Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/8 E. 2021/792 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalıların maliki ve sürücüsü olduğu diğer davalı sigorta şirketinin trafik sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan aracın, taşıt yolunun karşısına geçiş yapmakta olan davacıların eşi ve babaları olan murisleri yaya …’a çarpmasıyla vefat ettiği, meydana gelen dava konusu trafik kazasına ilişkin; eş davacı … için 1000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 50.000 TL manevi tazminat,kızı davacı … için 20.000 TL manevi tazminat oğlu davacı … için 20.000 TL manevi tazminat, kızı davacı … için 20.000 TL manevi tazminat, kızı davacı… için 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, maddi tazminata yönelik talebi 42.843,57 TL olarak talep arttırım dilekçesi ile istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereğince dava şartı olan usulüne uygun başvurunun yapılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranının tespiti bakımından Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgeler ile kanıtlanması, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacılar tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu hususunun ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davalı şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davalı tarafa herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, bu nedenle faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, oluşan kazada davalının kusurunun olmadığını, davalının olaydan sonra ciddi psikolojik travma geçirdiğini ve çok üzüldüğünü, kendisinin henüz üniversite öğrencisi olduğunu, müteveffanın emekli öğretmen olup, eşinin sağlık hizmetlerinden faydalanmaya devam edebileceği gibi maaşını almaya da devam edeceğini, bu nedenle davacının destekten yoksun kalmadığını, sigorta şirketi tarafından zarar görenlere tedavi vs. hususlarda ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, ayrıca davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin oldukça fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi maddi tazminat talebi bakımından; davanın kabulü ile, toplam 42.843,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 13.06.2017 tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi bakımından 03.08.2017 tarihinden itibaren) yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı sigorta şirketi bakımından sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davacı …’a verilmesine, manevi tazminat talebi bakımından; davanın kısmen kabulü ile, davacı … bakımından 35.000,00 TL, davacı İlknur için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL ve davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 95.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’un yayaların her zaman karşıdan karşıya geçtiğini bildiği bir bölgede her an bir kazaya sebep olabileceğini öngördüğü halde ve öngördüğü neticeyi kabullenerek aracını sevk ve idare ettiği esnada dikkatini yola vermediğini, hemen ilerisinde yaya geçidi olduğunu gösteren trafik işaret levhasının varlığına rağmen ve kavşak yaklaşımı olduğu halde seyir halinde olduğu yola bakmadığını, hızını azaltmadığını ve yayaya yaklaştığında dahi fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığını bu nedenle kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu,müteveffanın olayda kusuru bulunmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının davacıların duyduğu üzüntüyü, yaşadıkları ızdırabı dindirebilecek bir miktarda olmadığını, maddi tazminat talebi yönünden ise, davacı …’un ev hanımı olduğunu ve geçirdiği rahatsızlık nedeniyle müteveffa eşinin bakımına muhtaç halde olduğunu, müteveffa …’un rahatsız olan eşinden desteğini hiç esirgemediğini, ölmeseydi davacı …’un bakımını fiilen ömür boyu bizzat kendisinin üstleneceğinin de açık olduğunu, hüküm altına alınan destekten yoksun kalma tazminatının eksik hesaplandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, kaza tarihinde yolun sıcak asfalt olup kaza mahallinde trafik levhası ve yaya geçidi bulunmadığını, ceza dosyasında alınan raporda davalı sürücünün tali kusurlu bulunduğunu, mahkemece raporlar arası çelişkinin giderilmediğini, tanık …’un dinlenmediğini, müteveffanın Alzheimer hastası olup ilaç kullanmakta olduğunu, hükmedilen faizin dava tarihinden yasal faiz olması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı tarafça sigortaya başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmadığını müteveffanın emekli öğretmen olduğu gözetildiğinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Olaya ilişkin kaza tespit tutanağı uyarınca, 13.06.2017 