Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/409 E. 2022/1947 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı d davacı vekili ve davalı …. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … idaresindeki, işleteni diğer davalı … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. olan ve diğer davalı ….’ne ZMSS poliçesiyle sigortalı olan araçla, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu …plakalı otobüsün karıştıkları trafik kazasında davacının yaralandığını, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs sürücüsünün kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun olmadığını, davalı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tüm davalılardan davalı … şirketi için dava tarihinden itibaren, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL sürekli iş göremezlik ve 100,00-TL bakıcı ve bakım gideri ile davalılar … ve … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 10.06.2019 tarihli ıslah dilekçesinde geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatlarını 68.137,77-TL daha arttırarak, toplam 68.337,77-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile dava dilekçesi ile talep ettikleri 100-TL bakıcı ve bakım gideri alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Otobüste bulunan 31 yolcunun talimatla ifadelerinin alındığını ve hiçbirinin de kazanın nasıl meydana geldiğini izah edemediğini, otobüs sürücüsünün, davalının kullanmakta olduğu vasıtayı birdenbire sollaması, aniden önüne geçmesi ve manevra kabiliyetini kaybetmesi nedeniyle davalının üzerine düşen tüm çabayı sarfetmesine rağmen kazanın meydana geldiğini, olay yerini gösterir kamera kayıtları incelendiğinde de haklı olduğunun anlaşılacağını, iddianamede takograf kayıtlarına göre kendi yönetimindeki araç hızının 126 km/h, Otobüs hızının ise 80 km/h olduğunun belirtildiğini, kolluk kuvvetlerince takograf okunmadan belirtilen bu değerlerin kabul edilir olmadığını, kendi idaresindeki aracın 120 km/h’e ulaştığında hız kestiğini ve otomatik olarak motor freni yapmakta olduğunu, dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde kendisinin değil kendi önüne hatalı manevra yapan otobüs sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; Davalı … yönetimindeki aracın davalı … şirketi nezdinde ZMMS (Trafik) poliçesiyle sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … … Nak. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu kazanın Ankara’da meydana gelmediğini, mahkemenin yetkili olmadığını, HMK 6. maddesi gereği yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 18.10.2015 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu otobüs ile davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davalı … … … Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu, davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının %17 malul olacak şekilde yaralandığı, kaza nedeniyle tıbbi iyileşme süresinin 1.5 ay olduğu bu durumda davacının hem kalıcı maluliyete ilişkin zararını hem de geçici iş göremezliğe ilişkin zararını davalılardan isteyebileceği, her iki zararın da ayrı ayrı teminat kapsamına alındığı, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, alınan bilirkişi raporunun; mahkememizce kabul edilen maddi olgulara ve kanıtlara dayandığı, objektif ve bilimsel nitelikte bulunduğu, hüküm kurmaya elverişli olduğu, ayrıca davacının manevi tazminat talebi yönünden tarafların kusur durumu, kaza tarihine göre paranın alım gücü, duyulan veya duyulacak elem ve acı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu değerlendirilerek manevi tazminat takdir edildiğinden bahisle davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, 1.365,65-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 66.972,12-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 68.337,77-TL’nin davalı …. yönünden 21.03.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, davalı … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı … yönünden kaza tarihi olan 18.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin maddi tazminata ilişkin kararının usul ve yasaya uygun ve yerinde olduğunu, dosya kapsamında ki tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş derecede az olduğunu, TBK’nın 56. maddesine göre, bu miktarın belirlenmesinde somut olayın özelliklerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, somut olayın özellikleri kapsamında; manevi acının ve ihlalin türü ve ağırlığı, ihlalin etkisinin süresi ve yoğunluğu, zarar görenin sosyal yaşama katılma yeteneğinin olumsuz yönde etkilenme derecesi,çalışma gücünün ve dış görünüşün zarar görmesi, sorumlu kişinin kusurunun derecesi, zarar görenin olası kusurunun ağırlığı gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiğini (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/05/2015 tarih 2014/751 Esas 2015/7741 Karar sayılı kararı), kazanın oluşumunda davacının kusursuz olduğunu, hiçbir kusuru olmamasına karşın kazada gerek maddi gerekse manevi zarar gördüğünü, vücudunun önemli bölümleri olan omuriliğinde ve yan bağlarında kırıklar meydana geldiğini, uzunca bir süre yatağa bağımlı halde yaşamak durumunda kaldığını, bu süreçte bakıma muhtaç durumda olduğundan günlük sıradan yaşamsal faaliyetlerini dahi ailesinin desteğiyle sürdürdüğünü, omuriliğindeki kırık nedeniyle oturmakta dahi güçlük çektiğini, uzunca bir süre ortopedik destekler ve çelik bel korseleri ile yaşamını sürdürmek durumunda kaldığını, ailesinin bu süreç zarfında maddi manevi sürekli yanında olduğunu, ancak kusurunun olmadığı bir kaza neticesinde bu duruma düşmüş olmasının, ailesini de acı ve elem içerisinde bıraktığını, kazanın davacı bünyesinde bırakmış olduğu hasarların kalıcılığının durumu daha da ağırlaştırdığını, manevi tazminatın diğer tazminat türlerinden farklı olarak amacının zarara uğrayanın manevi huzura ulaşmasını sağlamak olduğunu, bu nedenle manevi tazminatın belirlenmesinde olayın özellikleri dikkate alınarak, adalete ve hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın manevi tatmin duygusunu uyandırmaktan uzak ve tam kusurlu olan davalılarda