Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/343 E. 2022/1647 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI …
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09.11.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı… plakalı araç sürücüsü ve maliki ve aynı zamanda davacılardan …’in eşi … … ve …’ün babası …’ın dava dışı … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, … plakalı araç sürücüsü aleyhine açılan Küre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/44 Esas sayılı manevi tazminat davasında sigortalı araç sürücüsü destek …’ın %20 kusurlu bulunduğunu, Küre Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/90 Esas sayılı davasının devam ettiğini, davacıların, eş ve babalarının desteğinden mahkum kaldığını, destek …’ın astsubay kıdemli başçavuş olup aylık net maaşının 3.450,23 TL olduğunu, tam kusura dayanmadıklarını, davalı sigorta şirketine 26.02.2015 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nın 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı eş … için 30.000,00 TL, her bir çocuk için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11.03.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; kazaya karışan davacıların desteği …’ın sevk ve idaresindeki aynı zamanda maliki olduğu … plaka sayılı aracın 19.08.2014-19.08.2015 tarihleri arasında davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olup desteğin kusursuz olması nedeniyle talebin teminat dışı olduğunu, kusur durumunun ve murislerinin ölümü sebebiyle yoksun kaldıkları gerçek destek miktarının ilgili sosyal güvenlik kurumları tarafından varsa yapılmış ödemeler dikkate alınarak bilirkişi marifetiyle tespiti gerektiğini, davacılar tarafından davadan önce davalı şirkete usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller, dosya kapsamı ve kesinleşen manevi tazminat dosyası hükmü birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketinin davacıların desteği …’ın kullanmakta olduğu … plakalı motosikletin Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi kapsamında sigortalayanı olduğu, davacıların desteklerinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatını, desteklerinin kullandığı aracın sigorta şirketinden talep ettikleri, Küre Asliye Hukuk Mahkemesinde kazaya karışan diğer aracın sürücüsünden manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve söz konusu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacıların desteğinin %20 kusurlu olduğu ancak huzurdaki dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacıların desteğinin kusursuz olduğunun tespit edilmesi üzerine Mahkemece … Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden oluşan uzman bilirkişi kurulundan kusur durumuna ilişkin çelişkinin giderilmesine yönelik alınan raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olduğu kabul edilerek ve bu kapsamda raporda davacıların desteği davalı sigorta şirketine sigortalı motosiklet sürücüsü müteveffanın kusursuz olduğuna yönelik yapılan tespite itibar edilerek, davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve sürücünün kusur oranıyla sınırlı olarak 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği ancak meydana gelen olayda davalıya sigortalı araç sürücüsü olan davacıların desteğinin kusursuz olması nedeniyle davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri kanaatine varılmış olmakla davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalının sürücüsünün kusuru bulunduğunu, dosyada aldırılan kusur raporlarının birbirini tekrardan öteye gidemediğini, dosya muhtevasına yenilik getirmediğini, aldırılan kusur raporlarına itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, davalının sürücüsünün yasal sınırların üstünde bir hızla seyir halinde olduğu hususunun gündeme alınmadığını, kazaya ilişkin aldırılan tüm kusur raporlarının birbirini tekrardan öteye gidemediğini raporların hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, manevi tazminat dosyasında aldırılan ve kesinleşen kusur raporu ile işbu dosyada aldırılan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, dosyada mevcut raporlarda davalının sürücüsünün kazada kusursuz olduğu belirtilmiş olmasına rağmen manevi tazminat dosyasında aldırılan raporda %20 kusurlu bulunduğunu, raporlar arasında açık çelişki bulunduğunu, çelişkin giderilmesi için farklı bir kusur bilirkişisinden rapor aldırılmasını talep ettikleri halde yerel mahkemece talebin kabul görmediğini, kazaya ilişkin manevi tazminat dosyasında aldırılan ve kesinleşen kusur raporunun olayın meydana geliş şekline daha uygun iken kesinleşmiş kusur raporunun hükme esas alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Küre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/44 E. sayılı dosyasında aldırılan 28/01/2015 tarihli kusur raporunda davalının sürücüsüne %20 oranında kusur izafe edildiğini, davalının sürücüsünün virajı 105 km. hız ile alarak yasal hız sınırı olan 80 km.yi aştığını, 2918 Sayılı KTK’nın 52.maddesindeki kural ihlali nedeniyle kusurlu olduğunu, söz konusu kusur raporunun Yargıtay denetimden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen kusur raporunun hükme esas alınması talep edilmiş ise de yerel mahkemece itirazlarının ve taleplerinin kabul görmediğini, dosyanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği de düşünüldüğünde manevi tazminat dosyasında aldırılan kusur raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasa gereği olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü ve maliki aynı zamanda davacılardan …’in eşi, … … ve …’ün babası …’ın dava dışı … plakalı araçla çarpışması sonucu vefat ettiğini belirterek davalı sigorta şirketinden sigortalısının eş ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Mahkemece sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsiz bulunmamasına, gerek 09.11.2014 tarihli kaza tespit tutanağına, gerek Küre Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/90 Esas – 2015/72 Karar sayılı dosyasından alınan 17.04.2015 tarihli ATK raporuna, gerekse eldeki davada alınan 05.09.2016 tarihli uzman bilirkişi raporu ile … Fen Heyeti üyelerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen rapora göre dava konusu trafik kazasında şerit ihlali yapan dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’nın asli ve %100 kusurlu; … plakalı sigortalı araç sürüsü …’ın kusursuz olduğunun belirlenmesine, Küre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/44 Esas – 2015/17 Karar sayılı dosyasında davalı olarak … plakalı araç sürücüsü …’nın yer almasına, eldeki davanın davalısı … Sigorta A.Ş.’nin anılan dosyada taraf olmamasına, anılan dosyadaki 28.01.2015 tarihli kusur raporu ile eldeki davada ve ceza dosyasında alınan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmiş olmasına, davalı sigortalı araç sürücünün kusursuz olması nedeniyle sigortalının kusuru ile sorumlu olan davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına, mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL maktu karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL OLMAK ÜZERE 17.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.