Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/341 E. 2022/1653 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.06.2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete, davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, davalıya 10.07.2017 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 200,00 TL geçici, 3.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 14.05.2019 tarihli dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 8.352,52 TL’ye, sürekli işgöremezlik tazminatını 18.494,79 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; dava açılmadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın 02.10.2016-02.10.2017 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere,kusur oranının ve davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak ATK’ca belirlenmesi gerektiğini, zarar hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faize göre yapılmasını, geçici işgöremezlik isteminin teminat dışı olup bu zararlardan …’nun sorumlu olduğunu, usulüne uygun temerrüt oluşmadığından davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusur raporunun ve trafik kaza tespit tutanağından belirtilen kusur oranının birbirini teyit ettiği, alınan raporun dosya kapsamına ve olaya uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülmekle bu rapora itibar edilerek, olayda davacı sürücü …’in %25 oranında, davalı taraf sürücüsü …’ın ise %75 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, her ne kadar davalı vekili 20/05/2019 tarihli dilekçesi ile, davacının kask takmadığı için müterafik kusuru olduğunu iddia etmiş ise de; davacının olay nedeniyle sağ bacağından yaralandığı, yaralanmanın mahiyeti dikkate alındığında kask takılmaması ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı olmadığı, ayrıca dosya içerisinde davacı tarafından kask takılmadığına dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi trafik kazası tespit tutanağında da tespitinin yapılmadığı, davalı tarafından davacının kask takmadığı ve yaralanmasının da buna bağlı olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından müterafik kusur indirimi yapılmadığı, davacının maluliyeti yönünden … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporun hükme esas alındığı, bu rapora göre davacının olay nedeniyle Erişkinler Engellik Hakkında Yönetmeliğe göre özür oranının %4 olduğu, 9 ay süreyle işgöremezlik halinde kaldığının kabul edildiği, kusur ve maluliyet oranına göre yapılan hesaplama sonucunda düzenlenen aktüerya bilirkişisi rapor – ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alındığı, buna göre davacının geçirdiği trafik kazasından dolayı talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminat alacağının 8.352,52 TL, sürekli işgöremezlik tazminat alacağının ise 18.494,79 TL olduğu kanaatine varıldığı, aktüerya bilirkişisi tarafından belirlenen miktarın sigorta limiti dahilinde olduğu, … İl Müdürlüğü tarafından ve davalı … tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı … şirketine başvuru dilekçesinin 10/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve 8 iş günü sonrası olan 19/07/2017 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, sigortalı araç ticari olduğundan avans faizi talep edilebileceği anlaşıldığından yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 8.352,52 TL geçici işgöremezlik, 18.494,79 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının 19/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Başvuru şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, eldeki dava 23/06/2016 tarihinde ikame edilmiş olup Kanun değişikliği kapsamında dava öncesi sigorta şirketine başvuru şartı kapsamında olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve Kanun’da öngörülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, ayrıca yine ifade edildiği üzere, gerekli yeni bir belgenin talep edilmesi halinde, sigortacının ödeme süresinin yeni belgenin ibraz edildiği tarihte yeniden başladığını, davacı taraf davacının sürekli iş göremezlik oranının tespit edilebilmesi için gerekli tıbbi evrakların tamamını davalı şirkete ibraz etmediğinden başvuru sürecinin sonuçlandırılamadığını, aksine davacının eksik evrakları tamamlamak yerine direkt olarak dava açmayı tercih ettiğini, bu sebeple de; davalı şirketin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesi ve ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, bu doğrultuda, davacı taraf gerekli belgeleri davalı şirkete ibraz etmemekle, Kanun’da belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmesini;
