Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/597 E. 2022/1831 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2020/597 Esas – 2022/1831 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/597
KARAR NO : 2022/1831

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI : 2018/419 Esas 2019/1039 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıya trafik sigortalı aracın 30/12/2016 tarihinde trafik kazasında, araçta yolcu konumunda bulunan davacının malul kalacak şekilde yaralandığını, davacının olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00-TL geçici, 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.10.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 12.863,68TL’sına, sürekli iş göremezlik tazminatını 61.510,88TL’sına yükseltmiştir.
Davalı …Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, geçici ve sürekli iş göremezlik taleplerinin yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, kazanın tek taraflı olması nedeniyle kusur raporu alınmadığı, davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için HÜTF Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 26/08/2019 tarihli raporda, davacının sürekli iş göremezlik oranının %8, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğunun belirtildiği, maddi zararın hesaplanması için alınan aktüer bilirkişi raporunda davacının sürekli iş göremezlik zararının 61.510,88-TL, geçici iş göremezlikten kaynaklı zararının 12.863,68-TL olarak hesaplandığı, davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen tazminatları talep ettiği, raporların usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece itibar edildiği, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartları’nda geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, olayda hatır taşımasının bulunduğu, yolcu ile sürücünün arkadaş oldukları ve olay tarihinde Siirt’e gittikleri, bundan dolayı hükmedilecek tazminatlardan %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, davanın bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah da göz önüne alınarak, %20 hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra 49.208,71-TL sürekli iş göremezlik zararı yönünden kabulünün gerektiği, söz konusu bedele davacının talebi doğrultusunda yasal faiz işletildiği, hatır taşıması yönünden yapılan indirime tekabül eden yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulmadığından bahisle, davacının geçici iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin reddine, davacının sürekli iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin kısmen kabulü ile 49.208,71-TL’nin 06/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verildiğini ayrıca sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığını, kararın bu yönlerden hatalı olduğunu, davacının kaza sonucu %8 oranında sürekli maluliyeti ve 9 ay süre ile geçici iş göremezlik hali olduğunun maluliyete ilişkin raporda belirtildiğini, akabinde alınan tazminat raporunda davacı için 12.863,68TLgeçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, geçici iş göremezlik süresinin yalnızca tıbbı tedavi süresi ile sınırlı olmadığını, yeniden iyileşme (yeniden çalışmaya başlama)süresi olduğunu ve bu sürenin tedavi süresi ile sınırlandırılamayacağını, taşımacı veya işleten “geçici iş göremezlik” zararlarından sorumlu olduğundan sigorta şirketinin de bu sorumluluğu belli bir oranda üzerine aldığını, buna göre kaza geçiren kişinin iyileşme süresi içerisindeki “gelir kayıplarından” veya her türlü maddi zararlarından zorunlu mali sigortacısının da sorumlu bulunduğunu (T.C.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15598 E. 2018/7298 K., Esas No:2012/5743 Karar No:2013/4496 Karar Tarihi: 1.4.2013),
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1, 85/1 maddesi hükümleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-I. Maddesi gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğunu, trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderlerinin sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret olmadığını, trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceği için bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacağını, geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında, aracın zmss poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının reddine dair kararın doğru olmadığını, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğini, ancak geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi yol giderine ilişkin tazminat kalemlerinin 2918 Sayılı yasanın 98. Maddesi kapsamındaki trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerine ilişkin tedavi giderlerinden olmadığını, ZMSS poliçesi gereğince davalı sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğinden anılan yasa kapsamı dışında kalan bu giderlerden davalı sigorta şirketinin de sorumlu tutulması gerektiğini, 6111 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağının belirtildiğini, trafik kazası sonucu hastalık sigortası kapsamında Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, yasa kapsamı içerisinde bulunmamakta olup, kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, işletenden, sürücüden ve zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden tahsilinin mümkün olduğunu, yerleşik kararları ile açıkça sigorta şirketinin davacının geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu olduğunun kabul edildiğini, geçici iş göremezlik zararının 2918 sayılı yasanın 98.maddesi kapsamındaki trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerine ilişkin tedavi giderlerinden olmadığının kanun maddesinde açıklandığını, ZMSS poliçesi gereğince davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini ve geçici iş göremezlik tazminatının reddi kararının doğru olmadığını, ayrıca sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasının da yerinde olmadığını, somut olayda hatır taşıması bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte hatır taşıması indirimi yapılması için davacının da kusurlu olması gerektiğini, ancak davacının kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, hatır taşıması şartlarının olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, davacının içinde yolcu konumunda olduğu davalı …Sigorta şirketine ZMSS sigortalı aracın tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu davacının yaralanması sebebiyle açılan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebinin davalı ZMSS şirketinin sorumluluğunda bulunduğuna ve bu taleplerinin kabulü gerektiğine dair istinaf talebinin incelenmesinde; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekir.
