Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/897 E. 2022/1650 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/897
KARAR NO : 2022/1650

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI : 2018/164 Esas 2020/57 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.12.2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, davalı … şirketine 02.01.2018 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, HMK’nIn 107 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL geçici, 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik ve 1.000,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın 06.02.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 20.01.2020 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 10.374,49-TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 49.208,46-TL’ye, bakıcı giderini 1.202,82-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; şirket merkezi olarak İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava açılmadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere,kusur oranının ve davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak ATK’ca belirlenmesini, usulüne uygun temerrüt oluşmadığından davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller değerlendirildiğinde davacının trafik kazası nedeniyle yaralandığı, Adli Tıp Raporu’na göre vücut fonksiyon kaybı oranının %22 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 270 gün olduğu ve 30 gün süreyle bir başkasının bakımına ihtiyacı olduğunun belirtildiği, kusur yönünden alınan bilirkişi raporunda dava dışı sürücü …’ın olayda %80 oranında kusurlu olduğu, davacının ise %20 oranında kusurlu olduğu, tüm bunlar sonucunda hesap bilirkişisinden rapor alındığı, müterafik kusur indiriminin hakimin yapacağı bir indirim olduğu, olaydaki maluliyet raporu, diğer raporlar ve ifadeler dikkate alınarak … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 25/07/2019 tarihli maluliyet raporu incelendiğinde, davacı yönünden özellikle sol bacakta kırık meydana geldiği, yine bacaklarında yaralanmalar olduğu, ameliyat edilerek çivi uygulandığı, kemik ve ciltte hasar meydana geldiği, sol ayak ve sol dizinde ağrılar olduğu anlaşılmakla davacının motosiklet kullanırken kask takıp takmadığına ilişkin dosyada herhangi bir tespit ve belge bulunmadığı, bu yönden bir itiraz olmadığı ve davacının yaralanmasının niteliği de dikkate alınarak bu yönden müterafik kusur indirimi yoluna gidilmediği, davalı … Şirketi’ne sigortalı aracın ticari nitelikte bir araç olduğu anlaşılmakla avans faizi uygulanması gerektiği ve dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve dosyaya sunulan davalı … şirketinin 06/02/2018 tarihli cevabı da değerlendirilerek bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne 1.202,87-TL bakıcı gideri, 10.374,49-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 49.208,46-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 60.785,82-TL tazminatın 06/02/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yasal başvuru şartının gerçekleşmediğini, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekmekteyken yerel mahkemece işin esasına girilip hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı vekili tarafından davalı şirkete tebliğ olan başvuru üzerine evrakların incelendiğini, şirket tarafından cevaben “Özürlü Sağlık Kurul Raporu ve Tüm Tıbbi Belgelerinin şirketimize ulaştırılması halinde değerlendirme yapılabileceği” bildirildiğini, bahsi geçen başvuruda işbu raporların yer almadığını, davacının öncelikle usulüne uygun olarak yazılı başvuru yapmadığının kabulü ile davanın usulden reddi gerektiğini, davalı şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını anılan zararların SGK’ca karşılanması gerektiğini, dosyada mübrez bilirkişi raporlarına itirazlarının karşılanmadığını, yetkili mercilerden rapor alınmadan, yerel mahkemece eksik incelemeyle gerekçeli kararda yer alan çelişkiyle hüküm tesis edildiğini, davalı şirketçe davacı yanın eksik evrakla başvurusuna rağmen çalışmış olduğu … Tıbbi Danışmanlık Hizmetleri Şirketine davacı yanın maluliyetinin tespiti için başvuru yapıldığını yapılan medikal inceleme sonucu 15.01.2019 tarihli (hasar dosyasında mevcuttur) maluliyet raporunda davacı yanın özür oranının %10-%13 aralığında olduğunun tespit edildiğini, yerel mahkeme dosyasında alınan ve taraflarınca itiraza uğrayan maluliyet raporunda ise; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ekindeki ölçüt kapsamında hesaplandığında; vücut fonksiyon kaybı oranının %12 olduğu, ancak Balthazard formülüyle %10 eklenerek davacının vücut fonksiyon kaybı oranını %22 olduğu tespit edildiğini, yerel Mahkeme kararında ise “…özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik ekindeki ölçüt kapsamında hesaplandığında; vücut fonksiyon kaybı oranının %22 olduğu,…” tespiti ile hüküm kurulduğunu, görüleceği üzere hükme esas bilirkişi raporunun aslında davalı şirketin çalışmış olduğu … Tıbbi Danışmanlık Hizmetlerinin tespit etmiş olduğu %10-%13 maluliyet oranıyla doğru orantılı olarak %12 maluliyet oranı belirlendiğini fakat yerel mahkeme hüküm kurarken ilgili bilirkişi raporunun devamında yer alan kabul etmedikleri ve itiraz ettikleri Balthazard formülüyle %10 maluliyet oranı eklenerek tespit edilen %22 maluliyet oranı üzerinden hüküm kurduğunu, mahkeme hükmünün dosyada mevcut bilirkişi raporuyla da davalı şirketin çalışmış olduğu … Tıbbi Danışmanlık Hizmetlerinin tespit etmiş olduğu raporla da çeliştiğini, hükme esas alınan 25.07.2019 tarihli bilirkişi maluliyet raporunda özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik ekindeki ölçüt kapsamında hesaplandığında davacının vücut fonksiyon kaybı oranının %12 olduğu tespitinin yer aldığını, bu minvalde kurulacak hükmün de %12 vücut fonksiyon kaybı oranı üzerinden yapılan hesaplama üzerine hüküm tesisi gerekmekteyken yerel Mahkemece Balthazard formülüyle %10 maluliyet oranı eklenerek tespit edilen %22 vücut fonksiyon kaybı oranı üzerinden yapılan hesaplamayla tespit edilen miktar üzerine davalı aleyhine hüküm