Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/433 E. 2022/2054 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/433 – 2022/2054
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/433
KARAR NO : 2022/2054

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2016/360 Esas 2019/1031 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 20/12/2014 tarihinde davalı sigorta şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı …’nin sevk ve idaresindeki aracın, yolun karşısına geçmeye çalışan …’a çarparak hayatını kaybetmesine neden olduğunu Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında sanığın mahkumiyetine karar verildiğini, murisin ölümü ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını ve manevi yönden de zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş … ve kızı … için şimdilik 1.000’er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılardan müteveffanın çocukları … ve … için 10.000,00’er TL, davacı eş … ve kızı … için 20.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsilini talep etmiş, 04.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı eş yönünden destek tazminatı talebini toplam 17.057,00-TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Mevlana Bulvarında meydana gelen trafik kazasında murisin geçtiği yolun yaya trafiğine kapalı olduğunu, yakın yerde üst geçitte olduğunu, havanın karanlık olduğunu, davalı sürücünün mütevvefayı son anda fark edip frene bastığını buna rağmen talihsiz kazanın meydana geldiğini,müteveffanın asli kusurlu olduğunu, kişilerin kendi kusurlarından yararlanamayacaklarını belirterek maddi ve manevi tazminat davasının reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; 2918 sy nın 97. maddesindeki dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi takdirde de sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, ATK dan kusur raporu alınmasını ve davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/14 Esas sayılı dosyasında, sanık … hakkında taksirle ölüme sebep olmak suçundan mahkumiyet kararı verildiği, sanığın geçmişteki iyi hali nedeniyle HAGB’na karar verildiği, ceza dosyasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 07/12/2015 tarihli raporda, sanığın tali kusurlu, maktül yayanın da asli kusurlu bulunduğu, kaza tespit tutanağında da aynı şekilde sanığa tali kusur verildiği, TBK nun 74. maddesine göre ceza dosyasındaki kusur oranı hukuk hakimini bağlamaz ise de hukuk hakiminin ceza dosyasındaki maddi olgularla bağlı olduğu, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden ve itiraz üzerine İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporlarda, müteveffanın %85 oranında, sürücü …’nin %15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacıların zararının tespiti için aktüer bilirkişiden rapor alındığı, aktüer bilirkişiden alınan raporda destek payları ve sürelerinin usulüne uygun olarak belirlendiği, kusur durumuna göre davacı eş için 17.057,66-TL tazminat hesaplandığı, … reşit olduğundan ve destek süresi geçmiş olduğundan tazminat hesabı yapılmadığı, bu hesaplamanın Yargıtay kararları ve kanuna uygun olduğunun kabul edildiği, manevi tazminat bakımından ise; davacı …’ın eşini kaybettiği, desteğin olayda %85 kusurlu olduğu, manevi tazminatın tayinin de kusur durumu bir belirleyici ise de bunun yanında paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumlar, yakınlık derecesi gibi etmenlerin de olduğu, dava dilekçesinde davacı eş ve kızı Deniz için 20.000’er TL talep edildiği, kusur durumu tazminatı belirlemede tek başına belirleyici olmadığından diğer hususlarda gözetilerek davacı eş için 10.000,00-TL, davacılar … (1971 doğumlu) ve … (1973 doğumlu) ölenin çocukları olup dava dilekçesinde 10.000,00’er TL tazminat talep edildiği, davacı … (1978 doğumlu) için müteveffa ile aynı evde yaşadığı belirtilerek diğer kardeşlerden daha fazla manevi tazminat talep edilmiş ise de, çocukların hepsinin aynı derecede üzüntü duydukları, babalarına aynı derecede yakın oldukları buna göre aynı miktarda tazminat vermenin uygun olacağı düşünülerek çocuklar için 7.000,00’er TL tazminata hükmedilmesi gerektiği, haksız fiil faili olan sürücü bakımından temerrüt tarihinin kaza tarihi, davalı sigorta şirketi bakımından dava açılmadan önce başvuru olmadığından dava tarihi kabul edildiği, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan her bir davacı lehine ve aleyhine maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edildiği gerekçesiyle davacı … bakımından 17.057,00-TL maddi tazminatın davalı …’den 20/12/2014 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden 18/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … için talep edilen maddi tazminat talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı eş … için 10.000,00-TL, davacılar …, … ve … için 7.000’er TL manevi tazminatın 20/12/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Kısmen kabul edilen manevi giderim miktarları yönünden kararın yerinde olmadığı kanısında olduklarını, murisin kızı …’ın babası ile birlikte yaşadığını, her ne kadar kendisi çalışıyor olsa da, emekli maaşı alan murisin yaşadığı eve maddi katkısı olduğunu, buna karşın bilirkişi tarafından davacı …’in ölüm tarihindeki yaşı ve çalışıp gelir elde ettiği gerekçe gösterilerek destekten yoksun kalma giderimi hesaplanmadığını, bu olgunun ilk derece mahkemesi tarafından da kabul edilerek davacı …’ın destekten yoksun kalma gideriminin reddedildiğini, kararın 1/b hükmünün kaldırılarak, … için destekten yoksun kalma giderimi hesaplanıp karar altına alınması, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak talep gibi karar verilmesini istediklerini, hükmedilen manevi giderim miktarlarının çok çok az olduğunu, davacı eş … için 10.000,00-TL, çocukları olan diğer davacıların her biri için de 7.000,00-TL manevi giderime hükmedildiğini, ancak reddedilen kısım gözetilerek her bir davacının davalıya 2.725,00-TL vekalet ücreti ödemesine de hükmedildiğini, böylece reelde davacı eş için 7.275,00-TL. çocukların her biri için de 4.275,00-TL. giderimin söz konusu olduğunu, apansız yitirilen bir can, eş, babanın söz konusu olduğunu, dava dilekçesindeki tazminat miktarlarının zaten makul olduğunu, manevi giderim miktarlarının bu kadar az belirlenmesinin yerinde olmdığını, davacı …’in, muris bırakanla aynı evde yaşayan çocuğu olduğunu, babasıyla ilişkilerinin her gün bir arada olmalarından dolayı daha yakın olduğunu, bu yüzden … için 20.000,00-TL manevi giderim istendiğini, mahkemece çocukların hepsinin aynı derece üzüntü duydukları, babalarına aynı derecede yakın oldukları varsayılarak her biri için 7.000,00-TL manevi giderime hükmedildiğini, kararın bu yönden de yerinde olmadığını, bir arada yaşayan, beklenmedik bir anda, acı bir olayla babasını kaybettikten sonra aynı eve dönüp, odasını, eşyasını görerek acısı katlanan evlatla, uzakta olup, sevgi ve ilgilerini eksik etmeseler de yüz yüze, yılda birkaç kez görüşen evladın acısının bir tutulmaması gerektiğini, sembolik de olsa diğerlerinden biraz daha fazla giderime hükmedilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, tarafların mali ve sosyal durumları, kaybın yakınlık derecesi dışında, yargılamanın üç yılı aşkın sürdüğü, paranın alım gücündeki azalma, manevi giderim düzenlemelerinde Yasa koyucu tarafından gözetilen tatmin – caydırıcılık dengesi gibi unsurlar da dikkate alınarak; dava dilekçesindeki talepleri gibi kabul kararı verilmesini istediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2015/14 Esas ve 2016/138 Karar sayılı dosyasında yapılan ceza yargılaması ile müteveffanın asli kusurlu tespit edildiğini, akabinde iş bu tazminat dosyasında yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, rapora göre müteveffanın, ilk geçiş hakkına haiz aracın geçmesini beklemeden kontrolsüzce geçiş sağlamış olup tedbirsiz, dikkatsiz ve kural dışı hareketinden dolayı %85 oranında ve asli kusurlu olduğunu, tazminat belirlenmesinde esas olan temel ölçütlerin en önemlisinin kusur olduğunu, müteveffa asli kusurlu olarak tespit edilmesine rağmen manevi tazminat miktarında, belirlenen kusur oranının dikkate alınmadığını, manevi tazminatın oluşan haksız fiil sonrasındaki yaşanan acının ekonomik ödemelerle kısmen de olsa giderilmesi ilkesine dayandığını, mahkemece belirlenen bedelin yaşanan duruma uygun olmayıp davacıların müteveffanın kusurundan faydalanarak sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını,
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/832 Esas ve 2017/1173 Karar sayılı dosyası, iş bu dosya ile aynı konulu olup verilen kararın istinaf incelemesi sonucu davalı lehine kaldırıldığını ve kararın kesinleştiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2018/1634 Esas 29.11.2019 tarih ve 2019/2041 Karar sayılı ilamına göre tam kusurlu olan davalı aleyhine, kusursuz davacılar lehine verilen manevi tazminatın; eşi M.G için 30.000-TL, kızı R.G için 10.000-TL, kızı S.G. için 10.000-TL, oğlu E.G. için 10.000-TL, oğlu A.G için 10.000-TL olarak belirlendiğini, iş bu davada ise; %85 asli kusurlu olan müteveffanın yakınları lehine verilen manevi tazminatın; eşi … için 10.000-TL, oğlu … için 7.000-TL, oğlu … için 7.000-TL, kızı … için 7.000-TL olarak belirlendiğini, iş bu dosya ile aynı konulu emsal kararda, davalı tam kusurlu olmasına rağmen her bir çocuk için belirlenen miktar 10.000-TL olup yargılama konusu dosyada ise davalı tali ve %15 kusurlu olmasına rağmen her bir çocuk için hükmedilen miktarın 7.000-TL olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca tazminat belirlemesinde gözetilecek diğer hususların da benzer olup benzer özellikteki olaylar karşısında verilen yargı kararları arasında çelişki olmasının hukuka güven ilkesini de zedelediğini, davalının aşırı hız, alkol, kural ihlali gibi hukuka aykırı bir davranışının olmadığı, meydana gelen kazada müteveffanın asli kusurlu olduğu ve kusur oranı göz önünde bulundurulduğunda Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu, davacıları sebepsiz zenginleştirecek nitelikte bulunduğunu,
