Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/746 E. 2021/458 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/11/2016 günü, … sevk ve idaresindeki araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gerçekleşen kazada, araçta yolcu olan davacının sakat kaldığını, kazaya asli ve tam kusuru ile sebebiyet veren aracın, ZMM sigortasının davalı şirket tarafından düzenlendiğini, bahse konu poliçenin kaza tarihi itibariyle sakatlanma ve ölüm tazminatı kişi başına 310.000,00 TL olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; 3.200,00 TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava değerini 165.653,50 TL daha artırarak, toplam dava değerini 168.853,50 TL’ye yükselttiklerini belirtmiştir.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesinde; davacı için dava değerini 15.253,04 TL (daimi iş göremezlik yönünden) arttırarak toplam dava değerini 184.106,54 TL’ye yükselttiklerini, talep artırımlarına ilişkin taleplerinin kabulü ile toplam 184.106,54 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini mahkeme aksi kanaatte ise, taleplerinin 168.853,50 TL olan kısmının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, ek bilirkişi raporu ile belirli hale gelen 15.253,04 TL’nin ise ıslah talebi olarak değerlendirilerek, ıslah tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkeme dosyasına konu aracın şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, şirketin söz konusu zarardan Poliçe Teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kabul manasında olmamak üzere bu dava tarihine kadar şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olması gerektiğini, manevi tazminat sorumlulukları bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının talebinin geçici ve sürekli iş göremezlik talebine ilişkin olduğu, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın tek taraflı kazası neticesi yaralandığı, kusur bilirkişisinden alınan rapora göre kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, … … ATK Başkanlığına ait 05/02/2018 tarihli rapor ile davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %47,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, dava konusu kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle “Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği” dikkate alınarak rapor tanzimi için dosyanın yeniden … … ATK’ya tevdii edildiği, 13/06/2019 tarihli rapor ile, davacının 04/11/2016 tarihli trafik kazasına bağlı bedensel özür oranının %51 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiğinin anlaşıldığı, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 12 aylık geçici iş göremezlik zararının 15.241,18 TL olduğu, %47,2(çalışma ve meslekte kazanma gücü yönetmeliğine göre) maluliyet oranı kapsamında sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 168.865.36 TL olarak hesaplandığı, ek rapor ile, davacının 12 aylık geçici iş göremezlik zararının 15.241,18 TL olduğu, %51(özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre ) maluliyet oranı kapsamında sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 184.106.54 TL olarak hesaplandığı, yerel mahkemece özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre alınan % 51 maluliyeti içeren raporun hükme esas alındığı ancak davacı tarafça yapılan ilk ıslah doğrultusunda davanın kabulüne,168.853,50 TL.nin 06.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, 01.11.2018 tarihli bilirkişi raporuyla davacının tazminat alacağının 168.853,50-TL olarak tespit edildiğini, bunun üzerine dava değerinin talep artırım dilekçesi ile 168.853,50-TL’ye yükseltildiğini, dava devam ederken, davalının maluliyet raporuna itiraz etmesi neticesinde … … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca rapor düzenlendiğini, davacının maluliyetinin daha yüksek olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine dosyanın tekrar bilirkişiye tevdii edildiğini ve davacının daimi iş göremezlik alacağının 15.253,04 TL daha yüksek olduğunun anlaşıldığını, sonrasında buna yönelik arttırım dilekçesi sunduklarını, yerel mahkemenin ise bu durumu dikkate almayarak ilk talep artırım dilekçesi doğrultusunda hüküm kurduğunu belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; maluliyet raporunun hatalı olduğunu, maluliyet oranı açısından çelişki bulunduğunu, alınacak raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldığı için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını,%69 maluliyet oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlık sebebiyle talep edilen bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, kazada hatır taşıması bulunup bulunmadığının tespiti yapılması gerektiğini, zarardan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde ve davacının yaralanmasında davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu belirlemesi ile alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi…
Mahkemece, davacının maluliyetine ilişkin … … ATK Başkanlığına ait 05/02/2018 tarihli rapor ile davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %47,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, dava konusu kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle “Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği” dikkate alınarak rapor tanzimi için dosyanın yeniden … … ATK’ya tevdii edildiği, 13/06/2019 tarihli rapor ile, davacının 04/11/2016 tarihli trafik kazasına bağlı bedensel özür oranının %51 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan raporlar arasında açıkça bir çelişki bulunmaktadır. Mahkemece bu durumda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun çelişkiyi giderecek, meydana gelen kaza nedeniyle davacının sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının maluliyeti bulunması halinde ise kaza ile maluliyeti arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirildiği maluliyet raporu alınarak, bu çerçevede yapılacak hesaplama çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklik ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/12/2019 tarihli …Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacıdan istinaf peşin harcı olarak alınan 54.40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davalıdan istinaf peşin harcı olarak alınan 2.350,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.