Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/91 E. 2022/1498 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/01/2018 tarihinde … … sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde trafik kazası meydana geldiğini ve araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak malul kaldığını, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun araç sürücüsünde olduğunun tespit edildiğini, davacının kusura etkisinin olmadığını, kazaya karışan aracın ZMMS poliçesinin davalı … şirketi tarafından yapıldığını, zararların tazmini için davalı … şirketine başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının (9.800,00TL’sı sürekli, 200,00TL’sı geçici olmak üzere) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23/09/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak 19.500,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 201.939,83 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 221.440,47 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Aracın davalı … şirketine sigortalı olduğunu, davacının geçici iş göremezlik zararlarının SGK tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenle davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının … teminatı kapsamı dışında olduğunu, davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, söz konusu kazada hatır taşımasının olduğunu, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, tazminata yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün bir anlık dikkatsizliği sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, bu nedenle sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, maluliyet yönünden ise, kaza sonucu davacının % 30 oranında sürekli iş göremez, 12 ay süre ile de geçici iş göremez kaldığı dosya kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde tespit edilmiş olup, tüm bu bilgiler ışığında davalı … şirketinin, oluşan zarardan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesi uyarınca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, karar vermeye elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının 19.500,64 TL geçici iş göremezlik, 201.939,83 TL sürekli iş göremezlik zararının oluştuğu, davacı ile dava dışı sürücünün akraba olduklarının savcılık dosyasından anlaşılmasına ve hatır taşımasının ispatı için davalı tarafından delil de sunulmamasına göre somut olaya hatır taşıması indirimi uygulanmadığı, kazaya karışan araç ticari olmadığından tazminata yasal faiz işletildiği, davacı vekili, zararların tazmini için … şirketine yaptığı başvurunun ne zaman tebliğ edildiğine ilişkin belgeyi dosyaya sunmadığından tazminata dava tarihinden itibaren faiz uygulandığından bahisle davanın KABULÜ ile, 19.500,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 201.939,83 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 221.440,47 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Hesaplamaya ve Hükme esas alınan maluliyet oranını kabul etmediklerini, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Poliçesi Genel Şartları uyarınca; sürekli sakatlık tazminatına ilişkin oranın belirlenmesinde, Sakatlık Ölçütü Ve Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda hazırlanacak Sağlık Kurulu Raporlarının dikkate alınmasının gerektiğini, ayrıca raporda trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının da tespit edilmiş olması gerektiğini, söz konusu Yönetmeliğe göre, kesin maluliyet oranının belirlenebilmesi için tedavi sürecinin sona ermesinden itibaren en az 12 ay geçmiş olması gerektiğini, raporun, kazadan yaklaşık 10 ay sonra tespit edilen muayene bulgularına göre düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; medikal değerlendirme raporuna göre davacının gerçek maluliyet oranının %8 ile %25 arasında olup, tedavi süreci tamamlanamadığından net bir oran belirlenemediğini, davacının gerçek maluliyetinin her halükarda hükme esas alınan orandan daha düşük olduğunu, Yargıtay ve BAM İçtihatları gereğince davacı tarafından kişisel müracaatla alınarak dosyaya ibraz edilen maluliyet raporunun hükme esas teşkil edemeyeceğini, bu hususta … şirketleri tarafından hasar dosyasında yaptırılan medikal eksper raporlarının da delil olarak dikkate alınması gerektiğini(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2016/8233 K. 2016/7686 T. 23.6.2016), bağımsız medikal eksper vasıtasıyla yaptırılan ekspertiz incelemesi ile alınan rapor ile mahkemece alınan rapor arasında çelişki olduğunu, çelişki giderilmeden karar verildiğini, davacı tarafça ibraz edilen raporun, tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bir Yönetmeliğe göre tanzim edildiğini, Trafik Sigortası kaynaklı sürekli sakatlık dosyalarında gönderilen engelli raporlarının Trafik Poliçesi Genel Şartları gereği “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde hazırlanması gerekmekle birlikte; 20 Şubat 2019 tarih, 30692 sayılı … Gazete’ de yayımlanan erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında Yönetmeliğin 14.ve 18. maddesi gereğince 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı … Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve ilgili mülga mevzuat hükümlerine erişkin açısından yapılan atıflar bu Yönetmelik hükümlerine yapılmış sayılacağını, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, bu halde Trafik Sigortası Genel Şartları atfı ile maluliyetin tespitine esas alınan 30.3.2013 tarihli ve 28603 sayılı … Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olup, yerine yürürlüğe giren 20 Şubat 2019 tarih, 30692 sayılı … Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ya da …..Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerektiğini, Davacı tarafça alınan 05.07.2019 tarihli raporun ise, 20.02.2019 tarihinden sonra alınmış olmasına rağmen raporun tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte olmayan Yönetmelik esas alınarak düzenlendiğini, raporun düzenlendiği tarihte yürürlükte olan yönetmelikte raporun ne şekilde hazırlanacağına dair usul ve esasların gösterildiğini, davacının iddiasına konu raporun her ne kadar Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre düzenlendiği iddia edilmişse de, konu raporun ilgili Yönetmeliğin 6, 8, 9 ve 13. maddeleri gereğince taşıması gereken nitelikleri haiz olmadığını, Yönetmelik ekinde belirlenen formun da kullanılmadığını, bu nedenlerle işbu raporun Genel Şartlar gereğince hükme esas teşkil etmeyeceğini, nitekim konu Yönetmelik yalnızca maluliyet tespitine ilişkin formülleri düzenlememekte; ayrıca içeriğinde raporu hazırlayacak sağlık kurulunun teşkili, raporun düzenlenmesi, özür oranının belirlenmesi ve raporun doldurulması ile ilgili şekli ve detaylı düzenlemelerin de mevcut olduğunu, Yönetmelik ekinde (2) sayfadan ibaret rapor formatı bulunduğunu, bir sürekli sakatlık raporunun, genel şartların öngördüğü şekilde “özürlü raporu” olarak kabul edilebilmesi için yönetmelik EK-1’de örneği bulunan form kullanılmak ve madde (6), (8) ve (9)’a uygun olarak kurul teşkili ile doldurulmak suretiyle hazırlanması gerektiğini, aksi halde Yönetmeliğe uygun bir özürlü raporunun varlığından söz edilemeyeceğini, maluliyet hususundaki çelişkinin giderilmesi ve itirazları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu’ndan yürürlükteki Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkkında Yönetmeliğe uygun rapor alınması gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının Yeni Genel Şartlar gereği teminat dışı olduğunu, davacının talebi ve geçici iş göremezlik zararı tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tedavi giderleri açısından 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değiştirilen Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi gereğince … şirketlerinin sorumluluğu sona ermiş olup, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın bu masrafların SGK tarafından karşılanacağının hükme bağlandığını, yeni Genel Şartlar ile sağlık gideri ve sürekli sakatlık teminatına bir tanım getirildiğini, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına göre tedavi-sağlık gideri teminatının; üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içerdiğini,
Genel Şartlara göre; kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin tedavi-sağlık gideri teminatı kapsamında sayıldığını, tedavi/sağlık giderleri teminatı …’nun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla … şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler -yani geçici iş göremezlik talepleri, yine tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri ve diğer tedavi giderleri tedavi/sağlık giderleri teminatı dahilinde olmakla; işbu teminat bakımından yapılan prim aktarımı gereğince Karayolları Trafik Kanunu 98. maddesi hükmü ile … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı ve SGK’nın sorumlu olduğunu, tedaviye yönelik muayene, tetkik, röngen, laboratuar incelemesi konsültasyon cerrahi veya tıbbi müdahale, yoğun bakım, ameliyat, pansuman, ilaç, kan, tıbbi ve cerrahi malzeme, protez, yatak, hemşirelik hizmetleri, rehabilitasyon ile fizik tedavi ve yahut kaplıca tedavisi, tedavi için gerekli araç veya malzemelerin tümü için yapılan bütün harcamaları içerdiğini, keza tedavi süresince hastalığın niteliğine bağlı olarak hastaya fonksiyonel kapsamda yapılan refakatçi gider ve harcamalarının da tedavi gideri içerisinde yer aldığını, ayrıca tedavi süresince gerek yataklı tedavi ünitesinde gerekse ayakta tedavi sırasında bizzat hasta ile hasta yakınlarının bu amaçla yaptıkları yol ve ulaşım harcamaları ile paramedikal olarak isimlendirilen ve hastalığın tedavisi için gerekli olup tedavi esnasında zorunlu olarak kullanılan ekonomik ömrünü tamamlamadan heba olan veya bir daha kullanılamayan özel giysi, çamaşır, ayakkabı, vs gibi eşya ve malzemelerin de tedavi yani iyileştirme giderlerinden olduğunu, bakım giderlerinin; hasta veya yaralının tıbbi tedavi süresince ona yapılan refakat veya benzeri hizmet için yapılan harcama olduğunu, tıbbi tedavisi bitmiş, malul dahi olsa tıbbi olarak destek veya yardıma ihtiyacı kalmamış kişinin eksik kalan fonksiyonunun bir başkası tarafından karşılanma bedeli olmadığını, tıbbi tedavi sona erdiğinde bakım giderinin de biteceğini, oluşmuşsa maluliyet oranında mahrumiyetin başlayacağını, bakım hizmetinin maluliyetten farklı olduğunu, ….. Müsteşarlığı’nın 06.01.2010 tarihli ekli yazısı ve yine Hazine Müsteşarlığı’nın 05.01.2010 tarihli ekli sektör duyurusu kapsamında bakım giderlerinin tedavi gideri olarak kabul edilmesi ve bu giderlerin tedavi teminatına dahil edilmesi gerektiğinin açıklandığını, buna göre, bakım giderleri de tedavi gideri sayılacağından, yukarıda bahsi geçen 6111 sayılı yasa gereğince bu giderler bakımından da davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığını (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi 30.06.2011 tarih, 2011/6413 E. – 9823 K. Sayılı kararı), tedavi süresince ortaya çıkacak bakım giderine ilişkin davanın davalı Şirket adına reddine karar verilmesi gerektiğini, gerek Kanun, gerekse uygulama bakıcı giderlerini tedavi kapsamında kabul etmekle birlikte içtihatlarla herhangi bir yasal gerekçeye dayanmaksızın bu giderlerden … şirketlerinin sorumlu tutulduğunu ve tazminata mahkum edildiklerini, … şirketlerinin hem yasa hem de yeni düzenlenen Genel Şartlar kapsamında tedavi giderlerinden muaf tutulduğunu