Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/373 E. 2022/1812 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/373
KARAR NO : 2022/1812

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI : 2016/555 Esas 2019/915 Karar

ASIL DAVA DOSYASINDA;
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/200 ESAS,
2017/288 KARAR SAYILI DOSYASINDA;

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl dava dosyası davalısı … Sigorta A.Ş. vekili, davalılar … ve … vekili ile birleştirilen dosya davalısı …Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl dava dosyasında davacılar vekili, 22.07.2007 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile dava dışı …Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan ve destek … idaresinde bulunan… plakalı aracın çarpıştığını, kaza sonucunda …’ın vefat ettiğini, müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıların destekten yoksun kaldığını ve manevi zarar gördüklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminat ve her bir davacı için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davacı … yönünden tazminat talebini 53.302,73-TL olarak ıslah etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacılar vekili, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/555 Esas sayılı dosyasında davacılar adına davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine tazminat davası açıldığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda destek …’ın kusurlu olduğunun belirlendiğini, davalı … şirketinin desteğin idaresinde bulunan… plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu ve Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davalının sigorta poliçesi limiti olan 60.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğunu belirterek dosyaların birleştirilmesine, davacı eş … için 44.900,16-TL, davacı … için 9.220,98-TL, davacı … için 5.878,87-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, davacıların talebinin zaman aşımına uğradığını, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin tazminattan indirilmesi gerektiği, müteveffanın gelirinin resmi olarak belgelendirilememesi durumunda tazminat hesabının asgari ücretten yapılması gerektiğini ve faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar …, … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur oranlarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davalı vekili davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların murisi …’ın 22.07.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda vefat ettiği, geriye eşi davacı … ile çocukları … ve …’ın kaldıkları, tarafların kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişiden raporunda davalı …’in %20 oranında, müteveffa …’ın %80 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, aktüer raporunda davacıların maddi zararının davacı … yönünden, 53.302,73-TL, … yönünden 4.367,14-TL, … yönünden 12.291,49-TL olduğu, davalı …nin poliçe teminat limiti ile sınırlı azami sorumluluğunun davacı … yönünden 45.713,29-TL, davacı … yönünden 3.745,33-TL, davacı … yönünden 10.541,38-TL ile sınırlı olduğu, birleşen davada davacıların maddi zarar taleplerinin ise … yönünden 44.900,16-TL, … yönünden 5.878,87-TL, … yönünden 9.220,98-TL olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kısmen kabulüne, davacı eş … için 53.302,73-TL, … için 4.367,14-TL, … için 12.291,49-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti ile sorumlu olması şartı ile (davacı … yönünden 45.713,29-TL, davacı … yönünden 3.745,33-TL, davacı … yönünden 10.541,38-TL ile sınırlı) davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş.den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, … ve … yönünden fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacı … için 9.000,00-TL, … için 8.000,00-TL, … için 8.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleştirilen dosyada davacı eş … için 44.900,16-TL, … için 3.745,33-TL, … için 9.220,98-TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.03.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….’den tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili, davalılar … ve … vekili ve davalı …. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl dosyada davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacılara ayrılan destek payının oranı başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre müteveffanın anne-babasının hayatta olması gibi değişeceğinden mahkeme tarafından gerekli araştırma yapılmadan karar verildiğini, müteveffanın annesi ve babasının hayatta olup olmadıklarının uyap üzerinden alınacak nüfus kaydı ile tespiti ve müteveffanın anne ve babası hayatta ise bilirkişi tarafından ayrılması gereken payların yapılacak hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, davacı eş yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davalı … lehine vekalet ücreti tayin edilmemiş olmasının da hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararında sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe limiti gözetilmeksizin yargılama harçların tamamından sorumlu tutulduğunu, davalı şirket yalnız poliçe limiti ile sorumlu olduğundan, faiz, yargılama giderleri ve diğer fer’ilerden sorumluluğun da poliçe limitine oranlanmak suretiyle karar verilmesi gerekirken tüm tazminat tutarı üzerinden fer’ilere hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacılar murisinin takması zorunlu emniyet kemerini takmadığından müterafik kusuru bulunduğunu, emniyet kemeri takılmaması ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunduğundan en az %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Asıl dava dosyasında davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava konusu kazanın 22.07.2007 tarihinde olduğunu, davanın ise 12.11.2015 tarihinde açıldığını, davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kusur durumunu kabul etmediklerini, sigorta şirketi … Sigorta A.