caydırıcılık oluşturmaya yetecek miktarda olmadığını, fahiş derecede düşük olduğunu, davacının hayatı boyunca kazanın vücudunda bırakmış olduğu engel durumundan ötürü mağdur durumda olacağını, sıradan işlerini yaparken dahi bunun etkisini hep hissedeceğini, günlük yaşamında çevresindeki insanların kolaylıkla yapabildiği işleri kendisinin yapamadığı gerçeğiyle yüzleştiğinde bu durumun ona üzüntü vereceğini, manevi anlamda yaralanmasına ve kendisini eksik hissetmesine sebep olacağını, maddi ve manevi olarak büyük zararlar gördüğünü, derin üzüntü ve hezeyanlara maruz kaldığını, manevi acı dolu günler geçirdiğini, … için takdir edilen 5.000.00-TL manevi tazminatın yerleşmiş yargıtay içtihatlarına, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; Poliçe ve kaza tarihinin 01.06.2015 tarihli genel şart değişikliğinden sonra olduğu dikkate alındığında, Sağlık Kurulu raporunda özürlülük oranına göre tespit yapılması gerekirken, meslekten kazanma gücü kaybı oranı baz alınarak maluliyet tespit edilmesinin hatalı olduğunu, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre (kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ây boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, bu nedenle davacıda özürlülük oranı belirlenmişse de kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi, yönetmelikte belirlenen özürlülük oranı cetvellerinin değerlendirilmesi sonucu maluliyet oranının tespiti gerektiğini, maluliyet raporunu bu nedenle kabul etmediklerini (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2048/1080 Esas – 2018/776 Karar sayılı 12.07.2018 tarihli ilamı), davalı şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik gideri, geçici bakıcı gideri ile tedavi masraflarının sosyal güvenlik kurumunun sorumluluğunda olduğunu, trafik kazalarından kaynaklanan bu taleplerin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, 6704 sayılı Kanun ile Karayolları Trafik Kanunu’nun|92. maddesine yeni bentler eklendiğini, ZMMS Genel Şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin trafik sigortası kapsamı dışında bırakıldığını, bu taleplerin sağlık giderleri kapsamında olduğunu ve SGK’dan talep edilmesi gerektiğini (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 23.09.2013 tarihli 2013/13820 Esas – 2013/16321 Karar sayılı kararı), sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve ….. Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, dolayısıyla KTK 98. maddesi ve 6111 sayılı yasanın geçici 1. maddesi kapsamında davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığını, gerek Karayolları Trafik Kanunu gerekse poliçe genel ve özel şartları uyarınca davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı, geçiği bakıcı giderleri ile tedavi giderleri bakımından sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi,dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici, sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının yolcu konumunda olduğu otobüse, davalı tarafın araç işleteni, sürücüsü ve ZMMS şirketi olduğu çekici aracın çarpması sonucu davacının yaralanıp malul kaldığını, bir başkasının bakımına muhtaç hale geldiğini, davalı sürücünün olayda kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 100,00’er TL geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 300,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü ve işleteni olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 10.06.2019 tarihli bedel artırım dilekçesinde 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatını toplam 1.365,65-TL’sına, 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatını toplam 66.972,12-TL’sına yükseltmiş, toplam 68.337,77-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100,00-TL bakıcı gideri alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yargılama sonunda mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, 1.365,65-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 66.972,12-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 68.337,77-TL’nin davalı …. 21.03.2016 dava tarihinden, davalı … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve davalı … 18.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00-TL manevi tazminatın 18.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … … … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin reddine şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince bir davada talep sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, yine HMK. 297/c maddesi gereğince hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; mahkemece her ne kadar maddi tazminat davasının kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatları toplamı olan 68.337,77-TL’nin davalı taraftan tahsiline karar verilmiş ise de; davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği ve bedel artırım dilekçesinde de açıkça belirttiği bakıcı gideri talebi hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Bu hali ile verilen karar HMK’nin 297/2. maddesine uygun değildir. Zira tarafların her talebi yönünden mahkemece değerlendirme yapılarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla davacı vekili ile davalı …. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının hükmün HMK’nun 297. maddesine uygun kurulmamış olması nedeniyle kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek sonucuna göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … … vekili ile davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15.10.2019 tarihli 2016/258 Esas – 2019/823 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yatırılan 54.40-TL maktu, davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 4.623,75-TL nispi ve 44.40-TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflara iadesine,
3-Davacı ve davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek hükümde ayrı ayrı gözetilmesine,
4-Davalı … şirketince yatırılan 250.00-TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı … şirketine iadesine,
5-Ankara 30. İcra Dairesinin 2019/17190 sayılı dosyasına yatırılan 140.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.