Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/403 E. 2022/1904 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/403 – 2022/1904
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/403
KARAR NO : 2022/1904

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI : 2019/84 Esas 2019/730 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 23/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/10/2022

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı … Genel Müdürlüğü vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının 20.06.2015 tarihinde yolcu olarak binmiş olduğu davalı … yolcu otobüsünde, meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazası sonucu yaralandığını, özellikle yüzünde sabit iz bırakacak nitelikte yaralar meydana geldiğini, estetik ameliyat olmak zorunda kaldığını, psikiyatri servisinde tedavi gördüğünü, otobüsün sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalılar için olay tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi yürütülmek suretiyle, davacının rutin tedavi harcamaları için 50,00-TL’nin davalı SGK’dan, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar için 50,00-TL, yol ve ulaşım harcamaları için 50,00-TL, estetik ameliyat gideri için 50,00-TL’nin diğer davalılardan tahsilini, 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı SGK ve sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 04/09/2019 tarihli artırım dilekçesi ile yol ve ulaşım harcamaları için 50,00-TL olan talebini 100,00-TL’ye, estetik ameliyat gideri için 50,00-TL olan talebini 4.500,00TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … vekili; Olay hizmet sağlayıcının taşımasından kaynaklandığından 6502 sayılı yasanın 3/1 ve 73. maddeleri uyarınca davaya bakmakla Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğunu, kazanın davalının tüm dikkat ve ihtimamı göstermesine rağmen yol kusuru sebebiyle meydana geldiğini, davalının kusursuz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, trafik kazasından meydana gelen zararların SGK tarafından karşılanması sebebiyle davalıdan talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, davacının kaza sebebiyle geçici ya da kalıcı iş göremezlik zararı ya da ekonomik geleceğinin zarar görmesi şeklinde soyut bir zararı bulunmadığını, yol ve ulaşım giderini faturalandırması gerektiğini, yine estetik ameliyat giderinin de davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından talep edilen tüm bu zararların ZMSS kapsamında sigorta şirketinden karşılanması gereken masraflar olduğunu, davacı tarafından istenen manevi tazminatın, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olma ve zenginleşme aracı olmama şartlarını taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili; … İşletme Müessesesinin, davalı şirket tarafından Muhtelif Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kazanın yolcu taşıması sırasında meydana geldiğinden cihetle davacının zararının öncelikle, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasından karşılanması gerektiğini, karayolu taşıması sırasında yolculara yönelik olarak meydana gelen zararlarda sigortacılar açısından, müteselsil değil, sıralı sorumluluk öngörüldüğünü, taşımacılık sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 s. KTK’ya göre yapılması zorunlu trafik sigortasına müracaat edilmesi gerektiğini (4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu m. 19/III), Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin teminatının tükenmesi halinde Muhtelif Sorumluluk Sigorta Poliçesi’nin sorumluluğuna gidilebileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu,davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişen 98. maddesindeki trafik kazalarındaki acil sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağı hükmü nedeni ile tedavi masraflarından SGK’nun sorumlu olduğunu, avans faizi talebinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili; Söz konusu trafik kazasından dolayı otobüsü kullanan şoförün herhangi bir kusurunun olmadığını, şoförün kusurlu olması halinde dahi davalı Kuruluşun sorumluluğu bulunmadığını, davacının istediği tazminatların fahiş olduğunu, kazaya karışan aracın… Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigorta şirketinin tüm tazminatlardan sorumlu olduğunu, mahkemece davacının… Sigortadan almış olduğu tazminatların da göz önüne alınması gerektiğini, manevi tazminatın olayın meydana gelişi, tarafların kusur oranları, sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek verilmesi ve yasal faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak, davanın aracı kullanan şoförün elemanı olduğu … A.