Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/360 E. 2022/1523 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019
NUMARASI

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.12.2017 tarihinde sürücü …’in, sevk ve idaresindeki aracıyla seyri sırasında sürücü …’ün kullandığı okul servisinden inip karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı …’a çarpması sonucu yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı …’ın kaza neticesi yaralandığını, yaralanmaya sebebiyet veren aracın davalı … tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, davacı …’ın 29.07.2003 doğumlu olup kazanın meydana geldiği tarihte 14 yaşında olduğunu, davacının halen öğrenimine devam ettiğini belirterek davacı …’ın işgücü kaybından doğan 4.500,00-TL daimi maluliyet tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 13.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu…. CBS’nın 2017/63531 nolu soruşturma dosyası kapsamında davacı ile davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü … ve servis şoförü …’ün uzlaşması nedeniyle davacının müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalıdan maddi tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; gerek davacıda oluşan maluliyetin gerekse tarafların kusur oranlarının belirlenememiş olması hasebiyle belirsiz alacak niteliğini haiz olarak yerel mahkeme huzuruna taşınmış söz konusu uyuşmazlıkta, davanın reddine karar verilmesiyle davacının daha büyük bir mağduriyet yaşamasına sebep olunduğunu, davacı her ne kadar uzlaşma kapsamında çok cüzi bir miktar almışsa da uzlaşma tutanağından da anlaşılacağı üzere, kararlaştırılan bedelin şüpheli … ve …’ten alındığını, alınan miktarın zararı karşılamadığının açık olduğunu, gerek uzlaştırmacı gerekse de karşı tarafça uzlaşma kapsamında yapılacak ödeme ile davacının sigorta şirketine karşı haklarından vazgeçmiş sayılacağına dair herhangi bir aydınlatıcı açıklamada bulunulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden tazminat istemidir. Mahkemece, suç teşkil eden eylemin, uzlaşmaya tabi olması ve 11.05.2018 tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından uygun bulunarak onaylanan tarafların uzlaşması nedeniyle, CMK’nın 253/19 maddesi gereğince meydana gelen kaza nedeniyle tazminat davası açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza 08/12/2017 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza sonucu davacının yaralandığı, kazaya karışan aracın sürücüsü olan … ve kazada kusuru bulunan okul servisi şoförü … ile davacı arasında, uzlaştırmacı huzurunda uzlaşma müzakereleri yapıldığı, taraflara uzlaştırmacı tarafından uzlaşmanın tüm hukuki sonuçları anlatıldıktan sonra, davacı velisi ile kazaya karışan araçların sürücüleri arasında ve uzlaştırmacı huzurunda gerçekleşen uzlaşmada tarafların şikayetinden vazgeçerek, başkaca talep ve dava hakları bulunmadığına dair beyanda bulunarak 16.000 TL bedel mukabili anlaştıkları, uzlaştırma tutanağından anlaşılmaktadır.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/63531 sayılı soruşturma dosyasında, davacının uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle formun altını imzaladığı, Cumhuriyet Baş Savcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerin yazılı olduğu, davacının uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığı, formun bir örneğini aldığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı, kazaya karışan her iki şoförün de uzlaşmaya katıldığı ve tutanağa imzalarının alındığı anlaşılmaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesi “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171’inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” düzenlemesiyle şüpheli ile mağdur arasında uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde tazminat davası açılmayacağı, açılmış davalardan ise feragat etmiş sayılacağı kabul edilerek, uzlaşmanın hukuk davaları açısından da sonuçları yasa ile açık şekilde belirlenmiştir.
Uzlaşma kapsamında yapılan anlaşmaların da; TBK’nın 28. maddesi (aşırı yararlanma) yahut TBK’nın 30 ve devamı maddeleri gereğince irade bozukluklarına ilişkin hükümler çerçevesinde iptalinin talep edilmesi mümkün ise de, bu husus ancak anlaşmanın tarafına karşı açılabilecek dava ile ileri sürülebilir.
Davacı velisi …, özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalamış olup, uzlaşma tutanağı CMK’nın 253/19. maddesi gereği ilam niteliğindedir. Öte yandan araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğundan, kendi aralarındaki iç ilişkide rücu şartları varsa zarar en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalır. (TBK’nın 162,163.vd mad.) TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borcundan kurtulacağına yine aynı Kanun’un 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekeceğine ilişkin düzenleme karşında, zarar görenin, sürücü ve/veya işleten ile yapacağı borcu sona erdiren anlaşmadan sigorta şirketi de istifade eder.
Bu durumda, ZMSS şirketi araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle sürücü ile yapılan uzlaşmanın, davalı … şirketine de sirayet etmesi ve mahkemenin gerekçesine göre; yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren İKİ HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.