Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/889 E. 2022/2001 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/889 – 2022/2001
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/889
KARAR NO : 2022/2001

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/761 Esas 2020/40 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16.04.2018 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada yolcu konumunda olan davacıların kızı …’ın öldüğünü, davalıya başvurmaları üzerine davalı tarafından 26.10.2018 tarihinde davacılardan anne …’ye 66.156,00-TL, baba …’ye 57.591,00-TL ödendiğini, ödemenin yetersiz olması nedeniyle itirazı kayıtla alındığını, desteğin memur olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak davacı anne … için 500,00-TL, baba … için 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 22.11.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini … yönünden 97.543,41 TL’ye, … yönünden 75.888,59-TL’ye yükselterek toplam 173.432,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizle tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, Savunma yapmamış; bilirkişi raporunun tebliği üzerine rapora itiraz ederek, ödeme tarihindeki verilere göre davacıların zararının belirlenmesi gerektiğini, davacıların zararının davadan önceki başvuru üzerine 18.10.2018 tarihinde davacılardan …’ye 66.156,00-TL, …’ye 57.591,00-TL ödenerek karşılandığını, mütevaffanın emniyet kemeri takılı olmadığından müterafik kusurlu olup tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece tüm dosya kapsamı ve deliller, kazaya karışanların kusur durumu, hesap bilirkişisi raporu kapsamı göz önünde bulundurulduğunda; olay tarihi olan 16/04/2018 günü saat 20.00 sıralarında Erzurum İli, Köprüköy İlçesi sınırları içerisinde D-100/29 kontrol kesim no’lu devlet yolunu takiben Horasan İlçesi istikametinden Erzurum istikametine doğru seyretmekte olan … yönetimindeki, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobilin, Hınıs Kavşağı çıkışında sağdan kaplama dışına çıkarak devrilmesi sonucu bu araçta yolculuk yapmakta olan davacıların desteği … (…) ile birlikte çocuklarının vefat etmesi ile sonuçlanan ölümlü trafik kazası meydana geldiği, olayın oluş şekli dikkate alındığında aracın şarampole uçarak taklalar atması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiği, meydana gelen bu kazada davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacıların desteğinin ise kusursuz olduğu, hesap bilirkişisi raporuna göre sigorta şirketinin yaptığı ödemeler güncellenerek indirim sağlanmasından sonra davacı anne … …’ın bakiye 97.543,41-TL, davacı baba … …’ın bakiye 75.888,59-TL destekten yoksun kalma tazminat alacağı bulunduğu anlaşılmakla ıslah talebi de dikkate alınmak sureti ile davanın kabulüne, davacı … … lehine 97.543,41-TL, davacı … … lehine 75.888,59-TL destekten yoksun kalma tazminatı takdiri ile temerrüt tarihi olan 19/10/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, ödeme tarihi itibariyle hesap yapılmadığını, hesap bilirkişisinin davacıların aktüer hesabını yapar iken rapor tarihini esas alarak hesap yaptığını, halbuki davalı şirketin davacıların zararını karşıladığını, müstakar içtihatlara göre öncelikle ödeme tarihi itibariyle hesap yapılmasını, ödeme tarihi itibariyle yapılacak hesaba göre ödemenin yeterli olmaması halinde rapor tarihi itibariyle hesap yapılması gerektiğini, ödemelerin güncellemesinde maddi hata yapıldığını, bilirkişi raporunda açıkça güncelleme faizinde maddi hata yapılmış olup davacılardan … için toplam yasal faiz 5.187,36-TL.sı iken raporda 3.523,49-TL.sı olarak, … için ödenen tazminatın güncellemesi ise faiz 4.358,94-TL.sı iken raporda 2.960,79-TL.sı olarak gösterilip tenzil edildiğini, buna ilişkin olarak itirazlarının ve beyanlarının dikkate alınmadığını ek rapor dahi istenmeden hatalı rapor üzerine hüküm ihdas edildiğini, müteveffanın emniyet kemeri takılı olmadığı için araçtan fırladığını dolasıyla belirlenecek tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu yöndeki savunmanın değerlendirilmediğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2021 tarih ve 2017/(17) 4-3189 Esas, 2021/525 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, KTK’nın 111. maddesinde ibra ile ilgili bir özel düzenlemeye yer verilerek, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği belirtilmiştir. Kanun’un bu hükmünden yararlanmak için ayrı bir iptal davası açılmasına ya da ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının bulunması da