Davanın usulden reddine karar verilmediği takdirde dahi; davalı … şirketine usulüne uygun bir başvuru yapılmamış olduğundan, davalı … şirketinin temerrüde düşmesinin söz konusu olmadığını, faizin dava ile talep edilen miktar için dava tarihinden, ıslah ile arttırılan miktar için ise ıslah tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; “geçici iş göremezlik tazminatının” davalı … teminatı kapsamında olmadığını, … Üniversitesi Adli Tıp ABD’nin maluliyet raporu ile davacının geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğunun tespit edildiğini, davacının işbu zararlarına ilişkin davalı şirketten talepte bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, anılan zarardan …’nun sorumlu olduğunu, bu konu ile ilgili uyuşmazlığın Yargıtay’a taşındığını ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 30.06.2011 tarih, 2011/6413 E. – 9823 K. sayılı kararı ile sigorta şirketinin tedavi masraflarını ödemesi gerektiği belirtilerek yerel mahkeme hükmünün bozulduğunu, buna göre ilgili Kanun’un 59. ve geçici 1. maddesi ile getirilen yeni hükümler çerçevesinde trafik kazalarına bağlı olarak sigorta şirketi aleyhine açılmış veya ihbar edilmiş olan geçici iş göremezlik talepleri, tedavi masrafları kalemi içinde değerlendirilmekte olup geçici iş göremezlik tazminatı ile ilgili davalarda sigorta şirketin yükümlülüğü sona ermiş olup, şirketin taraf sıfatının da sona erdiğini,
… İl Müdürlüğü tarafından davacıya yapılan ödemenin dikkate alınmadığı bilirkişi hesap raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mükerrer ödemeye sebebiyet vereceğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalının da kabulünde olduğu gibi, dava açılmadan önce, davacı tarafından, davalı … şirketine başvuru yapıldığı ve başvuru belgelerini 10.07.2017 tarihinde davalı … şirketine tebliğ edildiği, davalı … şirketinin de davacıya 14.07.2017 tarihli cevabı yazı gönderdiği anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı Kanun’un 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin … güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … … Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, … … Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve … yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen …’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, Kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin rapor … … Başkanlığı’ndan alınmıştır. 20.03.2019 tarihli raporda; 05.06.1982 doğumlu davacı …’in 06/03/2018 tarihinde Anabilim dalında yapılan muayenesinde, 9 ay önce Çorum’da motosiklet kazası geçirdiğini, … Üniversitesi’ne kaldırıldığını, sağ alt bacakta parçalı kırık olduğunu, başka bir yerinde kırık olmadığını, ameliyat olduğunu, 1 ay hastanede yattığını, diz kapağının kırıldığını, sağ ayak bileğinde ve diz kapağının alt tarafında uyuşma yaşadığını, çömelmekte zorlandığını ifade ettiği, yapılan fizik muayenesinde; sağ tibia medialde patelladan aşağıya uzanan 11 cm operasyon skarı, sağ patella lateralden öne tibiaya doğru oblik uzanan 16 cm operasyon skarı olduğu, sağ tibia anteriorda 9cm operasyon skarı olduğu, kısalık ve atrofi olmadığı, sağ diz kapağı çevresinin soldan 2,5 cm daha geniş olduğu, ısı artışı ve ödem olmadığı, ayak bileği bilateral eha açık olduğu, sağ dizde palpasyonla krepitasyon hissedildiği, sağ dizin sola göre ehas’sının 1/5 kısıtlı olduğunun tespit edildiği, …Raporları Hakkında Yönetmelik 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı … Gazetede yürürlükten kaldırılmıştır. İşbu sebeple 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı … Gazete’de yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik esas alınmış olup, patella kırığı için tablo 3.33.b’ye göre kişinin özür oranı 05/06/2017 tarihli yaralanması neticesinde; Erişkinler için Engellilik Hakkında Yönetmeliği’ne göre MA(yüzdedört) özür oranı olduğu,9(dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, İş göremez kaldığı 9(dokuz) ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ nin 12. maddesine (03.08.2013-28727 sayılı … gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatından davalının sorumlu tutulmasında; hükme esas alınan 08.05.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının 9 aylık geçici işgöremezlik süresine ilişkin olarak belirlenen tazminat miktarından … Çorum İl Müdürlüğünün 27.09.2017 tarihli cevabi yazısıyla davacıya ödendiği bildirilen (ödeme 1.269,15 TL olduğu halde) 1.692,15 TL ödemenin mahsup edilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi getirilmiştir. Somut olayda davacının eldeki davadan önce davalı … şirketine başvurduğu, başvuru belgelerinin davalı … şirketine 10.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … tarafından 14.07.2017 tarihli cevabi yazı ile maluliyet raporu, nüfus kaydı, üç aylık maaş bordrosunun istendiği, oysa davacının ilk başvurusunda nüfus kaydı, gelir durumu ve tedavi evraklarının bulunduğu, buna rağmen davalı … tarafından ödeme yapılmaması üzerine 17.08.2017 tarihinde eldeki davanın açıldığı, davalı … şirketinin 10.07.2017 tebliğ tarihinden sekiz iş günü sonrası 19.07.2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.833,93 TL karar harcından peşin alınan 315,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.518,08 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

.
Üye …

.
Üye …
.
Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.