Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/674 E. 2021/1582 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/07/2017 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın sol ön kısmı ile kendisi ile aynı istikamette ilerlemekte olan müvekkilinin motosikletine çarpması neticesinde, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve uzuv kaybının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, ceza mahkemesinde yargılamanın devam ettiğini, kaza neticesinde müvekkilinin bacağının sağ diz hizasından koptuğunu ve sağ elinin kırılarak kısmen koptuğunu, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat edildiğini, 192.950,00 TL ödendiğini, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, belirterek, 900,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı gideri, 3.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 26/09/2019 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin müterafik kusuru olmadığını belirterek geçici iş göremezlik zararını 12.875,41 TL olarak, bakıcı giderini 4.212,18 TL olarak, sürekli iş görmezlik tazminatını 35.355,91 TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Sigorta Genel Şartlarına göre, müvekkilinin bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumluluğunun olmadığını, sürekli iş göremezlik zararları yönünden müvekkilinin 14/03/2018 tarihinde davacının %54 maluliyetine göre 192.950,00 TL davacıya ödemede bulunduğunu, yapılan ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının maluliyetini, zararını ve kusur durumunu kanıtlaması gerektiğini, hesaplamanın ZMMS Genel Şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın cismani zarar nedeniyle maddi tazminata ilişkin olduğu, davacıya ait motosiklete davalı tarafından sigortalanan aracın arkadan çarpması neticesinde meydana gelen kazada, kusur bilirkişisinden alınan raporda davalı tarafından sigortalanan aracın %75 oranında kusurlu olduğunu, davacının ise koruyucu tertibat takmaması nedeniyle %25 kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı yönünden değerlendirilen %25 kusurun müterafik kusura ilişkin olması nedeniyle, hakimin takdirinde olduğundan nazara alınmadığını, davalı tarafından yargılamada müterafik kusur konusunda bir savunma getirmediği gibi, kanıtta ileri sürmediği, bu nedenle tam kusura göre hesaplamanın nazara alındığı, davacının davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün tam kusuru ile %58 oranından sürekli maluliyetinin meydana geldiği, 9 ay iyileşme süresi olduğu ve 9 ay bakıma muhtaç kaldığı, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, daha önce yapılan ödeme mahsup edildikten sonra sürekli iş göremezlik bakiye tazminat alacağının 35.366,91 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 12.875,41 TL, bakıcı giderinin 4.212,18 TL olduğu, davalının davacının zararlarından sorumlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile 35.666,91 TL sürekli iş göremezlik, 12.875,41 TL geçici iş göremezlik, 4.212,18 TL bakıcı giderinin 11/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece hükmedilen geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, ayrıca mahkemece hükme esas alınan hesap raporunun da hatalı olduğunu, gelecek dönem peşin değerli irat kat sayısının hatalı hesaplandığını, sigortalı araç sürücüsünün ışıklarının yanmaması nedeniyle motosikleti görmediğini beyan ettiğini, mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığını, söz konusu hususun müterafik kusur dışında Karayolları Kanunun 64. maddesinin de ihlali niteliğinde olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Olay tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken gerisinden gelen sigortalı aracın arkadan çapması ile meydana gelen kazada davacının ağır şekilde yaralandığı, kaza tespit tutanağı, dosyaya kazandırılan araç sürücüsünün ceza soruşturması ve yargılama sırasında alınan ifade ve savunmaları, kaza anına ilişkin çözümlemesi yapılan kamera kayıtları, davacıya ait maluliyet raporu ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, kusur oranına itiraz ederek, davacıya ait motosikletin ışıklarının yanmadığı sigortalı araç sürücüsü tarafından iddia edildiği halde kusur durumunun tespitinde dikkate alınmadığı iddia edilmiş ise de, Sigortalı araç sürücüsünün beyanları aksine dosyada mevut CD çözümleme tutanağında her iki aracında farlarının yandığının tespit edilmiş olması, her ne kadar sigortalı araç sürücüsü tarafından savcılık aşamasında davacının motosikletinin ışıklarının yanmadığı iddia edilmiş ise de, ceza yargılaması sırasında, davacı araç sürücüsünün motoruna ilişkin ışıklarının yandığına ilişkin beyanları karşısında, davalının mahkeme huzurunda bu yönde bir savunmasının olmamasına göre davacının