Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/811 E. 2022/2047 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/811 – 2022/2047
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/811
KARAR NO : 2022/2047

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2019
NUMARASI : 2016/640 Esas 2019/832 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNANLAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 27.04.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı… plakalı aracın dava dışı …plakalı minibüse çarpması sonucu, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını belirterek HMK.nın 107. Maddesi gereğince 5.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talep artırım dilekçesi ile, 4.000,00 TL olarak istedikleri sürekli iş göremezlik tazminatını 24.153,75 TL, 1.000,00 TL olarak istedikleri geçici iş göremezlik tazminatını 11.801,67 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, dava açılmadan önce sigorta şirketine eksik evrak ile başvuru yapılması nedeniyle usulüne uygun başvuru bulunmadığını, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını, davacının araçta hatır için taşındığını, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına bindiğinden müterafik kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan raporda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe ekli cetvellerdeki hesaplama yöntemine göre, davacının olay nedeniyle özürlülük oranının %3 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, makine mühendisi-trafik kusur ve hasar bilirkişisinden alınan raporda olayda davalıya sigortalı araç sürücüsü…’in meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüer bilirkişiden alınan raporda davacının geçici iş göremezlik zararının 11.801,67 TL, malûliyetine bağlı zararının ise 24.153,75 TL olduğunun tespit edildiği, geçici iş göremezlik zararının bedeni zarar teminatı ile ZMMS poliçesi kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının sürücünün alkollü olduğunu bildiği hâlde araca binmekle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, ayrıca olayda sürücünün davacının arkadaşı olduğu ve hatır için taşındığı belirlenmekle %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı, davacının 15.458,4 TL daimi işgöremezlik, 7.553,08 TL geçici işgöremezlik zararının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile,15.458,40 TL daimi işgöremezlik, 7.553,08 TL geçici işgöremezlik tazminatının 12.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralanarak bedensel zarara uğradığını, davalının maddi zararlarının tazmininden tümüyle sorumlu olup herhangi bir indirim nedeni gözetilmemesi gerektiğini, her ne kadar yerel mahkemece davacının sürücünün alkollü olduğunu bildiği hâlde araca binmekle müterafik kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de davacının sürücünün alkollü olduğunu bildiği iddiası tamamen farazi bir iddia olup, bu hususta dosya kapsamında hiçbir bilgi, belge bulunmadığını, davacının kolluk tarafından alınan ifadesinde de bu hususa ilişkin hiçbir beyanı bulunmadığını, kaza tespit tutanağı ile… plaka sayılı araç sürücüsü…’in 1,05 promil alkollü olduğunun belirlendiği, ilgili mevzuat gereği trafiğe çıkabilme için yasal sınırın 0.50 promil limit olarak esas alındığı gözetildiğinde, yasal sınırın biraz üzerinde alkol alan sürücünün alkollü olduğun bilinmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı yönünden herhangi bir indirim sebebi bulunmadığını, mahkemece olayda sürücünün müteveffanın arkadaşı olduğu ve hatır için taşındığı belirlenmekle hatır taşıması indirimi yapılmış ise de bilindiği üzere işleten veya sürücü araçta taşınandan doğrudan doğruya ücret almasa bile taşımada maddi ve manevi menfaati bulunuyorsa, bu durumda hatır ilişkisinden söz edilemeyeceğini, davacının araç sürücüsünün arkadaşı olması gerekçesi ile hatır taşıması indirim yapılmış olup, manevi menfaat bulunduğu hususu gözetilmeden hatır taşıması indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatır taşıması yönünden ve yine koşulları oluşmayan müterafik kusur yönünden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı ise de indirim yapılacağı gözetilse dahi %20 hatır taşıması indirimi ile %20 oranında da müterafik kusur indirimi uygulanmasının fahiş miktarda yüksek olduğunu, Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca uygulamada müterafik kusur indirimi yönünden ve hatır taşıması yönünden kabul edilen oranın %10 ila %15 olarak benimsendiğini, ödenecek olan tazminattan hem müterafik kusur için hem de hatır taşımacılığı için mükerrer olarak %20 + %20 indirime gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece reddedilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5. maddesi gereğince Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ( yeni değişiklik ile erişkinler için Engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik) ile belirlenmesi gerekirken çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü yönetmeliği göre rapor alınmasının hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu ileri sürmüştür
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davacının yaralanması nedeniyle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre alınan maluliyet raporuna göre 11.801,67 TL geçici iş göremezlik, 24.153,75 TL sürekli iş göremezlik tazminatı belirlenmiş, davacının sürücünün alkollü olduğunu bildiği hâlde araca binmekle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek %20 oranında müterafik kusur indirimi, sürücünün davacının arkadaşı olduğu ve hatır için taşındığı belirlenmekle %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak 15.458,4 TL sürekli işgöremezlik, 7.553,08 TL geçici işgöremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, reddedilen miktar üzerinden belirlenen vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davacı lehine hesaplanan maddi tazminatlardan, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de TBK’nun 51 ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınması gerekirken davalı yararına hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince hüküm fıkrasının 5. bendinin hükümden çıkarılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
15.458,40 Türk lirası daimi işgöremezlik, 7.553,08 Türk lirası geçici işgöremezlik tazminatının 12/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.571,91 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL ile tamamlanan 105,80 TL harçların mahsubu ile eksik 1.436,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu 164,20 TL harç ile diğer yargılama giderleri toplamı 1.489,65 TL’nin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 953,37 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.761.38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 1.571,91 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 393,00 TL.’nin mahsubu ile kalan 1.178,91 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 38,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 14.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.