Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/567 E. 2022/1830 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/567 – 2022/1830
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/567
KARAR NO : 2022/1830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI : 2018/716 Esas 2019/827 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı…’in kendine ait … plakalı aracı ile seyir halinde iken, davalı … adına trafikte kayıtlı, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde trafik sigortalı ve diğer davalı … yönetimindeki … plakalı ticari beton kamyonu ile davalı …adına trafikte kayıtlı olup davalı … yönetimindeki … plakalı binek aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu ağır şekilde hasarlandığını, olayda davalı tarafın kusurlu bulunduğunu, trafik kaza tespit tutanağında davacının kusursuz bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL araç mahrumiyeti zararı, 100,00 TL araç hasarı ve 100,00 TL değer kaybı zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.366,50 TL araç hasarı, 1.924,67 TL değer kaybı ve 400,00 TL araç mahrumiyeti zararı olmak üzere toplam 7.691,17 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tazminini istemiştir.
Davalı … vekili; Davalı firmanın kazaya karışan … plakalı aracın maliki olduğunu, kazanın gerçekleşmesinde araç sürücüsü olan davalı …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının kaza tarihinden 1 yıldan sonra bu davayı açtığını, bu süre boyunca aracını otoparkta bıraktığını, araç pert ise değer kaybının istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili; kendilerine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, aracın uzun süre tamir edilmemesinin davacının kusuru olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … 18.04.2019 tarihli duruşmada; Diğer davalı … yönetimindeki beton mikseri aracın, kendi yönetimi mahkemesindeki araca arkasından çarpması nedeniyle araçla birlikte savrularak refüje çarptığını, davacının da hızlı şekilde seyretmesi nedeniyle çarpılmanın etkisi ile dönmekte olan yönetimindeki araca çarptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle uğranılan araç mahrumiyet kaybı, maddi hasar ve değer kaybı zararının tahsili istemine ilişkin olduğu, Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, davacıya ait aracın tamir süresince çalışamaması nedeni ile oluşan araç mahrumiyeti zararının, trafik sigortası teminatı dışında kaldığı, kaza nedeni ile araçta değişen parçalar veya yapılan onarım nedeni ile meydana gelen değer kaybının gerçek zarar kalemleri arasında sayıldığı, trafik sigortacısının meydana gelen değer azalmasından sorumlu olduğu (17 HD 05/04/2010, 2009/9892 E, 2010/3124 K,) kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer azalmasının, aracın olay tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değeri, aracın modeli, kullanım tarzı, daha önceden hasarlı olup olmadığı, kilometresi ve buna benzer diğer kriterler nazara alınarak, kazadan sonra gerekli onarımlar yapıldıktan sonra kazadan önceki değeri ile kazadan sonraki piyasa rayiç değeri arasındaki fark olduğu (17 HD 20/06/2016, 2016/6051 E, 2016/7499 K,) tarafların kusur durumu ve araçta meydana gelen hasar ve değer azalması konusunda bilirkişi incelemesi yapıldığı, bilirkişi raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’ın olayda %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … ile davacı…’in olayda kusursuz olduğu, dava konusu aracın, trafik kazası sonucu sağ yan kısmından darbe alarak hasarlandığı, parça ve işçilik KDV toplamının 820,70 TL olduğu, tamirci firma tarafından fatura kesilmemişse KDV miktarının hasar toplamından düşülmesi gerektiği, bu hesaplama yapıldığında gerçek hasar tutarının 4.545,80 TL olduğu, dava konusu aracın hasarları dikkate alındığında dört günde tamir edilebileceği ve araç yokluğunda yerine ikame edilecek aracın günlük kira bedelinin ortalama 100,00 TL’sinden toplamda 400,00 TL olacağının belirtildiği, dava konusu araçta 5.366,50 TL KDV’li, 4.545,80 TL KDV’siz gerçek hasar, 1.924,67 TL değer kaybı ve 400,00 TL araç mahrumiyet zararının hesaplandığı, somut olayda; davalılardan …’ın yönetimindeki … plakalı ticari beton kamyon ile Turgut Özal Bulvarını takiben Samsun yolu yönünde orta şeritte seyir halinde iken sağ şeride tecavüz ederek davalı … yönetimindeki sağ şeritte seyreden … plakalı aracın sol arka kısmına çarptığı, … plakalı aracın savrularak sol şeritte seyreden davacı… yönetimindeki … plakalı … model araca çarptığı, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının maliki olduğu aracın hasara uğradığı, olayda … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … ve davacı…’in kusursuz oldukları, bilirkişi raporu uyarınca araçta 4.545,80 TL KDV’siz gerçek hasar, 1.924,67 TL değer kaybı oluştuğu ve davacının 400,00 TL araç mahrumiyet zararının bulunduğu, davalı … sigortanın olayda %100 kusurlu olan … plakalı aracın ZMMS şirketi olduğu, bu kapsamda kusurları bulunmayan davalılar … ve … yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, araç mahrumiyet zararının sigorta poliçesi teminatına dahil olmadığı, bu nedenle davalı sigorta şirketine yönelik araç mahrumiyet talebinin de reddine karar vermek gerektiği, 400,00 TL araç mahrumiyet zararının kusurlu aracın sürücü ve işleteni olan davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiği, yine toplam 6.470,47 TL hasar ve değer kaybı bedelinin kusurlu aracın sürücü, işleteni ve ZMMS sigortacısı olan davalı …, sigortadan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiğinden bahisle Davanın davalılar … ve … yönünden reddine, davalı sigorta şirketine yönelik araç mahrumiyeti talebinin reddine, 400,00 TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6.470,47 TL hasar ve değer kaybı bedelinin davalı … ve … yönünden 18/09/2017 kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden 27/09/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/716 Esas sayısı ile yürüttüğü yargılama sonucu verdiği 07/11/2019 tarih ve 2019/827 Karar sayılı hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece her ne kadar hasar ve değer kaybı için 6.470,47 TL, araç mahrumiyet zararı 400,00 TL üzerinden kabul edilmiş ise de, hasar ve değer kaybının piyasa rayiç değerlerinin oldukça altında hesaplandığını, araç mahrumiyet zararında göz önüne alınan tamir süresinin ise hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira aracın ciddi hasar gördüğü göz önüne alındığında tamir süresinin 4 gün olarak tespit edilmesi ve bu bedel üzerinden araç mahrumiyeti zararı hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, açıklanan sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu doğduğunu belirterek Mahkeme hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