Ş.nin 60.000-TL’lik maddi tazminattan sorumlu olduğunu hesaplanan maddi tazminatlara göre kısmi olarak davacılara ödenmesine karar verildiğini, ancak davalıların sorumlu olduğu maddi tazminat miktarlarına 22.07.2007 olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına hükmedilmişken, diğer davalı ….’ye ödeyeceği tazminatların 11.11.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmedilmiş olup, tazminatların faizinin her üç davalı ve … A.Ş. için de aynı tarihten başlatılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Birleştirilen dosyada davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğe, eşe ve çocuklarına pay ayrılarak hesaplama yapıldığını, dosyada yer alan nüfus kayıt örneği incelendiğinde müteveffanın anne ve babasının da sağ olduğunun görüldüğünü, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli 2014/22658 Esas 2017/5945 Karar sayılı ilamı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 2016/5 E. 2018/6 K. 22.6.2018 tarihli ilamı) kaza tarihindeki Hazine Müsteşarlığınca belirlenen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi teminat limitinin 60.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, mahkemece öncelikle müteveffanın anne-babası için destek payı ayrılması ardından hesaplanan tutar poliçe teminat limitini aştığından tazminatın poliçe limitini aşmayacak şekilde murisler arasında garameten paylaştırılması gerekirken eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulduğunu, 2918 Sayılı KTK’nın 96. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği” hükme bağladığını, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortası gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmakla beraber; harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleştirilen dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Asıl dava dosyasında davacılar vekili davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların desteği idaresinde bulunan araç ile çarpışması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek desteğin eşi ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatının ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacılar vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıların desteği idaresinde bulunduğu sırada kusuru ile neden olduğu kaza sonucu vefat ettiğini belirterek desteğin eş ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
1-6098 Sayılı TBK 53/3 maddesinde ölüm hâlinde uğranılan zararlar arasında sayılan “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ifadesi ile Yargıtay uygulamalarına göre desteğin başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişi olduğu kabul edilmiş, bir kimsenin, başkalarının desteği sayılabilmesi için, fiili bakım ilişkisinin varlığı yeterli sayılmıştır. Destek ilişkisi, hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu amaçladığını, hısımlık ilişkisine ve nafaka hakkındaki hükümlere dayanmadığını belirterek, kanun gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişinin değil, fiilen ve düzenli olarak, onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi, gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayılacağı kabul edilmiştir.
Yargıtay uygulamalarında anne ve baba çocuklarının ölümü tarihinde bakıma muhtaç olmasalar dahi ileri tarihlerde çocuklarının bakımına ihtiyaç duyabileceklerini, anne ve babanın çocuklarından her zaman maddi ve manevi destek alacağı, bu nedenle tazminat hesabı yapılırken sağ olan anne ve babaya destek payı ayrılması gerektiği kabul edilmektedir.
Açıklanan nedenlerle, destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerektiğinden ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin anne ve babasına pay ayrılmadan desteğin eşi ve çocukları için hesaplama yapılarak poliçe limitinin tamamının paylaştırılmış olması doğru olmadığından desteğin sağ olan anne ve babası için pay ayrılarak hesaplama yapılması gerektiği gözetilmeden karar verilmiş olması nedeniyle davalıların bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
2- Asıl dava dosyasında davalı … şirketi vekili yargılama aşamasında davacılar desteğinin kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığını belirterek müterafik kusuru bulunduğunu bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır. Bu açıklamalar dikkate alındığından desteğin müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile zarar görenin eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması ve buna göre, zarar görenin zarara katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacılar desteğinin emniyet kemeri takıp takmadığı belirlenerek emniyet kemeri takıp takmaması ile ölümü arasında uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespit edilerek sonucuna göre maddi tazminatlardan indirim yapılıp yapılmayacağı değerlendirilmeden karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
3-Asıl dava dosyasında davalı … şirketi tazminatın belli bir kısmından sorumlu tutulduğu halde yargılama harcından da hükmedilen miktar oranında sorumlu tutulması gerekirken tamamından diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmuş olması ve davalı … şirketi yönünden davacı …’ın davasının kısmen kabulüne karar verildiğine göre reddine karar verilen miktara göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetli görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle 1 numaralı bentte belirtilen sebeplerle tüm davalıların, 2 bentte belirtilen nedenlerle asıl dava dosyası davalılarının ve 3 numaralı bentte belirtilen nedenlerle davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Asıl dava dosyasında davalı …. vekilinin, davalılar … ve … vekilinin ve birleştirilen dosyada davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 26. İcra Dairesinin 2019/16758 sayılı dosyasına yatırılan 207.304,06-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.