Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/771 E. 2022/1998 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2020/771 Esas – 2022/1998 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/771
KARAR NO : 2022/1998

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2019/177 Esas 2019/915 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05.07.2018 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araca davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı, yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kusursuz davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, davalı şirkete 08.03.2019 tarihinde müracaat etmelerine rağmen ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00- TL geçici, 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile 100,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 300,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 30.09.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatını 45.056,72-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatını 6.565,96-TL’ye, bakıcı giderini 7.254,77-TL yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; Dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılmadığını, başvurunun usulüne uygun olmaması ve arabuluculuğa gidilmemiş olması sebebiyle öncelikle davanın usulden reddini, davalının sorumluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti dahilinde olabileceğini, kusur ve maluliyet tespiti için ATK’dan rapor alınmasını, geçici göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bakıcı gideri yönünden maluliyet oranın %70’in üzerinde olması ve bakıcı tutulduğunu ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplandığı, kusur bilirkişisi tarafından hazırlanan 11/07/2019 tarihli rapora göre, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün %25, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü, davacının meydana gelen maluliyet oranının tespiti için dosyanın Ankara Üniversitesi ATK’ya gönderildiği, söz konusu ATK tarafından hazırlanan 22/08/2019 tarihli rapora göre, davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik oranının %15, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu ve bakıcı ihtiyaç süresinin 6 ay olduğunun rapor edildiği söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü, davacının maddi zararının hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 25/09/2019 tarihli rapora göre, kusur ve maluliyet oranları göz önüne alındığında, davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararının 45.056,72-TL, geçici iş göremezlik zararının 6.565,96-TL ve bakıcı ihtiyacın sebebiyle meydana gelen zarar miktarının 7.254,77-TL olduğunun rapor edildiği, söz konusu aktüer raporunun da usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartları’nda bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğun bulunmadığı, davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı ihtiyacına yönelik tazminatı davalıdan talep edemeyeceği görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasının aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda ıslahı da göz önüne alınarak 45.056,72-TL sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden kabulüne, söz konusu bedele aracın cinsi göz önüne alındığında 27/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, geçici iş göremezliğe yönelik tazminat ve bakıcı ihtiyacına yönelik tazminat talebinden sigorta şirketi sorumlu olmadığından bu taleplerin reddine karar vermek gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabulü ile; 45.056,72 TL’nin 27/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince davacının sürekli iş göremezlik tazminatının kabulüne karar verilmesi isabetli olmuşsa da geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı taleplerinin reddedilmesinin isabetli olmadığını,
SGK tarafından karşılanmayan zararların halen teminat kapsamında olduğunun kabulü gerektiğini aksi bir durumda trafik kazalarında zarar gören mağdurların zararları hem SGK’ca hem de sigorta şirketlerince karşılanmayacak olup böyle bir durumun tazminat hukuku ile bağdaşmayacağını, belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulü yönünden yeni hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalı şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava öncesinde davalı şirkete sunmuş olduğu başvuru dilekçesi ekinde sadece hastane evraklarını ve tespit tutanaklarını sunduğunu, sunulan evraklar eksik olup, Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları Ekinde açıkça sigorta şirketine yapılacak başvuru sırasında sunulması gereken belgelerin sayıldığını, davacının yapmış olduğu başvuruda maluliyet durumunu gösterir sağlık kurulu raporunu sunmadığını bu nedenle yapılan başvurunun geçerli bir başvuru olarak kabulünün mümkün olmadığını davanın usulden reddi yerine kısmen kabulünün yasaya aykırı olduğunu,
Karara esas alınan maluliyet raporunun yürürlükten kaldırılmış olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş olduğundan hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının maluliyet oranını tespit etmek için alınan maluliyet raporunun 22.08.2019 tarihinde düzenlenmiş olmasına karşın 20.02.2019 tarihinde yürürlükten kaldırılan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’ne göre düzenlendiğini, bahsi geçen yönetmelik 20.02.2019 tarihli erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmış olup artık uygulanmadığını, rapor yürürlükten kaldırılmış olan Yönetmeliğe göre düzenlendiği gibi bu yönetmeliğe de aykırılıklar teşkil ettiğini, 03.08.2013 tarihli yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğin 6. maddesi ile raporu düzenleyen heyette bulunması gereken hekimler tek tek sayılmış olmasına karşın hükme esas alınan raporun sadece Adli Tıp Uzmanlarından oluşan heyetçe düzenlendiğini, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğinin 6. maddesinde sayılan uzmanların heyette yeralmadığını, dosya kapsamında alınan maluliyet raporunun hem yürürlükten kaldırılmış yönetmeliğe göre düzenlenmiş hem de bu yönetmeliğe de aykırılıklar teşkil etmesi nedeniyle hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, raporsuz başvuru yapılması sebebi ile öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi kanaate olması durumundan 20.02.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun yeni bir maluliyet raporu alınmasını için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini,