Ş.’ne ihbarını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı …vekili; Davalı ile … arasında imzalanan Götürü Bedel Üzerinden Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi ve Usul Esasları hükümlerine göre, bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavilerinin yürütüldüğünü ve ödemelerin Bakanlığa götürü bedel üzerinden yapıldığını, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin bir kayıt bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, dosya içerisinde toplanan deliller, kaza tutanağı, hastane kayıtları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın meydana geliş şekli, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davalılardan sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, işletenin davalı … Genel Müdürlüğü, sürücüsünün davalı … olduğu otobüsün yaptığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, kaza nedeniyle yüzünde sabit iz kaldığı, alınan bilirkişi raporuna göre, davacının yüzündeki yara izlerine 5 seans bölgesel fraksiyonel veya erbiyum çalışma yapılarak yara izlerinin daha az görünür hale getirilebileceği, ancak bu yöntemle iyi sonuç alınamayabileceği, tüm yüze 3 seans fraksiyonel lazer uygulaması ve daha sonra yara izi içine hyaluronik asit dolgu yapılmasının daha uygun olacağı, maliyetinin takriben 4.500,00-TL olduğu, ulaşım giderinin 100,00-TL olduğu, davacının tedavi giderine ilişkin …tarafından ödenmesi gereken bir meblağın bulunmadığı, davacının SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan tedavi giderine ilişkin zararının 4.600,00-TL olduğu, davacının öğrenci olup ekonomik geleceğinin sarsıldığına dair somut bir delil ibraz edilemediği, davalı sigorta daha önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği, kaza tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, yaralanmanın mahiyeti oluşan elem ve üzüntü nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile, davacının maddi tazminat istemlerine yönelik talepleri yönünden 4.500,00-TL estetik ameliyat gideri, 100,00-TL yol ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 4.600,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden 30/12/2015 dava tarihinden, davalılar … Genel Müdürlüğü ve … yönünden 20/06/2015 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar… Anonim Sigorta, … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sair maddi tazminat talepleri ile davalı SGK’ya yönelik davasının reddine, davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak: 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/06/2015 tarihinden itibaren davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili ile … Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde; 6111 sy kanun kapsamında trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri ve estetik ameliyatı gideri taleplerinin trafik poliçesi teminatında olmadığını, SGK’nın genelgelerinde dahi yol, muayene, refakatçi vs. tüm masrafların kendi sorumluluklarında olduğunun açıkça kabul edildiğini, davalı şirketin bu tedavi giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını,
Dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, talebin iş göremezlik değil, fatura tutarı olduğunu, yapılan masraflar adi alacak talebi olup 2 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, mahkemece zamanaşımı itirazlarının kabul edilmediğini,
Dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, ticari iş niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin de reddi gerektiğini (Yargıtay 17. HD 2011/7758 Esas 2012/6081 Karar Sayılı 11.05.2012 tarihli ilamı),
Davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresinin, olay tarihinden itibaren değil; delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün davalı şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını,Yargıtay yerleşik içtihatları ve Muhtelif Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta Şirketinin temerrüdünün gerçekleşmediğini, kararda davalı şirket aleyhine olay tarihinden itibaren faize hükmolunduğunu, bu yönüyle usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması gerektiğini,
