Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/80 E. 2022/1302 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/80 – 2022/1302
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/80
KARAR NO : 2022/1302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : 2016/704 Esas 2019/1147 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/05/2016 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin kaza ile ilgili herhangi bir kusurunun olmadığını, davalı tarafından sigortalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 22 yaşında oluğunu ve engelli kaldığını, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 900,00 TL iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 18.387,92 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 135.562,74 TL’ye, bakıcı giderini ise 5.754,45 TL’ye artırdığını belirterek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazaya karışan aracın müvekkil şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sigorta teminat limiti ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde sorumlu olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu teminattan sosyal güvenlik kurumunun sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderinin tazmini istemine ilişkin olduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile davacının kullandığı motosikletin karıştığı kaza nedeniyle bilirkişi raporunda somut olayda davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli %75 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 05/02/2019 tarihli rapora göre, davacının 20/05/2016 tarihli trafik kazasına bağlı bedensel özür oranının %24 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavisi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 6 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, sigorta genel şartları itibarıyla bakıcı giderinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğu, diğer yandan kaza tarihindeki mevcut ZMMS poliçesi ve yasal düzenlemeler karşısında geçici iş göremezlik tazminatının genel şartların A.5.maddesi kapsamında olmadığı, aktüer bilirkişi tarafından davacının 135.562,74-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı ve 5.854,74-TL bakıcı giderinden kaynaklı maddi tazminat hesaplandığı, kusur bilirkişisi tarafından davacıya kask takmaması nedeniyle %25 kusur verildiği, aktüer bilirkişi tarafından da tespit edilen kusur oranına göre hesaplama yapıldığı, davacı tarafından kusur raporuna itiraz edilmeyerek davanın buna göre ıslah edilmiş olmasına göre davacı yönünden %75 kusura göre karar verilmesi gerektiği, davadan önce davalı tarafa yapılan zorunlu başvuru sonrası 19/08/2016 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğü, ayrıca sigortalı aracın kullanımı ve cinsi gereği yasal faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile; 135.562,74-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı tazminatın 450,00-TL’sinin 19/08/2016 tarihinden, bakiye kalan tutarın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; 5.854,45-TL bakıcı giderinden kaynaklı tazminatın 100,00 TL’sinin 19/08/2016 tarihinden, bakiye kalan tutarın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Geçici iş göremezlik zararlarının da sigorta teminatı kapsamında olduğu halde reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davalarının belirsiz alacak davası olduğunu bu nedenle mahkemece tazminat alacağının tamamı açısından 19/08/2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği halde kabul edilen miktardan; dava değeri sonradan belirlenen kısım açısından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, kaza neticesinde sigortalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğunun kabul edildiğini, kusur oranın olayın oluş şekline uygun olmadığını, buna rağmen kusur raporuna itirazlarının haksız olarak reddediliğini, maluliyet raporunun da karar vermeye elverişli olmadığını, raporun usulsüz olduğunu, raporun yönetmelikte belirtilen kurumdan ve usulde alınması gerektiğini; hesaplanan tazminattan davacının kasksız olması nedeniyle %20, sürücü belgesi olmaması nedeniyle de %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılmamasının da hatalı olduğunu; Mahkemece hüküm altına alınan tazminata faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu; bakıcı giderinin ise müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, bu nedenle reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirtilerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda, kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemidir.
20/05/2016 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı tarafından sigortalanan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı net şekilde okunaklı olmaması (silik fotokopi olması) nedeniyle kazanın oluşuna ilişkin tüm yönleri ile irdelenmesini sağlayabilecek açıklıkta olmamakla birlikte, meydana gelen kazanın iki yönlü 3,5 m. genişliği olan virajlı yol içerisinde meydana geldiği tespit edilerek, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Yasanın 84/g maddesini (şerit ihlali) ile 52/1-a maddesini, motosiklet sürücüsünün ise 52/1-a maddesini ihlal ettiğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkemece, kazaya ilişkin delil olarak bildirilen Bismil Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1962 Soruşturma dosyası ilgili savcılıktan talep edildiği halde, sonrasında dosyanın gönderilmesi beklenilmeden kusur bilirkişisinden rapor alınmış, hükme esas alınan 09/08/2019 tarihli kusur raporunda ise; olay yerinin iki yönlü olup 3,15 m. genişliğinde olduğu, yolda her hangi bir çalışma ve görüşe engel bir cisim bulunmadığı, yolun yatay güzergahının virajlı ve düşey güzergah eğilimli olduğu, olay yerinde her hangi bir fren izine rastlanılmadığı değerlendirilerek; kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Yasanın 84/g maddesini (şerit ihlali) ile 52/1-a maddesini, motosiklet sürücüsünün ise 52/1a maddesini ihlal ettiğinin belirtilmesine rağmen, kaza tespit tutanağındaki kusur tespitinin oluşa uygun düşmediği denilerek; sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kask takmaması ve baş bölgesinden de yaralanmış olması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirtilerek, kusur durumunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece davacının maluliyet durumunun tespiti açısından ise; … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 04/04/2018 tarihli raporda; Sağlık İşlemleri Tüzüğü ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre tanzim edilen raporda davacının tedavi evrakları değerlendirilerek “kafa kemik açıklığı” nedeniyle davacının vücut genel çalışma gücünden %28 oranında kaybettiğinin 9 ay süre ile iş göremez kaldığının tespit edilmesi üzerine, raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerektiğinden bahisle aynı kurumundan yeniden alınan 03/07/2018 tarihli raporda, “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” nazara alındığında, şahısta saptanan kafa kemik açıklığının cetvelde karşılığı olmamasından dolayı ve cetvelde uygun herhangi bir sekel mahiyetinde arazı saptanmadığından vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinin olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacının … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 03/07/2018 tarihli rapora itirazı sonrasında, bu kez … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 05/02/2019 tarihli raporda; “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre hazırlanan raporda; kaza nedeniyle davacının görme sisteminde, kas iskelet sisteminde ve Kulak Burun Boğaz hastalıkları kapsamında rahatsızlıklarından bahsedilerek 20/05/2016 tarihli trafik kazasına bağlı olarak özür oranın %24 olduğunun, geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olduğunun ve 6 ay süre ile bakıma muhtaç olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından rapora itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkemece alınan raporlar yeterli görülerek, aktüer hesap bilirkişisinden alınan rapora göre davanın esası hakkında karar verilmiş, kusura ilişkin değerlendirmesinde, bilirkişi tarafından davacıya kasksız motosiklet kullanması nedeniyle verilen %25 kusurun, müterafik kusur olduğu kazanın meydana gelmesindeki kusur olmadığı bu nedenle davacının kazanın meydana gelmesinde kusursuz kabul ediliği, ancak %25 müterafik kusura itiraz etmemiş olması nedeniyle, müterafik kusur olarak %25 oranında indirim yapıldığı belirtilerek, davanın esası hakkında karar verilmiştir.
