Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/639 E. 2022/2206 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/07/2014 tarihinde sürücü davalı …yönetimindeki kamyonet ile karşı yönden gelen sürücü diğer davalı… yönetimindeki, davalı … Bakanlığına ait otomobille çarpışması sonucunda, Bakanlığa ait otomobilin kontrolü kaybederek sola yönelip karşı yönden gelen sürücü … yönetimindeki otomobille de çarpışması sonucu, bu araçta bulunan davacı yolcu …’nin yaralandığını belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00-TL iş göremezlik ve 500,00-TL davacının yüzündeki izler için estetik ameliyatı gideri olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 50.000,00-TL manevi tazminatın (sigortacı hariç) diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş;
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalı …yönetimindeki aracın kaza tarihini kapsayan … poliçesinin bulunmadığını, 18.11.2013/2014 vadeli poliçenin davaya konu kazadan önce 28.06.2014 tarihinde satış nedeniyle iptal edildiğini, tazminattan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; taleplerin fahiş olduğunu, davacının geçici iş göremezlik ve maluliyet durumunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde; davalının olayda kusursuz olduğunu, ceza davasında verilen tali kusuru kabul etmediklerini, davacının yüzündeki izin belirlenmesi için hastaneye sevki gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kazanın oluşumunda sürücüler … …’ün %75, … …’in %25 oranında kusurlu oldukları, …’ın ve davacı …’nin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, alınan maluliyet raporu ile dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının, vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 1 hafta süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, davacının, kaza nedeniyle … şirketi dışındaki davalılardan 50.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, manevi tazminatın 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 56. maddesinde düzenlendiği, oluşan trafik kazası nedeniyle tarafların kusur durumu, davacının oluşan iş göremezlik durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları ile tarafların diğer özel hal ve şartları dikkate alınarak manevi tazminat talebi bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle maddi tazminat talebi bakımından taraflarca takip edilmeyen işbu dava dosyasının HMK’nın 150. maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, işbu talep yönünden dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydına, davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile toplam 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar … …, … … ve … Bakanlığı’ndan olay tarihi olan 01/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı idare vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hüküm altına alınan tazminatın, davacının manevi zararını karşılamaktan uzak kaldığını, toplanan deliller, davacıya ait kazadan sonra çekilen fotoğraflar ve yine davacının yüzünün tedavi süreci sonrasındaki son halinden de anlaşılacağı üzere dava konusu kaza nedeniyle davacının yüzünde sabit iz meydana geldiğini, geçirdiği trafik kazası nedeniyle telafisi güç ve imkansız zararlara uğradığını, henüz genç bir kızken geçirdiği bu kaza nedeniyle yüzünde sabit izin meydana gelmesi neticesi, hayata küstüğünü, psikolojisi bozulmuş olduğundan aradan geçen zamana rağmen aynaya baktığında ilk olarak yüzündeki izleri gördüğünü, yüzünde sabit iz meydana gelmesi nedeniyle gerek iş hayatında gerekse özel hayatında çok fazla sıkıntı çektiğini ve çekmeye de devam ettiğini, mahkeme tarafından manevi zararın karşılığı olarak takdir edilen 7.500,00-TL manevi tazminat, davacının manevi zararını karşılamaktan uzak olduğundan, davanın kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama süreci içinde görev yönünden uyuşmazlığa dair itiraz ve beyanlarının dikkate alınmadığını, davacı tarafından her ne kadar davalı olarak … Şirketi gösterilmiş ise de aracın kaza tarihini kapsayan … poliçesinin bulunmadığı değerlendirildiğinde ve yargılama aşamasında davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasını takip etmediği gerçeği karşısında iş bu davanın görev yönünden reddi gerekmekte iken buna ilişkin talebin dikkate alınmadığını, davanın davalı idare yönünden … ve … reddi gerektiğini, idarenin kusuru ve dolayısıyla