Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/901 E. 2022/2083 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/901
KARAR NO : 2022/2083

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2020
NUMARASI : 2017/545 Esas 2020/34 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05.09.2016 tarihinde, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın kaldırım kenarında bulunan davacılardan …’e çarpması sonucu …’in hayatını kaybettiğini, destekten yoksun kalan davacıların davalı … şirketine 03.07.2017 tarihinde başvurduklarını, sigorta şirketi tarafından bir kısım ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak; şimdilik her davacı için ayrı ayrı 500,00’er TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 30/12/2019 tarihli bedel artırım dilekçesiyle, davacı … için talebini 5.638,16 TL’ye, … için 253,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, aynı taleple ilgili Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/633 Esas sayılı dosyası bulunduğundan eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamı, dava, cevap, alınan kusur raporları, davalı … şirketinin hasar dosyası, bu dosya kapsamında kabul edilen %25 kusura göre yapılan ödemeler, poliçe, aile nüfus kayıt tablosu, hesap bilirkişisi rapor ve ek raporları hep birlikte nazara alındığında; 05/09/2016 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçeli aracın kabul edilen %25 oranında kusurlu sevki ile davacıların desteği … …’a çarptığı ve ölümüne neden olduğu, davacıların desteği konumunda olan bu kişinin ölümü nedeniyle davacı …’a yapılan ödeme ile destek zararının giderildiği, ancak diğer davacı …’a yapılan ödemenin zararı tamamen karşılamadığı, ödemenin güncellenerek mahsubu sonucu bakiye 5.638,16 TL destek zararının bulunduğu ve kazadan önce davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, temerrüdün 14/07/2017 tarihinde gerçekleştiği, aracın ticari vasıflı olduğu da anlaşılmakla davacı … yönünde açılan davanın kabulü ile; 5.638,16 TL’nin 14/07/2017 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiliyle bu davacıya ödenmesine,davacı … yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacılardan … yönünden kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin davacıların zararından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, şirket tarafından yapılan ödemeye esas kusur oranının, maddi gerçeğin önüne geçmesi ve bu doğrultuda hüküm kurulmasının yasaya ve usule aykırı olduğunu, şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde; mahkemece detaylıca kusur incelemesi yaptırıldığını, nihayeten dosyada bulunan raporlar arasında çelişki olduğu nazara alınarak Karayolları Fen Heyeti’nden emekli bilirkişi kurulunun 22.11.2018 tarihinde çelişki giderici rapor tanzim ettiğini ve bu raporda, kazaya karışan davalı şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün %15 oranında kusurlu olduğunun saptandığını, davalı şirketin daha önce %25 kusur oranı ile ödeme yaparak sorumluluğunu fazlasıyla yerine getirmiş olduğundan; dolayısıyla basiretli bir tacir gibi hareket ederek sigortalısının kusurunun da üzerinde bir kusur oranında ödeme yapmış olduğundan davacının zararı bulunmadığını, ayrıca şirketin, sigortalısının kusurunu %25 esas alarak ödeme yapmış olmasının şirketin sigortalısı yönünden %25 oranında kusuru kabul ettiği anlamına gelmemekte tam aksine basiretli bir tacir olarak hareket ettiği ve zararı fazlasıyla karşıladığını gösterdiğini, buna karşın; yapılan ödemeye esas kusur oranının maddi gerçeğin önüne geçerek, detaylı bir araştırma sonrası tespit edilen kusur oranının hiçe sayılması ve sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %25 olarak farz edilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, sigorta şirketi sadece kendi sigortalısının kusuru oranında gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu gibi, sigorta şirketinin, başkasının kusurundan/sigortalısından kaynaklanmayan zararı tazmin etmek zorunluluğu bulunmadığını, yerel mahkeme hükmünde, %15 yerine %25 kusur üzerinden hüküm kurularak davacının kusuru için davacı lehine tazminata hükmedilmesi şeklinde fahiş bir hata yapıldığını, hüküm kurmaya elverişli 22.11.2018 tarihli karayolları fen heyetinden emekli bilirkişilerce kusur raporu’nda yer alan verilerle hesaplama yapıldığında; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı fazlasıyla karşıladığının anlaşılacağını, şirketin dava öncesinde … no.lu hasar dosyasını oluşturduğunu … …’ın ölümü nedeniyle 27.07.2017 tarihinde eş …’a 32.871,95 TL ve oğlu …‘a 2.525,50 TL olmak üzere toplam 35.397,45 TL ödeme yaptığını, sigortalı araç sürücüsünün %25 kusuru ve asgari ücret üzerinden TRH 2010 ölüm tablosu uygulanarak 1,8 teknik faiz üzerinden hesaplama yapılarak bu doğrultuda toplam 35.397,45 TL destek tazminatı ödemesi yapıldığını , 22.11.2018 tarihinde bilirkişi heyeti tarafından alınan kusur raporunda l şirketin kusuru %15 olarak tespit edildiğini sigorta şirketinin, basiretli bir tacir gibi hareket ederek davacının zararını