Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/534 E. 2021/2391 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … …… A.Ş. vekili ile davalı….. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 17/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’in yönetimindeki araçla, davacının kullandığı bisiklete arkadan çarptığını ve davacının ağır yaralanmasına sebep olduğunu, davalının %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının maluliyete uğradığını ve sürekli bakıma muhtaç olduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL maluliyet tazminatı, 5.500,00 TL tedavi gideri, bisikletin ve ekipmanların hasar görmesi nedeni ile 1.200,00 TL hasar ile davacı … için 50.000,00 TL, eşi … için eşinin yaralanmasından dolayı 20.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi dışındaki davalılardan) davalılardan tahsilini talep etmiş; 02/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 28.026,16 TL iş göremezlik tazminatı ve 5.788,80 TL tedavi giderinin tazminini istemiştir.
Davalı … … … şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya sebep olan aracın işleteninin davalı olmadığını, söz konusu aracın davalı …’e 1 yıllık kira sözleşmesi ile kiralandığını bu nedenle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini belirterek mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; aracın ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat etmesi gerektiğini, kusur ve maluliyet incelemesinin adli tıp kurumunca yapılması gerektiğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, gelirini ispat etmesi gerektiğini, … tarafından yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde; kendisinin de kazada yaralandığını, işsiz ve sigortasız olduğunu, tazminat ödeme durumunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, davalı … … … her ne kadar aracın 1 yıllık kira sözleşmesi ile davalı …’e kiralandığı, bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığı iddiasını ileri sürmüş ise de kira sözleşmesinde kira bedelinin belirtilmemiş olması, davalının ticari defterleri ile kira ilişkisini ispat edememiş olması ve davalı tarafın sunduğu deliller dikkate alındığında taraflar arasında kira ilişkisinin bulunmadığı, aracın işleteninin davalı … olduğu kanaatine varıldığı, yargılama sonucunda davalı … … … adına kayıtlı davalı … şirketi tarafından sigortalanan aracın davalı …’in %100 oranındaki kusuru ile davacı …’e çarptığı, davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe uğramasına sebep olduğu, davacının maluliyet ve tedavi giderlerinden kaynaklanan toplam 33.814,96 TL maddi zararının bulunduğu, davalıların işleten sigortacı ve sürücü olarak bu zarardan sorumlu oldukları kanaatine varılmakla davacının iş göremezlik ve tedavi giderlerine ilişkin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacı hasar bedeline ilişkin davasından feragat ettiğinden buna ilişkin talebin reddine karar verildiği, davacı …’in yaralanıp uzun süre tedavi görmesi ve sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği, diğer davacı …’in de eşinin ağır yaralanması nedeniyle Borçlar Kanunun’un 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat talep edebileceği kanaatine varılmakla, meydana gelen zararın ağırlığı, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiğinden bahisle davacı …’in iş göremezlik ve tedavi giderlerine ilişkin davasının kabulü ile; Toplam 33.814,96-TL maddi tazminatın davalılar … … … Ltd. Şti. ve … yönünden 17/01/2015 kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden 26/05/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, davacı …’in hasar bedeline ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın 17/01/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … Ltd. Şti. ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … Ltd. Şti. ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine, davacıların manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili ile davalı ……Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Hiçbir itirazları nazara alınmadan kanun’un açık hükümlerine aykırı olarak karar kurulduğunu,