ve bu sorumluluğun, … şirketlerinin düzenlediği her bir trafik poliçesinden yapılan kesintilere bağlı olarak SGK’ya devredildiğini, bu sebeplerle, davalı şirketin tedavi giderleri arasında olan geçici bakıcı giderlerine ilişkin sorumluluğu olmadığını, sürekli bakıcı giderlerinden ise sakatlık teminatı mevcut olduğu müddetçe sorumluluğu bulunduğunu, sürekli maluliyet raporu alınmadan önce ortaya çıkan geçici iş göremezlik giderlerine ilişkin davalı … şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, davacının tedavi süresince ortaya çıkacak geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve diğer tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin tedavi teminatı kapsamında değerlendirilmesi ve … şirketlerinin işbu teminat bakımından sorumluluklarının sona ermiş olması gözetilerek reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur incelemesi yapılmadığını, sigortalı araç sürücüsüne kaza tespit tutanağı ile yüklenen kusuru kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsü dışında, kazaya etken bir husus olup olmadığının araştırılmadığını, dava konusu kazada hatır taşıdığını, müterafik kusur hususunun değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davalıya trafik sigortalı, dava dışı sürücü yönetimindeki araçta yolcu konumunda bulunan davacının tek taraflı olarak gerçekleşen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle … şirketinden talep edilen geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davaya konu trafik kazası 19.01.2018 tarihinde saat 13:30 sıralarında meydana gelmiş olup, KTT’da dava dışı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraftan yoldan çıktığı, sola manevra yaptığı, kontrolden çıkarak önce sola sonra sağa kayarak yol dışında bulunan toprak su kanalına ön kısmıyla çarparak takla attığı ve tekerleri üzerinde durduğu olayda aracının hızını aracın teknik özellikleri, yol, hava, görüş vb. hususlara göre ayarlamaması nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dava dışı sürücüde hazırlık beyanında bir anlık dalgınlığı sonucu kazanın meydana geldiğini ifade etmiştir. Davacı araçta yolcu konumunda olup kazanın gerçekleşmesine ilişkin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, davalı tarafın da somut olarak kazaya başka bir unsurun etki ettiğini ispatlayamamasına göre, kazanın tek taraflı gerçekleşmesine, oluş şekline, araç sürücüsünün kazanın akabinde verdiği ifadesine ve dosya kapsamına uygun bulunan KTT’da belirlenen kusur durumunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmamasında usulsüzlük olmadığından davalı … şirketinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de davacı araçta yolcu konumunda olup, davalı … şirketinin zarar gören davacıya karşı müştereken ve müteselsilen zararın tamamından sorumluluğu bulunduğundan, araç sürücüsü dışında bir başka etmenin kazaya etkili olması halinde dahi bu durumun iş bu dava yönünden sonuca etkisi olmayacağı (sadece iç ilişkide rücu halinde ileri sürülebileceği) gözetildiğinde de davalının istinaf talebi doğru görülmemiştir. Yine davacının, dava dışı araç sürücüsünün halası olması sebebiyle tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik olmadığı gibi, davalıya sigortalı araç … … kamyonet olup, davacının olayda müterafik kusuru bulunduğuna dair somut belge yada bilgi de bulunmadığından bu nedenle tazminattan indirim yapılmamasında da bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunda HÜTF Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 21.11.2018 tarihli raporda, davacının muayenesi de yapıldıktan sonra, olay tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Ve Sınıflandırılması …Yönetmeliği gereğince davacının asatebulum tibia üst uç ve lomber transvers proses kırıkları, yürüyüş bozukluğu, spesifik omurga hastalığı tanısına bağlı L1-2-3 sol transvers proces kırığı, posterior eleman kırığı arazları için belirlenen özür oranları ve … formülüne göre davacının davaya konu trafik kazası sonucu bedensel özür oranının %30 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere raporda davaya konu kaza ile illiyet bağı kurulduğu gibi, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gereği maluliyet tayin edilmiştir. Kaza tarihinden sonra yürürlüğe giren yönetmelik hükümlerinin somut olayda uygulanması mümkün olmadığından davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebi de doğru görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararı 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde … teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketinden talep edebilmesine, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün … ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik gideri ödemesinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) göre davalı … şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi de doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, tazminat hesabının yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülüne göre yapılması gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz yöntemine göre hesaplanması doğru değil ise de, bu husus davalı … şirketinin lehine olmakla, davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak, istinaf edenin sıfatına göre bu hususa girilememiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, Yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun (HMK.nın 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 15.126,60TL istinaf karar harcından, peşin alınan 3781.65TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 11.344,95TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 03.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.