Kusur raporunun da Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınması gerektiğini, şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, hükme esas alınan kusur raporunun Adli Trafik Uzmanı tarafından düzenlenmiş olup, hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, kusur raporunda kazaya karışan araçların ihlal ettiği madde ve bentler belirtilmiş olmasına karşın kusur oranı dağılımının hatalı yapıldığını,kusur raporunun kusur konusunda uzman kurumlarca düzenlenmesi gerekmekte olup, kusur raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenmesi gerekirken Adli Trafik Uzmanı tarafından düzenlenen kusur raporunun hükme esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespiti gerekirken bu konuda araştırma yapılmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı ve davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu trafik kazası nedeniyle yolcu konumunda bulunan ve yaralanan davacı için davacının içinde bulunduğu araca çarpan diğer aracı sigorta eden sigorta şirketinden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep etmiş olup; mahkemece sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne, geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili teminat kapsamında olan geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri yönünden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketi vekili ise, dava öncesi usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kusur oranının ve maluliyet oranının yetkisiz organlar tarafından yasaya uygun düzenlenmediğini, uzlaşmaya yönelik araştırma yapılmadığına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru dilekçesine tazminat hesaplamasına ilişkin belgelerin eklendiği ve şirkete başvurunun 11.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
05.07.2018 tarihli krokili kaza tespit tutanağı ve 11.07.2019 tarihli bilirkişi raporundan meydana gelen kazada davalıya sigortalı dava dışı sürücü …’ın trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu olup kusur oranının %75 olduğu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü …’ın ise tali kusurlu olup kusur oranın %25, davacı yolcunun kusursuz olduğu belirlenmiş olup, anılan rapor dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun görüldüğünden istinaf isteminde bulunan davalı sigorta şirketi vekilin kusura yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 22.08.2019 tarihli raporu ile davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin esas alındığı, 01.02.1964 doğumlu davacı …’in sol kalça fleksiyon ve ekstansiyon kısıtlılığı için kas-iskelet sistemi tablo 3.8 a ve tablo 3.8b’ye göre alt ekstremite özür oranı %19, tablo 3.2’ye göre kişinin özür oranı %10; sol el bileği kısıtlılığı için kas-iskelet sistemi şekil 2.6 (3+4) ve şekil 2.7 (1+1)’ye göre üst ekstremite özür oranı %9, tablo 2.3’e göre kişinin özür oranı %5; Balthazard formülü uygulandığında kişinin özür oranının %15 (yüzde on beş) olduğu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. maddesine (03.08.2013 – 28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı, iş göremez kaldığı 6 (altı) ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğunun belirlenmiş olduğu, anılan raporun kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak yetkili kurum tarafından düzenlendiği, davacı ile dava dışı araç sürücüleri arasında uzlaşma sağlanamadığı ve Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/59 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu anlaşılmasına göre davalı vekilinin anılan yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davaya konu trafik kazasında yaralanması sebebiyle geçici işgöremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ile birlikte bakıcı gideri zararının da tahsilini talep etmiştir. Davacı her ne kadar dava dışı araçta yolcu konumunda olup, kazanın oluşumuna dair herhangi bir kusuru bulunmamakta ise de, kazanın gerçekleşmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75, davacının yolcu olarak bulunduğu karşı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Dava dilekçesinde müşterek ve müteselsil sorumluluğa dayanılmadığı gibi bedel arttırım dilekçesinde de sigortalının %75 kusuruna göre artırım yapılmıştır. Mahkemece de sigortalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile aktüer bilirkişisi raporunda davacı için hesaplanan sürekli işgöremezlik, geçici işgöremezlik, bakıcı giderinden sadece sürekli işgörmezlik tazminatının %75 kusur oranına tekabül eden 45.056,72-TL’ye hükmedilmiştir. Ancak anılan raporda davacının davaya konu trafik kazasında yaralanması nedeniyle 6 aylık iyileşme süresine karşılık %75 kusura göre 6.565,96-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 6 aylık bakıcı ihtiyacına karşılığı olarak da 7.254,77-TL bakıcı gideri hesaplanmış ise de mahkemece anılan taleplerin poliçe kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar”özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenler davacının geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri poliçe kapsamında olduğundan davalı tarafa izafe edilen %75 kusur oranına göre davalının 6 aylık geçici işgöremezlik süresine karşılık 6.565,96-TL geçici işgöremezlik tazminatı ile 6 aylık bakıcı ihtiyacına karşılığı olarak da 7.254,77-TL bakıcı giderinin 27.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken anılan talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.11.2019 tarih ve 2019/177 Esas, 2019/915 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KABULÜ ile; 45.056,72-TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 6.565,96-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.254,77-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 58.877,45- TL maddi tazminatın 27/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.021,91-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harç ve 201,00-TL Islah harcından mahsubu ile bakiye 3.776,51-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk masrafı 1.320,00-TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 9.420,39-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 95,20-TL harç toplamı, 201,00-TL ıslah harcı, 67,85-TL tebligat ve posta masrafı, 400,00-TL ATK masrafı, 1.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.914,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 4.021,91-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 760,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.261,51-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davalı … Sigorta AŞ.tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 22,00 TL istinaf yargılama giderinin davalı … Sigorta AŞ’den alınarak, davacı tarafa verilmesine,
5-İstinaf başvuru harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali ve iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 06.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.