Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/90 E. 2022/1293 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2020/90 Esas – 2022/1293 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/90
KARAR NO : 2022/1293

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI : 2015/1018 Esas 2019/398 Karar

DAVACI :
VEKİLİ

DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/10/2013 tarihinde müvekkili …’ın, yolcusunu Şarkışla’dan Sivas’a götürmek üzere sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksi ile seyir halinde iken, davalı …..Şti.’ye ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin durmayarak kavşaktan geçmeye çalıştığı sırada müvekkiline ait araca çarptığını, kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve ayrıca aracın kullanılamaz hale geldiğini, kazanın oluşumunda davalı …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı yanın trafik sigorta poliçesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş.’den hasarın giderilmesi için talepte bulunulduğunu, ancak araçtaki hasarın fazlalığı nedeniyle pert total işleminin yapıldığını ve müvekkilinin de kusurlu olduğu iddiasıyla sigorta şirketi tarafından sadece 16.000 TL ödeme yapıldığını, kaza tarihindeki aracın ve emsallerinin değerinin ise 22.000 TL civarında olduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeye kadar davacının yeni bir araç alamadığını ve bir ay boyunca taksisini işletememesi sebebiyle kazanç kaybı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, müvekkilinin 1 aylık kazanç kaybı yönünden şimdilik 100 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı … ve … İnşaattan tahsili ile 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … İnşaattan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05/03/2019 tarihli dilekçesi ile, tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak 4.406,25 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan, 1.800 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle ve 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı … ve … İnşaattan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkiline sigortalı olduğunu, söz konusu kazanın müvekkiline ihbar edilmesi sonrasında sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını ve yapılan değerlendirmeler neticesinde aracın ağır hasarlı olması sebebiyle pert işlemi yapıldığını, ekspertiz raporuna göre aracın ikinci el değerinin 20.000TL, aracın sovtaj değerinin ise 8.500 TL olduğunun tespit edildiğini, kaza tespit tutanağında davacıya tali kusur verildiğinden, sovtaj değeri düşüldükten sonra kalan 11.500 TL hasar bedelinin, sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuruna tekabül eden 8.625 TL’sinin davacıya ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … İnş..Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının uğradığını iddia ettiği zararın sigorta şirketi tarafından karşılandığını, davalının ağır yaralandığı iddiasının, sağlık raporları incelendiğinde gerçeği yansıtmadığını, davacının yaralanmaya kendisinin sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkillerinden manevi tazminat talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, bilirkişi tarafından düzenlenen 18/09/2017 tarihli raporda; … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın kavşaklarda geçiş önceliğine uymama asli kuralını ihlal etmesi yanında dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle meydana gelen kazada %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise 2918 sayılı KTK’nın 47/d, 57/a ve 52/a maddelerinde belirtilen kuralları ihlal etmesi yanında dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle meydana gelen kazada % 25 oranında kusurlu olduğu, hasar yönünden yapılan değerlendirmede, davacıya ait araçta meydana gelen hasarın, aracın ikinci el piyasa değerine yaklaşmasıyla onarımının ekonomik olmadığı ve aracın pert total olduğu, aracın ikinci el piyasa değerinin 22.000 TL, sovtaj değerinin 8.500 TL olmasıyla araçta meydana gelen hasar miktarının olay tarihi itibariyle 13.500 TL, kusur durumuna göre zararın ise 10.125 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 8.625 TL ödenmesiyle araç hasarı yönünden talep edilebilecek miktarın 1.500 TL olacağı, kazanç kaybı yönünden yapılan değerlendirmede, davacının aracından faydalanamayacağı makul sürenin 20 gün olduğu, emsal gelir araştırma yazısına göre taksinin günlük kazancının 100 TL olacağı, buna göre davacının kazanç kaybının 2.000TL olduğu, kusur durumuna göre talep edilebilecek miktarın (2.000 TL*%75=) 1.500 TL olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı, ek raporda ise kök rapordaki görüşlerin aynen muhafaza edildiği, ek rapora davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine bu defa, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/04/2018 tarihli raporda, aracın kaza tarihindeki kaza öncesi rayiç değerinin 23.000 TL olarak değerlendirildiği, kazanın oluş şekli, dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler dikkate alındığında araçta kaza tarihi itibariyle 15.141,76 TL hasar meydana geldiği, aracın teknik özellikleri ve değiştirilen parçaları dahilinde %5 hurda tenzili yapılması gerektiği, buna göre toplam hasarın 14.384,67 TL, aracın sovtaj değerinin ise 8.750 TL olduğu, bu nedenle aracın pert total olduğu, netice itibariyle aracın onarım tutarının yüksek olması sebebiyle aracın kaza öncesi rayiç değerinden kaza sonrası sovtaj bedeli çıkartıldığında, bahse konu araçta 23.000-8.750=14.250 TL gerçek zararın meydana geldiği, araç kazanç kaybı yönünden yapılan değerlendirmede, davacı tarafından yeni aracın 20 gün içerisinde alınabileceği, ticari taksilerin günlük gelirlerinin 100 TL ile 123 TL arasında belirlendiği, bu hususlar dahilinde kazanın meydana geldiği tarih ile aracın kullanım esnasında yakacağı yakıt ve bakım giderleri de dikkate alınarak aracın günlük kazanç kaybının 90 TL olduğu, toplam kazanç kaybının ise 20*90 TL=1.800 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, ayrıca ceza dosyasına kazandırılan kusur raporları ile mahkemece alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan kusur durumunun tespiti ile birlikte emniyetten ve noterlikten alınan yazıların da değerlendirilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 05/02/2019 tarihli ek raporda, … plakalı araç sürücüsü …’ın %75 