tarihinde davalı sürücü …, mülkiyeti babası olan diğer davalı … …’a ait olan ve olay tarihinde diğer davalı … Sigorta’ya trafik sigorta poliçesiyle Zorunlu Mali Mesuliyet sigortalı bulunan kamyonetiyle seyir halinde iken, seyir yönüne göre yolun sağından, soluna taşıt yolunun karşısına geçiş yapmakta olan davacıların murisleri yaya …’a, seyir yönüne göre yolun solundaki şeritte almış olduğu 16 m fren izine bağlı olarak orta çizgiye 1,80 m mesafede aracının sağ ön far kısmıyla çarparak, yayanın başının ön camın sağ alt köşesine de çarptıktan sonra yayanın taşıt yoluna savrularak yaralanması şeklinde olayın meydana geldiği, kazanın oluşumunda yayanın yaya geçidini kullanmadan geçiş yapması nedeniyle tali, sürücünün hızını kesmemesi nedeniyle asli kusurlu bulunduğunun belirtildiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan rapora göre davalı sürücü …, kavşak başının yanında yaya geçidinin de olduğu tespitine bağlı olarak kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında, yaya davacılar murisinin ise % 25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, olaya ilişkin Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada alınan kusur raporuna göre, kazanın oluşumunda sürücü …’un asli, yayanın tali kusurlu olduğunun belirlendiği, dosya muhteviyatında olmayan ancak Dairemizce UYAP sistemi üzerinden incelenen Anamur 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas nolu dosyasında alınan ATK raporu uyarınca sanık sürücü …’un kazanın meydana gelmesinde asli ve müteveffa yaya …’un da asli kusurlu olduğunun belirlenmesi ile ceza mahkemesince bu rapor esas alınarak 08.02.2021 tarihinde sanığın taksirle ölüme sebep olmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği kararın henüz kesinleşmediği, bu suretle eldeki davada hükme esas alınan kusur raporu ile ceza yargılaması aşamasında alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Kazanın oluşuna ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunması halinde; maddi gerçeği bulmakla yükümlü olan ceza mahkemesinin oluş kabulü hukuk mahkemesi için bağlayıcı olacağından, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi TBK. 74. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında, esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK. 74. maddesindeki düzenlemeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ancak, ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve…..sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin, hukuk hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. (Hukuk Genel Kurulu – ….
Somut olayda, kazanın oluşuna ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu gibi, mevcut kusur bilirkişisi raporlarında da farklı oluş kabulleri yer almaktadır. Mahkeme tarafından, oluşa ilişkin farklı değerlendirmelere ve taraflar arasındaki bu konuda olan uyuşmazlığa rağmen, oluşa ilişkin olarak deliller toplanmadan, ceza dosyası getirtilip anılan dosyadaki deliller değerlendirilmeden ve kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, dava dosyasında alınan kusur raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Ancak, dava konusu kazadaki oluşa ilişkin belirleme, davacı ve davalı tarafın kusur durumlarını büyük oranda değiştirebileceğinden, belirlenecek tazminat miktarını da aynı şekilde etkileyeceği sabit olup, bu yönde inceleme yapılmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenlerle, kesinleşmeyen Anamur 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası muhteviyatı öncelikle dosyaya kazandırılmalı, o dosyadaki deliller de mahkemece değerlendirilmeli, kusur raporları arasındaki çelişki giderilecek şekilde Üniversitelerin ilgili Trafik Kürsülerinden yahut Karayolları Fen Heyetinden alınacak kusur raporunu takiben kazadaki kusur durumu duraksamaya mahal vermeyecek şekilde belirlenerek gerektiğinde ceza dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın temelini oluşturan ve davacıların talep edebileceği tazminat miktarını belirleyecek esaslı unsurlardan olan kusur durumuna ilişkin olarak ceza dosyası dosyaya kazandırılıp o dosyadaki deliller değerlendirilmeden, ceza yargılamasının sonucu beklenmeden ve oluş kesinleştirilmeden, kabule göre de, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereği delillerin hiçbirinin toplanmaması şeklinde kabul edilerek, davacı ve davalı tarafın istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılmasına, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/05/2019 tarihli … Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde harcı yatıran taraflara ayrı ayrı iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.