Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/711 E. 2022/1826 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/711 – 2022/1826
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/711
KARAR NO : 2022/1826

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
NUMARASI : 2018/476 Esas 2020/14 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/07/2017 tarihinde, davacı idaresinde bulunan … plakalı araç ile plakası tespit edilemeyen tırın karıştıkları kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralanarak %15 oranında malul kaldığını, davalı Kuruma davadan önce yapılan başvuru üzerine 62.479,00-TL ödeme yapılmış olsa da yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili talebini 23/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 22.165,83-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce dava konusu ek tazminata ilişkin olarak davalı kuruma usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davadan önce yapılan başvuru ile davacının maluliyet tazminatına ilişkin tüm zararın karşılanması nedeni ile davanın esastan da reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya ilişkin kusur durumu ve kazaya karışan aracın tespit edilemediğinin ispatının gerektiğini, maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğini, davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı Kurumun yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; plakası tespit edilemeyen araç ile davacının kullandığı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının vücut genel çalışma gücünü %17 oranında kayıp edecek şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, maluliyet ve kusur durumuna göre hesap bilirkişisinden alınan rapora göre, davacının 2.109,71-TL geçici iş göremezlik zararı, 635,38-TL bakıcı gideri ve 89.048,02-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 91.793,11-TL zararı olduğunun belirlendiğini, davadan önce yapılan başvuru üzerine davalının 62.479,00-TL ödemede bulunduğunu, yapılan ödeme dikkate alınarak davalının bakiye zarardan sorumlu olacağı değerlendirilerek, davanın kısmen kabulü ile, 19.420,74-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 12/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça davadan önce yapılan başvuru üzerine davalının tüm zararı karşılanmış olmasına rağmen, dava konusu olan ek tazminat talebine ilişkin olarak başvuru yapmadan açılan davanın usulden reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davacının maluliyetine ilişkin olarak davalı kurum tarafından alınan maluliyet raporu ile yerel Mahkemece alınan rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının, dayanak maluliyet raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmemesinin, kaza tarihi ile rapor tarihi arasında 12 aylık süre dolmadan rapor düzenlenmesinin, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden karar verilmesinin, hükmedilen tazminata dava tarihinden değil başvuru tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı idaresinde bulunan araç ile plakası tespit edilemeyen tırın karıştıkları kaza sonucu davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı tarafından, davalı… yapılan başvuru üzerine 62.479,00-TL ödeme yapıldığı sabit olup, KTT 97. maddesinde düzenlenen başvuru şartı anlamında bir eksiklik bulunmamaktadır. Yine bu başvuru doğrultusunda hasar dosyası açılıp, maluliyet raporu alındıktan sonra ödemede bulunan davalı tarafın, davacının maluliyet raporunun düzenlenmesi süresine ilişkin itirazları da yerinde değildir.
Kaldı ki, Yerel Mahkeme tarafından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan ve usulüne uygun olarak düzenlenen 26/12/2018 tarihli maluliyet raporunun davalıya 21/01/2019 tarihinde tebliği edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça bu rapora karşı yargılama aşamasında herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davalı vekilinin, maluliyet tespitine ilişkin bilirkişi raporuna yönelik inceleme istemlerinin, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmesine hukuki bir engel bulunmadığı halde, ileri sürülmediği sabit olduğundan, davalının bu konudaki itirazlarının HMK 357/1. madde kapsamında da reddi gerekmektedir.
Yerel Mahkemece, davacıya SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı da belirlendikten sonra, aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan hesap raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davadan önce davalı tarafa yapılmış olan usulüne uygun başvuru ve ödemenin varlığı da dikkate alındığında, temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde de bir usulsüzlük görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.326,63-TL karar harcından peşin alınan 331,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 994,97-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.