Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/643 E. 2022/1884 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/643 – 2022/1884
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/643
KARAR NO : 2022/1884

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI : 2018/970 Esas 2019/1241 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 28.04.2011 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, alınan maluliyet raporuna göre %31 oranında malul kaldığını belirterek, HMK.nın 107. maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 200.000,00-TL olarak belirlemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının araçta hatır yolcusu olarak bulunduğunu, %25 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kusur durumunun ve davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespiti gerektiğini, maluliyet oranı için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, gelir durumunun ispatlanamaması halinde gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini temerrüde düşmediklerini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre davacının trafik kazasına bağlı bedensel özür oranının %52 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda davacının 373.373,74-TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, poliçe limitinin kişi başına 175.000,00-TL olması dikkate alınınca hesaplanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat toplamının poliçe limitlerini aştığının bildirildiği, davalı tarafın hatır taşıması indirimi yapılmasını talep ettiği, savcılık dosyası içeriği incelendiğinde, dava dışı araç sürücüsünün davacının erkek arkadaşı olduğu anlaşıldığından, poliçe limiti üzerinden %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi yapılarak 140.000,00-TL tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, 140.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 03.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 28.04.2011 kaza tarihinde davalının sorumlu olduğu teminat limitinin 200.000,00-TL olduğunu, teminat limiti 175.000,00-TL kabul edilerek, bu tutar üzerinden hatır taşıması indirimi yapıldığını, tazminat tutarının baştan itibaren hatalı hesaplanmasına neden olduğunu, Yüksek yargı kararları doğrultusunda, hatır taşımasının koşulları belirlendiğini, işletenin veya şoförün; aracına aldığı yolcudan istese maddi bir karşı edim (para gibi…) alabilmesinin mümkün olması gerektiği, işletenin aracına aldığı yolcuya karşı hukuken, ahlaken, manen veya örf ve adetler gereğince kendisini taşıması için bir yükümlülüğünün veya görevinin bulunmaması gerektiğini, işletenin tamamen iyilik yapma düşüncesi ile yolcuyu ivazsız olarak (bir ivaz elde etmesi de mümkün iken) taşıması gerektiğini, bu ilkeler doğrultusunda, nişanlı olan kişiler arasında hatır taşımasının olmayacağını, mahkemenin % 20 hatır taşıması indirimi yapmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olan davacının yaralandığını belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince 10.000,00-TL daimi iş göremezlik tazminatı talep etmiş, yargılama aşamasında talep arttırım dilekçesinde geçici ve daimi iş göremezlik yönünden toplam 10.000,00-TL olan talebini 6100 sayılı HMK 107/1-2. maddesi gereğince 190.000,00-TL daha artırarak, toplam dava değerini 200.000,00-TL’ye yükselttiklerini belirtmiş, mahkemece olay tarihinde poliçe limitinin 175.000,00-TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden hatır taşıması indirimi yapılarak 140.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
1-Davacı vekili dava dilekçesinde davacının yaralanması nedeniyle daimi iş göremezlik tazminatı talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 200.000,00-TL olarak belirlediklerini belirtmiş, mahkemece ıslah edilen miktarın tamamı sürekli iş göremezlik tazminatı olarak kabul edilmiş ve buna göre karar verilmiş ise de mahkemece davacının talep arttırım dilekçesi açıklatılarak talebinin ve talep edilen miktarın tam olarak belirlenmesi ve sonucuna göre dava dilekçesinde daimi iş göremezlik tazminatı talep ettiği de gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup 08.12.2010-2012 tarihleri arasında geçerli poliçe kapsamında sorumludur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101. maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür. KTK.nın 93. maddesinde; “zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur. Sigorta limitleri Bakanlıkça artırılıp Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra, sigorta ettiren ek poliçe yaptırmamış ve ek ücret ödememiş olsa dahi, sigortacı olay tarihinde geçerli olan yeni limitlere göre sorumludur.
Dava konusu kazanın meydana geldiği 2011 yılında Hazine Müşteşarlığı tarafından yayımlanan asgari sigorta teminatlarına ilişkin tarife ve talimatta 01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere zorunlu mali sorumluluk sigortası sakatlanma ve ölüm teminatının kişi başına 200.000,00-TL olduğu belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece poliçe de yazılı 175.000,00-TL nın poliçe limiti olarak kabul edilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece sigorta şirketinin sorumlu olduğu belirtilen poliçe limitinden davacının araçta hatır için taşındığı kabul edilerek %20 oranında indirim yapılmış ise de; hatır taşıması savunmasının itiraz değil def’i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği; alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı dikkate alınmadan davalı tarafça süresi içinde verilmeyen cevap dilekçesi ile ileri sürülen hatır taşımasının kabul edilerek indirim yapılmış olması da doğru görülmemiştir. Ayrıca kabul şekline göre hatır taşıması sigorta şirketinin poliçe limitinden değil bilirkişi tarafından belirlenen toplam zarar üzerinden indirilmesi gerekirken poliçe teminatından indirilmiş olması da doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.