sorumluluğu, iddia edilen zararla illiyet bağı bulunmadığını, idarenin kusurlu olup olmadığı, varsa neye göre tespit edildiğinin, kazanın oluş şeklinin, dış etkenlerin, beklenmeyen öngörülmeyecek hallerin varlığının, karşı tarafın veya üçüncü kişilerin kusur durumlarının ayrıntılı olarak incelemesinin yapılmadığını, tespitlerin sadece Trafik Kaza Tespit Tutanağı doğrultusunda yapıldığını, Borçlar Kanununun 55. maddesinde geçen itinanın, istihdam edilenin kullanılmasından evvel veya kullanılması esnasında makul olarak istenebilecek dikkat ve ihtimamı ihtiva ettiğini, istihdam edenin mesuliyetini düzenleyen maddede kusura dayanmayan bir mesuliyet hali öngörüldüğünü, böylece kusursuzluğun ispatına dair hükmün tehlikeleri önleyici tedbirleri almaya teşviki öngördüğünü, bu … hareketle istihdam edenin müstahdemin haksız fiilinden kurtulmasının iki halde düzenlendiğini, zararın meydana gelmemesi için gerekli tedbirleri alması, icabeden faaliyetleri sarf etmesi ve maslahatın icabettirdiği bütün dikkat ve itinadan maksadın ise müstahdemin seçiminde buna verilecek talimatta, alet ve malzemenin verilmesinde ve işe nezarette üstüne düşen görevi yapması olduğunu, ikinci halin ise, istihdam edenin nezarette dikkat ve itinada bulunmamış, fakat bulunmuş olsa da yine zararın husule geleceğini ispat etmesi hali olduğunu, mutad dereceyi aşan bir dikkat ve itinanın sarf edilmesinin istihdam edenden istenemeyeceğini, istihdam eden sıfatıyla Kuruma kusur izafe edilmesine imkan bulunmadığını, dava konusu tazminata neden olan kazanın, diğer davalı … …’ün ani bir şekilde yolu kontrol etmeden kontrolsüz olarak caddenin karşısında bulunan sokağa giriş yapmak istemesi neticesinde meydana geldiğini, kazanın davalı … …’ün ağır kusuru sonucu oluştuğunu, olayda İdareye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, bu yönde bir tespit olmamasına ve araştırma bulunmamasına karşın hükmedilen manevi tazminattan davalı kurumun müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, idarenin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının bir dayanağı bulunmadığı gibi olayda idarenin kusuru da olmadığını, Borçlar Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca, şahsiyet hakkı, hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi söz konusu zararın giderimi için manevi tazminat talebinde bulunma hakkına sahip olup, Borçlar Kanununun 41. maddesinde belirtilen unsurların özellikle de kusurun, tazminat sorumluluğunun önemli bir öğesi olduğunu, bu nedenle kusuru olmayan idare aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarı fahiş olup, yasal dayanağı bulunmadığını, ayrıca davanın kısmen kabulüne kısmen reddine hükmedilerek, davacı vekili ve davalılar …ve… vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesine rağmen davalı … Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekili ve davalı idare vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davacı vekili tarafından maddi tazminat davasının takip edilmeyeceği beyan edilip, davalılar tarafından da maddi tazminat davasına devam etmeyecekleri belirtildiğinden, esas hükümle birlikte maddi tazminat talebi bakımından HMK’nın 150. maddesi hükmü gereğince dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve iş bu talep yönünden dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydına karar verildiğinden, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı … şirketi dışında kalan diğer davalılardan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı vekili ile davalı idare vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Mahkemenin görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında hüküm kesinleşene kadar mahkemece resen dikkate alınması gerekir. Görev davanın açıldığı tarihteki şartlar uyarınca belirlenir.
Somut olayda dava kazaya karışan araçların sürücüsü, işleteni ve davalı …. yönetimindeki aracın ZMSS şirketi olduğu ileri sürülen davalı … şirketi aleyhinde açılmıştır. Yargılama aşamasında tespit edilen hususlar (aracın olay tarihini kapsayan ZMSS poliçesi bulunmaması yada poliçenin satış nedeniyle kaza tarihinden önce zeyilname ile iptal edilmesi vb. gibi) mahkemenin görevine etkisi bulunmamaktadır. Davada ZMSS şirketi davalı taraf olarak gösterildiğinden ve ZMSS hükümleri TTK’da düzenlendiğinden davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Bir başka ifade ile mahkeme davaya bakmakla görevlidir.
