Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/923 E. 2022/2005 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/923 – 2022/2005
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/923
KARAR NO : 2022/2005

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI : 2017/722 Esas 2019/1106 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26.09.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı yaya Kemal’in sakatlanarak kısmi iş göremez duruma geldiğini, davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet veren aracın davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede kişi başına 290.000,00-TL sakatlık teminatı olduğunu, ödeme yapılması ihtarı ile yaptıkları başvurunun davalıya 30.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketçe, kendilerinden davacı için özürlü sağlık kurulu raporu talep edildiğini, tüm tedavi evraklarını sigorta şirketine göndererek şirket bünyesinde sakatlık oranı tespiti yapılmasını talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedilerek haklarının sürüncemede bırakıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.500,00-TL maddi tazminatın (1.500,00-TL’sı geçici, 2.000,00-TL’sı sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere) ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 12.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş;10.07.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile toplam 2.897,5-TL geçici, 46.285,55-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın 26.09.2015 tarihinde meydana geldiğini iddia ettiği kazada yaralanmaları ve malûl kalmaları sebebi ile meydana gelen bedeni zararlarını, kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği aracın trafik sigorta poliçesini yapan davalı şirketten talep ettiğini, davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, davacı tarafin davalı şirkete tazminat ödenebilmesi için gerekli ve yeterli belgeleri sunmadan bu davayı açtığını, tazminat ödenebilmesi için en gerekli belge olan maluliyet raporunun sunulmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusur oranlan ve müterafik kusur araştırmasının yapılması gerektiğini, davalının poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacı tarafın zararı ve kusuru ispat etmesi gerektiğini, kaza sebebiyle elde edilen gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun yalnızca ölüm ve maluliyet sebebiyle olduğunu, sağlık ve tedaviye ilişkin giderlerden sorumlu olmadığını, gerçek zararın ispatlanması için aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, maluliyet tespitinin ATK 3. İhtisas Dairesince yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, yapılan yargılama, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; kusur bilirkişisi raporunda, davalı şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı aracın dava dışı sürücüsü …’un trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu (%75 oranında) olduğu, davacı yaya …’ın ise tali kusurlu (%25 oranında) olduğu’nun belirlendiği, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 06.05.2019 tarihli maluliyet raporuna göre; dava konusu kaza nedeniyle davacının özür oranının %5 olduğu, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı belirlenmiş olup bu raporun hükme esas alındığı, Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporunda, kusur oranları, maluliyet raporu, davacının asgari ücret düzeyindeki geliri ve diğer tüm deliller dikkate alınarak kaza nedeniyle davacının 2.897,51-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 46.474,58-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep hakkının bulunduğunun belirlendiği, her ne kadar davacı taraf geçici iş göremezlik tazminatı da talep etmiş ise de, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5-b hükmüne göre geçici iş göremezlik tazminatı açısından sorumluluğun SGK ya ait olduğu, bu nedenle sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden talebinin mümkün olmadığı anlaşılmakla; alınan aktüer bilirkişi raporunun geçici iş göremezlik tazminatı bakımından hükme esas alınmadığı, yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından hükme esas alındığı, davalı Sigorta Şirketinin ZMMS sigorta poliçesine istinaden aynı Yasa’nın 91 ve 85. maddeleri gereğince sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile (290.000,00-TL) sınırlı olmak kaydıyla sorumlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 46.285,55-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 12/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin (geçici iş göremezlik tazminatı) talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıdan talep edilen giderlerin, SGK tarafından karşılanmayan 6111 Sayılı kanun kapsamı dışında kalan zorunlu ve kaçınılmaz giderler olduğunu, bu giderlerin sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu ve bu zararların sigorta şirketleri tarafından tahsili gerektiğinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağını (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi T. 17.5.2018 Esas – 2017/782 Karar 2018/763 Sayılı ilamı), ayrıca bakıcı giderinin de tedavi giderlerinden sayıldığını ve sigorta şirketinin bakıcı giderinden de sorumlu olduğunu (Yargıtay 11.H.D. 2003/6318 Esas – 2004/1185 Karar sayılı ilamı), hal böyle iken yerel mahkeme tarafından geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin “Bilirkişi Trafik Kusur Uzmanı” unvanlı kişiyi davaya konu kazanın meydana gelmesindeki kusur dağılımının tespiti için bilirkişi olarak görevlendirdiğini, bilirkişinin kaza tespit tutanağındaki olay yerini görmeden, kaza tutanağındaki tespitlerin tam tersi olarak mesnetsiz bir şekilde kazanın meydana gelmesinde hiç kusuru bulunmayan sigortalı araç sürücüsünü %75 kusurlu gösterdiğini, kaza tutanağı düzenleyen trafik polislerinin tuttuğu tutanakta kaza mahallinde yaya geçidi olmadığının gösterildiğini, hatta tutanağın yaya geçidi hanesine “geçit yoktur” şeklinde işaretleme yapıldığını, buna rağmen “Bilirkişi Trafik Kusur Uzmanının” olay yerini görmeden bilmeden müstenidini izah etmeden olay yerinin yaya geçidi olduğuna bu sebeple kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğuna kanaat getirdiğini, bu çelişki ve hataya dikkat çekildiğini ancak “Bilirkişi Trafik Kusur Uzmanının” ek raporunda hatasında ısrarcı olduğunu, bu çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp kurumundan rapor alınması gerekirken, hiçbir uzmanlığı olmayan “Bilirkişi Trafik Kusur Uzmanı” bilirkişinin gerçekliği olmayan, tasavvura dayalı raporuna itibar ederek hüküm tesis edildiğini, aktüer bilirkişinin hesabının da olması gerektiğinden fazla çıktığını, kendilerince yaptırılan incelemede davacının toplam maluliyet zararı 41.389,00-TL.sı iken, aktüer bilirkişinin raporunda 46.474,58-TL.sı olarak hesaplandığını, Sigorta Genel Şartlarının A.5.b maddesine göre davacının geçici İş göremezlik zararı teminat harici iken, bu süreninde hesaba katılarak hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının aracın ZMMS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davanın davacı …’a velayeten … tarafından açılması, davacının … olması, ancak karar başlığına davacı küçükten hiç söz edilmeden sanki davacı …’mış gibi, onun isminin yazılmış olması doğru görülmemiş ise de, bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı ve yerinde her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan inceleme konusu yapılmamıştır.
