Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/809 E. 2022/2081 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/809
KARAR NO : 2022/2081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI : 2017/28 Esas 2019/800 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

BİRLEŞEN ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/772 ESAS
2019/427 KARAR SAYILI DOSYASINDA;

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
MÜTEVEFFA :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı esas ve birleşen davanın davacıları vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Esas davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.03.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi …’ün yaralandığını ve kazaya bağlı olarak da 18.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirkete 09.09.2014 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacı eş için 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile desteğin 31.03.2014 – 18.01.2015 tarihleri arasındaki tedavi gideri için 1.000,00-TL, çalışma gücünün azalması yada yitirilmesinden doğan zararlarına mahsuben şimdilik 4.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminatın 22.09.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 22.04.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi destekten yoksun kalma tazminatını 96.342,72-TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, 31.03.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı davacı …’ün sevk ve idaresindeki araçla yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacıların annesi …’ün yaralandığını ve kazaya bağlı olarak da 18.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirkete 08.08.2018 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak desteğin 31.03.2014 – 18.01.2015 tarihleri arasındaki tedavi gideri karşılığı 100,00-TL, bakıcı gideri karşılığı 100,000-TL, çalışma gücünün azalması yada yitirilmesinden doğan zararlarına karşılık 2.700,00-TL, destekten yoksun kalma tazminatı olarak 100-TL olmak üzere her davacı çocuk için ayrı ayrı 3.000,00’er TL den toplam 9.000,00-TL maddi tazminatın 25.08.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili esas davada, kazaya karışan aracın 10.10.2013 – 11.10.2014 tarihleri arasında davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı … şirketine maluliyet tazminatı yönünden eksik belge ile, destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hiç başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, destekten yoksun kalanların tespiti ile aktüer bilirkişiye inceleme yaptırılmasını, temerrüt oluşmadığından dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek asıl davanın reddini, birleşen davada ise davacının eşi tarafından açılan dava ile çocukları tarafından açılan bu dosyanın birleştirilmesini, davacılar tarafından eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddini, aksi halde, kusur yönünden ATK’dan rapor alınmasını, desteğin emniyet kemeri takılı olmadığından ve hatır için taşındığından belirlenecek tazminattan müterafik kusur ve hakkaniyet indirimi yapılmasını, davacı … işleten ve sürücü olduğundan tazminat isteme hakkı bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan delillerden; sürücü … yönetimindeki araçla seyri sırasında tek taraflı sürücünün tam kusurlu olduğu kazada araç içerisinde yolcu olan …’ün ağır yaralandığı, şuuru kapalı genel durumu kötü olarak koma halinde hastanede kalıp tedavi gördüğü, sonunda öldüğü, bu süreçle ilgili bakıcı tazminatı talebi ile ilgili …’ün yattığı Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden gelen 11/01/2019 tarihli cevabı müzekkerede; bu sürede yoğun bakımda yattığının, herhangi bir bakıcı ihtiyacı olmadığının bildirildiği, bu nedenle asıl davada davacı eş … için 96.342,72-TL destekten yoksunluk tazminatı ile, davacı …’ün %100 malul sayıldığı, tedavi süreci ile ilgili hesaplanan tazminattan davacı eş …’ün miras payına düşen 1.912,01-TL’nin sigorta şirketinden başvuru tarihine göre hesaplanan 22/09/2014 temerrüt tarihinden itibaren aracın ticari araç olmasına göre avans faizi ile tahsiline, hastanenin yoğun bakımında kalan ölen ile ilgili bakıcı kullanımı olmadığından bakıcı tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği, birleşen dava ile ilgili; davacı …’ün aynı zamanda aracın tam kusurlu sürücüsü olduğu, diğer davacılarında ölenin çocukları olup, 40 yaş civarında oldukları, yaşları itibari ile destekten yoksunluk tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı, diğer bakıcı ve tedavi giderinin tümü ile yoğun bakımında hastanede olması nedeni ile SGK tarafından karşılandığı anlaşılmış olmakla bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği, ölen …’ün geçici iş göremezlik zararından davacıların miras hisselerine düşen 1.912,01 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile temerrüt tarihi olan 25/08/2018 tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği kanısıyla asıl davada; davacı …’ün dava dilekçesi ve değer arttırım dilekçesi ile istenen davanın kısmen kabulü ile; 96.342,72-TL destekten yoksunluk tazminatının temerrüt tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline, davacı …’ün murisi …’ün maluliyet zararından miras payına düşen 1.912,01-TL’nin 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/772 Esas sayılı dosyasında; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacılar …, … ve … murisleri …’ün maluliyet zararından miras paylarına düşen 1.912,01-TL’nin ayrı ayrı 25.