Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/747 E. 2022/1994 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/747
KARAR NO : 2022/1994

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI : 2017/503 Esas 2019/870 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 11.06.2016 tarihinde davacılardan …’nin eşi …’ın babaları …’e karşıdan karşıya geçerken davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davalı …’e ait …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde …’in vefat ettiğini, davadan önce davacı …’ye davalı … şirketi tarafından 13.313,99 TL ödenmiş olmasına rağmen ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik; davacı eş için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren belirlenecek faiz türüyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini; davacı eş için 40.000,00 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren mahkemece belirlenecek faiz türüyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.05.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini davacı eş … yönünden 22.833,95 yükselterek tazminata sigorta şirketi yönünden 10.03.2017, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili; Kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda yaya geçidi olmayan yerde karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıların desteğinin %68 oranında kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen desteğin kusurunun daha fazla olduğunu, davalı …’in her türlü tedbiri almasına rağmen kazaya engel olamadığını, kaza ile ilgili 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/957 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, davacı eşin zararının davalı … şirketi tarafından karşılandığını, aracın … Sigorta şirketine kaskolu olması nedeniyle davanın anılan şirkete ihbar edilerek reddini savunmuştur.
Davalı … şirketi savunma yapmamış; Bilirkişi raporlarının tebliği üzerine raporlara itiraz ederek 10.03.2017 tarihinde davacı eşe 13.313,99 TL ödendiğini sorumlulukları bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazanın oluşumunda davacıların desteği …’in %65, davalı sürücü …’nin %35 oranında kusurlu olduğu, kusur oranı, desteğin yaşı, geliri, destek ile davacı arasındaki yakınlık derecesi, davacının bakiye ömrü ve diğer unsurlar bütün olarak değerlendirilmek sureti ile desteğin hayatını yitirmesi nedeni ile davacılardan …’nin 22.893,95 TL destekten yoksunluk nedeni ile tazminat talep edebileceği, temerrütün 10/03/2017 tarihi itibari ile, manevi tazminat istemi ile davalı araç sürücüsü ve araç sahibi gerçek kişiler aleyhine manevi tazminat istemi ile açılan davada ise, destek ile davacılar arasındaki yakınlık derecesi, kazanın meydana geldiği tarih itibari ile paranın satın alma gücü, kazanın oluşumunda taraflara atfı kabil kusur oranı ve özellikle manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayıp, duyulan acının hafifletilmesi amacı gütmesi dikkate alınarak maddi tazminat istemi ile … tarafından açılan davada, davanın kabulü ile, 22.833,95 TL’nin 11/06/2016 tarihinden (davalılardan … Sigorta Kooperatifi için faiz başlangıç tarihi 10/03/2017 olmak kaydı ile) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, tüm davacılar tarafından … ve … aleyhine manevi tazminat istemi ile açılan davada, davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın (… için 10.000,00 TL, … için 5.000,00 TL,… için 5.000,00 TL olmak kaydı ile) 11/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağı ve Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/957 esas sayılı dosyası içeriği incelendiği takdirde, olayın oluşunda müteveffa yaya …’in kusurunun …’in kusurundan daha fazla olduğunun görüleceğini, …’in her türlü tedbiri aldığını, kornaya ve frene bastığını, ancak şahsın yolun sağında park halinde bulunan araçların arasından birden yola fırladığını, korna sesini duymayarak koşmaya devam ettiğini duramayarak aracın camına kafasını çarptıktan sonra yere düştüğünü, daha sonra kaza yerine çağrılan ambulansla hastaneye sevk edildiğini ve orada vefat ettiğini, …’in kaza sırasında alkollü olmadığı ve her türlü tedbiri alarak dikkatli bir şekilde aracı sürdüğü gerek kendisi gerekse de olay anında yanında bulunan tanık …’ın beyanlarıyla sabit olduğunu, kazanın oluşunda ölen şahsın dikkatsizce ve tedbirsizce yola çıkmasından kaynaklandığı ve kusurun %68 oranında kendisinde bulunduğu göz önüne alınırsa, davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, kaldı ki davacılara dava öncesinde ZMMS tarafından 13.313,99 TL ödeme yapılmış olup, olayın meydana gelmesinde ölen yaya …’in daha fazla kusurlu olduğu nazara alındığında, davacıya ödenen bu tazminat miktarının yeterli olduğunu,
