Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/377 E. 2022/1656 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/05/2016 tarihinde davacının … Mahallesi, … istikametinden … Mahallesi, … … istikametine geçmek isterken davalılardan …’ün sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, davacının bir kusurunun olmadığını, kaza sonrası davacının uzun süre tedavi gördüğünü, 3 ay evde yatmak zorunda kaldığını, sağ el başparmağı ile serçe parmağının kırıldığını, kaza sonrası kalıcı baş ağrısı ve baş dönmesi oluştuğunu ve halen iyileşemediğini, davalı …’un kusurlu aracın maliki olduğunu, diğer davalı … şirketinin zarardan … poliçesi teminat limiti dâhilinde sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL iş ve güçten yoksun kalma ve 500,00 TL maluliyet tazminatının tüm davalılardan ve 5.000,00 TL manevi tazminatın … şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın … şirketine usulüne uygun bir başvuruda bulunmamış olması nedeni ile davanın usulden reddi gerektiğini, kaza tutanağına göre davacı tarafın asli kusurlu olduğunu, iş görmezlik giderlerinin teminat dışı olduğunu, ayrıca kazanın meydana gelmesindeki, tarafların gerçek kusur oranının belirlenmesi için adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, … şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacının maluliyet ve iş görmezliğinin alınacak raporla belirlenmesi gerektiğini, yine maluliyet ve iş görmezlikle ilgili aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; Davacının öncelikle meydana gelen zararının … şirketinden tahsili yoluna gitmesi, tahsil edememesi halinde, … şirketine yönelik olarak dava açılması gerektiğini, …’ün, otobüs durağında yolcu indirdikten sonra hareket ettiğinde, davacının aniden önüne çıkması sonucu kazanın meydana geldiğini, süratli gitmesinin söz konusu olmadığını, davalının kusurunun olmadığını, diğer davalı …’un kazaya ilişkin bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca davacının sağlık durumunu ve yaşamını tehlikeye sokan bir durumun saptanmadığını, davacının hayatını tehlikeye sokacak bir kırığının ve sakatlığının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nun son alınan davacının maluliyeti ile ilgili rapor içeriği dikkate alındığında, davacı …’in 02/05/2016 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması nedeni ile maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş görmezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren (10) on gün olduğu anlaşılmakla, belirlenen bu maluliyet dikkate alınarak aktüer bilirkişiden alınan rapora göre, davacının belirlenen 10 günlük geçici iş görmezlik zararının 98,12 TL olduğu, olayın meydana geliş şekli, kusur durumları, davacının kaza nedeni geçici iş göremezlik süresi de nazara alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın oluş şekli, kazada ve yaralanmanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ün % 25 oranında, davacı yaya …’ in ise % 75 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sonrası iyileşme (iş görmezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren (10) on gün olduğu da dikkate alınarak; davacı …’in, davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat taleplerinin de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranı ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak takdir edildiğinden bahisle davacının, davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 98,12-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı … … A.Ş.’nin iş bu dava tarihi olan 10/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve …’un ise trafik kaza tarihi olan 02/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının, davalılar hakkındaki fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacının, davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 750,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 02/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının, davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili, tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Manevi tazminatın az takdir edilmesi, hüküm kurmaya elverişli olmayan maluliyet oranına ve tıbbi şifa süresi ile kusura ilişkin bilirkişi raporuna istinaden belirlenen maddi tazminatın az belirlenmesi sebebiyle kararı kabul etmediklerini,