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin destekten yoksunluk tazminatı, bakıcı gideri, tedavi giderine ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hükme karşı esas ve birleşen davanın davacıları vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Esas ve birleşen davanın davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ürünü olup davacıların zararının raporda belirtilenden daha fazla olduğunu, bilirkişi raporunda talep edilen kalemlere ilişkin gerekli incelemenin yapılmadığını, desteğin onbir ay yoğun bakımda kaldığını, bu süre zarfında davacıların hastaneye gidiş geliş yol masrafı, refakatçi,desteğin kişisel ihtiyaçları ve yemek masrafları düşünüldüğünde SGK kapsamında olmayan bu giderlerden davalının sorumlu olduğunu, hastanede bulunduğu süre içerisinde davacıların desteğinin komada kaldığını ve %100 malul sayılarak iş göremezlik zararının yanı sıra bakıcı giderleri ile tedavi giderlerinin hesaplanması gerektiğini, bu durumun aldırılan adli tıp raporu ile de sabit hale geldiğini, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediğini, eldeki davada destekten yoksun kalma zararlarının yanında desteğin hastanede kaldığı sürece ilişkin olarak tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zararların da talep edildiğini, adli tıp raporundan da görüldüğü üzere desteğinin yoğun bakımda kaldığı süre boyunca %100 malul sayıldığı sabit hale gelmiş olup davacıların desteğinin bu süreçte bakıcı giderinin de olacağı açık olup hal böyle iken yerel mahkeme kararının bu yönüyle kaldırılması gerektiğini,
müteveffa ile davacı çocukları arasında düzenli ve sürekli bir desteklik ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, uygulamada da kabul edildiği üzere eşlerin birbiriyle ve anne babaların çocuklarıyla arasında destek ilişkisi olduğu yönünde hukuki karine mevcut olup bu bakımdan, müteveffanın davacılarla arasında desteklik ilişkisi olduğu, davalıca aksin ispatlanmadığını, birleşen dava yönünden davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarının kabulü gerekirken reddinin yasaya aykırı olduğunu, birleşen dosya bakımından her bir davacı için hüküm altına alınan miktara göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek ve eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi davacılar aleyhine ret vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davalı lehine hükmedilen ret vekâlet ücretinin davacılar lehine hükmedilen tazminat tutarından daha fazla olduğunu, bu durumun mahkemeye erişim hakkını sınırlandırıcı mahiyette olduğunu belirterek istinaf istemin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına esas ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan esas ve birleşen davanın davacıları vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Esas ve birleşen dava, davacı eş ve çocuklar tarafından trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile desteğin cismani zararı nedeniyle geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderine ilişkin tazminat istemine ilişkin olup desteğin cismani zararı nedeniyle geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderine ilişkin tazminat davası davacı eş ve çocuklar tarafından mirasçı (çocuklar miras hissesi oranında) sıfatıyla açılmıştır.
31.03.2014 tarihinde birleşen davanın davacısı …’ün idaresindeki davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araçla yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının önü ile orta refüj taşlarına çarparak savrulduğu sağ yan kısmı üzerine yatarak sürtünerek karşı şeride geçip duruşa geçtiği kazada araçta yolcu olarak bulunan annesi …’ün yaralandığı 31.03.2014 tarihinden 18.01.2015 tarihine kadar Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesinde komada kaldığı, 18.01.2015 tarihinde öldüğü, ATK 1. Adli Tıp İhtisas Dairesinin 30.01.2018 tarihli raporunda kaza ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğunu, ATK 3. Adli Tıp İhtisas Dairesinin 10.10.2018 tarihli raporuyla da desteğin 31.03.2014 kaza tarihinden 18.01.2015 ölüm tarihine kadar %100 malul kaldığının belirlendiği, desteğin tedavi gördüğü Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesinin 11.01.2019 tarihli yazısında desteğin 31.03.2014-18.01.2015 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde kaldığı, bakıcı ihtiyacının olmadığının belirtildiği görülmüştür.