Mahkemece bu kadar yüksek meblağlı bir tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, tazminatın hiçbir zaman taraflar için zenginleşme sonucu doğurmaması gerektiğini, olayda kusur oranları, ölen yayanın yaşı ve olaya sebebiyet veren tarafların gelir durumu göz önüne alındığında hükmedilen tazminat miktarının karşı taraf için zenginleşme sonucunu doğurduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da hatalı olup öncelikle beklenen bakiye ömrün rapor tarihine göre değil kaza tarihine göre tespit edilmesi gerektiğini, bu hesap hatası nedeniyle davacı eş için 81 yaşına kadar destek hesabı yapılması gerekirken 85 yaşına kadar tazminat hesabı yapıldığını, bu kapsamda davacı eş için 4 yıl fazla tazminat hesabı yapıldığını, davalılar r aleyhine oldukça yüksek bir maddi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminat hususunda ise, davaya cevap dilekçemizde de belirttikleri gibi, kazaya neden olan aracın … Sigorta tarafından… poliçe numarası ile Kasko Sigortalı olup, manevi tazminat ödemeleri de bu poliçe kapsamında teminat altına alındığını, dolayısıyla ilgili sigorta şirketinin de davalı olarak davaya dahil edilmesi gerekirken edilmediğini, bu nedenle de eksik inceleme söz konusu olup kararın bozulması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükme esas alınan 15.01.2019 tarihli bilirkişiler … tarafından hesaplanan raporun fahiş derecede hatalı olduğunu, anılan bilirkişi hesap raporunda; müteveffa …’in rapor tarihinde 76 yıl 10 aylık olduğu ve TRH 2010 Tablosuna göre 7,24 yıl bakiye ömrü olduğunun tespit edildiği, davacı eş …’in rapor tarihinde 74 yıl 10 aylık 28 günlük olduğu ve TRH 2010 Tablosuna göre 9,62 yıl bakiye ömrü olduğu tespit edilmiş, sonuç olarak davacı eşin 85 yaşına kadar tazminat hesabı yapıldığını, beklenen bakiye ömrün rapor tarihine göre değil kaza tarihine göre tespit edilmesi gerektiğini, eğer kaza tarihine göre bakiye ömür süreleri tespit edilmiş olsa idi; müteveffa …’in rapor tarihinde 75 yaşında ve TRH 2010 Tablosuna göre 9 yıl bakiye ömrü olduğu, bu kapsamda …’in 84 yaşında vefat edeceği, davacı eş … rapor tarihinde 72 yaşında ve TRH 2010 Tablosuna göre 10 yıl bakiye ömrü olduğu, 82 yaşında vefat edeceğinin tespit edileceğini, müteveffa yaşaydı kaza tarihine göre 7,24 yıl daha yaşayacak 7,24 yıl hitamında vefat edecek, davacı eşin ise kaza tarihinde 9,62 yıl daha bakiye ömrü bulunduğunu dolayısıyla da müteveffa davacı eş …’e ise muhtemel vefat süresi olan 7,24 yıl daha destek olabileceğini bu kapsamda hesaplanması gereken destek hesabının 7,24 yıllık süre için yapılması gerektiğini, oysaki bilirkişi hesap raporunda 7,24 yıl için değil 9,62 yıllık süre için tazminat hesabı yapmış olup böylelikle müteveffanın beklenen bakiye ömründen daha uzun süre için destek hesabı yapılmasının fahiş derecede hatalı olduğunu, sonuç olarak bilirkişi hesap raporunda yapılan hatalar sonucu davacı eş için 81 yaşına kadar destek hesabı yapılması gerekirken 85 yaşına kadar tazminat hesabı yapıldığını davacı eş için 4 yıl fazla tazminat hesabı yapılmış olması nedeniyle davalı şirket aleyhine oldukça yüksek bir tazminata hükmedildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki mevcut delillere göre 11.06.2016 tarihli kaza tespit tutanağı, kesinleşmiş ceza dosyasında alınan 23.10.2017 tarihli bilirkişi raporu ve eldeki davada alınan 16.10.2018 tarihli kök 15.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporlarında, davalı sürücü …’in tali kusurlu (%35); yaralı yaya …’in olayda asli (%65) kusurlu olduğu belirlenmiş olmasına göre davalılar … ve … vekilinin kusura ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece 11.06.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eş ve babalarının vefatı nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ölene olan yakınlıkları kusur oranları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı eş ve çocuklar için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüştür.
Eşinin ölümü nedeniyle davacı …’in eşinin desteğinden yoksun kaldığı, davadan önce davacı eş tarafından davalı … şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere göre davacı eşin zararının karşılanmadığı; rapor tarihindeki verilere göre bakiye alacağının olduğu ve tazminat hesabının yeni genel şartlara göre yapılmasına bakiye zarar yönünden davacı eşin zararını ispatlamış olmasına, bakiye zarar yönünden hüküm kurulmuş olmasına, davalı sürücünün haksız fiilin faili, işletenin KTK’nun 85.maddesi gereğince manevi tazminattan sorumlu olmalarına göre davalılar vekillerinin anılan yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve bakiye destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hesaplamaya ilişkin aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında, manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve TBK.nın 56. Maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunmasına, davalı gerçek kişilerin kazaya karışan aracın sürücüsü ve işleteni olmasına göre davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Maddi tazminatı ilişkin olarak istinaf isteminde bulunan davalılar yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.559,76 TL karar harcından istinaf isteminde bulunan davalılarca peşin yatırılan toplam 779,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 779,81 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.366,20 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda yatıran davalılara iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 06.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.