Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/450 E. 2022/1674 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/450 – 2022/1674
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/450
KARAR NO : 2022/1674

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2017/806 Esas 2019/979 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Bakanlığı vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 14.11.2015 tarihinde Çubuk İlçesinde aracını kullanmakta iken … Devlet Hastanesi önünde bulunan ışıklar kendisine yeşil yandığı sırada davalı …’nın kullanmakta olduğu … plakalı ambulansın ters yönden gelmesi nedeniyle trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında müvekkilin ve yanında bulunan arkadaşının birlikte ağır biçimde yaralandığını, davalı … hakkında Çubuk Asliye Ceza mahkemesinin 2016/261 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, dava konusu kazanın davalı …nın kusuru neticesinde gerçekleştiğini, müvekkilinin halen ağrılar çektiğini, uzun süre ayakta duramadığını, çömelmek gibi hareketleri yapamadığını ve aksadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500 TL geçici iş göremezlik, 500 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın 14.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 50.000 TL manevi tazminatın 14.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Bakanlığından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 28/03/2019 tarihli duruşmada, maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığı, sigortadan ödeme aldıkları, aktüer bilirkişiye gönderilmesi ara kararından dönülmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçelerinde, davacı ile müvekkili arasında görülen ceza davasının halen devam ettiğini, bu doyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, tutanaklarda ve diğer raporlarda davacı …’in kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilin kullandığı aracın sigortasının bulunduğunu, sigorta şirketinin tespit edilerek davanın ihbar edilmesinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde talep ettiği manevi tazminatın hayatın olağan koşullarına aykırı olduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın KTKZMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, davacı tarafın avans faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın iddia ettiği her bir vakıayı hangi delille ispat edeceğini açıklamadığını, dava dilekçesinin reddinin gerektiği, derdestlik, husumet, hak düşürücü ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde davalı …’nın sevk ve idaresindeki davalı … Bakanlığına ait … plaka sayılı ambulans ile Ankara Bulvarı … Devlet Hastanesi önünde yolun ters istikametinde seyir halindeyken Ankara Bulvarı Ankara istikametine seyir halinde olan davacı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucunda yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, meydana gelen kazada … Üniversitesi ATK’dan alınan maluliyet raporuna göre davacının vücut genel çalışma gücünden %7 oranında kaybettiği, bakıcı ihtiyaç süresinin 6 ay olduğu,6 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığı , … Bakanlığı Ankara Adli Tıp İhtisas Kurulu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapora göre kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücü …’nın %90, davacının %10 oranında kusurlu olduğu, davacı vekilince sigorta şirketinden ödeme aldıkları için maddi tazminat davalarının konusuz kaldığının bildirildiği, ödemeye ilişkin makbuz ve ibranamenin sigorta şirketince dosyaya sunulduğu, her ne kadar davacı vekilince kendilerine %5 maluliyet uyarınca ödeme yapıldığı, davacının alınan maluliyet raporuna göre %7 oranında maluliyetinin olduğu bu nedenle sigorta şirketi ile yapılan anlaşmanın KTK m. 111’e göre geçersiz olduğu ve iptali gerektiği belirtilerek aktüer bilirkişiden rapor alınması talep edilmiş ise de davacının derdest dava devam ederken davalıdan ödeme alarak ibraname imzaladığı artan maluliyetten bahsetmediği aynı derdest davadaki davacının konusuz kaldığı beyanından geri dönemeyeceği anlaşılmakla davacının bu yöndeki talebinin reddedildiği, bu kapsamda maddi tazminat isteminin ödeme nedeniyle konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının yaralanmasının niteliği,yaşı, olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri, zenginleşme, fakirleştirme, cezalandırma, özendirme amacı taşımaması, mamelek hukukuna ilişkin zararı tazmin niteliğinde bulunmaması, caydırıcı olması, davacının yaşadığı üzüntü, acı, elem, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü gibi hususlar nazara alınarak davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat davasının ödeme nedeniyle konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Bakanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde, söz