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulu raporunda, davacı hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde; Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 12.07.2012 tarihli raporunda %7 oranında Meslekte Kazanma Gücü kaybına uğradığının tespit edildiği, 03.05.2016 tarihli Adli Muayene raporunda; davacının başında şişlik burun kökünde sıyrık, göğüs ön duvarında ağrı ve sağ elde şişlik olduğu, ancak basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, 26.01.2018 tarihli … Üniversitesi Hastanesi raporunda; ortopedi muayenesinde hastanın sağ el hareketlerinde kısıtlılık olduğunun tespit edildiği, mevcut belgelere göre netice olarak davacının Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 10 güne kadar uzayabileceği belirtilmişse de, Adli Tıp Kurumu raporunda davacının yapılan muayenesinde sağ el ve frontalde şişlik, burunda, çenede abrazyon, göğüs duvarında hassasiyet olduğu tespit edilmiş, sağ el 5.parmak ekleminde ekstansiyon kaybı, eklem fileksiyonu kısıtlı, 5 parmakta güç kaybı ile deforme görünüm 1.parmak eklem hareketi kısıtlı ve kuvvet kaybı olduğunun belirlenmesi karşısında meslekten kazanma gücünden ya da vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği yönünde rapor tanziminin hatalı olduğunu, muayenelerinde sağ elini özellikle kullanmada kısıtlı olduğu ve burunda iz oluştuğu açık bir şekilde sabitken muayeneler ile rapor arasında açık bir çelişki olduğunu, tanık beyanında; davacının kazadan sonra yaralanması sebebiyle kalçasını çekemediğini,1 ay kadar tuvalet ihtiyacı için desteğe ihtiyaç duyduğunu, tanığın eşi ile birlikte kendisine yardımcı olup 2,5 ay kadar yattıktan sonra kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılar duruma geldiğini belirttiğini, tanık anlatımı karşısında Adli Tıp Kurumunca davacının sadece 10 gün süreyle iş ve gücünden kaldığı yönünde rapor düzenlenmesinin hatalı olduğunu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Kurulu raporunu kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan maluliyet oranı yönünden yeniden rapor alınması talebinde bulunmalarına rağmen bu talebin kabul edilmeyerek denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan Adli Tıp Kurumu raporuna istinaden hüküm tesisinin hatalı olduğunu, kaza nedeniyle davacının parmağında kısıtlılık meydana geldiğini, burnunda sabit iz oluştuğunu, sürekli araz bırakmadığından bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının trafik kazası nedeniyle yaşadığı acı ve ızdırabın tartışmasız olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın da yaşanılan acının karşılığı olmadığını, sadece 750,00 TL manevi tazminat takdir edilmesinin hakkaniyetsiz olduğunu, manevi tazminatın tamamının ya da daha hakkaniyetli bir miktarın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma (maluliyet) nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yaya konumunda olup, KTT;ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ve iş bu dosya kapsamında …. yönünden … yönüne seyrederek olay yeri ışık kontrollü kavşak mahalline geldiğinde, yaya geçidi bulunmayan mahalde yolun karşısına geçmekte olan yaya …’e aracının sağ ön köşe kısmı ile çarpması sonucu dava konusu yaralamalı kazanın meydana geldiğinin, kazanın; yerleşim yerinde, dört yönlü ışık kontrollü kavşak mahallinde refüj ile bölünmüş, tek yönlü, eğimsiz, düz, kuru, asfalt kaplama yolda, gündüz meydana geldiğinin, olay yeri yolda uygulanan hız limitinin 50 Km/h olduğunun, yaya geçidi bulunmadığının, halk otobüsünün sol şerit üzerinde seyir halinde olduğunun, Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve dosyada yer alan tüm bilgi, belge ve ifadeler ile dosyada mevcut CD izleme Tutanağı ve CD görüntüleri incelendiğinde; otobüsün seyir yönüne yeşil ışık yanmakta olduğunun, ancak yaşlı yayanın yola aniden girmediğinin, otobüs kavşağa uzak mesafede iken 12:27:49’da yayanın üç şeritli yolun sağ şeridine girip geçiş yapmaya başladığının, sürücünün de geçiş yapan yayaya rağmen normal seyrine devam ettiğinin, 12:27:54 de yaya otobüsün sağ ön yan kısmında iken görüntüden çıktığının, 12:27:56 da otobüsün duruşa geçtiğinin, davalı sürücü …’ün, yönetimindeki otobüs ile seyrederek olay yeri ışık kontrollü kavşak mahalline geldiğinde, sağ taraftan yola girip karşıya geçiş yapmakta olan yaşlı yayaya rağmen, hız azaltmadan normal seyrine devam edip, aracının sağ ön köşe kısmı ile önlemsiz çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle%25 oranında tali kusurlu olduğu, davacı yaya …’in, yaya geçidi bulunmayan olay yeri kavşak mahallinde, can güvenliğini tehlikeye atacak biçimde taşıtlara yeşil ışığın yandığı ve yolun taşıtlara açık olduğu anda yola girerek, ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü … yönetimindeki halk otobüsünün sağ ön köşe kısmının çarpmasına maruz kaldığı olayda, dikkatsiz tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle %75 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, hükme esas alınan kusur durumu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