1-Davacı vekilinin davalılar …, … ve davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Dava; davalıların araç işleteni, sürücüsü ve trafik sigortası şirketi olduğu araçların sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyeti tazminatı istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.nın 341/2 maddesinde miktar veya değeri 1.500,00-TL.’sini geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş; 02.12.2016 tarihli RG de yayınlanan 24.11.2016 tarihli 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41. Maddesi ile de, madde de yer alan “binbeşyüz” ibaresi “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, sözkonusu kesinlik sınırı 3.000,00-TL.’sine çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Öte yandan 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesi ile 6100 Sayılı HMK.ya eklenen ek madde 1/2 gereğince, HMK.nın 341. Maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı tarafça dava dilekçesinde, davalı … yönetimindeki, davalı ….’nin araç işleteni, diğer davalı … Sigorta AŞ’nin ZMSS şirketi olduğu araç ile davalı …’nın sürücüsü, davalı …’nın maliki bulunduğu araçların sebebiyet verdiği kaza sonucu çarpmanın etkisiyle savrulan davalı Hamza yönetimindeki aracın, sol şeritte seyreden davacıya ait araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, davalıların olayda kusurlu bulunduğu belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.00’er TL araç hasarı, değer kaybı ve araç mahrumiyeti tazminatının (toplam 300,00 TL) davalı taraftan tahsili talep edilmiş; 24.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.366,50 TL araç hasarı, 1.924,67 TL değer kaybı ve 400.00 TL araç mahrumiyeti tazminatı olmak üzere toplam 7.691,17 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili istenmiştir.Davanın kısmi tazminat davası şeklinde açıldığı, ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin tazminat hakkının saklı tutulmadığı anlaşılmıştır.Uzman bilirkişi tarafından düzenlenen kusura ilişkin raporda kazanın meydana gelmesinde davacı ve davalı araç sürücüsü …’nın kusursuz oldukları, davalı …’ın şeride tecavüz ve arkadan çarpma kurallarını ihlal ettiği kazada %100 oranında tamamen kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi hasar bedeli ve değer kaybı zararının piyasa değerinden az olduğu, 4 günlük tamir süresinin kısa ve günlük araç kiralama bedelinin az olduğuna ilişkindir.Dairemizce kamu düzenine ilişkin haller saklı kalmak kaydı ile HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılması kanuni zorunluluktur.
Mahkemece kazanın gerçekleşmesinde davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile 4.545,80 TL araç hasarı, 1.924,17 TL değer kaybı olmak üzere toplam 6.470,47 TL tazminatın davalılar … ve ….’den kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, 400,00 TL araç mahrumiyeti zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ve ….’den tahsiline karar verilmiştir. Buna göre davalı … ve …. aleyhinde açılan davada, davacı yönünden davanın reddine karar verilen kısım 820,70 TL, davalı … Sigorta A.Ş. Hakkında açılan davada, davacı yönünden reddine karar verilen tazminat miktarı 1.220,70 TL olup 2019 yılı karar tarihi itibari ile istinaf kanun yoluna müracaat sınırı olan 4.400,00 TL’nin altında olduğundan verilen karar davacı yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı davacı istinaf kanun yoluna başvuramayacağından, HMK.nın 341/2 ve 352/1-b Maddeleri uyarınca davacı vekilinin davalılar …, …. ve … Sigorta AŞ’ne yönelik istinaf talebinin (dilekçesinin) miktar yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin davalılar … ve … yönünden kurulan hükme ilişkin istinaf talebinin incelenmesine gelince; Davacı vekili tarafından her ne kadar açıkça adı geçen davalılara yönelik istinaf talebi bulunmasa da, istinaf dilekçesinde genel anlamda yerel mahkeme hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmakla yapılan inceleme sonunda; hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalı …’nın kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, olayda davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, belirlenen kusur durumunun kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, söz konusu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, olayda kusuru bulunmadığı anlaşılan ve dolayısı ile talep edilen tazminatlardan hukuki sorumlulukları bulunmayan davalı araç sürücüsü … ile aracın trafik kayıt maliki olan …aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığından ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin adı geçen davalılar yönünden yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin, davalılar …, …. ve … Sigorta A.Ş.’ye yönelik istinaf talebinin (dilekçesinin) HMK.nın 341/2 ve 352/1-b maddeleri gereğince miktar itibariyle REDDİNE,
2- Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin davalılar … ve …’ya yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 29,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.