kurulduğunu, mahkemenin gerekçeli kararı ile dosyada mübrez bilirkişi raporlarının çeliştiğini, dosya da mübrez 25.07.2019 tarihli maluliyet raporuna karşı itirazlarını aynen tekrarla; 25.07.2019 tarihli maluliyet raporunda yapılan hesaplamada Balthazard formülü kullanılmış olup fahiş bir hesaplama yapıldığını, her ne kadar bilirkişice davacı yanın Balthazard formülüne göre %22 bedensel özrü olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 270 gün olduğu, 30 gün bir başkasının bakımına muhtaç olduğu tespit edilmişse de davacının özürlülük durumunun Adli Tıp Genel Kurul’undan 30/03/2013 tarih, 28603 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte yer alan E cetveline göre değerlendirilmesi gerektiğini, Balthazard formülüne göre hesaplanan maluliyet oranını ve iyileşme sürecini kabul etmediklerini, Balthazard formülüyle yapılan hesaplamalarda kişinin dava konusu kazadan evvelki sağlık problemleri, özürleri vs vücudunda ki tüm arazlar da bu yapılan hesaplamaya dahil edildiğini, bu sebeple dava sonucu meydana gelen gerçek maluliyetten fazlasına denk gelen oranların tespit edildiğini, Balthazard formülüyle davacıda yer alan bulguların kaza tarihi ve öncesi itibariyle mevcudiyeti halinde, bu bulgularla kaza sebebiyle meydana gelen bulguların tamamı sonucu davacıda oluşan toplam maluliyet oranı elde edilmekte olup davalının sorumluluğunu aşan bir maluliyet oranının ortaya çıktığını, mahkemece E cetveline göre maluliyet raporu tanzimi için dosyasının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor tanzim edilmesi gerekirken, itirazlarının nazara alınmadan hüküm tesisinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, faiz türünün hatalı olduğunu, davalı şirketçe sigortalı olan … plaka sayılı aracın sigorta poliçesi incelendiğinde de görüleceği üzere sigortalı aracın hususi oto olması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, davacı lehine ancak ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalının da kabulünde olduğu gibi, dava açılmadan önce, davacı tarafından, davalı … şirketine başvuru yapıldığı ve başvuru belgelerinin 06.02.2018 tarihinde davalı … şirketine tebliğ edildiği, davalı … şirketi tarafından hasar dosyası açıldığı ve davacıya 06.02.2018 tarihli cevabı yazı gönderdiği anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde; “Bedensel zararlar” özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin rapor … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınmış, 25.07.2019 tarihli raporda; 16.12.2017 tarihinde motosiklet kazası nedeniyle yaralandığı belirtilen İsmail oğlu, 1954 doğumlu …’nın eldeki tıbbi bulgular birlikte değerlendirildiğinde; kişinin belirtilen sekelleri “30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ekindeki ölçüt kapsamında hesaplandığında, kişinin tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 12 (oniki) olduğu, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik. Madde 11-e) 60 yaşın üzerindekilerde hesaplanan özürlülük oranına Balthazard formülü ile 10 eklenerek kişinin özür oranı bulunur) hükmü gereği, vücut fonksiyon kaybı oranının %22 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 270 (ikiyüzyetmiş) gün olduğu, iyileşme süresi de dikkate alındığında arızaları nedeniyle mutad iştigaline (kişinin temizlik, yıkanma, tuvalet vb. işleri) engel teşkil eden 30 (otuz) gün süreyle bir başkasının (bakıcı) sürekli bakımına muhtaç olduğu” belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri giderinden davalının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun da belirlenen bu esaslara, oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına ve türüne yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı aracın …Akaryakıt Taş. Ltd. Şti. adına …10 model … ticari nitelikte kamyonet olduğu anlaşıldığından hüküm altına alınan alacaklar yönünden avans faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin faiz türüne yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Faiz başlangıcı yönünden istinaf sebebi incelendiğinde, 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda davacının eldeki davadan önce davalı … şirketine 02.01.2018 tarihinde başvuru yaptığı, davalı … şirketine başvuru evraklarının 06.02.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine 28.02.2018 tarihinde eldeki davanın açıldığı, davalı … şirketinin 06.02.2018 tebliğ tarihinden sekiz iş günü sonrası 19.02.2018 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, hüküm altına alınan tazminatlara 19.02.2018 tarihinden itibaren avans faiz uygulanması gerekirken tebliğ tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru görülmediğinden davalı … şirketi vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kararın kaldırılmasına, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Açıklanan nedenlerle davalı …vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 11.02.2020 Tarih 2018/164 Esas – 2020/57 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine,
Buna göre;
1-Davanın kabulü ile, 1.202,87-TL bakıcı gideri, 10.374,49-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 49.208,46-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 60.785,82-TL tazminatın 19/02/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 4.152,28-TL harçtan 35,90-TL peşin harç ile 171,72-TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 3.944,66-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 224,00-TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 1.200,00-TL adli tıp rapor ücreti, dava açılırken ödenen 71,80-TL yargılama harcı ve 171,72-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.667,52-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 8.702,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Davalı … tarafından yatırılan 1.038,07-TL. (54,40-TL. maktu harç + 983,67-TL nispi harç) istinaf karar harcının talebi halinde adı geçen davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3- Davalı … şirketi tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme,harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.