci derecede etken olduğu olayda doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmak kuralını ihlalden %80 oranında, davalı araç sürücüsünün ise yönetimindeki otobüs ile yola gereken dikkati vermediği, kavşaklara yaklaşırken yeterince yavaşlamadığı, sağında aynı istikamete doğru seyreden bisiklet sürücüsünü, yoldaki mevcudiyetini belirtecek şekilde uyarmadığı, bu nedenle dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi kısmen etken olduğu olayda aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlalden %20 oranında alt düzeyde tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur durumu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunduğundan, denetime elverişli, gerekçeli şekilde hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, TBK’nın 74. maddesi hükmü de dikkate alındığında davalı tarafın bu hususa ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu kaza neticesi; davacının, dosyada mevcut İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesince düzenlenen raporda, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliği hükümlerine göre %13.2 oranında sürekli maluliyeti bulunduğu, kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar iyileşebileceği belirtilmiştir. Davacının kaza sonucu oluşan sol radius distal alt uç kırığı nedeniyle operasyon geçirdiği, eklem yüzeyinin düzensiz olduğu, sol el bileğinde parçalı kırıklar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı için TBK’nın 56. maddesi hükmü gereğince manevi tazminat talep etme şartları oluşmakla, mahkemece manevi tazminata karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemekle birlikte, istinaf talebinde bulunan davalı tarafın, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde; kazanın gerçekleşme şekli, kaza tarihi, davacının olayda asli, davalı sürücünün alt düzeyde tali kusurlu bulunması, davacının olay nedeniyle yaralanma durumu, sürekli maluliyet oranı, geçici iş göremezlik süresi, tarafların SED, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri, zenginleşme, fakirleştirme, cezalandırma, özendirme amacı taşımaması, mamelek hukukuna ilişkin zararı tazmin niteliğinde bulunmaması, davacının belirlendiği şekilde yaralanması nedeniyle yaşadığı ağrı,acı, üzüntü, ıstırap, stres, sıkıntı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, 22.06.1966 tarih, 1966/ 7 Esas- 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, davacı için mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı bir miktar fazla olup, davacı … için 5.000.00-TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna varıldığından, davalı … vekili ile davalı …’un bu yöne ilişkin istinaf talebinin ayrı ayrı kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A) Davalı … ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/11/2019 gün ve 2016/677esas 2019/850 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre; HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Maddi tazminatın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 5.000,00.TL manevi tazminatın 08/11/2014 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’ndan alınıp davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden talep olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davanın kabul edilen kısmı üzerinden davalı taraftan alınması gereken 341.55-TL harçtan, peşin alınan 187,86.TL harcın mahsubu ile bakiye 153.69.-TL harcın davalı gerçek kişilerden alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacıdan peşin alınan 187,86.-TL harcın davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden tespit ve takdir edilen 5.000,00.-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince davanın reddine karar verilen kısmı üzerinden tespit ve takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından davalı … şirketinden 05/10/2017 tarihine kadar olan masrafları tahsil ettiği anlaşıldığından, bu tarihten sonra davacının yaptığı 98,00.-TL tebligat gideri, 140,15.-TL müzekkere gideri, 562,00.-TL ATK ücretinden oluşan toplam 800,15.-TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 400.08.-TL yargılama giderinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı …’dan peşin alınan 83.68-TL nispi, 44.40-TL maktu istinaf karar harcının talep halinde ilgili davalıya iadesine,
3-Davalı …’ndan peşin alınan 128.08-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde adı geçen davalıya iadesine,
4-Davalı … tarafından yapılan toplam 20,15-TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan toplam 54,50-TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yatırılan 150.00-TL, davalı … tarafından yatırılan 200.00-TL gider avansından kullanılmayan kısımların ilgili davalılara ayrı ayrı iadesine,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile 27.10.2022 tarihinde karar verildi. 

Başkan …

Üye …


Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.