Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/701 E. 2022/2017 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/701
KARAR NO : 2022/2017

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2016/192 Esas 2019/910 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 27.01.2016 tarihinde …’nun idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken park halindeki bir araca çarptığını, aracını yaya kaldırımına park ederek aracından indiği sırada davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın hızı sebebiyle …’ya çarptığını, bir süre yoğun bakımda kalan …’nun 29.01.2016 tarihinde kaza sebebiyle vefat ettiğini, müteveffanın davacılardan …’nin eşi, …’nun babası, …, … ve …’nun ise kardeşi olduğunu, davalı araç sürücüsünün kaza tespit tutanağında kusurlu bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı eş ve çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … şirketinin bedensel zararlardan ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren … ve …’ın haksız fiil tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı eş ve çocuklar için ayrı ayrı 50.000,00 TL, kardeşler için ayrı ayrı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 440.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’dan haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini davacı eş … için 110,448,95 TL, davacı … için 5.237,19 TL, davacı … için 5.237,19 TL, davacı … için 15.459,91 TL, davacı … için 23.935,27 TL, davacı … için 38.920,22 TL, davacı … için 60.192,38 TL olmak üzere toplam 259.431,31 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; Kaza ile ilgili davadan önce kendilerine müracaat edilmediğini ve herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünü kusuru oranında poliçe teminatları dahilinde ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğuna dair delil bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili; Müteveffanın kardeşlerinin manevi tazminat haklarının olmadığını, davalıya ait araç sigortalı olduğundan tüm taleplerin sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 19.04.2019 tarihli raporunda; olayda sürücü …’ın %70 oranında kusurlu, müteveffa yaya …’nun %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan raporda; …’nun vefatı nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma zararlarının hesaplandığı, 6098 sayılı TBK 56. maddesi ile 4721 sayılı TMK 4. maddesi kapsamında tarafların ekonomik ve sosyal durumları kazanın meydana geliş şekli, davalı … ve …’ın sorumluluğunun, niteliği kusur oranları nazara alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacıların manevi tazminat talep edebileceği gerekçesi ile davacıların maddi tazminat talebinin kabulü ile davacı … için 110.448,95 TL, davacı … için 5.237,19 TL, davacı … için 5.237,19 TL, davacı … için 15.459,91 TL, davacı … için 23.935,27 TL, davacı … için 38.920,22 TL, davacı … için 60.192,38 TL olmak üzere toplam 259.431,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A.Ş yönünde dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve davalı … şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 95.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece belirlenen manevi tazminatın uygun olmadığını, davacı eşin ev hanımı olduğu ve çocukların yaşlarının küçük olduğunun dikkate alınmadığını, hükmedilen manevi tazminatın olayın vahameti ile uyumsuz olduğunu, her ne kadar manevi tazminat bir zenginleşme aracı değil ise de, belirlenecek miktarın adalete ve hakkaniyete uygun düşmesinin gerekli olmasının yanı sıra hak sahibi/hak sahiplerine tatmin duygusunu yaşatacak, menfaatler dengesine uygun ve acılarının bir nebze de olsa telafisini sağlayacak ve hatta haksız eylemden sorumlu olanlar yönünden daha dikkatli ve özenli olması hususunda caydırıcı olacak miktarda olması gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davalı sürücünün tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, maddi tazminat isteminin kabulüne yönelik kararında bir isabetsizlik bulunmadığını ancak hükme esas alınan 09.07.2019 tarihli raporda; vefat eden …’nun olay tarihi itibariyle 44 yaşında olduğu ve TRH-2010 bakiye yaşam tablosuna göre 31 yıl muhtemel bakiye ömrü olduğunun tespit edildiğini, eş … ile çocuk …’nın engelli olması sebebi ile murisleri …’nun bakiye ömrü süresi boyunca bakiye desteği alacağı kabul edilerek hesaplama yapıldığını, ancak raporda destek süresinin davacı eş … ve … yönünden 31 yıl olarak hesaplanmadığını, raporun 2. sayfasındaki işleyecek dönem ile işlemiş dönemdeki destek süresi toplandığında, … ve … için müteveffanın muhtemel bakiye ömrü 30 yılmış gibi hesap yapıldığını, pasif dönemin toplamda 15 yıl olması gerekirken, 14 yıl olarak belirlendiğini, ikinci son pasif dönemin 11 yıl olması gerektiğini, ek raporunun 2. sayfasındaki tabloda …’nın pasif dönemdeki en son destek oranının %20 olarak belirlendiğini, ancak