Tazminat sorumluluğunun tespiti için kusur raporu alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, kusura ilişkin bilirkişi raporu alınmaksızın hüküm kurulmasının doğru olmadığını, kusur durumu tespit edilmeden tazminat raporu hazırlanmasının hukuka aykırı olduğunu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.11.2013 tarihli 2013/17-72 Esas 2013/1558 Karar sayılı kararı), sigortalı araç sürücüsüne dava konusu kazada kusur atfedilemeyeceğinden, davalı şirketin sorumluluğunun bulunmayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davalı yapılan hesaba göre ödemede bulunsa dahi, müteveffanın kusuruna düşen kısım için davacılara rücu edeceğini, davalı şirket sorumluluğundan fazlasına düşen tutardan sorumlu olmayacağından harç ve yargılama giderinin de yine davayı kabul etmemekle birlikte; maddi tazminat ve manevi tazminat tutarları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, gerekçeli kararda davalı şirket yalnızca maddi tazminattan sorumlu olmasına rağmen harç ve yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulduğundan kararın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; Kazanın meydana gelmesinde kusur ve sorumlulukları bulunmadığını, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davalı genel müdürlük 4325 ve 5393 Sayılı yasalarla oluşmuş, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na bağlı tüzel kişi olduğundan, iş bu dava konusu kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğu olmadığını, dava konusu kazaya karışan araç her ne kadar davalı kuruluşa ait ise de araç sürücüsü …’in kuruluşun hizmet alımı yaptığı … A.Ş. bünyesinde çalıştığını, aracın kaza esnasında … tarafından işletildiğini, davalı şirketin aracın sadece maliki konumunda olduğunu, kazanın aracın sevk ve idaresi …’de iken gerçekleştiğini, … … A.Ş. bünyesinde çalıştığından davalının iş bu davanın husumet tarafı olmadığını, hükme esas alınan kusur oranlarını kabul etmediklerini,
Davalı Kuruluşa ait aracın sürücüsü … gerekli tüm tedbir ve önlemeleri aldığı halde bu elim kazanın meydana geldiğini, aracın sürücüsü …’in kusursuz olduğunu, Aracın genişletilmiş üçüncü şahıs ve artan mesuliyet poliçesi ile teminat altına alınmış olduğundan davacının sigorta şirketine başvurması gerektiğini, öncelikli olarak sigortaya müracaat zorunlu dava şartı olduğundan, davacı tarafça dava şartı sağlanamadığından davanın usulden reddi gerektiğini, karayollarında meydana gelen trafik kazalarında tazminat bedellerinin aracı sigortalayan sigorta şirketi tarafından ödendiğini, davacı tarafın maddi manevi tüm tazminat taleplerini davalı Kuruluşa değil aracı sigortalayan… Sigorta A.Ş’ne yöneltmesi gerektiğini (2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 99), Karayollarında gerçekleşen maddi manevi zarar meydana getiren kazalar neticesinde, kaza nedeniyle zararı doğmuş olan kişilerin KTK’nın maddi manevi tazminat başlığı altında düzenlenen 90. maddesi ve tazminat ve giderlerin ödenmesi başlığı altında düzenlenen 99. maddesi uyarınca doğmuş olan zararlarının tazmini için sigorta şirketlerine başvurmaları gerektiğini, belirlenen tazminat tutarı kabul edilmemekle beraber hükmedilen bedel ZMSS ve Ferdi Kaza Sigortası poliçesi teminat tutarının altında olduğundan davacının herhangi bir zararı doğmuş ise bu zararın sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini,
Davalı Kuruluş ve … aleyhine müştereken ve müteselsilen manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Skar Revizyonu Operasyonu Genel Sağlık Sigortası kapsamında olduğundan maddi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma Uygulama Merkezi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Polikliniğinin 28.03.2018 tarihli raporunda; herhangi bir operasyon önerilmediğinin, yapılabilecek skar revizyonu operasyonu, Genel Sağlık Sigortası kapsamında olduğundan herhangi bir maliyetinin söz konusu olmadığının, mevcut yara izlerinin laser ile tedavi imkânının bulunup, bulunmadığı hususunda bu tedavinin yapıldığı merkezden görüş alınabileceğinin belirtildiğini, alınan bilgiye göre davacının 5 seans bölgesel fraksiyonel veya erbiyum çalışma yapılarak yara izlerinin daha az görünür hale getirebileceği, ancak bu yöntemle iyi sonuç alınamayabileceği, tüm yüze 3 seans fraksiyonel lazer uygulaması ve daha sonra yara izi içine hyaluranik asit dolgu yapılmasının daha uygun olacağı; maliyetinin takriben 4.500,00-TL olacağının bildirildiğini, bu şekilde varsayıma dayalı yapılan bir hesaplamayla hükmedilen tazminat miktarını kabul etmediklerini, davacı yanca, dava dosyasına (tarafımızca hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber) …tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir makbuz, fiş, fatura vezne alındısı gibi herhangi bir belge sunulamadığını, davacının masraflarının hangi kalemlerden oluştuğu ve ne miktarda olduğunun belirtilmediğini, davacı tarafın beyanlarının tamamen soyut ve gerçeklikten uzak kaldığını, davasında haklı olduğunu ispatla yükümlü olduğunu,
