Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/741 E. 2022/2021 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/741 – 2022/2021
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/741
KARAR NO : 2022/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2018/672 Esas 2019/962 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 12.07.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plaka sayılı araç ile … plakalı motosikletin çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu … plakalı motosiklette yolcu olan davacının yaralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.650,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini geçici iş göremezlik yönünden 8.153,97 TL, daimi iş göremezlik yönünden ise 45.634,45 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davalı şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davalı şirketin sigortalının kusuru oranında tazminattan sorumlu olacağını, kusur oranlarının ve maluliyetin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, davacı kask takmadığından müterafik kusurunun bulunduğunu, davalı şirketin geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminatına ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının 3 ay süre ile geçici olarak iş göremezlik halinde kaldığı, bedensel özür oranının %8 olduğunun bildirildiği, rapora davalı vekili tarafından itiraz edilmiş ise de, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda da davacının özür oranının %8 olarak tespit edilmesi ve davalı tarafından açılan hasar dosyası kapsamında düzenlenen raporda da maluliyet oranının bu oran olarak kabulü ile bir hesaplama yapıldığının anlaşılması karşısında, davalının adli tıp raporuna yönelik soyut itirazlarına itibar edilmediği, kusur ve aktüer bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün önceden işaretini vererek sol şeride geçmesi gerekirken, sağ şeridi takiben olay yerine gelip manevra yaparak sebebiyet verdiği kusur oranının %75 olduğu, davacının yolcu olduğu motosiklet sürücüsünün ise sola dönüşe geçen aracı gördüğünde korna çalarak uyarıp etkili fren tedbirine başvurması gerekirken dikkatsiz ve tedbirsiz seyirle karıştığı olayda kusur oranının %25 olduğu, toplam tazminat tutarının 71.717,94 TL ve kusur oranına göre 53.788,46 TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat belirtildiği, davalının müterafik kusur iddialarını ispata yarar dosya kapsamında herhangi bir bilgi yahut belgenin bulunmaması nedeniyle bu itirazlarına itibar edilmediği, davalı vekili tarafından Ankara 8. Tüketici Mahkemesi 2016/823 Esas sayılı dosya dayanak gösterilerek derdestlik itirazı ileri sürülmüş ise de, söz konusu dosyanın celbi ile incelenmesinde; dava dışı … A.Ş tarafından huzurdaki davanın taraflarına karşı açılan alacak davasında … tarafından huzurdaki kazaya konu işlemlerin takibi yönünden … A.Ş’ye verilen vekaletin haksız azli dolayısıyla hükmedilecek tazminat miktarından alacağın tahsili talebinde bulunulduğu ve huzurdaki dava dosyasına konu derdestlik itirazının yerinde olmadığı, aktüer raporunda, kusur indirimi yapılmaksızın geçici iş göremezlik zararının 3.001,65 TL ve daimi iş göremezlik zararının ise 68.716,29 TL olarak hesap edildiği, her ne kadar davacı vekili talep artırım dilekçesinde taleplerini geçici iş göremezlik yönünden 8.153,97 TL’ye ve daimi iş göremezlik yönünden ise 45.634,45 TL’ye yükseltmiş ise de, aktüer raporu incelendiğinde davacının geçici iş göremezlik yönünden hesaplanandan fazla, daimi iş göremezlik yönünden ise hesaplanandan az talepte bulunduğu, davacının 3 ay süre ile geçici iş göremez kaldığı ve davalı sigortalısının kusurunun %75 oranında olduğu, geçici iş göremez kalınan süreye ilişkin kusur indirimi yapılmaksızın 3.001,65 TL hesap edildiği, kusur indirimi yapıldığında talep edilebilecek geçici iş göremezlik tazminatının 2.251,24 TL olacağı geçici iş göremezlik tazminatı olan 3.001,65 TL’nin toplam tazminat miktarı olan 71.717,95 TL’den mahsubu neticesinde ise daimi iş göremezlik zararının 68.716,30 TL olduğu kusur indirimi yapıldığında talep edilebilecek daimi iş göremezlik zararının 51.537,23 TL olacağı, davacının geçici iş göremezlik yönünden talep edebileceği miktarın 2.251,24 TL olabileceği ancak davacının 8.153,97 TL talepte bulunduğu anlaşıldığından geçici iş göremezlik yönünden davacının talebinin kısmen kabulüne, daimi iş göremezlik yönünden ise talep edebileceği miktarın 51.537,23 TL olabileceği ancak davacının 45.634,45 TL talepte bulunduğu anlaşıldığından daimi iş göremezlik yönünden ise talebi ile bağlı kalınarak davacının talebinin kabulüne karar vermek gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile; 2.251,24 TL geçici iş göremezlik ve taleple bağlı kalınarak 45.634,45 TL daimi iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kaza tarihi itibariyle TRH tablosuna göre hesaplama yapılması gerekirken, mahkemece PMF tablosuna göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, kaza tarihi 12.07.2015 olup genel şartların 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, poliçenin 04.06.2015/2016 vadeli olup genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra düzenlendiğini, bu halde, yeni genel şartlarda öngörülen esaslara göre hesaplamanın TRH-2010 tablosu esas alınmak suretiyle yapılması gerektiğini, davacının maluliyetten doğan geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerinin teminat dışı olup bu sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, ATK’dan kusur raporu alınmadan tahkikata son verilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; bir tazminata hükmedilecek olması ihtimalinde öncelikle kusur oranlarının denetime elverişli şekilde tespit edilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmeden kurulan hükmün kaldırılmasını, derdestlik itirazı ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, Ankara 8. Tüketici Mahkemesi’nin 2016/823 E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı …’in vekalet verdiği … Yönetimi Dan. ve Güv. Sis. A.Ş.; …’e ödenecek olan tazminatın %20’sinin kendisine ödenmesi talebiyle …’e ve davalı şirket aleyhine açtığı Ankara 8. Tüketici Mahkemesi’nin 2016/823 E. sayılı dosyası dikkate alınarak tazminatın %20’lik kısmının derdestlik yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece, söz konusu davanın haksız azilden kaynaklanan tazminat talebine yönelik olduğu gerekçesiyle derdestlik itirazının yerinde olmadığına karar vermesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plaka sayılı araç ile … plakalı motosikletin çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu … plakalı motosiklette yolcu olan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün kavşakta dönüş yapmak istediği sırada arkasından aynı istikamette seyreden … plakalı motosikletin aracın sol ön kısmından çarptığı olayda … plakalı araç sürücüsünün sola dönüş kurallarına uymaması nedeniyle kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsünün ise geçmenin yasak olduğu yerde önündeki aracı geçmeye çalışması nedeniyle kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün sola dönüş yapacağından önceden işaretini vererek sol şeride yanaşması gerekirken sağ şeridi takiben gelip sola manevra yapması nedeniyle %75 oranında, motosiklet sürücüsünün ise sola dönüşe geçen aracı gördüğünde öndeki aracı uyararak etkili fren tedbirine başvurmaması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, kazanın oluş şekline uygun olarak belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve konomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiş ve bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği” belirtilmiş olup, doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar1 denilmiştir, aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın davalı şirket lehine olması nedeniyle hükme esas alınmasında, HMK.nın 357.maddesine göre ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında ileri sürülememesine ve mahkemece davacının talebi ile bağlı kalınarak karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.271,07 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 820,00TL. nın mahsubu ile kalan 2.451,07 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 07.10. 2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.