yeterlidir. Zira anlaşmanın yapıldığı günden başlayarak belirtilen süre içinde bir davanın açılmış olması da, davacının bu anlaşma ile bağlı kalmak istemediğini göstermektedir. Nitekim, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da davadan önce yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmekte; davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, hesaplanan tazminattan davalı tarafça yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin mahsubu ile davacının talep edebileceği bakiye tazminatın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda eldeki davadan önce davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’ne 21.09.2018 tarihinde başvuru üzerine adı geçen sigorta şirketi tarafından davacılardan … …’a 18.10.2018 tarihinde 66.156,00-TL, … …’a da 57.591,00-TL olmak üzere toplam 123.747,00-TL ödendiği, sigorta şirketi ile davacılar vekili arasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak itirazi kayıtla 18.10.2018 tarihli sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, iş bu davanın 30.10.2018 tarihinde açıldığı, hükme esas 02.09.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda 19.10.2018 ödeme tarihinden, 02.09.2019 rapor tarihine kadar sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi ve mahsubu sonucu davacı anne … için 97.543,41-TL, baba … için 75.888,59-TL bakiye destek tazminatının olduğu belirlenmiştir.
Hükme esas alınan 02.09.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davacılar yönünden, davalı sigorta şirketince dava tarihinden önce yapılan ödemenin yeterli olup olmadığına dair, ödeme tarihindeki (18.10.2018) verilere göre tazminat hesaplaması yapılmadan, doğrudan rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesaplanıp, ödenen tazminatın güncellenmiş değeri mahsup edilerek tazminat hesaplanmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Oysa aktüer bilirkişi tarafından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki (18.10.2018) verilere göre davacılar için ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde hükme esas alınan 02.09.2019 tarihli rapordaki veriler dikkate alınarak, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılmak suretiyle hesaplama yapılması ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yasal faiziyle güncellenip, tazminat hesabından tenzili suretiyle tazminatın hesaplanması gerekirken (bu hususlarda önceki aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak) eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki SGK’nun 18.12.2018 tarihli cevabi yazısından Kars Devlet Hastanesinde ebe olarak çalışan ve 16.04.2018 tarihinde vefat eden …’ın eşi …’a 15.05.2018 tarihinde dul aylığı bağlanıp 15.463,55-TL ikramiye ödendiği, annesi … …’dan belge istendiği, belgeler gelene kadar adına tahakkuk eden 9.278,13-TL ikramiyenin emanet hesabına alındığı bağlanan aylığın 1.901,62-TL olduğu belirtildiğinden, mahkemece SGK’na yeniden müzekkere yazılarak davacılara dava konusu olay sonucu rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise ilk peşin sermaye değeri sorularak sonucuna göre SGK tarafından yapılan ödeme kadar zararın karşılandığı, davaya konu edilen zarara ilişkin olarak davacıların SGK’dan tahsil ettiği ve rücuya tabi bedel için davalının sorumluluğunun bulunmayacağı gözetilerek (belirlenecek bakiye tazminattan mahsup edilerek) karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Kaza tespit tutanağı ve sigortalı araç sürücüsü desteğin eşi …’ın 17.04.2018 tarihli hazırlık ifadesinden kaza sırasında desteğin emniyet kemerinin takılı olmadığı anlaşıldığından desteğin müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davacıların bakiye zararının belirlenmesi halinde, belirlenecek tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının bu yöndeki savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
Davacılar vekili, gerek dava dilekçesi, gerekse bedel arttırım dilekçesinde dava tarihinden (30.10.2018) itibaren faiz talep ettiği halde mahkemece HMK’nun 26. maddesine aykırı olarak 19.10.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, usulü kazanılmış haklar da korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre adı geçen davalı vekilinin sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23.01.2020 tarih, 2018/761 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın adı geçen sigorta şirketine iadesine,
5-Bingöl İcra Dairesinin 2020/595 sayılı dosyasına yatırılan 265.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.