Talep edilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, hayatın gerçekleriyle örtüşmediğini, manevi tazminat miktarı belirlenirken somut durumun özellikleri, tarafların mali durumları, tarafların olaydaki kusurlarının ağırlığı (kusur oranları), meydana gelen manevi zararın büyüklüğünün (örneğin, ölüm, yaralanma veya sadece üzüntü duyulması) göz önünde bulundurulması gerektiğini, belirtilen faktörler dikkate alındığında davacı yanın talebinin fahiş olduğunu, mahkemece hükmedilen tazminat miktarı fahiş olduğu gibi hukuka ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, manevi zararın para ile tazmin ve telafisinin, hiç bir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemesi gerektiğini, davacının talep etmiş olduğu tazminata hükmedilmesinin davacının haksız kazanç elde etmesine ve davalının hak kaybına neden olduğunu, …’in ekonomik durumunun belli olduğunu, dava sonunda hükmedilen manevi tazminat miktarı ne olursa olsun yasa gereği otobüs şoförüne rücu edileceğini, davalı sürücünün hükmedilen tazminatı ödeme gücünün olmadığını, sürücünün SED gözetilerek manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen faiz türü de hatalı olup ancak yasal faize hükmedilebileceğini, … Genel Müdürlüğü tacir olmayıp,yapmış olduğu hizmetin kamu hizmeti olması sebebiyle mahkemenin bu konudaki hukuki değerlendirmesinin hatalı olduğunu (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2013/12208 Esas – 2014/19078 Karar sayılı ilamı) belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davalı sigorta şirketi ve … Genel Müdürlüğü vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının içinde yolcu konumunda olduğu, davalı … yönetimindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMSS, Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, Muhtelif Sorumluluk Sigorta poliçeleri ile sigortalı, davalı … Genel Müdürlüğü adına trafikte kayıtlı yolcu otobüsünün tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu davacının yaralanması sebebiyle açılan tedavi gideri, ekonomi geleceğin sarsılması zararı, tedavi dolayısı ile yapılan yol, ulaşım harcamaları ve davacının yüzündeki sabit iz niteliğindeki yaralanmanın giderilmesi için estetik ameliyat gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Davalı tek taraflı kaza yapan aracın trafik kayıt maliki olup, KTK’nın 85. maddesi gereğince araç işleteni sıfatı ile zarar görene karşı kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Sürücünün davalı … Genel Müdürlüğünün hizmet alımı yaptığı dava dışı şirket çalışanı olması, davalı ile hizmet alımı yapılan dava dışı şirket arasındaki iç ilişkiyi oluşturup, bu husus zarar gören davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinden, davalı kuruluşa husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Kazanın tek taraflı olarak gerçekleştiği, KTT ve Cumhuriyet savcılığında alınan trafik bilirkişi raporunda davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiği, davacı yolcu konumunda olup, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı, davalı sürücünün viraja hızlı girmesi nedeniyle sağ taraftan yoldan çıkıp, takla attığı, davalı tarafın bunun aksini somut delil ile ispat edemediği, davalı … Genel Müdürlüğü, sigorta şirketi ve sürücü arasında müteselsil sorumluluk ilişkisi bulunduğundan, belirtilen davalıların olayda kusuru bulunmayan ve zarar gören davacıya karşı zararın tamamından hep birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları anlaşılmıştır. Müteselsil borçluluk TBK’nın 162 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK’nın 163. maddesi gereğince alacaklı davacı, borcun tamamının yada bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilme hususunda seçimlik hakkı bulunmaktadır.
Davacı tarafın davadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğunun anlaşılması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yüzündeki sabit izin giderilmesi için gerekli işlemin ve maliyetinin belirtilmesi, bu işlem maliyetinin SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinden olmaması, raporun denetime elverişli olması, kazaya karışan aracın ticari nitelikte otobüs ve trafik kayıt malikinin … Genel Müdürlüğü olması, her ne kadar kamu hizmeti vermekte ise de, ticari kar marjının da bulunması, bu nedenle talep gibi avans faizine hükmedilmesinde isabetsizlik olmaması, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, davacının araçta yolcu konumunda bulunması, kazanın oluşumuna dair herhangi bir kusurunun olmaması, davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu bulunması, davacının yaralanma durumu, yüzünde sabit iz niteliğinde yaralanma olması, davacının yaşı, tarafların SED, manevi tazminatın amacı, ekonomik koşullar, paranın satın alma gücü gözetildiğinde davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf taleplerine gelince; Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekİR.
