Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/389 E. 2022/2470 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/389 – 2022/2470
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/389
KARAR NO : 2022/2470

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2016/86 Esas 2019/902 Karar

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 07.11.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı aracın davacı idaresinde bulunan … plakalı araç ile çarpışması sonucu davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davacının 1.388,89-TL tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın ve 250,00-TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağını 500,00-TL’den 3.248,42-TL’ye ve sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağını 500,00-TL’den 69.301,28-TL’ye, ayrıca tedavi gideri talebini 1.500,00-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, SGK’dan rücuya tabi herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının sorulması gerektiğini, dava konusu olayda … plakalı araç sürücüsü…’ın kusursuz olduğunun kaza tespit tutanağında belirtildiğini ancak bu raporu kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan raporda davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre %24 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceğinin bildirdiği, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu, 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda da davacının yaralanması nedeniyle %24 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, davalıya sigortalı araç sürücünün %100 asli ve tam kusurlu olduğu, aktüer raporu ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 3.248,42-TL; sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının ise 69.301,28-TL olduğunun belirlendiği, adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan rapora göre tedavi giderinin 1.500,00-TL olarak hesaplandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile toplam 74.049,70-TL tazminattan 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden, 2.748,42-TL geçici iş göremezlik tazminatına artırım tarihinden, 500,00-TL daimi iş göremezlik tazminatının 01.02.2016 dava tarihinden, 68.801,28-TL daimi iş göremezlik tazminatının 06.09.2019 talep artırım tarihinden, 250,00-TL tedavi giderinin 01.02.2016 dava tarihinden 1.250,00-TL tedavi giderinin 06.09.2019 tarihinden, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 17.01.2019 günlü raporunda, davacı…’ın meslekte kazanma gücünden %24 oranında kaybettiğinin saptandığını, rapora karşı itirazlarına itibar edilmediğini, 6704 Sayılı Yasa ile 2918 sayılı Yasada, bedensel ve cismani zararların, hesaplama yönteminde ve teminat kapsamında bazı değişikliklere gidildiğini, diğer taraftan 01.06.2015 tarihinde ise Yeni ZMMS Sigortası (Trafik) Genel Şartlarının yürürlüğe girdiğini, kazaya karışan aracın sigorta poliçesinin Yeni ZMMS Genel Şartlarının yürürlük tarihinde düzenlendiğini, dolayısıyla maluliyet oranının tespit edilirken özürlülük ölçütü uyarınca rapor alınması gerektiğini, vücut çalışma gücünden kayıp oranının esas alındığı rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, yeni yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarında, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi süreci içinde olup 2918 sayılı yasanın 98. maddesi gereğince tedavi giderlerinin SGK tarafından ödendiğini, hükme esas alınan hesap raporunda kullanılan yaşam tablosunun hatalı olduğunu bilirkişinin dosyaya sunduğu 18.03.2019 tarihli raporunda, poliçe tanzim tarihinin 01.06.2015 olduğu anlaşıldığından, Yeni ZMMS Sigortası (Trafik) Genel Şartlarında yer alan ilkelere uygun olarak raporun hazırlayacağını belirterek; TRH 2010 tablosunu kullanarak hesaplama yaptığını, mahkemenin 09.05.2019 tarihli ara kararında PMF yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmasının istenmesi üzerine, bilirkişinin istenen şekilde ek raporunu düzenlediğini, mahkeme kararında da ek rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, hesaplama ve hesaplanan tazminat miktarının hatalı olduğunu, 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince trafik kazasında oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin mağdurun SGK’lı olup olmamasına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, davalı şirketin tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını, zarar kalemi için hükmedilen tazminatında fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığının belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu kaza 07.11.2015 tarihinde meydana gelmiş, aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi 10.08.2015 tarihinde düzenlenmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Maddi ve manevi tazminat; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”düzenlemesi mevcuttur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “ Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve konomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiş ve bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği belirtilmiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar1 denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından sağlık hizmet bedeli olmayan belgesiz tedavi giderlerinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ayrıca hükme esas alınan aktüer raporunda davacının sürekli işgöremezlik tazminatı hesabında PMF1931 yaşam tablosuna göre bakiye ömür süresi belirlenerek progresif rant yöntemi esas alınmıştır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17. Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 Tarih, 2019/5206 Esas, – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 Tarih, 2020/2598 Esas, – 2021/34 Karar sayılı ilamı 2019/2305 Esas – 2021/1330 Karar 2019/6417 Esas – 2021/1252 Karar sayılı ilamı) “destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “pmf yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken başbakanlık hazine müsteşarlığı, hacettepe üniversitesi fen fakültesi aktüerya bilimleri bölümü, bnb danışmanlık, marmara üniversitesi ve başkent üniversitesi’nin çalışmaları ile “trh 2010” adı verilen “ulusal mortalite tablosu” hazırlanmış olup, sosyal güvenlik kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. gerek diğer kurumlar ile yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında trh 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerektiği kabul edilmiş ise de mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömür süresi istinafa başvuran davalı sigorta şirketine yararına olup aleyhine değerlendirme yapılamayacağından ve davalı tarafça mahkemece Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan maluliyet raporuna itiraz edilmemiş olması nedeniyle yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususlar istinaf sebebi yapılamayacağından davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.058,33-TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.264,58-TL. nın mahsubu ile kalan 3.793,75-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.