fazlasıyla karşıladığını, yerel mahkeme hükmünde, maddi gerçeğin önüne geçilerek yapılan ödemeden dolayı kusurun %25 olduğu varsayılarak bu doğrultuda hüküm kurulduğunu, bu kapsamda ödeme yapılırken zararın fazlasıyla karşılanabilmesi amacıyla yapılan varsayımlar değil, yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan maddi gerçek esas alındığında davacının davalı şirketten alacağı bulunmadığı, tam aksine davalı şirketin davacıdan alacağının bulunduğunun anlaşılacağını, nitekim 05.03.2018 tarihli bilirkişi hesap raporunda davalı şirket tarafından yapılan ödemenin zararı fazlasıyla karşıladığının tespit edildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, davadan önceki başvuru üzerine sigortalının %25 kusurlu olduğu kabul edilerek yaptırılan aktüer hesabına göre 27.07.2017 tarihinde davacılardan …’e 32.871,95 TL, …’a 2.525,50 TL ödenmiş ise de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile sigortalının %15, desteğin %85 oranında kusurlu olduğu belirlendiğinden sigortalının %15 kusur oranının esas alınmasını ve bu kusur oranına göre yapılan ödemenin fazla bile olduğunu, sigorta şirketinin sigortalının %25 kusurlu olduğu yönünde kabulünden bahsedilemeyeceğini, maddi gerçeğe göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava konusu, 05.09.2016 saat 17.20‘de düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün cadde üzerinde seyri sırasında sağ ön yan kısmı ile yolun karşısına geçmeye çalışan yaya … …’a çarpması sonucu oluşan kazada yayanın asli kusurlu olduğu; davacılar tarafından alınan 21.10.2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi uzman görüşünde sigortalı araç sürücüsünün %75, yayanın %25 oranında, İstanbul 20 .Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/473 Esas sayılı dosyasında keşif sonrası alınan 02.06.2017 tarihli rapor ile ATK tarafından düzenlenen 21.03.2018 tarihli raporlarda yayanın asli, sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu, eldeki davada alınan 31.07.2018 tarihli ATK raporu ile 22.11.2018 tarihli KGM eski fen heyeti üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti raporunda sigortalı araç sürücüsünün %15, yaya …’in %85 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Dosya kapsamındaki tüm kusur raporlarında sürücünün tali yayanın asli kusurlu olduğu belirlenmiş olup bu durum olayın oluş şekline de uygundur. 30.01.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda sigortalının %75 kusur oranına göre ödeme tarihindeki verilere göre ödemenin yetersiz olduğu, rapor tarihi itibarıyla ve sigortalının %75 kusur oranına göre davacı eş …’in bakiye 95.559,97 TL, …’ın 10.397,16 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağı olduğu belirlenmiş olup davacılar vekili anılan raporu kabul etmiş; davalı vekili anılan rapora karşı 21.02.2018 tarihli itiraz dilekçesinde aktüer bilirkişinin kusur oranını takdir yetkisi bulunmadığını, davadan önceki başvuru üzerine sigortalının %25 kusurlu olduğu kabul edilerek ödeme yaptıklarını, bu nedenle sigortalının %25 kusur oranı esas alınarak hesap yapılması gerektiğini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini belirtmiştir. 31.10.2019 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda ise sigortalının %25 kusur oranına göre ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapıldığından davacı …’a yapılan ödemenin yeterli, davacı …’e yapılan ödemenin yetersiz olduğu, rapor tarihindeki verilere göre ise sigortalının %25 kusur oranı, sigorta tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin düşülmesi sonucu davacı eşin bakiye 5.638,16 TL alacağı olduğu belirlenmiş olup anılan rapor hükme esas alınmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dosya kapsamındaki tüm raporlardan dava konusu kazada desteğin asli, sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun belirlenmesine, davadan önceki başvuru üzerine davalı … tarafından sigortalı araç sürücünün %25 kusurlu olduğunu kabul edilerek ve bu kusur oranına göre ödeme yapılmış olmasına, davalı vekilinin 21.02.2018 tarihli itiraz dilekçesinde açıkça sigortalının %25 kusur oranını kabul ederek bu oran üzerinden hesaplama yapılmasını istemiş olmasına, hükme esas 31.10.2019 tarihli aktüer raporu ile ödeme tarihindeki verilere göre sigortalının %25 kusur oranına göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun belirlenmesine, rapor tarihindeki verilere göre sigortalının %25 kusur oranı ve davadan önce davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi sonucu davacı eşin bakiye alacağı yönünden hüküm kurulmasına göre davalı vekilinin istinaf isteminin HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dava sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 385,14 TL karar harcından peşin alınan 150,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 234,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde istinaf isteminde bulunan davalıya iadesine ,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …


Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.