2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi ile hangi sağlık kuruluşunda olup olmadığına bakılmaksızın ve yine acil olup olmadığına bakılmaksızın tüm tedavi giderlerinin …’nın sorumluluğunda olduğunu, buna rağmen davalı … şirketi aleyhine tedavi giderine hükmedildiğini, tüm sağlık hizmetlerinin …’nın sorumluluğunda olduğunu, kanun maddesinde … kapsamında olup olmadığına ilişkin hiçbir düzenleme bulunmadığını, kanun’da tüm tedavi giderlerinin ödeneceği belirtilmişken … ile bu sorumluluğun kısıtlanmasının normlar hiyerarşisi çerçevesinde mümkün olmadığını,…. yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesi ile,…….. ödemekle yükümlü olacağı miktarın Sağlık Uygulama Tebliği’nde yer alan hükümler doğrultusunda hesaplanacağının düzenleme altına alındığını, Normlar Hiyerarşisi gereği Kanun’un lafzına ve amacına aykırı olarak yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi, taraflardan birine kanun ile getirilen sorumluluğun, yönetmelik hükmü ile daraltılıp değiştirilemeyeceğini, davacının kendi inisiyatifiyle fahiş harcamalar yaparak tedavi olması karşısında bu fahiş harcamaların davalı sigortacıya yüklenemeyeceğini, aynı hizmeti sağlayabilecek devlet hastaneleri olduğunu, kendi isteğiyle yaptığı lüks harcamalardan davacının sorumlu olduğunu, …’ta açıkça muayene, tedavi bedeli, yol gideri vs tüm harcama kalemlerinin sayıldığını, davacının yaptığı harcamalardan …’nın sorumlu olduğunu, tedavi gideri talepleri için prim alınmadığını,
Kazanın meydana gelmesinde davacının da ağır kusuru bulunduğunu, davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan bisiklet ile seyahat etiğini, bu hususun zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını kopardığını, davacının gelirini gösteren bir evrak sunulmadığını, geliri bulunmazken geçici iş göremezlik hesaplanmasının hatalı olduğunu, tedavi dönemine ilişkin olan bu zararın da …’nın sorumluluğunda olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı …… vekili istinaf dilekçesinde; Davacı … idaresindeki bisiklete davalı … tarafından 1 yıllığına yani uzun süreli olarak kiralanan, işleten sorumluluğu … … ……. ait olmayan araçla çarptığını, davacının işgöremezlik talepleri olduğunu, bu talepler ve davacı yanın sunduğu deliller ve dahi iddialarının hukuki dayanak ve gerçeklerden uzak olduğunu, davacının, davalının şirket olması durumunu tazminatını daha kolay alabilmek, icra takibi başlattığında tahsil edebilmek adına kötü niyetle hiçbir sorumluluğu olmayan davalıya yönelttiğini, mahkemece … lehine 33.814,96 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat ve eşi … lehine 5.000,00 TL manevi tazminatın kabul edildiğini, pasif husumet yokluğu yönünden itirazlarını davanın açıldığı tarihten itibaren dikkate almadığını, davalı şirketin aracı diğer davalı …’e bir yıllık süreyle kiraya verdiğini, kira sözleşmesini ve ilişkisini davalı … ve davalı … … … …. sözleşme ve sözlü beyanlarında ifade ettiğini, mahkemenin davalı şirketin kanun ve yerleşik içtihatlar gereğince işleten sorumluluğu ve sıfatı olmadığını değerlendirmediğini, davalı şirket ile … arasında araç kiralama ilişkisi nedeniyle işleten sıfatının da bir yıllık süreyle kiracıya geçtiğini, işleten sıfatının kiracıya geçmiş olması nedeniyle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini (Yargıtay 4. HD. 2004/7697 E 2005/1387 K, Yargıtay 11. HD 2002/12356 E. 2003/4414 K. 05/05/2003 T. sayılı hükmü, Yargıtay 4. HD E. 2000/9670 K: 2001/673 T. 25/01/2001 sayılı hükmü), Yargıtayın yerleşik içtihatlarından da sabit olduğu üzere davanın husumet yönünden davalı şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının aracı uzun süreli olarak kiraya verdiğini, kazanın araç kiracının sevk ve idaresinde, kira sözleşmesi devam ederken meydana geldiğini, kira sözleşmesinin dosyaya ibraz edildiğini, davalı şirket ve …’in ödeme şeklini hayatın olağan akışında birçok işletmenin yaptığı gibi iş görme ile ödeme olarak kararlaştırmış olduğunun göz ardı edildiğini, …’e … üretimi karşılığında 1 yıllık araç kiralandığını,davalı şirket yönünden davanın husumetten reddi gerekirken, tazminatla sorumlu tutulduğunu, KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt olduğunu, ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığını, Yasanın 3. Maddesinde İşletenin tanımının yapıldığını, azaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerinde fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiğini, bunun sonucu olarak da, araç malikinin sorumlu tutulmaması gerektiğini, doktrin ve Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerektiğini, somut olayda, 23/12/2014 tarihli kira sözleşmesi ve 01/12/2014 tarihli ek protokolünde belirtildiği esas ve şekillerle kazaya neden olan aracın bir yıllığına davalı … tarafından kiralanmış olup bu sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü gerektiğini,davalı şirket tarafından araç davalı …’e kiralandığına göre, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri süren kötüniyetli davacı lehine hareket edildiğini, davalının ticari şirket olduğunu ve husumet yöneltilemeyecek bir davadan kaynaklı hakkında icra takibi başlatıldığını,bu durumun ticari sicilini olumsuz etkilediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat ve geçici, sürekli iş göremezlik, … tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi gideri tazminatı ile bisiklet hasar bedeli istemine ilişkin olup,bisiklet hasar bedelinden davacı tarafın feragat etmesi nedeniyle bu talebin reddine, cismani maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatı ile belgesiz tedavi giderinin teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden …’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; kaza tarihi ile poliçenin düzenlenme tarihi 01.06.2015 tarihinden önce olduğu gibi; kabule göre de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketlerinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının …’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, belgesiz tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.). …’nın sorumluluğunda bulunmayan belgesiz tedavi giderinin konusunda uzman doktor bilirkişi tarafından belirlenmesine göre davalı … şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı ile belgesiz tedavi giderinin teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi doğru görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekilinin davacının tazminat hesabına esas alınan gelirine ve kask, koruyucu tertibat kullanmaması sebebiyle zararı artırdığına yönelik istinaf talebi yönünden ise; davacı için tespit edilen cismani tazminatın hesaplanmasında asgari ücretin esas alınması, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince daha fazla geliri olduğunu kanıtlayamayan mağdurlar için en az asgari ücret düzeyinde geliri olduğunun kabulü ile tazminat hesabı yapılmasının gerekmesi, asgari ücretten yapılan hesaplamada bir isabetsizlik bulunmaması, yine davacının olay anında kask ve koruyucu tertibat kullandığının dosyada mevcut fotoğraflar ile olay mahallinde bulunan tarafsız tanık beyanlarından anlaşılması, hatta Cumhuriyet Savcılığında alınan 03.03.2015 tarihli kusur bilirkişi raporunda dahi bu hususa değinilmesine göre davalı … şirketi vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı ……Ltd. Şti vekili, davalı şirket tarafından kazaya karışan aracın, kaza tarihinden önce aralarında düzenlenen 23.12.2014/23.12.2015 vadeli kira sözleşmesi ile diğer davalı …’e kiralandığını, kazanın araç davalı …’in fiili egemenliğinde iken meydana geldiğini, davalı şirketin araç işleteni sıfatı bulunmadığından, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığını ileri sürmüş ise de; bu durumun davalı şirketinde kabulünde olduğu gibi, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları değerlendirilerek tespiti gerekmektedir. Aracın sadece uzun süreli olarak bir başkasına kiralanması ve kazanın aracın, kiracının fiili hakimiyeti altında olduğu sırada gerçekleşmesi her zaman işletenlik sıfatının kiracıya geçtiği anlamına gelmemektedir. Somut olayda davalı şirket ile davalı … arasında düzenlenen 23.12.2014 tarihli kiralama sözleşmesi ile aracın davalı …’e 1 yıllığına kiralandığı belirtilmiş ve buna dair kiralama sözleşmesi ibraz edilmiş ise de, bu sözleşme taraflar arasında her zaman düzenlenmesi mümkün olan adi nitelikte bir sözleşme olup, zarar gören 3. Kişi konumunda olan davacı tarafı bağlayıcı nitelikte değildir. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile de desteklenmemiştir. Araç davalı şirket adına trafikte kayıtlıdır. Bu durumda söz konusu sözleşme nedeniyle davalı şirketin işletenlik sıfatı bulunmadığından, kiracıya geçtiğinden söz edilemeyeceğinden, davalı şirketin tazminatlardan sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira sözleşme hükümleri, sözleşmenin tarafları arasında, iç ilişkide hüküm ifade edeceğinden, davalı şirket zararı giderdikten sonra, dilerse aralarındaki sözleşmeye dayanarak ödediği tazminatı, diğer davalı …’ten rücuen talep edebileceğinden, davalı şirket vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … şirketi vekili ile davalı … …Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … … …… vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … şirketinden alınması gereken 2.309,90 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 1.480,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 829,28 TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … … … …. alınması gereken 4.017,64 TL harçtan, peşin alınan 1.480,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.537,02 TL nispi istinaf karar harcının adı geçen davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davalı … şirketi ve davalı … … …tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına, davalı … şirketi tarafından yatırılan 100,00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı … şirketine iadesine,
6-Kararın tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca, KESİN olmak üzere 10.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.