Yine davacının kaza sonucu maluliyetine ilişkin olarak düzenlenen 31.07.2017 tarihli EÜTF raporunda, 1933 doğumlu davacının ….. Hastanesinin tıbbi evrakında; trafik kazası hikayesiyle yapılan 02.05.2016 tarihli muayenesinde GKS 15, sağ frontalde şişlik, burunda, çenede abrazyon, göğüs duvarında hassasiyet, sağ elde şişlik, direk grafi (iki yönlü el bilek, iki yönlü femur) ve tomografileri (kafa, toraks, boyun) normal olduğu, beyin cerrahisi muayenesinde şuur açık, oryante, koopere, nöral doku intakt olduğu, direk grafi ve tomografide cerrahi patoloji ve kırık olmadığı, cerrahi müdahale düşünülmediği, kafa tomografisinde ventriküler sistem ve sulkuslarda atrofiye bağlı genişlemeler, periventriküler beyaz cevher dansitesinde kronik iskemi ile uyumlu diffüz azalma izlendiği, batın ultrasonografisi normal olduğu, …’in, 29.06.2017 tarihinde …. Dalında alınan hikayesinde 02.05.2016 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, sağ elini kullanamadığını, uzun süre yürüyemediğini, sağ uyluğunda ağrı olduğunu ifade ettiği muayenesinde burun kökünde 4 cm’lik nedbe, sağ el 5. parmak distal interfalangeal eklem seviyesinden radial deviasyonda, proksimal interfalangeal eklem seviyesinde hafif fleksiyon kontraktüründe, her iki üst ekstremite. kas kuvvetinin tam Ortopedi konsültasyonu istendiği, ….. Anabilim Dalının 07.07.2017 tarih ve 962/105912 sayılı heyet raporunda; şahsın yapılan muayenesinde sağ el 5. parmakta distal interfalangeal eklemde ekstansiyon kaybı, distal interfalangeal eklemden fleksiyonda, proksimal interfalangeal eklem fleksiyonu kısıtlı, 5. parmakta güç kaybı,parmakta deforme görünüm,1. parmak interfalengeal eklem, karpometakarpal eklem hareketi kısıtlı, kuvvet kaybı mevcut, her iki kalça hareketleri doğal, direk grafide sağ el 5.parmak distal interfalangeal eklem ve proksimal interfalangeal eklem eklem osteocartritik değişiklikler olduğu, psödoartroz olmadığı, kalça ekleminde ostecartritik değişikleri olduğu, psödoartroz olmadığının kayıtlı bulunduğu, tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (önceki adı ile SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü) kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, …’in 02.05.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen yumuşak doku yaralanması nedeniyle; Beş (5) gün süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 5 (beş) gün olduğu, bu süre içerisinde tıbben bakıcı ihtiyacının/yardımcı desteğinin uygun olacağı, herhangi bir fonksiyonel kayıp tarif ve tespit edilmediği, dolayısıyla meslekte kazanma gücünden ya da vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, SGK/sağlık güvencesi kapsamında olmayan herhangi bir tedavi masrafı/ödemesi tarif ve tespit edilmediği kanaatinin bildirilmiş, davacı tarafın itirazı üzerine İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesinden alınan 10.10.2018 tarihli raporda, tüm tıbbi evraklar incelendikten sonra, 01.07.1933 doğumlu davacının 02.05.2016 tarihli el ve bilek grafisinde taze kırık izlenmediği, bütün parmaklarda PIP ve DIP eklemlerinde ileri derecede dejenerasyon ve artrotik değişiklikler izlendiği, aynı zamanda carpal ve radius ve ulna distalinde kırık izlenmediği, pelvis ve her iki kalça grafisinde taze kırık hattı izlenmediği, dejeneratif değişiklikler izlendiği, lomber AP, lateral grafisinde akut kırık izlenmediği, dejeneratif değişiklikler izlendiği, sonuç olarak davacının davaya konu trafik kazasına bağlı yaralanması maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 10 güne kadar uzayabileceği belirlenmiş, maluliyete ilişkin söz konusu raporun gerekçeli, açıklamalı, denetime ve hükme elverişli olup, bu rapor esas alınarak davacının geliri ve pasif dönemde olduğu gözetilerek tazminat hesabı yapılmıştır.
Davacının yaşı gereği bir kısım rahatsızlıklar yaşamasının hayatın olağan akışına uygun olup, konusunda uzman sağlık kurumu tarafından belirlenen geçici iş göremezlik süresi dikkate alınarak geçici iş göremezlik zararı hesaplanmıştır.
Manevi tazminat istemi, 6098 sayılı TBK’nın 56.maddesinde düzenlenmiş, anılan hükümde, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Manevi tazminatın, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıması, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemesi, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesinin gerekmesi nedeniyle takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterilmiş, bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerekir. Dava konusu olayda, kaza sonucu yaralanan davacının olay tarihinde 83 yaşında olması, olayın meydana geliş şekli, davacının olayda asli ve %75 oranında kusurlu olması, davalı tarafın %25 oranında tali kusurlu bulunması, davacının yaralanması nedeniyle maruz kaldığı acı, elem, üzüntü, belirlenen geçici iş göremezlik süresi, kusurunun yoğunluğu, manevi tazminatın zenginleşme yada mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılama amacı taşımaması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, ülkemizin ekonomik koşulları ve mahkemenin gerekçesine göre davacı için belirlenen manevi tazminatın hak ve nesafet kurallarına uygun bulunması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, TBK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak manevi tazminata karar verilmesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … vekilinin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL‘nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 100,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 17.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.