Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/565 E. 2022/1491 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/565
KARAR NO : 2022/1491

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2018/103 Esas 2019/1289 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 20.10.2017 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan ve kusursuz olan davacının yaralandığını, davalı … şirketine başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 500,00 TL faturalandırılmamış tedavi giderinin 10.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 28.594,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.250,00 TL tedavi giderinin 10.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili, davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporundan sonra geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının davadan önce ödeme yapılması konusunda davalıya başvuru yaptığı, ancak ödeme yapılmadığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre davacının çalışma gücünün %8’ini kaybettiği, 6 ay süre ile geçici iş görmezlik halinde kaldığının tespit edildiği, makine mühendisi bilirkişi ve aktüer bilirkişiden alınan raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’in arkadan çarpma kuralını ihlal sebebi ile olayda %.100 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün ve davacının müterafik kusurunun olmadığı, davacının 8.291,09 geçici iş görmezlik zararı, 28.594,22 TL daimi maluliyet zararı hesaplandığı, Adli Tıp Uzmanı Doktor bilirkişiden alınan 24.10.2019 tarihli raporda davacının yaralanması, tedavi gördüğü hastanenin uzaklığı, başka şehirde olması nedeniyle ulaşım, konaklama, beslenme, gibi ihtiyaçlarının da tedavi gideri kapsamına kabul edilmesi gerektiği, SGK tarafından karşılanmayan bu giderlerin 1.250,00 TL olacağının belirtildiği, netice olarak davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının malul olacak şekilde yaralandığı, maluliyet, kusur ve aktüer bilirkişi raporunun kanuna ve ilgili yönetmeliğe göre düzenlendiğinden hükme esas alınabileceği kabul edilerek, bedel artırım dilekçesindeki tüm talepler bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalıya 27/12/2017 tarihinde ödeme yapılması için başvurulduğuna göre temerrüt tarihinin 10/01/2018 tarihi olduğu, sigortalı araç hususi otomobil olduğundan yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 28.594,22 TL kalıcı iş göremezlik, 1.250, 00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 29.844,22 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 10/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacı tarafından dosyaya sunulan adli kurul raporunun yasal mevzuata aykırı şekilde düzenlendiğinden hükme esas alınmaması gerektiğini, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan Adli Kurul Raporunun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri esas alınarak hazırlandığını, ancak bilindiği üzere söz konusu yönetmelik yürürlükten kaldırıldığından, 20.02.2019 tarih 30692 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyet oranın tespit edilmesi gerektiğini,
Her durumda belirlenecek tazminat bedelinden davacının müterafik kusuru dikkate alınarak indirim yapılması gerektiğini,
Tedavi giderlerinin trafik sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu, hükme esas alınan tedavi giderlerinin Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi gereği, sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu ve sağlık gideri teminatının ise SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasıda yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu yolcu ve kusursuz olan davacının yaralandığının belirterek sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderinin davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekili maluliyet raporunun yasal mevzuata uygun alınmadığını, davacının müterafik kusurunun değerlendirilmediğini ve tedavi giderinin teminat dışı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir. Aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur. KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda davacının, kazaya bağlı yaralanması nedeni ile kalıcı maluliyetinin %8, iyileşme süresinin 6 ay olduğu ve 6 ay boyunca bakıcı ihtiyacı bulunduğu maluliyet raporu ile belirlenmiş olup, ayrıca beş gün hastanede yattığı, beş kez yerleşim yeri olan Yerköy’den Kayseri’ye kontrol muayenesi için gittiği SGK’ca karşılanmayan ulaşım, yeme içme, konaklama ücreti olarak 1.250,00 TL harcama yaptığı belirlenmiş olup, 1.250,00 TL SGK’ca karşılanmayan tedavi giderinden davalının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun da belirlenen bu esaslara, oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davalı vekili istinaf aşamasında davacının emniyet kemeri takılı olmadığı için müterafik kusurlu olduğunu belirterek tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini belirtmiş ise de davalı tarafından davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı yargılama sırasında iddia ve ispatlanamadığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.038,65-TL karar harcından peşin alınan 509,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.529,00 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 03.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.