konusu dava, süresinde açılmadığından zamanaşımı def’inde bulunma gereğinin hâsıl olduğunu, her ne kadar iş bu dava adli yargıda açılmış ise de, İYUK hükümleri uyarınca ancak idari yargıda dava açabileceği dikkate alınarak konusu itibariyle idari yargının görev alanına giren davanın reddi gerektiğini, davacı uğramış olduğu zararı kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırdığı sigorta şirketinden talep ve dava yolu ile alma hakkına sahip iken … Bakanlığına karşı dava açmasında herhangi bir hukuki menfaati bulunmadığını, davanın … Bakanlığı açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davaya konu trafik kazasına kişisel kusuru ile sebebiyet veren şoföre husumet yöneltilmesi gerekirken bunun yanında Bakanlığa husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, trafik kazasında bakanlığa isnat edilebilecek bir kusurun olmadığını, müvekkil idarece her türlü tedbir alınmış olmasına rağmen ambulans şoförünün salt kişisel kusurundan kaynaklanan davaya konu kazada müvekkil idareye kusur atfedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, sigorta tarafından yapılan ödemenin yeterli olmadığını, sigorta şirketi tarafından tazminatın % 5 maluliyet oranına göre ödendiğini, oysa maluliyetin % 7 olduğunu, ödemenin yetersiz olduğunu, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı … Bakanlığı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … Bakanlığının husumet itirazı ve davanın idari yargıda görülmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri yönünden; Karayolları Trafik Yasasının 85. maddesinde aracın verdiği zararlardan araç işleteninin sorumlu bulunduğu belirtilmiş; yine aynı yasanın 3. maddesinde de işletenin kim olduğu açıklanmıştır. Yasanın 106. maddesinde genel ve katma bütçeli daireler ile İl Özel İdareleri, Belediyeler ve kamu iktisadi teşebbüslerine ait motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı bu yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, davalı … Bakanlığı, 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi uyarınca işleten konumundadır ve işleteni olduğu aracın kullanılması sonucu meydana gelen haksız eylemden dolayı zarardan sorumludur.
Yine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106, 85/90, 110. maddeleri uyarınca kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı İdarenin kamu hukuku kurallarına göre değil işleten sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceği ve davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu zararın tazmini istemiyle açılan davanın, bu kuralları uygulamakla görevli adli yargı yerinde görülmesi de usul ve yasaya uygundur.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerine ilişkin olarak ise;
Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketi ile davacı vekili arasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemeye bağlı olarak ibraname ve makbuz niteliğinde olan belge düzenlenmiştir. Davacı vekili, ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ödenmeyen kısım yönünden tazminat isteminde bulunmaktadır. İbraname içeriğinde ödenmesi kararlaştırılan tazminat tutarının davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği davacının kabulündedir. Sunulan ibraname görülmekte olan dava konusuna ilişkin olup, soyut bir ibra niteliğinde değildir. Davacı vekili 2918 sayılı KTK 111/2. fıkrası kapsamında kısmi ödemeye ilişkin geçersizlik iddiasında bulunmaktadır. Söz konusu geçersizlik iddiasının KTK’nın 111/2 maddesi kapsamında kabul edilemeyeceği, yargılama sırasında davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin anlaşması ile kabul edilen borcun sona erdiği, TBK’nın 28. maddesi uyarınca iradede yanılma halinden de söz edilemeyeceği kabul edilmelidir. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2020/819 Esas, 2021/3050 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
Manevi tazminat miktarına ilişkin olarak ise, davacının tazminat istemi TBK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Kazanın davacı için doğurduğu zararın ağırlığı, olayın oluş şekli, kazanın tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumu manevi tazminatın belirlenmesinde önemli olan diğer etkenlerdir. Zira, manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşımalıdır. Buna göre; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, davacı tarafından duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve mali ve sosyal durumlarına uygun olduğu görülerek, manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı … Bakanlığı vekilinin istinaf başvurularının HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … Bakanlığı vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Bakanlığı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26.30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.