Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/675 E. 2022/2125 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/675 – 2022/2125
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/675
KARAR NO : 2022/2125

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2018/432 Esas 2019/934 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 12/02/2018 tarihinde, davalı …’ın idaresinde bulunan … plakalı araç ile davacıların desteği olan …’e çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda, desteğin hayatını kaybettiğini, kaza nedeni ile davacı …’ın eşini, davacı …’nin oğlunu ve diğer davacıların babalarını kaybettiklerini belirterek, belirsiz alacak davası olarak davacılar …, …, … ve … için 20.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, davacı … için 100.000,00-TL, davacı … için 50.000,00-TL ve diğer davacılar için 70.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 30/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … …’in için 262.877,65-TL (sigorta şirketi yönünden 191.152,37-TL), davacı … … için 87.423,89-TL (sigorta şirketi yönünden 61.869,76-TL), … … için 43.884,91-TL (sigorta şirketi yönünden 32.022,67-TL), … … için 25.439,37-TL (sigorta şirketi yönünden 22.676,37-TL) olmak üzere toplam 419.625,82-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta yönünden 20/03/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 12/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar … ve … ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, meydana gelen kazanın oluşunda davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, davacıların destekten yoksun kaldıklarının ispat edilmesi gerektiğini, talep edilen tazminat tutarları ve faiz isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemenin Sarıyer mahkemeleri olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını usulüne uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davacılara bağlanan gelirlerin de belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı …’nin idaresinde bulunan araç ile davacıların desteği olan …’e çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacı … … eşini, davacı …’nin oğlunu ve diğer davacılar ise babalarını kayıp ettiklerini belirterek, maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı … …’in için 262.877,65-TL, davacı … … için 87.423,89-TL, … … için 43.884,91-TL, … … için 25.439,37-TL olmak üzere toplam 419.625,82-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta yönünden 20/03/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 12/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti olan 310.721,17-TL’den sorumlu olduğuna, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 30.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL ve … …için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 110.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 12/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde yola ani olarak atlayan yayanın kusurlu olmasına ve yeşil ışıkta geçen davalı sürücünün kusuru bulunmamasına rağmen aksine değerlendirme ile davalının tam kusurlu olduğu kabulü ile karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, davacı … …’in evlenme, çocuk yapma ve gelirin bölünme ihtimali dikkate alınmadan sadece evlenme ihtimali ile düşük indirim yapılmasının, davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmamasının, 5.000,00-TL’lik yapılan ödemenin dikkate alınmamasının, tarafların mali ve sosyal durumu dikkate alınmadan yüksek manevi tazminata hükmedilmesinin ve manevi tazminata kaza tarihinden faiz yürütülmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalı … ve … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … idaresindeki aracın davacıların desteği olan …’e çarpması ile oluşan kazanın kavşak mahallinde meydana geldiği, kaza sırasında sürücünün ışık ihlali yapıp yapmadığı noktasında uyuşmazlık bulunduğu görülmüştür. Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında, davalı idaresindeki aracın yeşil ışıkta geçmiş olmasına rağmen hızlı seyir etmesi nedeni ile kural ihlalinin bulunduğu kabul edilmiş, müteveffa yaya için de kural ihlali değerlendirmesinde bulunulmuştur. Kazaya ilişkin olarak Ankara 28.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/287 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan kusur raporunda ve yerel Mahkemece alınan kusur raporunda ise davalı sürücünün ışık ihlali yaptığı kabul edilmiştir. Ancak ceza mahkemesi tarafından verilen kararın sanık tarafından istinaf edilmesi nedeni ile Ankara BAM’deki yargılama devam etmekte olup, ceza davası henüz kesinleşmemiştir.
Somut olayda, kazanın oluşuna ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu gibi, kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ile mevcut kusur bilirkişisi raporlarında da farklı oluş kabulleri yer almaktadır. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi TBK.74. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında, esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK 74. maddesindeki düzenlemeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ancak, ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı) Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin, hukuk hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. (Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 E, 2008/536 K.)
Mahkeme tarafından, oluşa ilişkin farklı değerlendirmelere ve taraflar arasındaki bu konuda olan uyuşmazlığa rağmen, oluşu kesinleştirecek olan Ankara 28.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/287 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Dava konusu kaza sırasında davalı sürücünün ışık ihlali yapıp yapmadığı konusundaki uyuşmazlığın çözümlenmesi bakımından – oluş kabulünün hukuk mahkemesini bağlayacağı da gözetilerek- ceza mahkemesi dosyası bekletici mesele yapılmalıdır. Ceza mahkemesi kararının ve oluşun kesinleşmesinden sonra yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … ve … vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı … ve … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/12/2019 tarih, 2018/432 Esas 2019/934 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.