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, SGK’nın sorumluluğu kapsamında olmayan tedavi giderleri ile hükme esas alınan Adli Tıp Uzmanı bilirkişice düzenlenen raporda belirtilen, davacının yüzündeki sabit izin daha az görünür hale getirilmesi amacıyla yapılması gereken tıbbi işlem gideri bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, davacının bu zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi giderleri ile davacının yüzündeki sabit izin daha az görünür hale getirilmesi için yapılması gereken tıbbi işlem gideri 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bu zararlarını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde bu zararların SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, SGK’nın sorumluluğu kapsamında olmayan tedavi giderleri ile davacının yüzündeki sabit izin daha az görünür hale getirilmesi amacıyla yapılması gereken tıbbi işlem giderinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması nedeniyle (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb ) denetime ve hükme elverişli bilirkişi raporları ile davacının 4.500,00-TL tıbbi işlem gideri ile 100,00-TL yol, ulaşım vb. gideri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamktadır.
Kazanın 20.06.2015 tarihinde gerçekleştiği, iş bu davanın 30.12.2015 tarihinde 6 aylık bir süre içinde açılması, kaldı ki davaya konu kazanın yaralamalı ve ölümlü olması sebebiyle KTK’nın 109/2 maddesi gereğince uzamış ceza zamanaşımı süresinin söz konusu olması, davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihten itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmiş olması, olayın tek taraflı trafik kazası şeklinde gerçekleşmesi, davacının araçta yolcu konumunda bulunması, kazanın oluşumuna dair herhangi bir kusurunun olmaması, KTT ve cumhuriyet savcılığında alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunun belirlenmesi nedeniyle kusura ilişkin rapor alınmamasında isabetsizlik bulunmaması, kazaya karışan aracın ticari nitelikte otobüs ve trafik kayıt malikinin … Genel Müdürlüğü olması, davalı kuruluş her ne kadar kamu hizmeti vermekte ise de, ticari kar marjının da bulunması, bu nedenle talep gibi avans faizine hükmedilmesinde isabetsizlik olmaması, davacı tarafça yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası birlikte açılmış olup, manevi tazminatla ilgili ayrıca yargılama gideri yapılmadığının dosya kapsamından anlaşılması, davalı sigorta şirketi vekilinin de açıkça manevi tazminatla ilgili hangi yargılama giderinin kendilerinden tahsiline karar verildiği hususunu belirtmediğinin görülmesi, bu nedenle mahkemece davalı sigortacının da davanın kabul/red oranında diğer davalılarla birlikte yargılama giderinden sorumluluğuna karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı sigorta şirketi vekilinin hükmedilen manevi tazminata isabet eden karar ve ilam harcından da sorumlu tutulduklarına ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde manevi tazminatın davalı sigorta şirketi ve …dışında kalan davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece taleple bağlı kalınarak davacı lehine hükmedilen 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Genel Müdürlüğü ile …’den tahsiline karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi sadece davacı lehine hükmedilen cismani maddi tazminattan sorumlu olup, hüküm altına alınan maddi tazminata isabet eden karar ve ilam harcından sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davacı lehine karar verilen maddi ve manevi tazminat toplamı üzerinden hesaplanan karar ve ilam harcından sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı Sigorta Şirketi vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 3 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.10.2019 tarih ve 2019/84 Esas 2019/730 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, davacının maddi tazminat istemlerine yönelik talepleri yönünden 4.500,00-TL estetik ameliyat gideri, 100,00-TL yol ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 4.600,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden dava tarihi olan 30/12/2015 tarihinden davalılar … Genel Müdürlüğü ve … yönünden olay tarihi olan 20/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar… Anonim Sigorta, … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının sair maddi tazminat talepleri ile davalı SGK’ya yönelik davasının REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak; 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/06/2015 tarihinden itibaren davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … Genel Müdürlüğü, … ve … Sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Maddi Tazminat yönünden;Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı SGK ‘ya ödenmesine,
6-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … Genel Müdürlüğü ve … ‘den alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Manevi Tazminat yönünden; reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’e ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 74,70-TL (posta masrafı) yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 49,46-TL’nin davalılar… Anonim Sigorta, … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Hükmedilen maddi tazminat üzerinden alınması gereken 314.23-TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta A.Ş., … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Davacı lehine hükmedilen manevi tazminat üzerinden alınması gereken 1.024.65-TL karar ve ilam harcının davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Davalı … Genel Müdürlüğü’nden alınması gereken 1.338,88-TL istinaf karar ve ilam harcı, peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yatırılan 150.00-TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı … Sigorta AŞ.tarafından peşin olarak yatırılan 334.70TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
5-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan toplam 0,25-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.