Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/372 E. 2022/1524 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 07.11.2018 tarihinde dava dışı … adına trafikte kayıtlı olup davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenen ve olay sırasında aynı kişinin kullandığı aracın davacıların çocuğu olan yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, dava açılmadan önce yaptıkları başvuru üzerine ödeme yapılıp ibraname verilmiş olmasına rağmen ödemelerin yetersiz olduğunu belirterek, ölenin babası olan davacı … için 100,00 TL ve ölenin annesi davacı … için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı …’e ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı talebini 28.271,76 TL olarak, davacı … …’a ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı talebini 9.524,15 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, her bir hak sahibi davacı için ödeme yaptıklarını, bu ödeme ve düzenlenen ibranameler ile tüm sorumluluklarının sona erdiğini, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, kusur dağılım oranları ile ilgili raporun ATK’dan ve hesap raporunun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması, destekten yoksun kalma tazminatının sigorta genel şartları dikkate alınarak hesaplanması, ölenin elde ettiği gelirin ispat edilmesi gerektiğini, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı müteakip; davacı … … için 9.524,15 TL, davacı … … için; 28.271,76 TL destekten yoksun kalma zararının 28/11/2018 temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yargılamaya esas alınan hesap bilirkişi raporunda müteveffanın babası için yetiştirme gideri düşülürken annesi için düşülmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalı araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğu tespit edilmişse de, davacı baba için hesaplanan tazminat tutarından herhangi bir kusur indirimi yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kısmi davada dava konusu edilen talep tutarı bakımından faizin dava tarihinden itibaren ve ıslah edilen tutar bakımından ıslah tarihinden itibaren yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacının usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini, bu talebin kabul görmemesi halinde ise başvurunun davalı şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından, kusur durumu, hesaplanan tazminat miktarı ve hükmedilen faiz ve temerrüt tarihine yönelik olarak istinaf edilmiştir.
1-Kaza tespit tutanağında 07.11.2018 tarihinde sürücü …’ın, idaresindeki okul servis aracıyla seyri sırasında yolun karşısına geçen yayalar… ve …’a çarpmasıyla meydana gelen kazada sürücünün sola dönüş kurallarını ihlal etmesi, yayaların ise taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde yola çıkmaları nedeniyle kusurlu olduklarının belirtildiği görülmüştür.
Mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, sigortalı araç sürücüsünün sağa dönüş sırasında kavşaktan yolun karşısına geçmeye çalışan yayalara öncelik vermesi gerektiğine ilişkin kuralı ihlal ederek % 70 oranında, ölen küçüğün ise yolu kontrol ederek karşıya geçmesi gerekir iken dikkatsiz davranarak % 30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Yargılama sürecinde davacı vekilinin olaya ilişkin savcılık/ceza dosyası numarası ve dosya bilgilerini bildirmediği, davalı vekili tarafından, maddi vakanın oluş şekline itiraz edilmiş olduğu halde mahkemece de bu konuda araştırma yapılmadığı, ara karar ile davacı vekiline varsa ceza dosyası numarasını bildirmesi için süre verildiği ancak bu konuda davacı vekili tarafından bildirim yapılmadığı, bu suretle dava konusu olayın oluşu ve ceza yargılamasındaki kusur kabul şekli araştırılıp değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
2-Davalı vekilinin Aktüer bilirkişi raporuna yönelik istinaf sebepleri yönünden ise; Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan 04/09/2019 tarihli raporda 17.05.2013 doğumlu müteveffa …’un, olay tarihi olan 07.11.2018 tarihinde 5 yaşında olup, TRH 2010 simgeli Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin 73,73 yıl olduğu, baba … …’un 10. 12 1985 doğumlu olup olay tarihinde 33 yaşında olduğu, TRH 2010 simgeli erkek yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin 41,58 yıl yani 41 yıl 7 ay 1 gün olduğu, davacının muhtemel yaşam süresinin 24.10.2039 tarihine kadar devam edeceği destek ihtiyacı süresinin yine kendi muhtemel yaşam süresi ile sınırlı olacağından 08.06.2060 tarihine kadar olacağı, anne … …’un 01.12.1984 doğumlu olup olay tarihinde 34 yaşında olduğu, TRH 2010 simgeli Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin 45,08 yıl yani 45 yıl 29 gün olduğu, davacının muhtemel yaşam süresinin 08.04.2046 tarihine kadar devam edeceği, destek ihtiyacı süresinin kendi muhtemel yaşam süresi ile sınırlı olacağından 06.12.2063 tarihine kadar olacağının kabul edildiği, baba lehine hesaplanan tazminattan yapılan yetiştirme gideri indiriminin AGİ dâhil asgari ücret üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak rapor tarihi itibarıyla bakıldığında, somut olayda baba … …’un 10. 12 1985 doğumlu olup olay tarihinde 33 yaşında olduğu, TRH 2010 simgeli erkek yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin 41,58 yıl yani 41 yıl 6 ay 29 gün olduğu, davacının muhtemel yaşam süresinin 06.06.2060 tarihine kadar olacağı, anne … …’un 01.12.1984 doğumlu olup olay tarihinde 34 yaşında olduğu, TRH 2010 simgeli Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin 45,08 yıl yani 45 yıl 29 gün olduğu, davacının muhtemel yaşam süresinin 06.12.2064 tarihine kadar devam edeceği, bu suretle davacı anne ve babanın muhtemel yaşam süresinin raporda hatalı hesaplandığı, yine çalışmayan anne yönünden yetiştirme gider indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamasına karşın davacı baba yönünden belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından, AGİ hariç asgari ücretin %5’i oranında hesaplanmış yetiştirme giderinin indirilmesi, tazminattan önce yetiştirme giderinin sonra varsa desteğe isabet eden kusur indirimin düşülmesi, desteğin 18 yaşında çalışarak gelir elde edeceği varsayıldığından anne ve baba açısından yetiştirme gideri hesabının bu yaşa kadar yapılması gerekirken hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında yetiştirme gideri indiriminin AGİ dâhil asgari ücret üzerinden hesaplanmış olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar bilirkişi tarafından ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu ve “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü (ax,n formülü)”nün uygulandığı belirtilmiş ise de raporda bu hesaplama yöntemine uyulmadığı, ayrıca davacı anne yönünden müteveffanın olaydaki kusur durumu gözetilerek hesaplanan tazminattan kusur indirimi yapılmış olmasına karşın davacı baba yönünden yapılan hesaplamada müteveffanın kusur durumunun nazara alınmamış olduğu, bu suretle hatalı raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda, açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle dava konusu olaya ilişkin savcılık soruşturması /ceza yargılaması dosyasının tespiti ve mümkün ise fiziken değil ise UYAP sistemi üzerinden dosyaya kazandırılması ile olayın oluş şekli ve maddi vaka için belirlenen kusur durumunun tespiti, var ise kusur raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, akabinde dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile, hükmün davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar korunarak hükme esas alınan rapor tarihindeki veriler nazara alınarak, davacıların destek sürelerinin ve yetiştirme giderlerinin doğru şekilde hesaplanması ve her iki davacı için hesaplanan tazminattan müteveffanın kusuru oranında indirim yapılması, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihat değişikliği nedeniyle TRH2010 Yaşam Tablosu ve “progresif rant yöntemi” uygulanmak suretiyle hesap yapılması suretiyle rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 02/12/2019 tarihli 2018/868 Esas 2019/1004 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Elmadağ İcra Dairesinin 2020/103 Esas sayılı dosyasına yatırılan 68.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.