Birleşen davanın davacıları desteğin çocukları olup davacı …’ın 1974 (41 yaşında), …’in 1971 (44 yaşında), …’un ise 1979 (36 yaşında) doğumlu olduğu, yaşları gereği destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinin yasal dayanağı bulunmadığı, desteğin kaza tarihinden öldüğü tarihe kadar komada kalması nedeniyle hastanede yoğun bakımda kaldığı, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, bakıcı ihtiyacının da bulunmadığı aksinin de davacılar tarafından ispatlanamaması nedeniyle esas ve birleşen davada davacıların tedavi ve bakıcı gideri talepleri ile birleşen davada davacıların desten yoksun kalma tazminatı talebinin reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
08.04.2019 tarihli aktüer raporunda desteğin 31.03.2014 – 18.01.2015 tarihleri arasında %100 malul kalması nedeniyle anılan süreye ilişkin 7.648,01-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup anılan raporun hükme esas alınmasında ve miras hisseleri oranında davacılar lehine hüküm kurulması yerinde olup davacılar vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Birleşen davada davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşı oldukları ve usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları sabittir. Bu durumda, esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden, lehlerine hükmedilen tazminat miktarına göre, ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. (Aynı şekilde her bir davacının red edilen davası yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekli ise de istinaf edenin sıfatına göre bu durum eleştirilmekle yetinilmiştir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle esas dava yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine, birleşen dava yönünden davacılar vekilinin vekalet ücretine dair istinaf istemi yerinde görülmekle ilk derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına ve yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, birleşen davada davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretinin düzeltilmesine dair yeniden karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Esas dava yönünden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden davacılar …,… … ve … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi (birleşen Ankara 13 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/772 Esas-2019/427 Karar sayılı) tarafından verilen 06.11.2019 tarih, 2017/28 Esas – 2019/800 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1- Asıl davada; davacı …’ün dava dilekçesi ve değer arttırım dilekçesi ile istenen davanın KISMEN KABULÜ İLE; 96.342,72-TL destekten yoksunluk tazminatının temerrüt tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline,
2-Davacı …’ün murisi …’ün maluliyet zararından miras payına düşen 1.912,01-TL’nin 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 6.711,78-TL harçtan peşin alınan 83,39-TL ve 261,00-TL tamamlanan peşin harcın mahsubu ile 6.367,39-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 344,39-TL peşin ve 31,40-TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 10.610,38-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olunan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.202,95-TL (Bilirkişi ücreti: 800,00-TL, Adli Tıp Masrafı: 1.115,00-TL, Tebligat Müzekkere gideri: 287,95-TL) yargılama giderinin kabul oranı %97 olan 2.136,86-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
9-Birleşen 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/772 Esas sayılı dosyasında; Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; davacılar …, … ve … murisleri …’ün maluliyet zararından miras paylarına düşen 1.912,01-TL’nin ayrı ayrı 25.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin destekten yoksunluk tazminatı, bakıcı gideri, tedavi giderine ilişkin tazminat taleplerinin REDDİNE,
10-Alınması gereken 130,61-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL ‘nin düşümü ile kalan 94,71-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına.
11-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin ve 35,90-TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 1.912,01-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
13-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 1.912,01-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
14-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 1.912,01-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’e verilmesine,
15-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
16-Davacı tarafından yapılan toplam 92,35-TL yargılama giderinin kabul oranı %21 olan 19,39-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
17-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gerekli 80,70-TL istinaf karar harcının esas davanın davacısı …’den alınarak Hazineye irat kaydına,
2-Esas davanın davacısı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde esas davanın davacısı …’e iadesine,
4-Birleşen davanın davacıları tarafından yatırılan 108,80-TL istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle birleşen davanın davacıları tarafından yapılan 49,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak birleşen davanın davacılarına verilmesine,
6-Birleşen davanın davacıları tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
7-Kararın taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.