oranında, davacı …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafından davacıya ödenmesi gereken ilave tazminatın 4.406,25 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının 1.800 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, araç kazanç kaybı yönünden yapılan hesaplamanın doğru bulunduğu ve fakat davacının kusuru oranında tazminattan indirim yapılmadığından, bu eksikliğin mahkemece giderildiği, hasar bedeline ilişkin yapılan değerlendirmede ise, davacının sorumlu olduğu tazminat miktarından öncelikle kusur indirimi yapılıp, davacının alacağı belirlendikten sonra, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin tenzil edilmesi gerekirken aksine, gerçek zarar hesaplandıktan sonra önce yapılan ödemenin düşülmesi ve sonrasında kusur indirimi yapılmasının doğru olmaması nedeniyle hesaplamanın mahkemece yapıldığı ve davacının manevi zararının oluşmayacağı gerekçesiyle hasar bedeli yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 2.250 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den 10/01/2014 tarihinden, diğer davalılar … ve … İnşaat…Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kazanç kaybı istemi ile açılan davanın kısmen kabulü ile, 1.350 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılar … ve … İnşaat…Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilin kusurlu olmadığının kaza tespit tutanağına itiraz üzerine yapılan yerinde inceleme ve tanzim edilen ikinci tutanak ile kesin olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporlarında ve özellikle 05.02.2019 tarihli son raporda davacı müvekkile 4.406,25 TL ilave tazminat ödenmesi gerektiği nihai olarak hesaplanmasına ve bu rapora uygun olarak talep ıslah edilmesine rağmen bidayet mahkemesinin kısmi kabul ile gerekçesiz olarak sadece 2250 TL tazminatın ödenmesine karar verildiğini, mahkeme kararının gerekçesiz ve teknik bilirkişi raporlarına aykırı olduğunu, kazada müvekkilin cismani olarak da yaralanarak hastaneye kaldırılarak tedavi gördüğü ve ayrıca kaza sebebiyle ciddi manevi ve psikolojik problemlerle maruz kaldığı gözetilmeden manevi tazminat talebinin tümüyle reddinin usule ve yasaya aykırı olduğunu kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli, değer kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi tazminat talebine ilişkin olarak, ceza mahkemesinin kararının hukuk hâkimi açısından bağlayıcı olmadığı, hukuk hâkiminin maddi olguyla bağlı olduğu, dosyada alınan kusur raporlarının birbirini teyit ettiği anlaşılmakla, kusura ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir. Diğer taraftan, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları gereğince öncelikle hesaplanan tazminat miktarından davacıya davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş hali ile ulaşılan rakamının düşülmesi, bundan sonra bulunan rakam üzerinden kusur indirimi yapılması gerekip mahkemece de bu doğrultuda karar verildiğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin de reddi gerekmiştir. (Yargıtay 17 . HD’ nin 09.02.2017 tarih, 2014/17707 E, 2017/1210 K sayılı emsal kararı)
Manevi tazminata gelince, Hâkim, manevi tazminata 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 56. madde hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Bu durumda, davacının manevi zararının giderilmesi amacıyla somut olayın özellikleri, kaza tarihi, davacının yaralanması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler birlikte değerlendirilerek somut olaya ve hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, 1.500,00-TL manevi tazminatın takdirinin uygun düşeceği sonucuna varıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/05/2019 tarihli, 2015/1018 Esas – 2019/398 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine,
Buna göre;
A)1-Hasar bedeli yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.250 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den 10/01/2014 tarihinden, diğer davalılar … ve … İnşaat…Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kazanç kaybı istemi ile açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.350 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılar … ve … İnşaat…Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 245,92 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 88,81 TL harç ile 103 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye kalan 54,10 TL’nin (davalı sigorta şirketi yönünden kısmen kabul edilen miktara denk gelen 33,82TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi yönünden 2.250 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 2.206,25 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi yönünden reddedilen miktar olan 2.156,25 TL ile sınırlı olarak) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karar ve ilam harcından mahsup edilen 88,81 TL peşin harç ile 103 TL ıslah harcının (davalı sigorta şirketinin 119,88 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 1.300TL bilirkişi ücreti, 544,55 TL tebligat ve müzekkere posta gideri, 60 TL tanık ücreti olmak üzere toplam 1.936,35 TL’nin davada ret ve kabul oranına göre 1.123,20 TL’sinin davalılardan (davalı sigorta şirketinin 988,77 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
B)1-Manevi tazminat istemi ile açılan davanın KISMEN KABULÜNE, 1.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … İnşaat Tel. Pet. Tur. Gıda Tic. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 102,46 TL nispi ilam harcının davalılar … ve … İnşaat Tel. Pet. Tur. Gıda Tic. Ltd. Şti.den müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3- AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.500,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve … İnşaat Tel. Pet. Tur. Gıda Tic. Ltd. Şti.den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
4-Davalılar … ve … İnşaat Tel. Pet. Tur. Gıda Tic. Ltd. Şti. kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 1500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
C)HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Harç ve Yargılama Giderleri Yönünden:
I-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
l-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 87,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
lII-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
IV-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.