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararının bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararı 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almamaktadır.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik gideri ödemesinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması nedeniyle (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) denetime ve hükme elverişli bilirkişi raporları ile davacının 9 ay geçici iş göremezlik süresi için hesaplanan ve davacı tarafça talep edilen 12.863,68TL geçici iş göremezlik tazminatının da kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçe ile davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve yeniden esas hakkında düzelterek hüküm kurulması gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin mahkemece hükmedilen sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmaması gerektiğine dair istinaf talebinin incelenmesinde; Türk Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek; ehliyetsiz sürücünün ve/veya içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Yine zarar görenin emniyet kemeri takmaması nedeniyle araçtan fırlayarak zararın doğmasına ya da artmasına sebebiyet vermesi de örnekler arasındadır. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Burada da hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 51 ve 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir.(Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterli iken, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almaması, bu anlamda kusurlu olması gerekmektedir. Hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi farklı kaideler olup, her olayda bir arada bulunmayabilir. Yargıtay 17. HD’nin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminattan desteğin hatır için taşınması durumunda %20 oranında, birden fazla müterafik kusur durumunun birlikte bulunması halinde de ayrıca %20 oranını geçmeyecek şekilde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için davalının süresinde hatır taşıması itirazında bulunmuş olması gereklidir. Oysa müterafik kusur mahkemece resen gözetilecek hallerden olup, şartlarının varlığı halinde mahkemece resen belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılacaktır.
Somut olayda, her ne kadar hazırlık soruşturması evraklarından davacı ile davalıya sigortalı araç sürücüsü ve beraberlerinde araçta bulunan …’un arkadaş oldukları, birlikte…’un ehliyetini almak için Batman’dan Siirt’e gittikleri sırada davaya konu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmakta ise de; davalı sigorta şirketi vekilinin süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde, hatır taşıması olduğu, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı, bu nedenle tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine dair herhangi bir savunması mevcut değildir. Hatta yargılama aşamasında dahi buna yönelik bir savunması bulunmamaktadır. Trafik kazası tek taraflı olarak gerçekleşmiş olup, yolcu konumunda bulunan davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi müterafik kusurlu olduğuna dair de somut bir delil bulunmadığından resen gözetilmesi gereken müterafik kusur indirimi uygulanması söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece davalı sigorta şirketinin süresinde hatır taşıması olduğuna dair savunması bulunmadığından, aktüer bilirkişi tarafından davacı için hesaplanan 61.510,88TL TL sürekli iş göremezlik tazminatının tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı sigorta şirketinin süresinde hatır taşıması olduğuna dair savunması bulunmadığı ve bu hususun kendiliğinden (resen) gözetilemeyeceği dikkate alınmadan yazılı olduğu gibi sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak bakiye tazminata karar verilmesi de doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin de kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı …vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.12.2019 tarih ve 2018/419 Esas 2019/1039 Karar sayılı kararının Kaldırılmasına,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının davasının kabulüne; 12.863,68TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 61.510,88 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 74.374,56TL tazminatın 06/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalıdan alınması gereken 5.080,53 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 255,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.789,63TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1maddesi uyarınca kabul edilen tazminat üzerinden hesaplanan 11.899,92TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 77,00-TL harç toplamı, 255,00-TL ıslah harcı, 135,10-TL tebligat ve posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.067,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 62,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.