Müteveffanın eşi için hükmedilen 17.057,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffanın %85 asli kusuru ile sebep olduğu kaza sonucunda davalının sorumluluğuna gidilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Borçlar Kanunu 52. maddesinde; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” denildiğini, mahkemece verilen kararda davalının tali kusurlu olduğu ve ilgili kanun maddesinin gözetilmediğini, kaldı ki, müteveffanın eşi …’ın 1949 doğumlu ve emekli olduğunu, sadece müteveffanın eşi olması ve birlikte oturma olgusu ile hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı …’in Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen destek alma yaşını geçmiş olması ve kendisinin de gelir getiren bir işte çalıştığının anlaşılması sebebiyle destek tazminatı talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamıştır (Yargıtay 17. HD’nin 15.11.2018 tarih,2016/6744 Esas – 2018/10755 Karar Sayılı ilamı).
Müteveffa eşinin ölümü nedeniyle davacı eş için destekten yoksun kalma şartlarının oluşması nedeniyle davacı eş lehine destek tazminatına hükmedilmesinde usulsüzlük bulunmamıştır.
KTT, ceza yargılamasında İstanbul ATK’dan alınan kusur raporu, iş bu tazminat dosyasında Ankara ATK ve İstanbul ATK’dan alınan kusura ilişkin raporlarda aynı trafik kuralları ihlali nedeniyle kazanın oluşumunda davalının tali (%15), müteveffanın asli ve %85 oranında kusurlu oldukları belirlenmiş, kusur durumu dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olup, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Olayda tali oranda dahi kusurlu bulunması halinde davalı sürücü aleyhine tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmaması, manevi tazminat takdirinde her olayın kendine özgü özel şartlarının bulunması, hakimlerin dosyanın özelliğini, kusur durumunu, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, destek ve destekten yoksun kalanların yaşları,özel durumlar ve SED vb. gibi pek çok durumu birlikte göz önünde tutarak manevi tazminat miktarlarını takdir etmekle yükümlü olmaları, bu nedenle çok istisnai haller dışında tıpa tıp benzer durumun mümkün olmaması, davacıların elim kaza sonucu eş ve babaları olan müteveffayı kaybetmeleri, davalı tarafın olayda tali, müteveffanın asli oranda kusurlu olması, davacılar ile müteveffanın yakınlığı, davacı eşi ve müteveffanın olay tarihindeki yaşları, hayat arkadaşı olmaları, bu yaşlarda en çok birbirlerinin manevi desteğine ihtiyaç duymaları, diğer davacı çocuklar reşit olsalar dahi gerçekleşen kaza sonucu babalarını kaybetmiş olmaları, müteveffanın açık kafa kemik kırıkları ve beyin hasarı neticesi ölümü göz önüne alındığında, davacı taraf lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının kazanın oluş şekli, kaza tarihi, davacıların ve desteğin yaşları, kusur durumu, davacıların hayatta en yakınları olan eş ve babalarını kaybetmeleri nedeniyle yaşadıkları ve ömür boyu hissedecekleri elem, üzüntü, ıstırap, keder, acı, özlem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, ceza ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacının güdülmemesi, caydırıcı olması, özendirici olmaması, 22.06.1966 tarih, 1966/ 7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri gözetilerek tayin ve takdir edilmiş olması, davanın kabul-red miktarları gözetilerek taraflar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi, yargılama giderlerinin paylaştırılması ve mahkemenin gerekçesine göre davacılar vekili ile davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 80.70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54.40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26.30-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …’den alınması gereken 3.282,77-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 655.69-TL ve 165.00-TL harçların mahsubu ile bakiye 2.462,08-TL harcın adı geçen davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf talebinde bulunan davacılar ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 14.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.