raporun 4. sayfasında … ile ilgili hesaplama bölümünü içerir son satırdaki hesaplamada son pasif dönem yönünden bu oranın %16,5 olarak esas alındığını, yapılan hesaplama da eksiklik bulunduğunu, … ve … yönünden raporda destek süresi ve … yönünden destek oranının eksik ele alındığından, bunun doğal sonucu olarak her iki davacı yönünden hesaplanan zarar tutarının da eksik ve hatalı olduğunu, 25.07.2019 tarihli itiraz dilekçesinde denetime elverişli olarak İlk Derece Mahkemesi tarafından da denetlenip/hesaplanabilir şekilde itiraz edildiğini, bu hesap hatası yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, ancak mahkemece hesap hatasından kaynaklanan işbu fazlaya ilişkin maddi tazminat hakkı yönünden bir karar verilmediğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava konusu kazaya ilişkin yerel mahkemece alınan bilirkişi kusur raporunda … plakalı sigortalı araç sürücüsü …’ın %40 oranında, yaya …’nun ise %60 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/19512 Soruşturma dosyasında alınan bilirkişi kusur raporunda … plakalı sigortalı araç sürücüsü …’ın tali kusurlu, yaya …’nun asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, 19.04.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu kusur raporunun birbiri ile çelişmekte olduğunu, çelişkinin giderilmediğini, Karayolları ya da İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşlardan rapor alınması gerektiğini, 27.09.2017 tarihli bilirkişi kusur raporu ve 14.02.2019 tebliğ tarihli ATK raporundan birisine üstünlük tanınacak ise yerleşik Yargıtay içtihatları gereği Karayolları Genel Müdürlüğü kuruluşundan oluşan 17.09.2017 tarihli rapora üstünlük tanınması gerektiğini, … için 25 yaşına kadar hesaplama yapıldığını, yerleşik Yargıtay kararları gereği erkek çocukları için 18 yaşına kadar desteklik süresi hesaplanması gerektiğini, bilirkişi …’nun yüksekokul öğrencisi olmasından bahisle 25 yaşına kadar hesaplama yapmış ise de hayatın olağan akışına göre 25 yaşına kadar yüksekokul öğrencisi olması muhtemel olmadığını, lise öğrenimi 18 yaşında tamamlanmakla, yüksekokulların 2 yıl olduğu düşünüldüğünde muhtemel mezuniyetin 20 yaşında olacağını, aksinin ispatının ise davacı üzerinde olduğunu, … için ömür boyu hesaplama yapıldığını, bilirkişi özürlü olmasını gerekçe göstererek bu şekilde hesaplama yaptığını, ancak mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadığını, mahkemece davacının ömür boyu bakıma muhtaç olduğu hususunda bir araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili …’nun idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken park halindeki bir araca çarptığını, aracını yaya kaldırımına park ettiğini ve aracından indiği sırada davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın hızı sebebiyle …’ya çarptığını belirterek müteveffanın eşi ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatı, eşi çocuklar ve kardeşleri için manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece aktüer bilirkişiden alınan 11.09.2018 tarihli raporda davacılar desteğinin olay tarihinde 44 yaşında olduğu, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömür süresinin 31 yıl olduğu, davacı eş …’nin olay tarihinde 46 yaşında olduğu, müteveffanın bakiye ömrü süresince destekten faydalanacağı, desteğin kızı …’nın olay tarihinde 2 yaşında olduğu, yaşam boyu engelli olması nedeniyle desteği babasının bakiye ömür süresince destekten faydalanacağı belirtilmiş, eş … ve …’nın desteğin ömür süresi olan 31 yıl boyunca destek alacağı belirtilerek, … için 78 yaşa kadar, … için 33 yaşa kadar hesaplama yapılmış, davacılar vekili tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine hükme esas alınan 09.07.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda yine aynı şekilde davacılar desteğinin olay tarihinde 44 yaşında olduğu, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömür süresinin 31 yıl olduğu, davacı eş …’nin olay tarihinde 46 yaşında olduğu müteveffanın bakiye ömrü süresince destekten faydalanacağı, desteğin kızı …’nın olay tarihinde 2 yaşında olduğu, yaşam boyu engelli olması nedeniyle desteği babasının ömür süresince destekten faydalanacağı belirtilmiş, davacı eş … için 77 yaşına kadar, çocuk … için 32 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış, ilk raporda davacı çocuk … için %20 oranında pay ayrılmışken ikinci raporda %16,5 oranında pay ayrılarak hesaplama yapılmış, bu rapora da davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir. Bu durumda, mahkemece her iki rapor arasındaki farklılığın sebebinin açıklatılması ve davacılar vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davacılar vekili ve davalı … şirketi vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4 Ankara 31. İcra Müdürlüğü 25/12/2020 Tarih ve 2020/966 Esas sayılı dosyasına yatırılan 315.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.