Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/441 E. 2022/1968 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/441 – 2022/1968
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/441
KARAR NO : 2022/1968

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI : 2017/674 Esas 2019/688 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 17.09.2016 tarihinde, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın geri geri gelirken davacı yaya …’a çarptığını, davacının ağır derece yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, sürücü davacı …’ın kaza tarihinden itibaren annesi …’a baktığını, yaşadığı acı ve ağrılar sebebiyle manevi anlamda zarar gördüğünü, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile davalılardan, davacı … için 15.000,00-TL … için 5.000,00-TL manevi tazminatın …’den müşetereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ön inceleme duruşmasında talebinin 300,00 TL’nin tedavi gideri, 200,00 TL’nin sürekli iş göremezlik, 500,00 TL’nin geçici iş göremezlik tazminatı olduğunu açıklamıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlı Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının yaralanması nedeniyle % 1 oranında maluliyetinin bulunduğu, 4 ayda iyileşeceğinin belirlendiği, mahkemece 12.11.2018 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince, davaya konu kazada kusur durumunun tespiti, davacının talep edebileceği geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile SGK ödemesi dışında kalan ancak davacının tedavisi için zorunlu olan, tedavi giderlerinin saptanması amacıyla 1 adet kusur, 1 adet aktüerya, 1 adet doktor bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına ve delil avansını yatırması için ihtarlı iki haftalık kesin süre verilmesine karar verildiği, davacı vekilinin 16.11.2018 tarihli dilekçesi ile davacının bilirkişi ücretini ödeyecek maddi duruma sahip olmadığını, kaza sebebiyle çalışamadığı için gelirinin bulunmadığını, beyan ederek adli yardım talebinde bulunduğu, davacının adli yardım talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin itirazı üzerine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/445 D. İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya konu trafik kazasındaki kusur durumunun ve kazadan kaynaklanan maluliyet nedeniyle tazminat miktarının tespiti olduğu, kusur durumu ile maluliyet nedeniyle tazminat miktarının tespitine yönelik ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, bu hususların tespiti konusunda verilen ara kararlar gereğince belirlenen 2.250,00 TL ücretin mahkeme veznesine yatırılması için için 2 haftalık ihtarlı kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafından süresinde yatırılmadığı duruşma talikine sebebiyet verdiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacı …’a karşıdan karşıya geçerken trafik akışının tersi yönünde geri geri gelen sürücü … idaresinde bulunan aracın çarptığını, davacının kazanın sonucunda yaklaşık 4-5 ay yatağa bağlı yaşadığını, sağ omzunun işlevsiz kalması nedeniyle de çalıştığı iş yerinden ayrılmak zorunda kaldığını, … kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olup Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1022 E. 2018/1115 K. Sayılı dosyasından yapılan ceza yargılamasında mahkumiyet kararı verildiğini, davacının maluliyet raporu alınması için Hacettepe Hastanesine sevk edildiğini, maluliyet raporu alındığını, 12.11.2018 tarihli celsenin 2 nolu ara kararında 1 adet kusur, 1 adet doktor ve 1 adet aktüerya olmak üzere 3 farklı bilirkişiden ayrı ayrı rapor alınmasına ve her bir bilirkişi için 750,00 TL ücret takdiriyle birlikte toplamda 2.250,00 TL olan bilirkişi ücretine karar verdiğini, davacının gerek dava masrafı gerekse de maluliyet raporu için muayene masrafını eşinden dostundan aldığı borç ile karşılamaya çalışmışken bu kez talep edilen 2.250 TL ücretin miktar olarak fazlalığı ve artık borç isteyecek kimsesi kalmaması sebebi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. Maddesi hükmüne dayanarak mahkemeden 16.11.2018 tarihinde adli yardım talep ettiklerini, davacının SGK, emniyet ve Takbis sorgulamasında üzerine kayıtlı bir malvarlığı bulunmadığını, maaş geliri de olmadığını, mahkemece adli yardım talebinin reddedildiğini, adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz ettiklerini ancak itirazlarının da reddedildiğini, dosyaya fakirlik belgesi, üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz olmadığına dair evrak, vergi mükellefi olmadığını gösterir yazı eklenmiş, uyap sisteminde görüldüğü üzere herhangi bir maaş gelirinin olmadığı da açıkken mahkeme HMK 336/2 de sayılı belgeleri sunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, adli yardım talebinin reddinin tamamen hukuka aykırı olup kişinin mağduriyetini gidermeye yönelik çabanın reddi anlamına geldiğini, kazaya kusuruyla sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü …’in 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/1022 E. 2018/1115 K. Sayılı dosyasında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği sabit olup cezalandırılmasına karar verildiğini, alınan adli tıp raporunda davacının 4 aylık iş göremezliği olduğu ve %2 maluliyetinin olduğunun tespit edildiğini, istinaf ve Yargıtay emsal uygulamasında asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği düşünüldüğünde yerel mahkemenin dosyadaki delil durumuna göre mevcut hali ile en kötü geçici iş görmezlik ve tedavi masrafları hakkında karar verebilme durumu varken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı yaya …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek davacı … ve kızı … için maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada davacının maluliyetinin belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından rapor alınmış, davacının kazaya bağlı özür oranının %1 olduğu, 4 ayda iyileşeceği belirlenmiştir.
Mahkemece kazaya karışan davalı sürücü ve davacı yayanın kusur oranlarının belirlenmesi, tazminat hesaplanması için 12.11.2018 tarihli duruşmada kusur durumunun tespiti, davacının talep edebileceği geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile SGK ödemesi dışında kalan ancak davacının tedavisi için zorunlu olan, tedavi giderlerinin belirlenmesi için 1 kusur, 1 aktüerya, 1 doktor bilirkişiden rapor alınmasına, davacı tarafa delil avansını yatırması için 2 haftalık süre verilmiş, davacı taraf adli yardım talebinde bulunmuş, mahkemece adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça karara itiraz edilmesi üzerine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/445 D. İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 06.05.2019 tarihli duruşmada “Bir önceki celse 2 nolu ara karar gereğince dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine, bilirkişi ücreti olarak toplam 2.250,00TL ücretin (bakiye delil avansı) yatırması için davacı vekiline son kez 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesinde vazgeçmiş sayılacağı, dosyanın mevcut hali ile karar verileceği hususu davacı vekilinin ihtarına (ihtarat yapıldı)” şeklinde kurulan arar karar ile gerekli masrafın yatırılması için avansının yatırması için iki haftalık kesin süre verilmiştir. Ancak bir önceki celse olan 11.02.2019 tarihli celse de bilirkişi raporu alınmasına dair ara karar bulunmadığı, 2 nolu ara kararın davalı tarafa tebliğe ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
HMK’nın 94. maddesi ile gereğince mahkemece kesin süreye ilişkin ara kararda; yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktar ücret yatırılacağının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması, özellikle tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukukî sonucun açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut delillere göre karar verilip, gerektiğinde ret kararı verilebileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekir. Bu durumda öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uymamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır.
Mahkemece 06.05.2019 tarihli duruşmada “bir önceki celse 2 nolu ara karar gereğince” denilerek toplam ücretin yatırılması için kesin süre verilmiş ise de, bilirkişilerin her biri için ayrı ayrı yatırılması gereken miktar açıklanmamış, geçen celse verilen arar karara atıf yapılmış ancak bir önceki oturumda bu yönde bir karar alınmadığı anlaşılmış olmasına göre davacı tarafa verilen sürenin usulüne uygun bir kesin süre olduğundan bahsedilemeyeceğinden ve ayrıca kesin süre içerisinde gerekli masrafların yatırılmaması halinde o delile dayanmış olmaktan vazgeçmiş sayılacağından dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna ve TBK.nın 50. Maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerekirken dosya yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.