Davacı …’in kaza tarihinde 11 yaşında olması, reşit olmaması, yerleşik Yargıtay kararları gereğince 18 yaşından küçükler için gelir getirici bir işte çalıştığına dair herhangi bir delil sunulmadığı hallerde tedavi müddetince mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmaması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmaz.
Dosya kapsamında davacı küçüğün gelir getirici bir işte çalıştığının ileri sürülüp ispat edilememesi nedeniyle 4 aylık iyileşme dönemi için geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmamasında ve buna ilişkin talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de, bedensel zarar sonucu sürekli maluliyeti nedeniyle evde yada dışarda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme, oyun oynama vb. tüm yaşamsal faaliyetlerinin sürdürülmesinde emsallarine kıyasla maluliyeti sebebiyle daha fazla çaba veya güç (efor) sarfetmesi gerektiğinden, fazla çaba veya gücün de bir ekonomik değer olarak görülmesi ve bu nedenle zarar oluştuğunun kabul edilmesinden dolayı davacının sürekli çalışma gücünü yitirdiği olay tarihinden itibaren zararının oluşacağının kabulü ile bu tarihten itibaren maluliyeti oranında ve agisiz asgari ücretten sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmasında bir usulsüzlük görülmemiştir. Davacı için reşit olduğu tarihten itibaren AGİ’li asgari ücretten tazminat hesaplanması, pasif dönem için yine AGİ’siz asgari ücretten tazminat hesabı yapılması, davalı sigorta şirketi tarafından yaptırılan tazminat hesabı raporunda, davacının 18 yaşını doldurduğu 01.09.2022 tarihine kadar tazminat hesabı yapılmaması ve askerlik süresi 6 ay olduğu halde askerlik süresinin 1 yıl olarak kabulü ile tazminat hesabı yapılması nedeniyle, iş bu dava dosyasında hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ile arasında tazminat miktarı yönünden farklılık olduğu anlaşılmıştır.
KTT’nın davalıya sigortalı araç sürücüsünün beyanı nazara alınarak düzenlenmesi, bu hususun KTT’da belirtilmesi, kaldı ki KTT’nın aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması, tarafların kusur durumunun tespiti hususunda düzenlenen raporun konusunda uzman trafik kusur uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanması, davalı vekilinin yargılama aşamasında bilirkişinin uzmanlığı konusunda itirazının bulunmaması, yargılamada ileri sürülmeyen hususların istinaf sebebi yapılamaması, kusurun tespiti için mahallinde keşif yapılmasının zorunlu olmaması, olay yeri kavşağın diğer kavşak çeşidi olduğu, geçidin olmadığı, davacı küçüğün kavşak çıkışından yola girdiği, Karayolları Trafik yönetmeliğinin 109/d bendi gereğince kavşağa giren sürücülerin kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara, geçiş hakkını vermek zorunda olmaları, sigortalı araç sürücüsünün kavşağa girerken aracının hızını daha da azaltıp, kavşak çıkışından yola girerek karşıya geçmekte olan davacı küçüğe ilk geçiş hakkını vermeyerek, sol şerit üzerinde aldığı 21 mt fren tedbirinde etkisiz kalıp, aracının ön kısmı ile çarparak davacının yaralanmasına sebep olduğu kazada asli ve %75 oranında kusurlu bulunmasında ve yine davacı küçüğün gece vakti, solundan gelen araçların hız ve yakınlığını yeterince kontrol etmeden, yolun boş olduğunu takiben yola girerek geçişini yapması gerekirken, bu kurallara riayet etmeden, kendi can güvenliğini koruma tedbiri almadan yola giriş yapması nedeniyle tali ve %25 oranında kusurlu bulunmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bu durumda sürücünün beyanı dikkate alınarak düzenlenen KTT ile raporun çeliştiğinden söz edilememesi, kusur durumunun dosya kapsamı ve kazanın oluş şekline uygun bulunması, yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamaları gereği kural olarak ZMMS şirketleri geçici iş göremezlik tazminatından da sorumlu olmakla birlikte, somut olayda davacının yaşının küçük olması, reşit olmaması ve fiilen gelir getirici bir işte çalışmadığının anlaşılması sebebiyle şartları bulunmadığından davalı aleyhinde geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmediğinin anlaşılması, aleyhine geçici iş göremezlik tazminatı verilmeyen davalı sigorta şirketinin bu hususta istinaf talebinde bulunmasında hukuki yararının olmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı …’a velayeten … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80.70-TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 54.40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26.30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş.’ den alınması gereken 3.161,77-TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 54.40-TL maktu, 736.04-TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 2.371,33TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı sigorta şirketi tarafından peşin yatırılan 150,00-TL gider avansından, kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın usulüne uyun şekilde taraflara tebliği,kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.