aracının ışıklarının yanmadığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmaması karşısında yerel mahkemece bu yönden kusur değerlendirmesi yapılmamış olmasında eksilik görülmemiş, kazanın oluş şekline ilişkin davalı araç sürücüsünün savunmasına göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun kabul edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi yönünden ise; 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Ayrıca bakıcı gideri de Yargıtay içtihatlarında TBK’nın 54/1 maddesindeki tedavi giderlerine ilişkin zararlar kapsamındadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından davalı sigorta şirketinden talep edilebilir. Yine 2918 ayılı Yasanın 98. Maddesinde sayılan tedavi giderleri haricindeki kalan tedavi giderleri de 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesinde teminat dışı sayılmadığından sigorta şirketinden talep edilebilir. Her ne kadar, davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik zararlarının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince sağlık giderleri teminatı kapsamına alındığından yine geçici bakıcı gideri tedavi gideri kapsamında sayıldığından sorumluluğun 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğu ileri sürmüş ise de, Yargıtay Yerleşik içtihatlarında geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve her şartta geçici bakıcı giderinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
KTK’nın 98. Maddesine 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu konuda Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir. Yine bakıcı gideri yönünden de, … sorumluluğu ” trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri” ile sınırlı olduğundan, zarar görenin bu kapsamda kalmayan (ulaşım, sağlık kuruluşu haricindeki bakım hizmetleri vs) tedavi giderlerinden, SGK sorumlu tutulamayacağından, sigortanın sorumluluğunu kaldıran bir yasal düzenleme de bulunmadığından, sorumluluğun yasa ile belirlendiği durumda, genel şartlar ile sorumluluk daraltılamayacağından, bakıcı gideri tedavi gideri olmakla birlikte, KTK’nın 98. Maddesi kapsamında kalmadığından sigorta teminatı kapsamındadır.
Bu itibarla, davalının üçüncü kişilerin zararlarından sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması, kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamaması, kaldı ki 2918 Sayılı Yasanın 92 ve 90. Maddelerinde Genel Şartlara atıf yapan hükümlerinde … tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, davalı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik zararlarından ve bakıcı giderinden davalının sorumlu olmayacağına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer bir istinaf talebi, hükme esas alınan aktüer hesap raporuna ilişkin olup, hükme esas alınan 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda TRH2010 Yaşam Tablosu kullanarak davacının muhtemel yaşam süresi belirlenmiş, ZMMS Genel Şartlarına göre “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü” ile %1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle, karar tarihindeki yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesindeki düzenleme gereğice sigorta Genel Şartlarında belirtilen hesaplama yöntemine uygun şekilde tazminat miktarı belirenmiştir. Davalı vekili tarafında raporda soyut olarak irat katsayısının hatalı belirlendiği iddia edilmiş ise de, tespit edilen irat katsayıları TRH2010 Yaşam Tablosundaki verilere uygun olarak belirlenmiş, irat katsayılarında hata görülemiştir. Diğer yandan, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi…… kararında “trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlara ilişkin tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması, ancak Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih-….. sayılı iptal kararı da gözetilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınmasıyla, hesaplamalarda 1,8 teknik faiz esasının değil progresif rant yönteminin dikkate alınması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe bozma yasağı gereği tazminat hesap biçimi bozma sebebi yapılamayacağından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.” denilerek, hesaplamada, irat kat sayıları nazara alınmadan, TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlendiği ve hesaplamanın progresif rant formülüne göre yapıldığı yöntem ile gerçek zararın hesaplanması gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılan hesaplama davalı sigorta lehine olduğundan kaldırma sebebi yapılmayacağından, davalının buna ilişki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 3.583,17 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 895,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.687,38 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..