1-Davalının kusur durumuna ilişkin istinaf talepleri yönünden; haksız fiilden kaynaklanan tazminat taleplerinde kusur durumunun doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Bu nedenle tarafların kusurun tespitine yönelik delilleri var ise toplanılarak bundan sonra kusur durumu değerlendirilmelidir. Meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından Bismil Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1962 soruşturma dosyası delil olarak bildirilmiş ve mahkemece söz konusu dosya ilgili savcılıktan istenilmiş olmasına rağmen söz konusu soruşturma evrakı dosyaya kazandırılmadan, yine okunaksız olan kaza tespit tutanağı temin edilmeden bilirkişiden rapor alınmıştır. Deliler toplanılmadan alınan ve ayrıca kaza tespit tutanağında tespit edilen kusur durumu ile çelişen kusur raporuna göre karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalının kusur raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
2-Davalının maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri yönünden ise; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından, maluliyet tespiti açısından alınacak raporların Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Dairesinden yahut Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınabileceği kabul edilmekle birlikte, farklı üniversitelerden alınan raporlar arasında çelişki olması halinde, ilgili Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarının birbirlerine üstünlüğü olmadığından raporlar arasındaki çelişki giderilerek maluliyet durumu doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Mahkemece … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre alınan raporda, davacının %28 oranında çalışma gücünü kaybettiği 9 ay süre ile iş göremez kaldığının tespit edilmesi sonrası aynı kurumdan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre alınan raporda, kaza nedeniyle özür mahiyetinde sekeli olmadığı tespit edilmiş iken, davacının itirazı üzerine bu kez … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 05/02/2019 tarihli raporda; “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre kazaya bağlı özür mahiyetinde sekeli olduğu değerlendirilerek özür oranın %24 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olduğu ve 6 ay süre ile bakıma muhtaç olduğu tespit edilmiştir. Davalının da rapora itiraz etmiş olmasına göre raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve özellikle son alınan rapordaki tespit edilen bulguların, özür oluşturacak mahiyette olup olmadığı, özür oluşturacak mahiyette olması halinde ise kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirildiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, neden üstün tutulduğu da açıklanmaksızın, davalının da itirazı olduğu halde son alınan maluliyet raporuna göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre ise; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden değildir. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. Sigorta Şirketinin kanun ile belirlenen sorumluluğu ikincil norm olan Genel Şartlar ile daraltılamayacağı gibi kanun ile sigorta teminatı kapsamında olan zararın başka bir kurum (SGK) tarafından ödeneceği de Genel Şartlar ile kararlaştırılmaz. Geçici iş görmezlik zararları TBK ve KTK kapsamında sigorta teminatı kapsamında olduğundan, Sigorta Genel Şartları A.5 maddesinden hareket ile kanunen sorumluluğu olmayan SGK’nın sorumlu olduğundan bahisle reddedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Bu nedenle yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle kazaya ilişkin soruşturma dosyası (varsa ceza dosyası) ile kaza tespit tutanağının okunaklı sureti dosyaya kazandırılmak suretiyle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden yahut Eski Karayolları Trafik Fen Heyetinde görevli bilirkişilerden oluşan heyetten, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumunun tespit edildiği, rapor alınarak, ayrıca maluliyet raporları arasında çelişkiyi giderecek şekilde, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre; kaza nedeniyle davacının çalışma gücü kaybına veya yitirilmesine neden olacak yarlanmasının meydana gelip gelmediği, maluliyetinin tespit edilmesi halinde tedavi evrakları çerçevesinde kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, değerlendirilerek, sürekli iş görmezlik süresinin, geçici iş görmezliklik süresinin ve bakıma muhtaçlık süresinin tespit ediliği rapor alınarak, usulü kazanılmış haklar da değerlendirilerek davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair, davacının tüm istinaf sebeplerinin (kabul şekline göre bir kısım talepleri yönünden değerlendirme yapılmış ise de) şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 14/11/2019 tarihli 2016/704 Esas 2019/1147 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırlan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16012 E. Sayılı dosyasına depo edilen 210.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatıran iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.