Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/891 E. 2022/2024 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/891
KARAR NO : 2022/2024

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2017/348 Esas 2020/10 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, davacıya ait … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpıştıklarını, davacıya ait araç sürücüsünün asli kusurlu, diğer araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dava konusu trafik kazasında yaralanan şahıs için SGK tarafından ödeme yapıldığını, SGK tarafından davacı aleyhine Ankara 19. İcra Dairesinin 2014/22682 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, SGK’nın bu talebini davacının trafik sigortası ve kasko sigortacısı olan davalı … şirketine 28.11.2014 tarihinde bildirildiğini, ancak sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını, davacının maaşına haciz konulduğunu, davacının toplam 9.009,00 TL ödediğini belirterek Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/22682 sayılı dosyasına davacının maaşından kesilerek ödenen 9.009,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından davaya cevap verilememiş, savunma yapılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Davacı … ile davalı şirket arasında akdedilen sigorta poliçesinin incelenmesinde, … plaka sayılı aracın kaza tarihini de kapsar şekilde 02.10.2012-02.10.2013 tarihleri arasında davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığı, ayrıca aynı aracın yine aynı tarihleri kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından tüm oto kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/22682 sayılı icra dosyasında dava dışı SGK tarafından davacı ve davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde 6.312,74-TL asıl alacak, 515,21-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 6.827,95-TL istendiği, takibin dayanağının 26.08.2013 tarihli trafik kazası nedeniyle ödenen geçici iş göremezlik ödeneği olduğu, davacının dava dışı SGK’ya toplam 9.009,00-TL ödemede bulunduğu, SGK’ya yazılan müzekkere cevabında, dava dışı …’e davacının karıştığı trafik kazası sonucu 26.08.2013-29.08.2013 tarihleri arasında 550,76-TL ve 03.09.2013-02.12.2013 tarihleri arasında 5.761,98-TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığının belirtildiği, … plakalı davalıya sigortalı araç sürücüsü davacı …’ın %75 oranında, … plakalı dava dışı araç sürücüsü …’ün %25 oranında kusurlu olduğu, bu hususlar gözetildiğinde davacının yapmış olduğu SGK ödemesini kusuru oranında davalıdan isteme hakkının bulunduğu, takipte borçlu olarak gözüken davalı … şirketine de ödeme emrinin 27.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu suretle davacının ayrıca davalıyı temerrüde düşürmesine gerek bulunmadığı, 2.252,25-TL’nin davacının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/22682 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu her bir ödeme tarihinden itibaren sigortalı aracın kullanım amacı ve cinsi ile somut olayda avans faizi uygulanması şartları oluşmadığından işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile; 2.252,25-TL’nin davacının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/22682 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu (toplam 2.252,25-TL’yi aşmamak kaydıyla) her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Sigorta ettirenin zararı karşıladıktan sonra kendi sigortacısından limitler dahilinde ödenmesini talep edebileceğini, bu durumda … tarafından 30.3.2015 ile 27.02.2017 tarihleri arasında yapılmış olan 9.0009,00-TL ödemenin yapıldığı tarihten başlayarak faizi ile birlikte … tarafından karşılanması gerektiğini, dava dosyasında bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, ödemenin avans faiziyle birlikte ödeme tarihinden itibaren hüküm altına alınmasını, dava konusunun ticari ve poliçeden kaynaklanan talep olduğunu, bu nedenle avans faizi uygulanması gerektiğini, asıl alacak, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır.
Davacı vekili, 26.08.2013 tarihinde davacıya ait ve davalı … şirketi tarafından zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan aracın karıştığı kaza sonucu zarar gören üçüncü kişiye SGK tarafından ödenen tazminatın rücu edilmesi üzerine davacı tarafından ödenen tazminatı poliçe kapsamında sigorta şirketinden rücuen tahsilini talep etmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nun 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davalı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi ve hususi otomobil sahibi olan tüketici arasında yapılmış Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden ve kasko sigorta poliçesi kapsamında ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki akde dayalı olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı sigorta sözleşmesine dayalıdır. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiğinden dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Tüketici mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden HMK.nın 353/1.a.3.maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/a.3 maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.