Davalı idarenin kazaya karışan diğer davalı … yönetimindeki aracın trafik kayıt maliki olması sebebiyle KTK’nın 85. maddesi gereğince tazminattan hukuki sorumluluğunun bulunması, olayda davalı …’in de %25 oranında kusurlu olduğu belirlendiğinden, davalı idarenin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince tazminattan sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik olmaması, KTT, iş bu tazminat davası nedeniyle uzman bilirkişice düzenlenen kusur raporu ve aynı kazaya ilişkin olarak Ceza Mahkemesinde Ankara ATK Trafik İhtisas dairesinden alınan raporlarda kazanın meydana gelmesinde aynı kural ihlalleri nedeniyle davalı …’in asli ve %75 oranında, davalı …’in tali ve %25 oranında kusurlu olduğunun belirlenmesi, kusur durumunun ve raporların dosya kapsamı ile kazanın oluş şekline uygun, denetime ve hükme elverişli bulunması, davacının dava dışı … yönetimindeki araçta yolcu konumunda bulunması, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmaması, kaza sonucu sol göz kapağı, sol yanak üst bölge, sol alında kesiler, kollarında yumuşak doku zedelenmesi olacak şekilde yaralandığı, 1-2 gün bulanık görme problemi olduğu, 1 gün hastanede kaldığı, sol zigoma ve sol alında dikiş izleri olduğu, sürekli maluliyetinin olmadığı, 1 haftada iyileşeceğinin hükme esas alınan maluliyete ilişkin rapordan anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, kusur durumu, davacının yukarıda izah edildiği üzere yaralanması sebebiyle maruz kaldığı ağrı, acı, elem, üzüntü, ıstırap, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, ceza ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacının güdülmemesi, caydırıcı olması, özendirici olmaması, 22.06.1966 tarih, 1966/ 7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri gözetilerek davacı lehine manevi tazminat tayin ve takdir edilmiş olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) … reddine, davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı idare vekilinin kısmen reddine karar verilen manevi tazminat üzerinden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin istinaf talebine gelince; davacı vekili dava dilekçesinde 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar … …, … … ve … Bakanlığı’ndan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, kabul edilen tazminat miktarı üzerinden davacı taraf lehine, davanın kısmen reddi nedeniyle de davalılar … ve … lehine vekalet ücretine karar verilmiştir. Davalı … Bakanlığı da dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde davalı idare lehine manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemiştir. 26.11.2019 Karar tarihi itibari ile yürürlükte olan AAÜT’nin 3/2 maddesinde “müteselsil sorumlulukda dahil olmak üzere,birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde,ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.”, aynı tarifenin manevi tazminat davalarında ücret başlıklı 10/1-2. maddelerinde ise; “Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Buna göre somut olaya bakıldığında, davacının manevi tazminat talebi 7.500,00-TL yönünden kabul ve 42.500,00-TL yönünden reddedilmiştir.
Bu durumda reddine karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 10/1-2 maddeleri gereğince aralarında müteselsil sorumluluk ilişkisi bulunan ve kendilerini vekil ile temsil ettiren diğer davalılar …ve… ile birlikte davalı idare lehine de 2.725,00-TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davalı … Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmediğinden, davalı idare vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulü ile (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda,) yerel mahkeme kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş (yerel mahkeme kararının Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan kısmı,infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmıştır.) ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince … REDDİNE,
2-Yukarıda 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2015/256 Esas-2019/1084 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Maddi tazminat talebi bakımından taraflarca takip edilmeyen işbu dava dosyasının HMK’nın 150. maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden KALDIRILMASINA, işbu talep yönünden dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydına,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile, toplam 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar … …, … … ve … Bakanlığı’ndan olay tarihi olan 01/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
3-Manevi tazminat talebi bakımından alınması gereken 512,33-TL harcın davalılar …ve…’ten müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karara bağlanan manevi tazminat talebi bakımından AAÜT hükümlerine göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı … …, … … ve … Bakanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi bakımından AAÜT hükümlerine göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … …, … … ve … Bakanlığı’na verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın HMK’nın 333.maddesine uygun şekilde iadesine,
7-Davacı tarafça iş bu dosya için yapılan 810,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına belirlenen 121,50-TL’sinin davalılar …ve…’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Bakanlığı harçtan muaf olup,bu nedenle istinaf harcı alınmadığı anlaşıldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … Bakanlığı tarafından yapılan toplam 34,30-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tebliği ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip