Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/6 E. 2022/1355 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/09/2017 tarihinde davacının yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği esnada, dava dışı sigortalı …’un sevk ve idaresinde olup davalı … şirketince sigortalı aracı ile davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararına uğradığını, davalı … şirketine 29/11/2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL geçici, 2.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik zararı talebini 4.125,60 TL, sürekli iş göremezlik zararı talebini 5.884,42 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kabulüne, 5.884,42-TL daimi işgöremezlik, 4.125,60-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 10.010,02-TL tazminatın 13/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hesap ve kusur raporları tek raporda birleştirildiğinden kusur raporuna itirazda bulunma imkanı bulamadıklarını, sigortaya başvuru koşulu yerine getirilmediğinden davanın ön şart yokluğundan reddi gerektiğini, dosyadaki maluliyet raporunun yürürlükteki yönetmeliğe aykırı olduğunu, davacının maluliyeti stabil hale gelmeden yapılan aktüer hesaplamasının hükme esas alınamayacağını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden davalı şirketin sorumlu olmadığını, kusur raporunun hatalı olduğunu, mahkemece temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tazminata hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan işgöremezlik nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün trafikte seyri sırasında yaya olan davacıya çarpması neticesinde, davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili 28.12.2021 tarihli dilekçesi ile davacının maluliyetine ilişkin hükme esas alınan raporun karar tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğe uygun olmadığını belirterek talepte bulunmuş ise de anılan dilekçenin istinaf (ve katılma yoluyla istinaf) süresi geçtikten sonra sunulması ve istinaf harcı yatırılmamış olması gözetildiğinde süresinde olmayan talebin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı … hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açtığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-Dosya kapsamında mahkemece hükme esas alınan kusur ve hesap bilirkişilerinden alınmış raporun 27.05.2019 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, rapora davalı tarafça süresinde itiraz edilmediği, yine geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3-Kaza tarihinde davalı tarafça sigortalanan araç sürücüsü …’un, sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında, yaya olarak karşıya geçmekte olan davacıya çarpmasıyla kazanın meydana geldiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacı yaya …’ın %70, sigortalı araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu bulunmasına, sürücü … idaresindeki aracın ZMM sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsar şekilde davalı tarafça tanzim edildiği, Ankara 35. ASCM’nin 2018/541 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan ATK raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’un tali, yaya …’ın asli kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece Ankara Üniversitesi Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 18.03.2019 tarihli rapora göre meydana gelen kaza nedeniyle davacıda meydana gelen özür oranının %5 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu uyarınca davacının meydana gelen kaza nedeniyle %5 engel oranı ve davalının %30 kusuruna göre 4.125,60 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 5.884,42 TL sürekli iş görmezlik tazminatı hesaplandığı, mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, hükme esas alınan kusur raporunun oluşa ve ceza yargılamasında alınan rapora uyumlu bulunması, hükme esas alınan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunması (her ne kadar Yargıtay uygulamaları gereğince tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekirken hükme esas alınan aktüer raporunda 1.8 teknik faiz ile hesaplama yapılması yerinde değil ise de bu durumun istinafa gelen tarafın lehine olması gözetilerek) nedeniyle davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde davalının temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda davacı yaralanması nedeniyle talep ettiği tazminat hesabına esas maluliyet raporu olmadan sigorta şirketi davalıya eksik evrak ile müracaat ettiğinden, davadan önce davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının temerrüdü açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, 13/12/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile, davacı lehine hükmedilen tazminata işleyecek faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davalı yönünden kaldırılmasına, mahkemece davacı lehine hükmedilen tazminatın faiz başlangıcının “30/10/2018 dava tarihi” olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin yasal şartları taşımayan ve süresinde olmayan istinaf talebinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
II-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 13/09/2019 tarih, 2018/779 Esas – 2019/740 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının davasının kabulü ile 5.884,42-TL daimi işgöremezlik, 4.125,60-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 10.010,02-TL tazminatın 30.10.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere alınarak davacıya verilmesine,
2-İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 683,79 TL harçtan 35,90 TL peşin harç, 13,66 TL tamamlama harcı ile 20,52 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 613,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 140,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, dava açılırken ödenen 71,80 TL yargılama harcı, 13,66 TL tamamlama harcı ve 20,52 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.245,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 62,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
V-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VI-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 26.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.