Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/432 E. 2022/1732 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/432 – 2022/1732
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/432
KARAR NO : 2022/1732

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2017/278 Esas 2019/1350 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/09/2016 günü sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … ili … İlçesi … mahallesi mevkiinde … caddesi üzerinde seyir halinde iken, yaya konumundaki müvekkili …’e çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkilinin ağır yaralanması ile geçici/kalıcı işgücü kaybının meydana geldiğini, savcılıktan istenecek soruşturma evrakında da anlaşılacağı üzere … plakalı araç sürücüsü …’nın kusurlu olduğunu, aracın davalı tarafından sigortalandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı işgücü kaybı için 100,00-TL, geçici olarak iş göremez olduğu dönem için bakıcı gideri olarak 100,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 04/09/2016 – 04/09/2017 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, müvekkili şirketin Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti sakatlanma ve ölüm kişi başına 310.000,00-TL ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusur ve zararının kanıtlanması gerektiğini, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik ve bakıcı bedelinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin bu giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hesaplama yapılacak ise TRH 2010 tablosuna göre yapılmasının gerektiğini, müvekkili şirketin ancak yasal faizle sorumlu tutulabileceğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu, davacı tarafın gerekli belgeyi ibraz etmediğinden temerrüdün oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kullandığı aracın davacıya çarparak trafik kazasına neden olduğu, davaya konu kaza nedeniyle … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 19/01/2019 tarihli rapora göre davacının vücut çalışma gücünden yüzde 57 oranında kaybettiği, bakıcıya muhtaç kaldığı sürenin ve iyileşme süresinin ise 9 ay olduğunun tespit edildiği, aksine bir bilgi-belge bulunmadığından davacının kazancının asgari ücret olduğu, bilindiği üzere sigorta genel şartlarında bakıcı giderinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında yer aldığı, geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminatın ise kaza tarihi itibarıyla sigorta genel şartlarının A.5. maddesi gereği davalıdan talep edilemeyeceği, yukarıda belirtilen tüm olgular değerlendirilerek aldırılan yargısal denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan 51.478,14-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı ve 3.080,11-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 54.558,25-TL maddi tazminat talep hakkı bulunduğu, geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat talebinin ise reddi gerektiği, davalı tarafın dava açılmadan önce 17/03/2017 tarihi itibarıyla temerrüde düşürüldüğü, sigortalı aracın kullanım amacı ve cinsi gereği tespit edilen tutara avans faizi işletileceği ve davanın niteliği gereği belirsiz alacak davası olduğu gerekçesiyle, davanın KISMEN KABULÜ ile; 51.478,14-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı ve 3.080,11-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 54.558,25-TL maddi tazminatın 17/03/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte (davalının sigorta poliçesinde belirtilen miktarla sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde, sigorta şirketine başvuru koşulları yerine getirilmediğinden, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, eksik evrakla başvuru yapıldığını, yerel mahkemece alınan maluliyet raporunun, yönetmelikte belirtilen forma uygun şekilde hazırlanmadığını ve heyetin yönetmelikte belirtilen uzmanlardan oluşmadığını, kusur oranına itiraz ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, ceza soruşturmasında alınan kusur raporunda davacının kusurlu olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, çelişkinin giderilmediğini, bakıcı giderinin teminat kapsamında bulunmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak 19/3/2017 olarak belirlendiğini, eksik evrakla başvurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
Kural olarak davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, bakıcı gideri ve geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin bakıcı ve geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve bakıcı gideri ile geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde bakacı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) göre kural olarak davalı sigorta şirketi bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumludur.
6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sy. BK.53) maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ile gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de sanığın isnad edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka aykırılığını ve failiyle belirlenen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır. (YHGK’nun 6.2.2002 gün ve 2002/19-16 E.-19-16 K 47 K., YHGK’nun 25.2.2004 gün ve 2004/11-115 E.,-108 K., Y.17.H.D’nin 21.02.2011 gün ve 2013/12032, 2010/7775 E, 2011/1428 K., Y.17.H.D’nin 02.02.2010 gün ve 2009/9084 E, 2010/685 ……vs.) Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ise hukuk hakimini bağlamaz ve TBK 74. maddesi anlamında maddi olayın bu şekilde gerçekleştiği anlamına da gelmez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11.09.2013 tarih ve 2013/11510 Esas, 2013/12032 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun oluşa uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde davalının temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda davacı yaralanması nedeniyle talep ettiği tazminat hesabına esas maluliyet raporu olmadan sigorta şirketi davalıya eksik evrak ile müracaat ettiğinden, davadan önce davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının temerrüdü açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, 17/3/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile, davacı lehine hükmedilen tazminata işleyecek faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davalı yönünden kaldırılmasına, mahkemece davacı lehine hükmedilen tazminatın faiz başlangıcının “05/04/2017 dava tarihi” olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin yasal şartları taşımayan ve süresinde olmayan istinaf talebinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
II-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 26/12/2019 tarih, 2017/278 Esas – 2019/1350 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-51.478,14-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı ve 3.080,11-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 54.558,25-TL maddi tazminatın 05/04/2017 dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte (davalının sigorta poliçesinde belirtilen miktarla sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 3.726,87-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.695,47-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 6.351,41-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 196,18-TL ıslah harcı toplamı 263,58-TL ile,
Davacı tarafından yapılan posta masrafları toplamı 243,90-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.243,90-TL’nin kabul red/oranına göre 1.177,42-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 32,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
V-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VI-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.